Önemli gruplarda çalan bilindik isimlerden oluşan pek çok topluluk var. Bazısı kendi gruplarındaki daha ciddili müziklerden sıyrılıp geyiğine müzik yapmak için bir araya geliyor, bazısıysa kendi gruplarındaki ciddili müziklerden farklı yapıda, ancak yine ciddili müzik yapmak için kuruluyor. Bugün bunlar arasından en sevdiklerimden biriyle, Norveçli nefis oluşum SARKE’den bahsedeceğiz.
Yarı-underground bir süpergrup olarak değerlendirebileceğimiz SARKE; DARKTHRONE, ENSLAVED, SPIRAL ARCHITECT, KHOLD gibi gruplarda çalmış ya da çalmakta olan müzisyenlerden kurulu; tam bir “işi bilen abiler” grubu. 2008 yılında KHOLD’dan Sarke tarafından kurulan grupta vokallerden Nocturno Culto, davullardan ise ENSLAVED’in en önemli albümlerinden bazılarında baget sallamış olan Cato Bekkevold sorumlu. Gitarda ise metal tarihinin gördüğü en sıra dışı albümlerden biri olan “Sceptic’s Universe”e imza atan SPIRAL ARCHITECT’in kurucularından Steinar Gundersen var. Tüm bu vizyonlar bir araya gelince ortaya çok farklı, özgün bir kimya çıkıyor ve SARKE dediğimiz lezzet tufanı oluşuyor.
2019’da çıkardıkları “Gastwerso” ile o yılın en değerli işlerinden birine imza atan SARKE’nin değer kazanmasını ve kulağa farklı gelmesini sağlayan şey de bu adamların oluşturduğu kimya aslında. Bir tarafta KHOLD’da black metal yapan Sarke’nin gruba kattığı özgün hava, diğer tarafta Nocturno Culto’nun Lemmy’vari, Tom G. Warrior’vari kırçıllı vokalleriyle oluşan karakteristik tat, diğer tarafta Gundersen’in ve Cato’nun esasında son derece progresif sularda yüzen geçmişlerinden gelen sıra dışı, farklı beste anlayışı. Bunlar birleşince, ortaya ne aşırı çiğ ne göstere göstere progresif takılan ne de her çiçekten bal almaya çalışan bir sonuç çıkıyor. SARKE, SARKE müziği yapıyor ve öyle çok da sofistike bir yanı yokmuş gibi gözükse de özgün olmayı başarıyor.
“Allsighr”e baktığımızda, grubun “Gastwerso”da da sergilediği kimi şeyleri yine aynı başarıyla ortaya koyduğu ancak kesinlikle kendine ait bir havası da olan bir çalışma görüyoruz. “Gastwerso”daki “nostaljik bir gizeme sahip, sıcaklık soğukluk dengesi tam yerinde paçozluk”, “Allsighr”de yerini biraz daha progresif karakterli bir havaya bırakıyor. Bu progresiflik elbette ki daha zor icra edilirlik veya dinlenirlik noktasında vuku bulmuyor. Klavyelerin ve gitarların iç içe geçmişliği ve şarkılardaki değişkenlik oranı açısından “Allsighr”de bazı renklerin daha canlı kullanıldığına inanıyorum. Nasıl oluyor bilmem, ama açılış şarkısı “Bleak Reflections”ı dinlerken akıllara ENSLAVED’in gelmemesi pek mümkün değil diye düşünüyorum. Bu sırf Cato’nun davullarıyla değil, gitarların gerek sound gerek tavır olarak takındığı tuhaf havayla da oluşuyor.
Grubun önceki albümlerinde sergilediği usta işi, bilen adam paçozluğu Nocturno Culto’nun vokalleri sayesinde yine yerli yerinde ve bu vokallerin “Glacial Casket” gibi değişken karakterli şarkılarla birleşince işte o kimseye benzemeyen SARKE sound’u oluşmuş oluyor. SARKE’yi dinlerken bu adamların black metal kanı taşıdığını da hissediyorsunuz, isteseler çok lezzetli bir progresif rock albümü yapabileceklerini de. Dilerlerse 70’lerin okült rock’ına kayan bol klaveli, mellotronlu bir müzik yapabileceklerini de seziyorsunuz, oldu-school heavy metali basan cayır cayır bir şeyler sunabileceklerini de.
Barındırdıkları çiğ sound da eklenince ortaya benzeri pek de olmayan bir kıvam çıkıyor. Sanki seksenlerden beri black metal yapan bir vokalist, doksanların başından bu yana gerek progresif gerek black metal sularında yüzmüş bir gitarist, black metal dokunuşlu gruplar arasındaki en progresif karakterli gruplardan birinde davul çalmış bir davulcu, yine black metal tozunu yutmuş ancak çok daha fazlasını da yapabileceğini hissettiren bir basçı ve klavyeci bir araya gelmişler ve bir garaja doluşup müzik yapmışlar…
SARKE işte böyle bir grup, zaten böyle bir grup. Adamların şarkılarına, misal klavyeleri sayesinde DEEP PURPLE’a kadar uzanan “The Reverberation of the Lost”a bakınca, elemanların bu müziği bir araya gelip stüdyoda “jam” eylerken yazdıklarını net şekilde hissediyorsunuz. Rifler üzerinde saatlerce düşünülmüş, kurgulanmış havası vermiyorlar; basit ancak etkililer. Davullar asla bilgisayar ekranı soğukluğuna sahip değiller, capcanlılar. Vokaller desen zaten ne söylese leke sürecek Nocturno Culto kalitesini yansıtıyorlar.
