30 yıllık macerasının ardından dağılan Absu’nun beyni Proscriptor McGovern, geçtiğimiz yılın başında grubun bir daha asla, hiçbir şartta dönmeyeceğini açıklamıştı. Acımı içime gömüp grubun şimdiye kadar çıkardığı bence en iyi albüm olan “Tara”nın kritiğini yazmış, Absu’yu son yolculuğuna övgü dolu sözlerle uğurlamıştım kendimce. Sonra, pek de beklemediğim bir gelişme yaşandı. Proscriptor McGovern, müzikal kariyerine Proscriptor McGovern’s Apsû şeklinde devam edeceğini, çok değil 10 ay sonra açıkladı. Peki, Proscriptor McGovern’s Apsû, Absu’nun ruhani devamı mı olacaktı? Bunu, yılın ortalarında yayımlanan “Absu’dan Apsû’ya Permütasyon” videosunun uzunca açıklamasıyla öğrendik. Absu’yu, Proscriptor McGovern’s Apsû’yu kurabilmek adına dağıttığını açıklayan McGovern, niyetinin, yenilenmiş bir şarkı yazım stiliyle yeni oluşumu ortaya çıkarmak olduğunu belirtiyor. Tabii yanına yeni yol arkadaşlarını da alarak.
Buraya kadar anlattıklarımda, biraz da abartarak yazdığım için dikkatinizi Proscriptor McGovern’s Apsû ifadesinin çektiğini tahmin ediyorum. Böylesi bir grup ve albüm adı seçimi, açıkçası beni biraz rahatsız ettiği için üstüne bu denli gidiyorum. Grubun beyni konumundaki isim, kendini grubun liderinden ziyade yöneticisi olarak görüyor ve yine kendini “baskıcı bir komiser” şeklinde nitelendirmekten çekinmiyor. Buraya kadar her şey “normal” ve bunlardan tabii ki bana ne. Ama on yıllardır yaptığı müzikle rüştünü ispatlamış birinin ismini, bu derece ön plana çıkarmaya çalışmasını, adını duyurma gereksinimi hissetmesini, Absu gibi bir oluşumun başındaki birine yakıştıramıyorum. Buna bir de pek girmek istemediğim magazinsel meseleler eklenince, Proscriptor McGovern’s Apsû’dan ister istemez uzaklaşıyorum. Ama bunları görmezden geldiğimde “Proscriptor McGovern’s Apsû” albümünde ortaya konan işitsel kaos karşısında da saygıyla eğilmekten başka bir şey elimden gelmiyor.
Değişen adını tekrar tekrar yazmak yerine “yeni Absu” olarak nitelendirmek istediğim grubun, müzikal yönden McGovern’ın tam da dediği gibi şekillendiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Absu diskografisine baktığımda bu ölçüde olanını göremediğim yüksek dozda bir karanlık, işitsel keşmekeş, albümü dinlemeye başladığınız andan itibaren yüzünüze yüzünüze çarpıyor. Zaman zaman Vektor tadı yakaladığım -“Tantrums of Azag-Kkû mesela”- karmaşık ve albenili gitar işçiliklerine imza atan ve bir süredir Possessed kadrosunda da bulunan Vaggreaz müstear isimli Daniel Gonzalez, yapım boyunca tüm hünerlerini konuşturuyor. Burada doğrudan bir thrash grubuna referans vermekte hata ettiğimi düşünmeyin zira yeni Absu, black metal yönleri biraz daha törpülenmiş, thrash’e daha fazla kucak açan bir oluşum olma yoluna gidiyor. Tabii McGovern’ın delilikle dâhilik arasında gidip gelen zihninde yaratıp hayata geçirebildiği sıra dışı ritim bölümlerini de özellikle vurgulamak gerekiyor. Yakın Doğu mistisizminden de hareketle oluşturulan liriklerin şekillendirdiğini düşündüğüm ezgilere McGovern, daha önce pek şahit olmadığım ritimlerle eşlik etmekten çekinmiyor.
Bağlarını geçmişle tamamen koparmış gibi yapsa bile yeni Absu’da, eski Absu’dan izler yakalamanız gayet mümkün. Sayıları azalmış olsa da King Diamond tadında falsettolar, şarkılarda yer verilen ritim oyunları, bazı parçaların apansız sonlanması, Absu dinleyicilerinin alışık olduğu işler. Burada, yani yeni Absu’da dikkatimi çeken, Vorskaath müstear isimli Dimitrios Dorian’ın Mellotron’u ve McGovern’ın klavyeleri oluyor. Bahse konu enstrümanlar, bazı parçaların karakterini değiştirecek kadar ön planda duyuluyor ve yeni Absu’nun yaratmayı hedeflediği gizemli atmosferin birkaç notayla hayat bulmasını mümkün kılıyor.
Absu albümlerinin tamamını göz önüne aldığımda, gidilen müzikal farklılığın ve müziğe eklenen karmaşanın da katkısıyla “Proscriptor McGovern’s Apsû”nun genel hatlarıyla yorucu bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Müzisyenlerin kendi alanlarındaki eforları takdire şayan kesinlikle ve ortada, usta işi bir albüm var. Keza albümde konuk tarafında tam bir yıldızlar geçidi olduğunu eklemeden geçmeyeyim. Lakin yapımın birkaç şarkısı müstesna, uzun ömürlü olma konusunda nasıl bir sınav vereceğini kestiremiyorum.
Kadro Proscriptor McGovern: Vokal, davul, klavye, flüt, sözler
Ezezu: Bas, ek vokal
Vaggreaz: Lead gitar, bas
Vorskaath: Klavye, akustik gitar, mellotron
Ross Friedman: Lead gitar
Rune Eriksen: Lead gitar
Alex Colin-Tocquaine: Lead gitar
The Dark: Lead gitar
Şarkılar 1. Amenta: Accelerando: Azyn Including Hierophantasmal Expounder
2. Esoterically Excoriating the Exoteric
3. Quasaric Pestilence
4. Mirroracles
5. In-Betweeness Gateway Commuters
6. Jupiter in Capricornus
7. Dedicated to Thoth, But Azathoth Wasn’t Listening (A Necroloquy)
8. Caliginous Whorl
9. The Coagulating Respite
10. Prana: Therion: Akasha
11. Tantrums of Azag-Kkû
12. Every Watchtower Within Is the Axis of a Watchtower Without Including Totemic Thresholds
Sarki isimlerinin anlamını anlayanlar seri dm
Tam bir pazarlama fiyaskosu. ismi ve şarkı adlarını okurken öyle yoruldum ki şu an gruba ve müziğine merak duyacak enerjim kalmadı.
Son parçanın sözlerini çok merak ettim :D