Kadın vokalisti olan death metal karakterli gruplar arasında bence günümüzün önemli isimlerinden biri olan VENOM PRISON’ı konuk ediyoruz bugün. Bizleri Galler’den selamlayan VENOM PRISON özellikle 2019’daki “Samsara” albümüyle adından söz ettirmiş ve bir sonraki adımıyla da VENOM PRISON ismini metal dünyasına iyice benimsetme imkânını yakalamıştı.
“Samsara”da Prosthetic Records bünyesinde olan grup, salgın dönemini iki yeni şarkılı “Primeval” EP’siyle geçtikten sonra Century Media tarafından havada kapılmış ve esasında gayet pazarlanabilir bir ürün olarak kariyerini ilerletme imkânına kavuşmuştu.
VENOM PRISON şimdi kariyerinin en önemli albümlerinden biri olan, geleceği açısından büyük önem taşıyan “Erebos” ile karşımızda.
Öncelikle söylenmesi gereken, VENOM PRISON’ın olayın death metal/hardcore evliliği tarafını iyi yapıyor oluşu. Introdan sonra gelen “Judges of the Underworld”de çok rahat şekilde görülebilen bu durum, grubun konsere gelenleri iyice dellendirmesini sağlayacak kadar güçlü bir gaz yaratıyor.
Esasında VENOM PRISON pek çok farklı şeyi müziğine entegre edebilme yetisine sahip bir grup. Dilerlerse CODE ORANGE gibi elektronik dokunuşlar da yapabiliyorlar (“Pain of Oizys”in geneli), dilerlerse BETWEEN THE BURIED AND ME’nin “Colors”ını anımsatan melodik dokunuşlara girebiliyorlar (“Comfort of Complexity”nin ikinci yarısı).
Bunun yanı sıra, ne ilginçtir ki grup yer yer ARCH ENEMY’nin Angela Gossow’lu yırtıcı dönemlerini anımsatan olaylara da giriyor ve daha da ilginci bunun en iyi örneklerinden birini “Nemesis”te, sanki ARCH ENEMY’ye bir selam çakarcasına sergiliyorlar.
Yukarıda adını andığım “Pain of Oizys”teki deneysellik, farklı vokal kullanımları ve değişken beste yapısı VENOM PRISON’ın yeteneklerini ve yapabileceklerini görmek adına faydalı oluyor. Hem kadın vokalin farklı dramatik taraflarını kullanıyorlar ve kırılganlık ile hayvanlık arasında gidip geliyorlar hem de yükselip alçalan tansiyonuyla albümde farklı yerde duran bir yapıt sunuyorlar.
“Erebos”u dinlerken, grubun yansıtmak istediği karanlık/öfke/deneysellik üçgenini pek çok noktada rahatlıkla görebiliyoruz. VENOM PRISON gerek imajı gerek müziğiyle “kadın vokalli kolay pazarlanabilir grup” imajının ötesinde bir profile sahip ve bu sayede daha bir saygınlık kazanmayı başarıyorlar kanısındayım.
Müzikleri konserde çalmaya konserde büyümeye çok müsait ve bunu bile konserde insan coşturmaya yönelik klişelere yaslanıp kolaya kaçma yoluna giderek yapmıyorlar. İsteseler break down’lara yaslanarak belirli bir kitlenin gözünde çok daha rahat öne çıkabilirler ancak grup gerçekten de kendine özgü bir şeyler yapmaya gayret ediyor ve trendlerden yararlanma kolaycılığına gitmiyor.
Tüm bu samimi girişimler dolayısıyla samimi olduğuna inandığım ve müziklerindeki tutkuyu karşı tarafa geçirdiğine inandığım VENOM PRISON’ı, parladığı “Samsara” sonrasında çıkardığı bu güçlü albümden dolayı kutluyorum. Bence bu noktada, yani daha büyük bir şirkete geçmiş ve adlarını daha güçlü duyurma imkânını yakalamışken yapabilecekleri en doğru, en mantıklı, en güçlü albümü yapmışlar. Her bir şarkıya farklı bir kimlik kazandırabilmeleri ve dinleyicinin ilgisini 49 dakika boyunca yukarıda tutabilmeleri en güçlü tarafları ve bu sayede ileride yapacakları şeyleri de merak ettiren, kısacası dinleyicinin grubu benimsemesini sağlayan bir atmosfer, bir ortam yaratmayı başarıyorlar.
