Ukrayna metal sahnesinde Nasyonal Sosyalizm esintileri, savaşın ortasında çıkan bir albüm ve çeyrek asır öncesinin bestelerini ders verircesine günümüze taşıyan bir grup.
13 yıllık Pasifagresif’le ilgili olarak en çok gurur duyduğum şeylerin başında, yaptığımız ülke dosyaları geliyor. Şimdiye dek yaptığımız Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Avusturya metal dosyaları benim için sitede yer alan en değerli içerikler arasında. Yapmayı çok istediğimiz ve iki kez gitmemize rağmen yılbaşı ve Paskalya dönemi olması dolayısıyla fırsat bulamadığımız bir sonraki dosya da Ukrayna metal dosyası olacaktı. Müzisyenlerle, metal dükkânlarıyla, müzik şirketleriyle yerinde görüşmek ve 2000’lerle birlikte fark edilir bir yükseliş sergileyen Ukrayna sahnesine Pasifagresif sayfalarına ve okurlarına taşımayı gerçekten çok istiyorduk. Güzide’yle bu konuyu konuştuğumuzda “Olsun, bir daha gideriz, o zaman yaparız” diyor ve bir sonraki gidişimize bırakıyorduk.
Pasifagresif’in ömrü daha kaç yıl olur bilmiyorum; muhtemelen gözlerim ve ellerim çalıştığı sürece var olmaya devam edecek. Ancak ne yazık ki o Ukrayna dosyasını muhtemelen yapamayacağız. Uzak bir gelecekte belki yaparız demek istiyorum, ancak Rusya’nın Kiev’e, Lviv’e, Odessa’ya topyekûn girmesi ve her yeri yerle bir etmesi gibi bir durum olursa korkarım ki ortada söz edilecek bir sahne olmayacak. Hazır NOKTURNAL MORTUM albümü inceliyorken, bu vesileyle umarım bu korkunç dönemin sona ermesini istediğimi, zorluk yaşayan milyonlarca insana güç dilediğimi belirtmiş olayım.
Son yıllarda belirgin bir gelişim gösteren ve JINJER gibi dünya çapında bir grup çıkaran Ukrayna’nın metal kimliğinin temelini büyük oranda iki insan oluşturuyor. Bunlardan biri 1995’te HATE FOREST’ı, 2002’de ise DRUDKH’u kurarak Ukrayna’nın metal haritasında yer almasını sağlayan Roman Saenko, diğeri ise temelleri 1991’de atılan ve şu anki adını 1994’te alan NOKTURNAL MORTUM’u kuran Knjaz Varggoth. Biz bugün bu beylerden ikincisine odaklanacağız.
Ukrayna black metal sahnesinin bu 3 dominant grubu içerisinde ayyuka çıkan ve her ne kadar gruplar tarafından zaman zaman reddedilse de bariz şekilde bilinen bir NSBM durumu söz konusu. NOKTURNAL MORTUM, müziklerinden de görülebildiği üzere Ukrayna kültürünü, folklorunu, geçmişini her anlamda içselleştirmiş ve aşırı derece milliyetçi bir oluşum. Knjaz Varggoth grubun sadece bu açıdan değerlendirilmesini istemediğinden 2014 yılında NOKTURNAL MORTUM’un politik söylemlerden, referanslardan uzak duracağını açıklamış olsa da grup sadece 2 yıl sonra Kiev’de düzenlenen neo-Nazi metal festivali Asgardsrei’de sahne almıştı. Aynı şekilde katıldıkları başka alt-right festivaller de var ve bu duruşları bu kadar barizken bunu neden gündeme taşıdıklarını da açıkçası anlamıyorum. Slavlar arasında aşırı milliyetçiliğin ne kadar yaygın olduğu zaten malum, siz de böylesi bir duruşu kaldırabilecek belki de tek müzik türü olan black metal tabanlı bir müzik yapıyorsunuz ve Hyperborean Aryan ırkından, ezoterik Nazizm’den falan bahsediyorsunuz. Laga lugaya gerek yok, zaten her şey meydanda. Çıkın müziğini yapın, tepki gösteren de göstersin.
Tüm bu satır aralarını ve alt metinleri bir kenara bıraktığımızda ise NOKTURNAL MORTUM olağanüstü güzellikte müzik yapan bir grup. Senfonik bir anlayışla ele aldıkları black metal ve folk metal ögelerini yeri geldiğinde heavy metalin coşkusuyla yeri geldiğinde çok daha karanlık düzlemlerde değerlendiren grup, metal dünyasında eşi benzeri çok az görülen düzeyde katmanlı, zengin, görkemli bir müzik icra ediyor. Çıktığı dönem ve hemen sonrasında yaşananlar düşünüldüğünde NOKTURNAL MORTUM elemanları için manevi değeri uzak ara en fazla olan, hayatları boyunca unutamayacakları korkunç bir dönemle özdeşleştirecekleri “До лунарної поезії”, grubun 1996 tarihli “Lunar Poetry” demosun yeniden kaydedilmiş ve düzenlenmiş versiyonu. Grup ta o zamanlardan öylesine zengin bir müzikal altyapı sunuyordu ki, eminim “До лунарної поезії”nin (“To Lunar Poetry”) yeni şarkılardan oluşan yepyeni bir albüm olduğunu düşünen pek çok insan vardır. NOKTURNAL MORTUM aslında burada 26 yıl önce çıkardığı demonun 2022 yılında bile ne kadar geçerli olduğunu kanıtlama yoluna gidiyor. Albüm, demodaki CELTIC FROST cover’ı yerine 1997’de çıkan “Return of the Vampire Lord”un eklenmesiyle oluşmuş ve grup ta o zamanlarda yaptıklarını daha da zenginleştirip coşturmak için elindeki tüm silahları hem teker teker hem de iç içe kullanıyor. Her ne kadar hepsi çok eski şarkılar olsa da ben “bildiğimiz şarkıların yeni düzenlemeleri” demek yerine “До лунарної поезії”yu şu anki hâliyle, yeni bestelerden oluşuyormuş gibi ele alayım.
