Isis post/sludge metalin çehresini değiştirmiş gruplardan biri. Panopticon ise bu yolda attıkları başka büyük bir adım. Celestial ve Oceanic’deki sertliğin dozu yer yer uzun slow bölümlerle kesilmişse de komplike açıdan bakıldığında Panopticon, gayet sert post/hardcore/sludge bir metal albümü. Panopticon gayet yenilikçi ve damga vurucu, başka bir tabirle kural koyucu bir albüm. Yavaş bölümler, sert sludge gitarlar, hardcore vokaller, Pink Floydvari geçiş anları, melankolik, oldukça üzücü tonlar, daha sayılabilecek onlarca teknik, duygusal, kaotik, karmaşık, ancak tek başına oldukça komple bir müzik. Frontman Aaron Turner ise bu gürültülü, görkemli manzaranın baş mimarı. Böylesine soğuk, buz gibi bir atmosferi yaratıp yine soğukkanlılığını koruyup oldukça politik bir albüme imza atmak zor.
Albüme adını veren Panopticon, İngiliz filozof Bentham’ın icadı olan dairesel hapishaneye verilen ad. Aaron bu metafordan hareketle günümüz toplumunun bir panoramasını çizmiş. Yaptığımız her hareketin gözlendiği bu çağda, pc karşısındayken bile ‘’ulan yoksa kamerayla bizi izliyorlar mı’’ diye telaşlanıyoruz. Dışarı çıktığımızda binlerce mobese tarafından, evin içinde telefonlar aracılığıyla, işyerinde herkes tarafından, markette, sokakta, pazarda, trafikte her an izleniyoruz. Götümüzdeki kılların sayısını söyleseler şaşırmayacağız. ‘’Her hareketimizi panopticon misali önceden hesaplamalı ve dikkatli olmalıyız, aksi halde iyi bir köle olamadığımız için ceza mekanizması devreye girer.’’ İnsanlık uzun zamanlardan beri artan bir efendi köle çıkmazıyla karşı karşıya. Kimse bir şey yapmıyor, yapamıyor. Belki de herkes hak ettiğini yaşıyor. Belki de karmamız böyle, belki de simülasyondayız. Amaan. Sikerler. Aaron sen mi kurtaracaksın dünyayı. Hem böylesine politik bir albüm için bile ‘’Aslında Isis hiçbir zaman politik bir grup olmadı’’ gibi talihsiz, samimiyetsiz bir açıklama yapmışsın. Çok pardon! Daha ne kadar politik olacaksın.
Albümün bu önemli temasından bahsettiğimize göre müziğe dönebiliriz. Bazı albümler vardır, temaları es geçilebilir. Fakat bu albüm böyle bir albüm değil. İkiz kuleler, Irak Savaşı vs. derken Aaaron muhtemelen politize olup dönemin atmosferinden etkilenip, daha mühim konular hakkında kelamlarda bulunmak istemiş.
Ne demiştik. Panopticon soğuk bir albüm. Buz gibi bir albüm. Kasvetli, yer yer donuk, hatta duygusuzluğa varan post rockımsı kısımlar var. Fakat tüm bunlar Panopticon’u ironik şekilde sıcak bir albüm yapmaya engel değil. Çünkü burada gerçek var, rahatsız edicilik, karanlık, yaşam ve ölüm var. Tüm bu kavramlar ve duygular müziğin hissettirdiği negatiflik, insanlığın gerçekliği gibi duran şeyler. Panopticon insana dokunuyor. Modern insana dokunuyor. Aaron Turner her haykırdığında, gitarlar net şekilde her duyulduğunda albümle bağ kuruyorsunuz. Zaten ben Panopticon’ı orta seviye seven kimseye rastlamadım. Hatta Isis’i de orta seviye seveni görmedim. Isis eşsiz bir grup. Seveni çok sever, sevmeyeni zaten türlü müzikal tercihler nedeniyle ilgilenmez.
