Yazdığım kritiklerin başlıklarını genelde yazıların bitiminde koyuyorum. Yazıyı tamamladıktan sonra yazı bana bir başlık veriyor, ben de ana sayfada güzel duracak, albümü iyi ifade edecek bir başlığı koyup yazıyı yayınlıyorum. Bazen nadir de olsa yazıyı yazmadan önce başlığını attığım da oluyor. Albümü dinlediğim sırada kafamda bir başlık beliriyor ve yazıyı o başlığın şemsiyesi altında yazıyorum.
Mesela ULCERATE’in “Shrines of Paralysis” yazısının başlığı olan “Notaların hayatta kalma mücadelesi”ni albümü ilk dinleyişimde telefonuma not etmiştim ve yazıyı da o çerçevede kurgulamıştım. Tıpkı şu anda yeni albümünü yazmakta olduğum, Fransa’nın en sıra dışı gruplarından biri olan PLEBEIAN GRANDSTAND’in 2016’da çıkan bir önceki albümü “False Highs, True Lows”un kritiğinin başlığında olduğu gibi.
“Panik atak geçiren notaların ihtişamı.”
Aradan geçen 5 yıl ve PLEBEIAN GRANDSTAND yeni albümü “Rien ne suffit”, yani “hiçbir şey yeterli değil” ile karşımızda. Black metalin DEATHSPELL OMEGA’sını, BLUT AUS NORD’unu, DODECAHEDRON’unu; death metalin ULCERATE’ini, PYRRHON’unu; daha net avangartlık sunan ortamların IMPERIAL TRIUMPHANT’ını alın ve buna yer yer JUTE GYTE’a varan düzeyde bir noise bileşeni ekleyerek fırına verin. Çıkacak sonuçla PLEBEIAN GRANDSTAND’in sunduğu sapkınlığa dair bir fikir edinebilirsiniz.
Avangart black metal ve mathcore’u harmanlayan nadir gruplardan biri olan PLEBEIAN GRANDSTAND, bu yeterli değilmiş gibi bir de powerviolence’ın nefes aldırmaz azgınlığını katıyor müziğine. Grup elemanlarının ne kadar normal tipler olduğunu gördüğünüzde, yaratılan bu manyaklığın ve kaosun bir şekilde daha da etkili hâle geldiğiniz düşünmeniz de olası. Dünyanın en normal grup imajına sahip olan PLEBEIAN GRANDSTAND, senin benim gibi adamların bu ruh hastalığını ortaya çıkarıyor olmasıyla bence daha da çekici hâle geliyor.
Son zamanlarda dinlediğim en hayranlık uyandırıcı ve bir o kadar da yıpratıcı şarkılardan biri olan “Angle Mort”u tek başına ele almak istesem bile bu uzunlukta bir yazı yazmam mümkün. Sadece 4.23’lük bir süresi olan şarkıda ne savaşlar yaşanıyor ne canlar veriliyor belli değil. Grup karambole girme kolaycılığına kaçmayan rafine bir kaos yaratma konusunda gerçekten hayranlık uyandıran bir beceriye sahip. Şu şarkıdaki bazı efektler ve gitar kullanımı sizi resmen fabrikaların, iş makinelerinin, ağır sanayinin içine; devasa vinçlerin ortasına atıyor. Haykıran makineler, çığlık atan metal aksamlar, birbirine sürtünen parçalar, aynı anda çalışan milyonlarca kaynak makinesi, gökyüzüne fışkıran kıvılcımlar…
“Massa critique” ile ticari anlamda intihar gibi bir açılış yapan albüm, “yaratıcının sağına, hiçliğin soluna” gibi bir anlamı olan ve bu anlam kadar soyut bir müzikal karakter sunan “À droite du démiurge, à gauche du néant” ile esas başlangıcını yapıyor ve göğüs kafesini yırtarcasına saldırıya geçiyor. Kimi şarkılarda sadece efekt kullanan ve enstrümanlarını dinlendirerek ses pasajları/noise sunan PLEBEIAN GRANDSTAND, notaların canlarını kurtarma mücadelesini sunan enstrümanların yanı sıra vokalleriyle de bu yaklaşımını sürdürüyor. Bu avangart, sıra dışı gitar kullanımı ve bulanık rif yapısının üstüne boca edilen vokaller yer yer olayı psikolojik noktalara çekerek albümü daha da ekstrem noktalara çekmeyi başarıyor.
Kısıtlı bir kitleye hitap etmesine rağmen kitlesini bulacağını düşündüğüm “Rien ne suffit”, PLEBEIAN GRANDSTAND’in metal dünyasının az bilinen ama çok değerli oluşumlarından biri olduğunu bir kez daha kanıtlayan bir gövde gösterisi. Yazıyı okuduysanız ve kafanızda az buçuk bir şeyler uyandıysa “Rien ne suffit”yi dinlemenizi kesinlikle öneriyorum. Bu denli bir yıkımı bu kadar rafine sunmak gerçekten her grubun harcı değil ve PLEBEIAN GRANDSTAND bunu ustalık düzeyinde yapıyor, beyin kıvrımlarımızın arasına avuç avuç metal talaşı serpiştiriyor.