Black metal kimliğinin neredeyse her an varlığını hissettirdiği ancak folk unsurların da son derece baskın kullanıldığı albümde NOKTURNAL MORTUM’un Slavlık nedir ne değildir sorularına cevap niteliğinde olaylara girdiğini; gerek melodileriyle gerek yerel enstrüman kullanımıyla son derece folklorik bir karanlık ortaya koyduğunu söylemek mümkün. Benzerlerini ARKONA’dan da duyduğumuz türde melodiler, yerel motiflerle dolu pasajlar, türlü türlü yerel enstrümanla yaratılan mistik hava ve hepsini çevreleyen bir black metal perdesi. Albümü dinlerken grubun farklı tarzların karakteristik özelliklerini nasıl ustalıkla kullandığına tanık oluyor, bir daldan diğerine ne kadar akıcı şekilde atladığını görüyoruz. Esasında NOKTURNAL MORTUM’un başarısı da burada yatıyor. Siyasi arka planı, Slavlığı bilmem neyi bir an için unuttuğumuzda, adamların şarkıları gerçekten de olağanüstü düzeyde pürüzsüz biçimde akıyor. 26 yıl önce de akıyordu, şimdi de akıyor. Blast beat eşliğindeki haykırışları dinlerken bir anda kendimizi blues gamlı lezzetli bir solo dinlerken buluyor, sonra farkında bile olmadan dünyanın en Slavik melodisi eşliğinde güneş çarkının dönüşüne tanık oluyoruz. NOKTURNAL MORTUM tüm bunları albüm isminde de yer alan şairane bir ustalıkla yapıyor ve black metal ile folk metalin bir arada kullanılması bağlamında duyup duyabileceğiniz en dolu, en zengin gövde gösterilerinden birini sunuyor. Tekrar hatırlatalım, hem de 26-27 yıl önce yapılan bestelerle.
Gruplar zaman zaman eski albümlerini, şarkılarını çeşitli sebeple yeniden kaydedebiliyorlar. ARCH ENEMY’nin “Root of All Evil” ile samimiyetsizliğin dibine vurmasını, IN FLAMES’in “Clayman 2000”le o güzelim şarkıları ne hâle getirdiğini hatırlayın. NOKTURNAL MORTUM “До лунарної поезії” ile bu olayın dersini veriyor. Eski şarkılar nasıl modernize edilir, nasıl yenden düzenlenir, nasıl değerine değer katılır uygulamalı olarak gösteriyor. Albümün bu şekilde olduğunu bilmeyenlerin, tüm bu şarkıların aslında çeyrek asır önce yazıldığını anlamasını imkânsız kılacak düzeyde bir ustalık, ihtişam ve zarafetle…
Folk dozu güzel ama yıl sonunda hatırlayacağımı sanmıyorum bazı parçalarında summoning tarzı epik bir hava hissettim ama emin değilim sadece bir kez dinledim albümü. Faşist oldukları için de pek ısınabileceğim bir grup değil. Deezer ve Spotify’da bulamadım albümü acaba faşist oldukları için uygulanan bir sansür mü bilemedim ama öyleyse de çok yerinde buluyorum faşistlere uygulanan bu sansürü.
İnternete şöyle bir bakınca, dinleyenlerin %80′i falan bu şarkıları yeni sanıyor. Bu bile grubun ta en baştan ne kadar zengin bir müzik yaptığının kanıtı.
folk ve senfoni dozu bana göre biraz fazla kaçtığı için bir türlü sevemedim bu grubu, karanlıktan çok epiklik odaklı müzik yapıyorlar gibi geldi
NSBM demişken:
https://www.metalsucks.net/2022/02/25/opinion-separating-the-art-from-the-artist-is-some-weak-ass-bullst/
ve
https://www.metalsucks.net/2022/03/08/new-study-shows-62-of-heavy-metal-fans-cant-separate-musician-from-art/
Folk dozu güzel ama yıl sonunda hatırlayacağımı sanmıyorum bazı parçalarında summoning tarzı epik bir hava hissettim ama emin değilim sadece bir kez dinledim albümü. Faşist oldukları için de pek ısınabileceğim bir grup değil. Deezer ve Spotify’da bulamadım albümü acaba faşist oldukları için uygulanan bir sansür mü bilemedim ama öyleyse de çok yerinde buluyorum faşistlere uygulanan bu sansürü.
İnternete şöyle bir bakınca, dinleyenlerin %80′i falan bu şarkıları yeni sanıyor. Bu bile grubun ta en baştan ne kadar zengin bir müzik yaptığının kanıtı.