Metalin teknoloji ve bilim kurguyla buluştuğu, tutkulu ve uçuk albümler merakımı o kadar çok cezbediyor ki böyle albümleri baştan sona soluksuz dinlemem için kapak görselini görmem bile yetiyor çoğu zaman. Gruplar yol olarak belirledikleri bu kozmik temaları olabildiğince derin ve hisli işleyebilmek adına çok farklı yöntemlere başvurabiliyorlar. Örnek vermek gerekirse CYNIC son albümü ”Ascension Codes”da en basitinden şarkı isimlerini bile bu temayla yüzde yüz uygun hale getirdiğini görüyoruz. Bu yolda bir başka grup olan thrash metalin son dönem en iyilerinden VEKTOR ise imajından tutun en küçük rifine kadar her şeyiyle sözünü ettiğim ”Uzay, Sci-Fi, Teknoloji” gibi kavramları sahiplenmeye çalışıyor.
Elbette metal bu kavramlarla yeni tanışmış değil. Dolayısıyla adını geçirdiğim gruplar türlerinin son örnekleri olmadığı gibi ilk örnekleri de değil. 8 yıldır ortamlarda yıldız tozu yutan ABD’li IMPERIALIST ise geçtiğimiz hafta muhtemelen dünyada sadece 6 kişinin falan beklediği ikinci albümünü piyasaya sonunda sürdü ve türünün nadir görülen örneklerinden olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Bir araya getirilmesinin çok meşakkatli ve garantisiz olduğu iki şeyi; Black metali ve Sci-Fi’nı birleştiren, daha doğrusu son iki albümdür birleştirmeye çalışan IMPERIALIST bu gayesine ”Zenith” ile bence hala ulaşabilmiş değil. Her ne kadar grup ortaya üstün bir şeyler dökmek için uğraşmış bulunsa da ”Zenith” müzik şirketinin de belirtmekte ısrar ettiği üzere ”Sci-Fi Teknik Black metal” etiketine son derece yüzeysel yaklaşmış; IMPERIALIST ”Zenith”i oradan buradan tadımlık aldığı ilhamların ve çoğunlukla thrash metal janrında kullanılan keskin ve soğuk prodüksiyonun eşliğinde sunmuş.
Tam da yayınlanması gereken yerde DISKORD, JUPITERIAN ve ATRAE BILIS gibi kafayı sıyırmış grupları ağırlayan Transcending Obscurity Records’ın imtiyazı altında yayınlanan ”Zenith” yapı, beste, şarkı sözleri, enstrümantal işçilik bakımından türün bütün gereksinimlerini eksiksiz bir şekilde karşılayan, görkemli gözüken ve özen altında yapıldığı belli olan bir albüm. Bunun yanında, görkemli ve olduğundan büyük görünmek adına kollarını bacaklarını dört yana ayıran bir peygamber devesinden de çok fazla farklı değil açıkçası. İddia ettikleri ”Sci-Fi Teknik Black metal” olayı benim düşünceme göre icra edilmesi ve kitlelere kabul ettirilmesi çok zor olduğundan mütevellit bunun üstesinden ”henüz” gelebilmiş de değiller zaten ama gidişata bakılacak olursa biraz daha efor ve bir miktar da müzik şirketi pohpohlaması yardımıyla uzun vadede başarılı olabilirler diye düşünüyorum.
Bu kritiği yazmadan önce hatta albümü bile dinlemeden önce IMPERIALIST’in kendisi ve tüm bu konular hakkında yeterince kapsamlı bir şeyler yazdıracağını bekliyordum lakin ”Zenith” benim için o kadar yüzeysel ve tekrarı zor bir albüm haline geldi ki 5′inci dinleyişimin ortasında artık iyiden iyiye sıkıldığımı sezinleyip albümü kapatmak istedim. Grubun vadettiği yenilikçi ve cesur imajı ”Zenith”de olması gerektiği bir dozda bulamadım ve durdur tuşuna bastığım an albümün sadece sıradan, çağdaş bir Black metal albümü olduğuna kanaat getirdim.
Grubu daha önce hiç dinlememiş olanlar için IMPERIALIST’i DISSECTION ve VEKTOR birlikteliğinden peydah olan, yer yer kendisini ASCENSION ve THULCANDRA sularına da atmakta tereddüt etmeyen bir topluluk olarak betimleyebilirim. Fakat grubun her şeye rağmen başkalarıyla kolay kolay mukayese edilecek bir müzik yapmadığını da eklemek isterim. Zira Sci-Fi’nı ve Black metali bir sepete sığdırmaya çalışmak her delinin harcı değil. Eğer Sci-Fi Thrash/Death metal veya Black metal türlerinden birini seviyorsanız albüme bakın, eğer Sci-Fi Teknik Black metal türünü sevebileceğinizi düşünüyorsan albüme kesinlikle bakın.