Son dönemde metal dünyasının parlayan şirketlerinden biri, özellikle teknik death metal odaklı anlayışıyla belirli bir kitlenin favorileri arasında yer almaya başlayan The Artisan Era.
EQUIPOISE, AUGURY, INANIMATE EXISTENCE, INFERI, ABIOTIC, STORTREGN, WARFORGED, ARKAIK gibi grupları portföyünde barındıran şirket son birkaç yılın yüksek istatistikle oynayan şirketlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
2018’de çıkardıkları “Absentia” ile gayet iyi bir başlangıç yapan ve modern teknik death metal adına başarılı bir iş sunan ABD’li grup AETHEREUS da The Artisan Era’nın en sağlam isimlerinden biri.
Müziklerinde son 10-12 yılın teknik/progresif death metal gruplarının tüm özelliklerini yansıtan AETHEREUS üst düzey müzisyenlik ve akıcı beste anlayışıyla öne çıkmayı başaran bir kafaya sahip.
Yaptıkları müziğe baktığınızda OBSCURA’dan THE FACELESS’a uzanan perspektifte şeyler duymanız mümkün. Özellikle THE FACELESS’ın “Autotheism”de kullandığı ve bence teknik death metal ortamına sanılandan/fark edilenden çok daha büyük ilhamlar veren birtakım fikirler “Leiden”de de karşımıza çıkıyorlar.
Bunun yanı sıra grup dramatizasyon tarafını besleyen piyano ve klavyelerle de albümün altını dolduruyor, şarkılara tam ihtiyaçları olduğu anda derinlik veriyor.
Ne var ki AETHEREUS’un özgünlük namına yaptıkları da gözden kaçırılabilecek gibi değil. Özellikle gitarlardaki caz etkisi yer yer son derece baskın şekilde karşımıza çıkıyor ve “Leiden”in en sıra dışı, nevi şahsına münhasır noktalarından biri oluyor. Gruptaki iki gitarist yer yer Allan Holdsworth öykünmeli olaylarla ortamın havasını bir anda değiştirirken, “Shrouded in Kaleidoscopic Skin”de karşımıza çıkan ikili vokal kullanımı (2.55 sonrasındaki Travis Ryan dokunuşları kalp ben) ağır ağır ilerleyen MORBID ANGEL karakteri akıllara THE FACELESS’ın “Ten Billion Years”ını getirebilecek düzeyde alengirli, dolambaçlı unsur barındırıyor.
Müzisyenlik noktasında AETHEREUS cidden çok üst düzey bir yerde ve bunu bir an bile gereksiz şovlarla, bitmek bilmeyen sololarla anlamsızlaştırmıyorlar. Yeteneklerini rafine kullanmayı bilen AETHEREUS, “Endless Cycle of Rebirth”teki nefis bas/piyano/davul bölümü gibi detaylarla albümün çok yönlü ve sofistike tarafını besledikçe besliyor, olayı zenginleştiriyor. İç içe geçmiş gitarlar, bas gitarın etkin kullanımıyla ve üst düzey davul performansıyla katmanlanan şarkı yapıları, üzerine epey kafa patlatılmış düzenlemeler, aranjmanlar ve irili ufaklı parlak fikirlerle her bir şarkıya canlılık, ferahlık ve boyut katıyor.
Enstrümanını kullanma anlamında çok yetenekli müzisyenlerin konu beste yapmaya geldiğinde bocaladığına tanık olabiliyoruz. Bazı müzisyenler kendilerini frenlemeyi, kırpmayı, rafine hâle getirmeyi beceremeyebiliyor ve ortaya dağınık, gereğinden fazla yapıtlar çıkarabiliyorlar. Bir gruptan söz ediyorsak ve bu yetenekli müzisyenlerin sayısı ikiye, üçe, dörde çıkıyorsa bu kontrolü sağlamak daha da zor hâle gelebiliyor. AETHEREUS söz konusu olduğunda böyle bir şey yok. Hem de hiç yok.
AETHEREUS bu konuda çok başarılı bir grup. Neler yapabileceklerini gayet iyi gösteriyor, hissettiriyorlar ancak bir an olsun odak noktalarını kaybetmiyorlar. Bu da “Leiden”i ilk 1,5 ayını geride bıraktığımız 2022’nin şu ana dek çıkan en iyi teknik death metal albümlerinden biri yapıyor, belki de kimileri için şimdiden birincilik koltuğunda görülüyor. Eğer türün son 10 küsur yılda yapılan örneklerini seviyorsanız “Leiden”da sizi harika bir 55 dakika bekliyor. Açın, üst düzey müzisyenliğe ve gürül gürül akan kompleks bestelere doyun.
Kadro Vance Bratcher: Vokal
Kyle Chapman: Vokal, gitar
Benjamin Gassman: Gitar
Scott Hermanns: Bas
Matt Behner: Davul
Şarkılar 1. Aberration
2. Endless Cycle of Rebirth
3. Shrouded in Kaleidoscopic Skin
4. Behold, the World Eater
5. The Living Abyss
6. Leiden
7. Son of a Nameless Father
8. Upon Infinite Seas
Yılın teknik death metal albümü diyecek kadar çok beğenmedim ama gayet güzel bir albüm olmuş. Baştan sona ne yapmak istedikleri belli. Bass gitarın böyle öne çıktığı prodüksiyonlara bayılıyorum. En önemlisiyse şarkılar tekdüze değil. Her şarkının kendine ait bir farklı bir yolu var.
Yılın teknik death metal albümü diyecek kadar çok beğenmedim ama gayet güzel bir albüm olmuş. Baştan sona ne yapmak istedikleri belli. Bass gitarın böyle öne çıktığı prodüksiyonlara bayılıyorum. En önemlisiyse şarkılar tekdüze değil. Her şarkının kendine ait bir farklı bir yolu var.