Kadro Adrien Broué: Vokal
Simon Chaubard: Gitar
Olivier Lolmède: Bas
Ivo Kaltchev: Davul
Şarkılar 1. Masse critique
2. À droite du démiurge, à gauche du néant
3. Tropisme
4. Part maudite
5. Angle mort
6. Espoir, nuit, nauffrage
7. Nous en sommes là
8. Rien n'y fait
9. Jouis, camarade
10. Aube
Geçtiğimiz yıllarda hazırladığım sene sonu listelerine bakınca Deathspell Omega’nın nasıl büyük bir etkiye sahip olduğunu görüyordum. 2021′deyse durum biraz farklı. Mastodon geleneği (Papangu ve Dvne başta gelmek üzere) ciddi bir yükseliş gösterirken black metal kısmen durulmuş görünüyor. Sanırım 3. black metal dalgasının artık iyice tarihsel sınırlarına dayandığından bahsedebiliriz ve bu noktada onu içererek aşma anlamı taşıyacak albümler önem kazanıyor.
Rien ne suffit işte bu albümlerden biri. Plebeian Grandstand henüz etki açısından Imperial Triumphant’ın çok gerisinde olsa da kendisini onlara benzer bir yerde konumlandırmayı başarıyor.
@Emre Görür, Ben de benzer şeyler düşünüyorum uzun zamandır. Birbirinin kopyası albümler dolanıyor ortalıkta. Bir grubun gçıkarıp masaya vurması lazım. Yeni bir soluk, yeni bir kan lazım.
önceki albümlerini burada görüp çok beğenmiştim. bunu da çok beğendim. belli ki kafayı iyice yemişler. bu arada, elemanların “öylesine adam” görünümü benim de ilgimi çekti.
Tam bir şizofren müziği. Bu kadar karman çorman bir müziği nasıl böyle dinlenibilir yapıyorlar anlamıyorum. Sanat eseri gibi bir albüm olmuş. Hani bir müzik üzerine tez falan yazsaydım mutlaka Plebeian Grandstand, Deathspell Omega gibi grupların müziğini ele alırdım. Uzaktan bakınca “la bu müzik mi?” gibi görünse de metal müzik gibi teknik ve progresif grupların yüzlerce olduğu bir türde bu kadar özgün müzik yapmak her baba yiğidin harcı değil.
@Rashid, Bu arada eklemeyi unuttum. Debemur Morti gibi daha “global” bir şirkete geçiş yapmaları sevindirici bir haber. Son yıllarda böyle deneysel grupların büyük şirketleri kendine çekmesi beni çok sevindiriyor.
Geçtiğimiz yıllarda hazırladığım sene sonu listelerine bakınca Deathspell Omega’nın nasıl büyük bir etkiye sahip olduğunu görüyordum. 2021′deyse durum biraz farklı. Mastodon geleneği (Papangu ve Dvne başta gelmek üzere) ciddi bir yükseliş gösterirken black metal kısmen durulmuş görünüyor. Sanırım 3. black metal dalgasının artık iyice tarihsel sınırlarına dayandığından bahsedebiliriz ve bu noktada onu içererek aşma anlamı taşıyacak albümler önem kazanıyor.
Rien ne suffit işte bu albümlerden biri. Plebeian Grandstand henüz etki açısından Imperial Triumphant’ın çok gerisinde olsa da kendisini onlara benzer bir yerde konumlandırmayı başarıyor.
01.12.2021
@Emre Görür, Ben de benzer şeyler düşünüyorum uzun zamandır. Birbirinin kopyası albümler dolanıyor ortalıkta. Bir grubun gçıkarıp masaya vurması lazım. Yeni bir soluk, yeni bir kan lazım.
önceki albümlerini burada görüp çok beğenmiştim. bunu da çok beğendim. belli ki kafayı iyice yemişler. bu arada, elemanların “öylesine adam” görünümü benim de ilgimi çekti.
Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi fon müziği. Ağır psikolojik problemleri olmayanlar dinlemesin.
07.04.2022
@ismail vilehand, https://i.hizliresim.com/l4gf84x.jpg
07.04.2022
@B, kullanım şekli belirtmeleri iyi olmuş çünkü yanlışlıkla fitil olarak alan da oluyor bu ilaçları.
https://youtu.be/1uebxKnnug4
Tam bir şizofren müziği. Bu kadar karman çorman bir müziği nasıl böyle dinlenibilir yapıyorlar anlamıyorum. Sanat eseri gibi bir albüm olmuş. Hani bir müzik üzerine tez falan yazsaydım mutlaka Plebeian Grandstand, Deathspell Omega gibi grupların müziğini ele alırdım. Uzaktan bakınca “la bu müzik mi?” gibi görünse de metal müzik gibi teknik ve progresif grupların yüzlerce olduğu bir türde bu kadar özgün müzik yapmak her baba yiğidin harcı değil.
21.12.2021
@Rashid, Bu arada eklemeyi unuttum. Debemur Morti gibi daha “global” bir şirkete geçiş yapmaları sevindirici bir haber. Son yıllarda böyle deneysel grupların büyük şirketleri kendine çekmesi beni çok sevindiriyor.
Yemin ediyorum nefes alamıyorum beyinsel problemlerim var
https://youtu.be/KcaS_uE7OY8
Bende onarılamaz yaralar açtılar. Canları sağolsun