Nereden baksanız iki buçuk yıldır sessizliğini koruyan Kanadalı Délétère ve bugün ele alacağımız yapım sayesinde tanışıp epey sevdiğim, hatta son albümü hakkında da daha sonra bir şeyler anlatacağım Alman Sarkrista’nın küfür başyapıtı olan “Opus Blasphematum” split’i ile birlikteyiz.
Normalde yazılara, öyle veya böyle giriş niteliğinde birkaç kelam ederek başlardım ama split, o kadar canlı, o kadar enerjik ki (karanlık enerji diyeyim hadi) ne grupların yeteri kadar tanınmadığına sıkılan canımdan ne de split’lerin, bilinmeyen grupların tanınırlık kazanmasındaki etkisinden filan bahsedesim gelmedi. Teknik bir iki konuya kısaca değinip yapımda dikkatimi çeken noktalardan bahsetmeye niyetliyim bugün.
Split’in süre bakımından aslan payı, Sargeist tadında eserler üretme konusunda mahir Sarkrista tarafında. Kendisinin ortalama uzunlukta dört eseri varken Kanadalı dostlarımız Délétère, üç şarkıyla split’e omuz veriyor. Açık konuşmam gerekirse her iki grubun ürettiği müzik de kulaklarımı şenlendirse de Délétère’in yaratımları, daha evvel hem bir albümlerini hem de EP’lerini karalamamdan dolayı daha bir ilgimi çekiyor. Délétère bölümü sarsıcı bir güzellikte başlayıp sonlanırken Sarkrista’nın eserlerini tecrübe ederken de zamanın nasıl geçtiği ve 40 dakikanın nasıl sonlandığı gerçekten anlaşılmıyor.
Kanadalı black metal grupları arasında önemli bir yer edinme konusunda elinden geleni yapan Délétère, önceki albümlerinde olduğu gibi yine harekete geçirici ve riflerin, melodilerle dans ettiği eserlerle karşımıza çıkıyor. Split’i dinlemeye başladığımda ilkin, kulağıma çalınan baskın enstrümanın bir gayda olduğunu düşünmüştüm ama akıllıca bir yöntemle, lead gitar melodisinin ses rengini, hüzünlü notalar saçan bir gaydaya benzetmiş adamlar.
Hatırlarsanız, org tonlarıyla müziğine yepyeni karakterler kazandıran ve bunu, çok da iyi başaran bir gruptu Délétère. Bahsettiğim eserin taşkınlığını, kapkara bulutlarla tanıştıran bu lead gitar tonu ve kullanımı, grubun yaratıcılık konusunda birkaç adım daha ilerlediğini gösteriyor. Devam eden şarkılarda armonik zenginlik biraz daha artıyor ve gitarlardan yağmur gibi yağan rif/melodi sarmalları, sizi kısa süreli ruhsal paralizilere davet ediyor. Délétère’in müzik oluşturma aşamasında birçok fikri ele alıp ustalıkla bir araya getirdiği, üç şarkıdan da anlaşılıyor. Ortaya çıkan eserin kolektif bir çalışmanın özünü yansıttığı çok açık. Tabii bu ortak sanat eseri hazırlama sürecinin epey kalabalık bir kadroyla devam ettiğini sanıyorum. Zira Délétère’in altı kişilik kadrosunda, şu an üç gitarist var -üçünün icrasını aynı anda, üçüncü parçada işitebilirsiniz- ki ekibe katılan yeni gitarist, Matrak takma isimli müzisyen. Müzisyen, bir başka Kanadalı black metal devi Forteresse surlarındaydı bir süredir. Belki de Matrak’ın gruba katılımıyla bir fikir zenginliği yaşanmış olabilir. Sonuç olarak, split’in Délétère tarafından çok ama çok memnun kaldım. Kendi ifadeleriyle “Kaos ve vebaya üç gazel” okuyan grup, beni, yeni albümleri veya EP’leri konusunda ziyadesiyle heyecanlandırdı.
Gelelim Sarkrista’ya.
