Kuzey ülkeleri metal dinleyicilerinin büyük çoğunluğu için özel bir yere sahiptir. Bu coğrafyadan çıkan gruplar milyonarca metal dinleyicisi için büyük anlamlar ifade eder ve muhakkak ki bu müziğin gelişiminde ve evriminde büyük rol oynamıştır. Bu coğrafyayı çok seven ve ne mutlu ki başlıca yerlerini ziyaret etme fırsatı bulmuş bir insan olarak beni yıllar sonra en çok şaşırtan şeylerden biri, İskandinavya olarak ifade ettiğimiz bu coğrafyanın aslında sadece üç ülkeden ibaret olmasıydı. İsveç, Norveç ve Danimarka’dan oluşan İskandinavya’yı çevreleyen ve bugün konuk ettiğimiz HAVUKRUUNU’nun da memleketi olan Finlandiya’yı da içeren diğer tüm ülkeler, Nordik ülkeler olarak adlandırılıyordu.
Bugün bu Nordik ülkelerin en büyüğü olan Finlandiya’nın son yıllarda metale armağan ettiği en değerli isimlerden biri olan HAVUKRUUNU’dan ve İskandinav ülkelerinin en büyüğü olan İsveç’in metale kattığı en büyük değerlerden biri olan BATHORY’den ilham alarak kendi karakterini yarattığı müziğinden bahsedeceğiz.
Pasifagresif takipçileri tarafından 2020’nin en iyi 10. albümü olarak seçilen son albümleri “Uinuos syömein sota” ile müthiş bir iş çıkaran ve pagan black metal özelinde son yılların en iyi işlerinden birini ortaya koyan Fin grup HAVUKRUUNU, kuruluşundan bu yana sergilediği üretken kimliğini 2021’i de boş geçmeyerek sürdürüyor. HAVUKRUUNU bu EP’de grubun ilk dönemlerinde yazdıkları şarkılar üzerinde çalışmış ve “HAVUKRUUNU’nun gerçek vizyonunu yansıtması adına” onları yeniden şekillendirmiş. Tabii sadece eski şarkıları eğip bükmekle kalmamış ve yeni birtakım eklemelerle onlara adeta hayat üflemiş. “Kuu erkylän yllä”, “Erkylä Üzerindeki Ay” anlamına geliyor. Erkylä, grubun kurulduğu Hausjärvi adlı yerleşimde bulunan bir köyün adı. Dolayısıyla HAVUKRUUNU bu EP ile köklerine, doğuşuna bir selam çakıyor ve retrospektif bir atmosfer yaratmayı amaçlıyor.
Zaten nasıl yaratmasın ki… Adamlar öylesine kadim bir Nordik karakterine sahipler ki bu müzik ve bu vokallerle 2582 yılında başka bir galakside geçen bir konsepti işleseler de insan kadim tatlarla, Nordik diyarlarına uzanan hislerle dolar. Öylesine atalardan kalma gibi duran, öylesine kanlarına işlemiş gibi kokan bir müzik yapıyor HAVUKRUUNU. Atalar demişken, HAVUKRUUNU’nun temelini oluşturan başlıca anlayışın elbette ki BATHORY’den, yani Quorthon’dan geldiğini bir kez daha vurgulayalım. Grubun müziğinin tamamında zaten aşikâr olan bu durum, “Kuu erkylän yllä” EP’sinde de apaçık ortada. Sadece müzikal karakter olsa yine iyi; HAVUKRUUNU EP’ye “Mustan merkin enteen alla”, yani “Under the Sign of the Black Mark” adlı bir şarkı koyarak ve hatta bu şarkıya “VERTA JA TULTA JA KUOLEMAA”, yani “Blood and Fire and Death” diye bir söz yerleştirerek Quorthon’u anma ve “olmasaydın olmazdık” deme görevini de saygı duyulası şekilde yerine getiriyor.
Yukarıda kadim vokaller dedik. Hiç uzağa gitmeye gerek yok; ikinci şarkı “Yön torni”yi açıyoruz ve kendimizi Nordik ortamlarda, Kuzey’in gizemli geçmişinde, fiyort tepelerinde, karlı kaplı ağaçların yamacında buluyoruz. Adamlar bu bağırmalı vokal olayını o kadar iyi yapıyor ve öylesine lezzetli vokal melodileri kullanıyor ki müziği dinlerken kızıla çalan, sarımtırak sakallarınızın çıktığını hissediyorsunuz. Elbet HAVUKRUUNU bu atmosferi sadece vokal noktasında bırakmıyor. Katman katman gitarlar, löngür löngür duyulan baslar ve her tür elementle bizlere enfes bir kuzey müziği sunuyor. Zaman zaman MOONSORROW’un bazen de FALKENBACH’ın epikliğini hissettiriyor, bir EP’ye göre fazlasıyla uzun olan 35 dakikalık süresi boyunca kendi coğrafyasını bizlere gezdiriyor.
Ben de bu inceleme vesilesiyle, sevgili Oğuz Sel’in son iki albümü yazarak bizlere tanıttığı HAVUKRUUNU ile hâlâ tanışmayanlar varsa daha fazla vakit kaybetmeden bu harika grubu tanımalarını, onu pamuklara sarmalarını, çok sevmelerini sağlamaya çalışıyorum. HAVUKRUUNU kesinlikle özel bir grup ve işini çok ama çok iyi yapıyor. Sadece pagan karakterli black metal tarafından bakmayın. Adamların tüm mizacı, havası, suyu, her şeyi kuzey kokuyor ve bunu da enfes şekilde notalara döküyorlar. Öyle ki, EP’deki tüm o paganlıkları, black metalleri, distortion’lı gitarları, blast beat’leri falan geçin ve sadece “Mustan merkin enteen alla”nın son 1 dakika 20 saniyesindeki klavyeleri dinleyin.
Albüm gibi EP yapmış adamlar. Bayağı beğendiğimi ve bir EP’e kıyasla çok kaliteli bulduğumu söylemeliyim. Normalde yıl sonu listelerine EP’leri eklemiyorum ama bunu kesinlikle ekleyeceğim.
Adamlar ne yapsa oluyor. Tam böyle eski usül black metal yapmışlar, iyi de etmişler. Ara ara giren korolar falan muazzam olmuş. Umarım full albüm için fazla bekletmezler.
Albüm gibi EP yapmış adamlar. Bayağı beğendiğimi ve bir EP’e kıyasla çok kaliteli bulduğumu söylemeliyim. Normalde yıl sonu listelerine EP’leri eklemiyorum ama bunu kesinlikle ekleyeceğim.
Çok başarılı olmuş. Harika bir EP.
Şunu Emperor’da yapsa ya Wrath of the Tyrant için. Ihsahn topsun olm!
Adamlar ne yapsa oluyor. Tam böyle eski usül black metal yapmışlar, iyi de etmişler. Ara ara giren korolar falan muazzam olmuş. Umarım full albüm için fazla bekletmezler.