Erhan Yiğit

MORBID ANGEL’ın tarihin en iyi 3 Death metal grubundan birisi olduğu konusunda hemfikir olmalıyız. En iyilerinden birisi olduğunu zaten biliyoruz ama 3 tanesinden biri olduğu konusunda da bence herkes anlaşmalı, herkes aynı şeyi düşünmeli.

İşin iyi müzik yapabilme boyutu bir yana on yıllar boyunca peşinizde yüzlerce grubu sürüklemeniz, onlara ilham vermeniz, siz albüm çıkarmasanız dahi sizin zamanında yaptığınız hayvanlıkların günümüz Death metalinin hala dinlenilebilir olmasına devasa katkılarda bulunması vesaire gerçekten müthiş bir şey. Tarih bunları yazıyor ve bizler de buna tanıklık ediyoruz.

Kritiğe giriş şeklimden mercek altına aldığım grubun nasıl bir müzik yaptığını, kimi örnek aldığını çoktan anlamış bulunduğumuza göre NECROFIER elemanlarından kurulu ABD’li MALIGNANT ALTAR’ın ilk albümü “Realms of Exquisite Morbidity”ye geçebiliriz. Sene sonu listemde adını andığım underground gruplardan birisi olan MALIGNANT ALTAR’ı tamamıyla tesadüf eseri keşfettim ve albümün giriş şarkısı Channeling Impure Apparitions devreye girer girmez kaliteli bir şeyler ile karşı karşıya olduğumu düşünmeye başladım hemen.

Bu şekilde düşünmeme etki eden şey grubun MORBID ANGEL’a tapınan müzikalitesinden ziyade “2021 yılında bir Death metal albümü nasıl olmalı?” sorusuna yanıt olabilecek cinste bir sound’u ve beste anlayışını benimsemiş olması. Burada işi güzelleştiren asıl olay ise albümün son derece “solid” diye tanımlanan bir tavra ev sahipliği yapması; Biraz daha açacak olursam “Realms of Exquisite Morbidity”yi ilk dinleyişiniz ve muhtemel son dinleyişiniz arasında herhangi bir düşünce değişimi yaşama ihtimaliniz gerçekten çok az. Albüm kendisini ilk andan çok sevdirirken aradan bir miktar zaman geçmesine ve öyle aman aman bir albüm olmamasına rağmen kendisiyle alakalı olan düşünceleriniz yerinden oynamıyor. “Az önce gayet sağlam bir albüm dinledim” düşüncesi yerini “eh işte fena değil” ya da “kötü albüm” düşüncelerine bırakmıyor.

“Realms of Exquisite Morbidity” Death metalde doğru bas gitar kullanımına örnek olarak gösterilebilecek türden bir yapıt. Ceremonial Decapitator ve Rite of Krasue parçalarında bu o kadar lezzetli biçimde işlenmiş ki müzik dinlemenin kimi zaman Climax’e dokunduğu anlardan bir kaçını özellikle bu iki şarkının size sunduğu güzellikler sayesinde yakalayabiliyorsunuz ve sadece bunun için bile albümü defalarca tekrar tekrar dinleme isteği duyabiliyorsunuz.

“Realms of Exquisite Morbidity” çoğunlukla bir başka Death metal grubunun etkisine bürünmüş gibi görünse de buradaki nüansı “MORBID ANGEL için 33 dakikalık bir saygı duruşu” olarak değil de yapılmış olanı var gücüyle ileriye ittirmeye çalışan, zaten sonuna kadar dolmuş bardağın üzerine son bir damla daha akıtabilme gayretinde bulunan bir topluluğun ürünü olarak tanımlamanın daha doğru olabileceği görüşündeyim. Bunu burada bu şekilde tanımlamak bence hem ilham odaklarını tek bir yere odaklayarak bir yerlere gelebilme hasretiyle yanan grupları daha iyi tanımlayabilmemize fırsat tanıyor hem de bu toplulukların yaptığı bazı parmak ısırtan işlerden maksimum keyif alabilmemizi sağlıyor.

MALIGNANT ALTAR “Realms of Exquisite Morbidity” ile birlikte yeteneğini ve ileride neler yapabileceğini bizlere çoktan kanıtlamış durumda. Grup belki ilerleyen yıllarda BLOOD INCANTATION tarzında bir patlama yaratmayacak, hatta belki de Spotify’da en çok dinlenen şarkısı 20 bini bile geçmeyecek ama bu grubun gittikçe daha çok kaliteli olma yoluna da taş koymayacak.