Hepsi bir araya gelince de ortaya yine son derece keyifli, karakteristik bir albüm çıkıyor. İçinde CELTIC FROST da DARKTHRONE da ENSLAVED de bulabileceğiniz ancak tüm bunların somut parçalardan ziyade iç içe geçmiş şekilde yer aldığı ve ortaya tam anlamıyla nevi şahsına münhasır bir sonuç çıkardığı bir yapıt “Allsighr”. “Gastwerso”yla kıyasladığımda o albümün atmosferinin bir tık daha özel, daha sevilesi olduğunu düşünüyorum ama “Allsighr” de yazıda anlatmaya çalıştığım şekilde gayet iyi, keyifli, ustalık kokan, dinlemelere doyulmayan şarkılar barındıran bir albüm.
Kadro Nocturno Culto: Vokal
Steinar Gundersen: Gitar
Sarke: Bas
Anders Hunstad: Klavye
Cato Bekkevold: Davul
Şarkılar 1. Bleak Reflections
2. Grim Awakening
3. Funeral Fire
4. Allsighr
5. Beheading of the Circus Director
6. Through the Thorns
7. Glacial Casket
8. Sleep in Fear
9. The Reverberation of the Lost
10. Imprisoned
Ellerine sağlık Ahmet… tam bir ustalık işi bir albüm. Dediğin herşeye yüzde yüz katılıyorum. Prograsif gibi ama değil. Birşeyleri 10 veya 15 dakikaya uzatıpta bazı prog gruplar gibi mıy mıy mıy kafa ütülemiyor. Ne eksiği var ne fazlası tam kıvamında. Vokallerinden davullarına klavyeden sounduna kadar. Birde öyle birşey ki bu müziği yapıyoruz ama gerekirse ortalığın .mınada koyarız,sen ne bıdı bıdı yapıyon çocuk diyecek hatta fazlasıda olabilecek potansiyeli olan abiler. Valla iyiki böyle bir oluşum yapıpta ortalığa çıkmışlar. Metal müzikte bütün dallara budaklara hitap ediyor yaptıkları iş.
Bastım 9u. Aslında 10luk ama gelecek albüm ne iyi işlerler olacak diye saklıyorum.
Yazmaya unuttum, umarım yakın zamanda Nocturno abimizlede bir röportaj yaparsın. Birde aldı yaş gidiyor dünya gözüyle bir Darkthrone göremedik Türkiyede hiç yoksa Sarke yi görürüz enyakın zamanda. Dünya bir yana Nocturno bir yana benim için. Düşünüyorumda black metal rajonunun en tepe zamaarından beri itliğe kopukluğa piçliğe bulanmadan hala dimdik efendilik adam gibi adamlık abidesi. Birde son yıllarda bazı kesimlerin taşak geçtiği ti ye aldığı çoğu black frontmanlarının dalga konusu olduğu hatta kendilerini bile paçozluğa çevirdiği bu zamanlarda blackle hiç alakadar olmayan hatta topun ucuna bağlayan kişiler Nocturno için tek bir hece laf bile söyleyemiyorlar. Adam gibi adamlık böyle birşey olsa gerek.
Bence başlık “Adamlığın karakökü” olmalıydı.
“Klavyelerin ve gitarların iç içe geçmişliği” dedin ve beni benden aldın. Bunu progcu kasıntılığına hiç düşmeden öyle güzel yapıyolardı Gastwerso’da.. Albümü ediniyorum hemen.
Ellerine sağlık Ahmet… tam bir ustalık işi bir albüm. Dediğin herşeye yüzde yüz katılıyorum. Prograsif gibi ama değil. Birşeyleri 10 veya 15 dakikaya uzatıpta bazı prog gruplar gibi mıy mıy mıy kafa ütülemiyor. Ne eksiği var ne fazlası tam kıvamında. Vokallerinden davullarına klavyeden sounduna kadar. Birde öyle birşey ki bu müziği yapıyoruz ama gerekirse ortalığın .mınada koyarız,sen ne bıdı bıdı yapıyon çocuk diyecek hatta fazlasıda olabilecek potansiyeli olan abiler. Valla iyiki böyle bir oluşum yapıpta ortalığa çıkmışlar. Metal müzikte bütün dallara budaklara hitap ediyor yaptıkları iş.
Bastım 9u. Aslında 10luk ama gelecek albüm ne iyi işlerler olacak diye saklıyorum.
Yazmaya unuttum, umarım yakın zamanda Nocturno abimizlede bir röportaj yaparsın. Birde aldı yaş gidiyor dünya gözüyle bir Darkthrone göremedik Türkiyede hiç yoksa Sarke yi görürüz enyakın zamanda. Dünya bir yana Nocturno bir yana benim için. Düşünüyorumda black metal rajonunun en tepe zamaarından beri itliğe kopukluğa piçliğe bulanmadan hala dimdik efendilik adam gibi adamlık abidesi. Birde son yıllarda bazı kesimlerin taşak geçtiği ti ye aldığı çoğu black frontmanlarının dalga konusu olduğu hatta kendilerini bile paçozluğa çevirdiği bu zamanlarda blackle hiç alakadar olmayan hatta topun ucuna bağlayan kişiler Nocturno için tek bir hece laf bile söyleyemiyorlar. Adam gibi adamlık böyle birşey olsa gerek.
Bence başlık “Adamlığın karakökü” olmalıydı.
Sarke yaparkee! Ne sandın…
“Klavyelerin ve gitarların iç içe geçmişliği” dedin ve beni benden aldın. Bunu progcu kasıntılığına hiç düşmeden öyle güzel yapıyolardı Gastwerso’da.. Albümü ediniyorum hemen.
Gastwerso kısaydı, doyamamıştık, arayı açmadan devamını getirmeleri güzel oldu.
Deli gibi ministry vibeı aldım albümden