VENOM PRISON iyi ve en önemlisi zeki bir grup. Müziklerine kattıkları varyasyon ve müziklerinin yansıttığı enerji ile önlerinin çok açık olduğunu ve doğru adımları atmaya devam ederlerse isimlerini çok daha yukarılara yazdırabileceklerini düşünüyorum. “Samsara”nın ardından “Erebos” gayet güçlü bir adım ve umarım bu albümle kendilerini benimsemeye hazır kitleye ulaşmayı başarır ve bunun üstüne inşa ederek yükselişlerini sürdürürler.
Kadro Larissa Stupar: Vokal
Ash Gray: Gitar
Ben Thomas: Gitar
Mike Jefferies: Bas
Joe Bills: Davul
Şarkılar 1. Born from Chaos
2. Judges of the Underworld
3. Nemesis
4. Comfort of Complicity
5. Pain of Oizys
6. Golden Apples of the Hesperides
7. Castigated in Steel and Concrete
8. Gorgon Sisters
9. Veil of Night
10. Technologies of Death
Okur notu neden bu kadar düşük ya, albüm gayet de başarılı. Davulun sık sık blast beat vurması ve bunu da hiç zorlama ve şarkı yapısını bozan halde yapmaması çok iyi olmuş. Son zamanlarda blast beatleri bu kadar etkin ve doğru kullanabilen albüm dinlememiştim(Tamamı blast beat’ten oluşan %666 Black Metal albümlerini saymazsak.) Vokaller ve riffler gayet başarılı. Pain of Oizys ise bence albümü mahvediyor, dinamizmi kalbinden bıçaklıyor.
Pain of Oizys ile asik olmustum bu gruba. Ciktigindan beri rahat 100 kere dinledim. Album de ayni orantida harika olmus. Kesinlikle sene sonu listemde olur bu album.
Vokalistin bu vokalleri hamileyken kaydetmesi ayri bir manyaklik :)
Okur notu neden o kadar düşük anlayamadım bence mükemmel bir albüm olmuş sene sonu unutturmayacağına eminim muhtemelen yeni playlistlerimde yer bulacaktır bu albüm.
Arch Enemy’nin ne idüğü belli olmayan salak müziğinden sonra ilaç gibi geldi resmen. Yolları açık olsun.
Beklemediğim yerden vurdu gayet iyi.
Okur notu neden bu kadar düşük ya, albüm gayet de başarılı. Davulun sık sık blast beat vurması ve bunu da hiç zorlama ve şarkı yapısını bozan halde yapmaması çok iyi olmuş. Son zamanlarda blast beatleri bu kadar etkin ve doğru kullanabilen albüm dinlememiştim(Tamamı blast beat’ten oluşan %666 Black Metal albümlerini saymazsak.) Vokaller ve riffler gayet başarılı. Pain of Oizys ise bence albümü mahvediyor, dinamizmi kalbinden bıçaklıyor.
9/10
Pain of Oizys ile asik olmustum bu gruba. Ciktigindan beri rahat 100 kere dinledim. Album de ayni orantida harika olmus. Kesinlikle sene sonu listemde olur bu album.
Vokalistin bu vokalleri hamileyken kaydetmesi ayri bir manyaklik :)
Okur notu neden o kadar düşük anlayamadım bence mükemmel bir albüm olmuş sene sonu unutturmayacağına eminim muhtemelen yeni playlistlerimde yer bulacaktır bu albüm.
Taş gibi albüm, boş yok. İlk defa dinledim ve açarken herhangi bir beklentim yoktu. Güzel bir sürpriz oldu benim için.
Mis gibi albüm. Ne yaptıkları başından beri belli ve bundan gram taviz vermiyorlar. Kısa sürede headliner olurlar bu gidişle.
Kapak muhteşem, tam Hostel filminden fırlama gibi. İşten güçten hep ıskalıyoruz böyle albümleri, üzücü.