Modern black metal deyince aklımıza kazınan, son dönemde yaptıkları fevkalade işler ile black metalin çehresini değiştirip, olaya yepyeni bir soluk getiren bir dolu grup var elimizde. Bunlardan kuşkusuz en önemlisi geçtiğimiz yıl ”Alphaville” albümüyle black metalin avangart tarafında hayranlarına heyecanlı bir deneyim yaşatan gariplikler topluluğu IMPERIAL TRIUMPHANT. Öte yandan BLUT AUS NORD ve ORANSSI PAZUZU gibi gruplar da işin ruhani kısmına bir hayli önem verirken önceki haftalarda tanıttığım IMPERIALIST ve şu an mercek altındaki OTARGOS ise sözünü ettiğim grupların tam tersine black metali teknoloji, bilim kurgu ve komplo teorileriyle süsleme çabası içine giriyor.
Sadece Lovecraft’ı ilham kaynağı olarak alan ve bütün varoluşunu bunun üzerinden sürdüren diğer black metal gruplarını saymazsak karşımızda bütün görkemiyle durabilen, en az Lovecraft kadar ilgi çekici şeyleri kullanarak müzik yapan gruplardan birisiyle, OTARGOS ile birlikteyiz. Kısa bir deyişle müziklerinde satanizmi ve bilim kurguyu işleyen OTARGOS 2001 yılından bu yana aktif bir oluşum ve o zamandan bu yana toplamda 7 albüm çıkarmış.
Geçen sene Aralık ayının başlarında yazdığım IMPERIALIST kritiğinde Sci-Fi’nin ve black metalin birleştirilmesi zor iki ayrı şey olduğundan bahsetmiştim ve grubun ortaya koyduğu işi vasat bulmuştum. Buradan hareketle OTARGOS’un da yıllardır aynı şeyi yaptığını fakat tecrübe etkeninin bu konuda önemli bir rolü üstlenip OTARGOS’u bu zor işin altından kalkmasına yardımcı olduğunu, hatta yardımcı olmakla kalmayıp OTARGOS’un aslında bu konuda ne kadar iyi olduğunu gösterdiğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Grubun Aralık 2021′de görücüye çıkan ”Fleshborer Soulflayer” albümünü büyük bir zevkle dinleyip beğenmemin ardından komple diskografisini hatmettim ve OTARGOS’un ortalamanın üzerinde, oldukça özel bir black metal icra ettiği konusunda ikna oldum. Böyle düşünmeme sebep olan ana faktör OTARGOS’un bu işi yılların tecrübesiyle yapıyor oluşundan daha çok grubun belirli bir konsept üzerine inşa ettiği müzikaliteye gerçekten sahip çıkması. OTARGOS bilim kurguyu ve bildiğimiz black metali birleştirirken bunu sadece black metal rifleri ve vokalleri üzerine filmlerde sıkça duyduğumuz efektleri yerleştirerek yapmıyor, aksine türün gerekliliklerini baltalama riski olan bu elementleri olabilecek en asgari düzeyde tutarak yapmak istediği şeyi enstrümanlarla yapma yoluna gidiyor.
Genel bakımdan Avustralyalı Endüstriyel Death metal grubu THE AMENTA‘nın black metal versiyonu olarak tanımlanabilecek ama içerisinde black metalin ağır toplarından olan DARK FUNERAL, DEATHSPELL OMEGA ve BELPHEGOR gibi grupların izleriyle de sıklıkla karşılaşabileceğimiz tarzda bir black metal stiline bel bağlayan OTARGOS bu uğurda ilham kaynaklarını sadece death/black metalin yırtıcı örneklerine bel bağlamıyor, aynı zamanda 80′lerde yaratılan Warhammer 40K oyunu evreninden de besleniyor.
OTARGOS tüm bunları olabilecek en doğru bir biçimde icra etmeye çalışırken kendisini sadece bilindik black metal kalıplarına sokmaktan ise yeri geldiğinde cayır cayır Thrash metal ve Death metal riflerini kullanmayı da ihmal etmiyor. Bunların yanı sıra ”Fleshborer Soulflayer”in prodüksiyon namına vadettiği konsept yapısıyla birebir örtüşen sound’unun OTARGOS’u OTARGOS yapan şey olduğunu anlayabiliriz. Zaten grubun daha önceki yaptığı albümlerine baktığımız zaman bu modern tınının son derece doğru ve bilinçli bir tercih olduğunu, bu sound tercihinin de OTARGOS’un türler arasında rahatlıkla hareket etmesine katkıda bulunduğunu görebiliriz.
Sözün özü OTARGOS bu albüm özelinde her ekstrem metal severin kalbini kazanacak, en azından asla ”olmamış” dedirtmeyecek bir işe imza atarken insanlara da tüm bunlar için çok çalıştıklarını kanıtlamaya çalışmışlar.
“Fleshborer Soulflayer”i 2021 listeme almış birisi olarak ben tüm black metal sevenlere üzerinde gerçekten uğraşılmış bu jilet bombasını ve grubun diğer tüm bombalarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.