Erhan Yiğit

2021 Death metal adına çok verimli bir seneydi; CARCASS ve AT THE GATES yıla damgasını vurdu, OBSCURA ve FIRST FRAGMENT mükemmele yakın albümlerle akılları başlardan aldı, ARCHSPIRE, SUFFERING HOUR ve OPHIDIAN I gibi son dönem grupların işleri çok sevildi, ASPHYX ve HOODED MENACE ise modern dünyada Death/doom metalin nasıl olması gerektiğini bir kez daha öğretti. Adını andığım gruplar bir yana 2021 yılında güzel işlere imza atıp da seslerini fazla duyuramayan grupların sayısı o kadar fazla ki hepsini bu yıl içinde siteye kazandırayım desem bitmesi muhtemelen Haziran-Temmuz aylarını bulur.

ABD’li MORTIFERUM ise oldukça güzel şeyler yapıp arada kaynamış gruplardan birisi. Ekstrem düzeyde baskın karakterli, dallı budaklı ve zehirlimi zehirli bir Death/doom anlayışıyla kapımızı çalan, yaptıkları işi tadını çıkararak yapan, ”Ulan iyi ki de Death/doom yapıyoruz, düz Death metal yapsak kesin dağılırdık” tavırlı MORTIFERUM ”Preserved in Torment” ile tekrardan DISEMBOWELMENT ve INCANTATION öğretileriyle büyüyüp, 90′lar vahşetine gönül kaptırdığını anlatıyor ballandıra ballandıra.

Death/doom severleri yeteri kadar memnun edeceğinden emin olduğum ”Preserved in Torment” MORTIFERUM’un ikinci stüdyo albümü. 2019 çıkışlı ilk albüm ”Disgorged from Psychotic Depths”in çizgisinden neredeyse hiç ayrılmayan grup esasında ilk albümlerinden farklı olarak neredeyse hiç bir şey sunmuyorlar ama Death/doom icra ederken gösterdikleri tavır neticesinde bunu koruyarak ilerleme çabaları da bu albümde ayan beyan ortaya çıkıyor. Eğer iki albümü de karşılaştırmalı olarak arka arkaya dinlerseniz MORTIFERUM’un sahip olduğu hiç bir şeyi yerinden kıpırdatmadan bir bütün halinde yavaş yavaş hareket etmeye çalıştığını mutlaka fark edersiniz. Zaten sözünü ettiğim tavır her iki albümde de o kadar çok hissediliyor ki grup sanki bu müziği bir hobi veya ekmek kapısı olarak görmüyor, adeta bunu yaşıyor. (Burada üyelerden biri kendine çay demlerken arkada ASPHYX çalıyor).

MORTIFERUM’un Death/doom’u benimseyiş biçiminin basit olmasının tersine ”Preserved in Torment”de performe edilen müzik karmaşık ve sindirmesi zor diyebileceğim kadar kompleks aslında; ”Preserved in Torment” tıpkı albüm kapağında resmedilmiş olan delikli, dallı budaklı görsel gibi dinleyiciyi dinledikçe sarmalayan, şarkıların puslu atmosferinde katman katman gezinen uğursuz ve cazgır gitar rifleri olan ve bu yönüyle de bizlere HOODED MENACE’ın önceki zamanlarını hatırlatan bir yapıt olarak gözümüze çarpıyor.

Albümün beni en çok çeken tarafı ise şarkıları ”Sadece bir death metal parçası” olarak görmemize engel olan, albümün çetrefilli ve heyecanlı yönüne artı üstüne artı katan davul işçiliği; ”Davulcunun ride zilini bol bol kullananı makbuldür” düşüncesini sonuna kadar savunan birisi olarak bütün albümde çatapata davul pattern’larının arkasında zingir zingir öten bu ride zilleri o an hangi şarkıyı dinliyorsanız sizi o şarkıyı tekrar dinlemeniz için zorluyor adeta.

”Preserved in Torment” türün ihtiyaç duyduğu her şeyi eksiksiz karşılayan, 90′lar gitar sound’unu günümüz davul sound’u ile birleştiren her şeyiyle tastamam, süper bir albüm gerçekten. Geleceğe umutla baktığını söyleyebileceğim MORTIFERUM şu an kabuğunu kırma evresinde olsa da o kabuk er ya da geç bir gün kırılacak, ileride bundan çok daha değerli olacak albümler ile gelecek ve belki de tıpkı HOODED MENACE gibi sene sonu listelerimizi şenlendirecektir.