Ülkemizi kıskanmaktan artakalan vakitlerinde günlük rutinlerini sürdüren her Alman gibi Sarkrista üyeleri de bize duydukları hasetten vakit buldukça kayda girmişler ve split’in diğer yarısını karşımıza çıkarmışlar. Başta da ifade ettiğim gibi Sargeist worship’i şarkılar üreten ve benim bundan zerre kadar rahatsızlık duymadığım grup, split’in daha bir isyankâr, daha bir küfürbaz, daha bir aykırı çocuğu konumunda bulunuyor. Lirikleriyle zehir saçsa da oluşturduğu melodik riflerle hüzünbaz sularda kulaç atmakta olan Sarkrista, riflerin arasına yerleştirdiği lead gitarlı melodilerle dinleyeni, düşüncelere sevk ederken yaptığı müziği ve takip ettiği underground hizbi ne denli içselleştirdiğini, her yeni parçasında bir kez daha gözler önüne seriyor. Kendi adıma Sargeist’ın albümlerini döndüre döndüre dinlemekten hiç sıkılmadığım için Sarkrista’nın eserlerini zevkle takip ettiğimi söyleyebilirim. Her ne kadar bombayı, yeni çıkan uzunçalarlarında patlatmış olsalar da benim gibi grupla yeni yeni tanışacak olanlar için dört şarkılık hoş bir fragman hazırlayan grup, filmin devamını görmek isteyenleri, yeni albümlerine davet ediyor üstü kapalı olarak. Alman olduğunu bilmesem, kesin Fin black metal grubu diyebileceğim Sarkrista, split’in değerli hâle gelmesinde önemli pay sahibi oluyor Délétère’den sonra.
Benim açımdan sürpriz sayılabilecek işlerden biri “Opus Blasphematum” ve split’i dinlerken büyük keyif aldım kesinlikle. Délétère’in yeni eserleriyle tanışmak ve Sarkrista’nın harikulade müziğini deneyimlemek için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Kadro DÉLÉTÈRE
Thorleïf: Vokal, klavye
Anhidar: Gitar
G.: Gitar
Matrak: Gitar
Atheos: Bas
Kaedes: Davul
SARKRISTA
Revenant: Vokal, gitar
Ulfang: Gitar
Ghul: Gitar
Exesor: Davul, bas
Şarkılar 1. DÉLÉTÈRE - Seule affamée
2. DÉLÉTÈRE - Verminanda
3. DÉLÉTÈRE - La cour des fanges
4. SARKRISTA - Arrival of the Horned
5. SARKRISTA - Psalms of Impious Malice
6. SARKRISTA - Sermons of Burning Blood
7. SARKRISTA - Unleash the Purging Fires
Şu adamlar neden hala spotify da yok ya, her canım çektiğinde youtubedan dinleyesim gelmediği için hevesim kursağımda kalıyor.Harika melodileri var, çok ayrı bende yerleri
Ouz abi ayrıca bu adamların esas parlamalarını sağlayan Ep yi(Per Aspera ad Pestilentiam (MMXIV-MMXV)) yazmamışssın sadece.Onu senin kaleminden okumak çok güzel olurdu yazmıştım yine bir dönem :)
İki grupta da gitar çalan 3 kişi olması nasıl bir tesadüf acaba. Eline sağlık Oğuz, dinleyeceğim ilk fırsatta.
18.12.2021
@Ahmet Saraçoğlu, Sağ olasın Ahmet.
Şu adamlar neden hala spotify da yok ya, her canım çektiğinde youtubedan dinleyesim gelmediği için hevesim kursağımda kalıyor.Harika melodileri var, çok ayrı bende yerleri
Ouz abi ayrıca bu adamların esas parlamalarını sağlayan Ep yi(Per Aspera ad Pestilentiam (MMXIV-MMXV)) yazmamışssın sadece.Onu senin kaleminden okumak çok güzel olurdu yazmıştım yine bir dönem :)
18.12.2021
@agrypnie, Mesajını gördüysem kesin unutmuşumdur, kusura bakma. Onu da yazarım tabii ama tam bir zaman vermeyeyim.
Ayrıca gruba Spotify konusunda ben de kırgınım. :)
Deletere kısmı beni benden aldı. Uzun süre dinlerim.