Metal müziği dinlemeye başladığım 2009 senesinden beri hem bu müziğin bizzat içerisinden biri olmuş olarak hem de halen arlanmaz bir dinleyicisi olarak gruplardaki bu EP olayına hâlâ anlam verebilmiş değilim. 20-25 dakikalık bir şeyler yapabiliyorsan bence her hâlükârda bu süreye bir 15 dakika daha ekleyip bunu bir albüme dönüştürebilirsin. Tamam, belki bir EP’yi ve albümü yaparken takınılan ciddiyet oranı aynı değildir, belki de grup ”albüm” ciddiyetine hâlâ hazır değildir bilemem ama albüm yapmak dururken gidip de EP yapmak bana yine de biraz tuhaf geliyor. O yüzden EP dinlemeyi de incelemesini yapmayı da pek tercih etmiyorum.
Ancak. Bazı gruplar öyle EP’ler ile geliyor ki dinlememek de yazmamak da elde değil gerçekten. Misal bu sene FIAT NOX dağa taşa yürürcesine hayvani bir EP yaptı ve bence Black metal tarihinde yapılmış en iyi EP’lerden biriydi. Yine misal MACHINE HEAD son albümünün tamamından daha üstün olan kısacık bir EP yayınladı ve o da çok çok iyiydi.
Söz gelimi bugün ağırladığımız (Martin Van Drunen konuk edilmez, ağırlanır.) ROTTEN CASKET topluluğu da 2015 yılından bu yana bu yazdığım ile birlikte toplam 3 EP çıkardı. Umuyorum büyük şahsiyet Martin Van Drunen’in vokalistliği üstlenmesiyle dünya gözüyle bir albümlerini de görürüz artık.
Martin Van Drunen bildiğimiz üzere geçtiğimiz yılın en iyi albümlerinden birini piyasaya süren kült Death/doom grubu ASPHYX’in vokalisti ve dünya üzerindeki en iyi death metal vokalistlerinden birisi (En iyisi diyene de karşı çıkmam). Yeteneğini ve kendisine haslığını tekrardan kanıtladığı ROTTEN CASKET ise kadro sirkülasyonu son derece yoğun olan Hollandalı bir Death metal grubu. Sirkülasyon o kadar yoğun ki bir kişi haricinde önceki EP’lerde görev alan hiç kimse artık grupta değil. Şu an grupta yer alan müzisyenler ise ASPHYX’te, DESASTER’da ve SODOM’da çalmış kişiler.
Normalde kadro bakımından bu denli kırılgan olan gruplardan sağlam işler gelmesi çok mümkün değil lakin ROTTEN CASKET “First Nail in the Casket” ile yavaştan bir şeyleri kanıtlamaya başlamış, “bakın ileride çok daha güzel şeyler ile geleceğim, beni not edin.” dercesine bir EP ile kapımızı çalmış;
Toplam 4 şarkıya ev sahipliği yapan “First Nail in the Casket” genel itibariyle Death metal etiketine hasıl olsa da içerisinde bol bol Punk ve Death N’Roll elementleri ile de karşılaşmak pek mümkün; Martin Van Drunen’den alınan bitmeyen, tükenmeyen güç Punk’ın leş, karakteristik rifleri ile birleştirilmiş ve ortaya akılda kalıcı, tekrar tekrar dinleme isteği uyandıran, canavar mı canavar bir tadımlık çıkmış.
Cazgır ve özensiz sound’undan kapağına kadar, riflerin aceleciliğinden Martin’in serbestçe takılıp oraya buraya fütursuzca atlamasına kadar her şeyiyle üst seviye bir leşliğe ev sahipliği yapan EP paragrafın girişinde tanımlamada kullandığım “özensiz” özelliğini bile bir kılıfa uydurabiliyor, her haliyle, en pis haliyle canı birazcık alçaklık çeken dinleyicinin bütün isteklerini karşılayabiliyor.
Eğer Martin Van Drunen efsanesinin sesiyle yeni bir şeyler duymak, Punk’ı ve Death metali aynı kabın içinde bulmak ve en önemlisi ileride parlaması an meselesi olan bir grup için en önlerden koltuk ayarlamak istiyorsanız “First Nail in the Casket” caniliğine tanık olmalısınız.
@Boba Fett, Çok ders anlatıp az su içtiğimde bazen istemsiz van Drunen vokali yapıyorum. Çocuk korkmasın diye su içip “düzeltmeye” falan çalışıyorum ama hoşuma da gidiyo çaktırma.
Bu çocuk güzel yanık sesli. İkinci dünya savaşlı grubu da devam etseydi on numara olurdu.
19.02.2022
@Boba Fett, Çok ders anlatıp az su içtiğimde bazen istemsiz van Drunen vokali yapıyorum. Çocuk korkmasın diye su içip “düzeltmeye” falan çalışıyorum ama hoşuma da gidiyo çaktırma.