Albüm bence bir prodüksiyon harikası. Kaotik görünen bu müzikte her enstrümanın buna vokal de dahil net duyulması takdir edilesi bir şey. Prodüktör Matt Byles harika bir iş başarmış. Albüm kurgusal açıdan dinleyicileri tökezleten yumuşak ve sert geçişlere sahip olmasına rağmen bu asla rahatsız edici bir noktaya varmıyor. Çok yavaş bir bölümün ardından gelen sert gitarların Aaron Turner’ın haykırmalarıyla birleşimi, albümün enstrümantal olmayan kısımlarının geri kalanı. Davulu da yabana atmamak gerek ancak Panopticon kısaca net şekilde belirtmek isterim ki gitar albümü. Net bir sludge/post metal albümü. Neurosis mirasını cömertçe yemekten çekinmeyen yetenekli müzisyenlerin bir manifestosu. Albümde Neurosis etkilenimleri çok açık. Neredeyse tüm Neurosis diskografisinden tatlar bulmak mümkün. Zaten hardcore müzikle, soğuk, sert, ciddi, karanlık müziğin birleşimini kainatta Neurosis’ten daha iyi yapan bir grup yok. İşte Isis de bu konuda bence ikinci. Celestial çok iyi bir albümdü. Genel olarak kariyerlerinde zaten kötü bir albüme imza atmışlıkları yok. Bu albüm hiç Isis dinlememişler için bir hazine. Isis dağıldı. Bu hepimizin malumu. Keşke dağılmasaydı denecek gruplardan, ama şu anki fikrimi sorsalar, iyi ki dağıldı derim. Tüm kariyerleri altın çağdan oluşuyor. Her biri birbirinden değerli beş albümü bizlere sundukları için onlara teşekkür ediyorum.
Her yazar aslında bir kitap yazar, her yönetmen aslında bir film yapar, her müzisyen de aslında bir albüm yapar. Temelde sanatçılar tek bir şeyi söylerler sanat yaşamları boyunca. Isis de birden çok albüme imza atmasına karşın, aslında hep tek bir şeyi söyledi dinleyicilerine. Modern hayattaki sıkışmışlığı, her taraftan kuşatılmışlığımızı, zihinsel, ruhsal ve fiziksel olarak aslında yarı mutant bir varlık haline dönüştüğümüzü hissettirmeye çalıştı bize. 2000’ler sıkıntılı dönemlerdi. 2020’ler daha sıkıntılı olacağa benziyor.
Bir dönemime adeta soundtrack olmuş bir albüm bu, o yüzden çok sık dinleyemem. Dinlemek istediğim zamanda her şeyi bırakıp müziğe odaklanır plaktan birkaç tur döndürürüm.
Neurosis bu türü yaratan, yol gösteren grup ama post metal nedir diye soran olsa direk bu albümü gösteririm. Şarkı şarkı ayırmadan baştan sona apayrı bir yolculuk. Hatta biraz abartayım, bu albümü dinlemek bir ayrıcalık.
Panopticon için bundan daha güzel bir yazı kolay kolay gelmez sanırım, eline sağlık.
Haftaya iş yerinde bu albümü dinleyerek başlıyom, hadi bakalım hayırlısı artık. Bizim ofisin tasarımı da tam panopticon gibi zaten, her yer açık veya cam.
isis’in şimdiye kadar sitede herhangi bir albümünün incelenmemesi büyük bir eksiklikti bence, iyi oldu. oceanic için de bir ara bir şeyler yazarsanız güzel olabilir. panopticon’la ilgili söyleyecek fazla bir şeyim yok zaten. başyapıt. dinleyebildiğim için kendimi şanslı hissettiğim albümlerden birisi. yüz yılda bir gelecek işlerden.
Daha önce hiç ISIS dinlememiştim. Sludge’la core metalle falan da hiç ilgim olmaz belki biraz post metal dinlerim ama bu albüm ilginç bir şekilde beni çok fena içine çekti. Büyüleyici bir gidişatı var. Kritik için sağol pa, senin sayende güzide bir grupla daha tanıştım
Benim için Oceanic 10/10, Panopticon 9.9/10. Tüm albümleri şahane gerçi Isis’in. Yıllardır tek Isis kritiği olmayaşı gerçekten büyük eksiklikti buralarda. Eline sağlık.
Bazen kendime “Eğer bir albümü ben yapmış olsaydım hangisi olurdu?” diye soruyorum. Uzunca bir süre bu albüm sorumun cevabı olmuştu. Kusursuz, eksiksiz bir albüm. Kapağından tutun her bir notasına kadar öylesine seviyorum ki… Şu sıcak yaz gününde biraz çevireyim bari.
@Ali Osman, kendime sorduğum soru bir istek aslında biraz kapalı yazmışım ama. Ben yapmış olabilseydim hangisi bana ait olsun isterdim tarzında daha çok. Yoksa böyle bir şeyi yapabileceğimi düşünmüyorum hahahhahah
Hayatta en sevdiğim 2-3 albümden biri.
Harika bir yazı. Zevkle okudum. Daha çok yazmalısın. Teşekkürler.
Bir dönemime adeta soundtrack olmuş bir albüm bu, o yüzden çok sık dinleyemem. Dinlemek istediğim zamanda her şeyi bırakıp müziğe odaklanır plaktan birkaç tur döndürürüm.
Neurosis bu türü yaratan, yol gösteren grup ama post metal nedir diye soran olsa direk bu albümü gösteririm. Şarkı şarkı ayırmadan baştan sona apayrı bir yolculuk. Hatta biraz abartayım, bu albümü dinlemek bir ayrıcalık.
Panopticon için bundan daha güzel bir yazı kolay kolay gelmez sanırım, eline sağlık.
Haftaya iş yerinde bu albümü dinleyerek başlıyom, hadi bakalım hayırlısı artık. Bizim ofisin tasarımı da tam panopticon gibi zaten, her yer açık veya cam.
isis’in şimdiye kadar sitede herhangi bir albümünün incelenmemesi büyük bir eksiklikti bence, iyi oldu. oceanic için de bir ara bir şeyler yazarsanız güzel olabilir. panopticon’la ilgili söyleyecek fazla bir şeyim yok zaten. başyapıt. dinleyebildiğim için kendimi şanslı hissettiğim albümlerden birisi. yüz yılda bir gelecek işlerden.
So Did We? dünyanın en güzel albüm açılışlarından birisi olabilir ya :(((
Daha önce hiç ISIS dinlememiştim. Sludge’la core metalle falan da hiç ilgim olmaz belki biraz post metal dinlerim ama bu albüm ilginç bir şekilde beni çok fena içine çekti. Büyüleyici bir gidişatı var. Kritik için sağol pa, senin sayende güzide bir grupla daha tanıştım
Benim için Oceanic 10/10, Panopticon 9.9/10. Tüm albümleri şahane gerçi Isis’in. Yıllardır tek Isis kritiği olmayaşı gerçekten büyük eksiklikti buralarda. Eline sağlık.
So Did We kadar müthiş çok az şey var sanırım şu dünyada.
29.08.2022
@Ali Osman, Di mi ya.
Bazen bir şeyi bu kadar çok sevebildiğime şaşırıyorum.
Bazen kendime “Eğer bir albümü ben yapmış olsaydım hangisi olurdu?” diye soruyorum. Uzunca bir süre bu albüm sorumun cevabı olmuştu. Kusursuz, eksiksiz bir albüm. Kapağından tutun her bir notasına kadar öylesine seviyorum ki… Şu sıcak yaz gününde biraz çevireyim bari.
18.07.2024
@Ali Osman, kendime sorduğum soru bir istek aslında biraz kapalı yazmışım ama. Ben yapmış olabilseydim hangisi bana ait olsun isterdim tarzında daha çok. Yoksa böyle bir şeyi yapabileceğimi düşünmüyorum hahahhahah
İnsanoğlu bir daha böyle bir albüm görmeyecek.
27.09.2024
@Ali Osman, Kesinlikle.