Son zamanlarımda günlük rutin dertlerimin ve uzun vadeli “Ne olacak bu işler” isimli kaygılarımın altında o kadar çok ezilmeye başladım ki sırtımı azıcık doğrultmaya kalkıştığım anda hayata dair sürpriz, sinir bozucu ufak bir detay küçüklüğüne aldırmadan öküz gibi ensemden bastırıp beni tekrar o sıkışık ve dar yaşam döngüme geri sokuyor. Ben de bunun üzerine hayatta uzun zamandır en çok sevdiğim şeyi yapmaya, müzik dinlemeye daha çok sarılıyorum. O bastırdıkça ben sarılıyorum, ben sarıldıkça o daha da çok çöküyor tepeme. Eğer rivayet edildiği gibi yukarıda bir yerlerde duruyor ve kıs kıs gülüp benimle eğlenmeye bayılıyorsan söyleyeyim hemen: Bu benim hiç hoşuma gitmiyor.
Tırnağımız koptuğunda, popomuzda yabancı bir pandik hissettiğimizde ya da rutin ve uzun vadeli dertler tepemize çökmeye başladığında nasıl çoğumuz illa ki suçlayacak ya da şikayet edip yardım isteyecek birilerini arıyorsak burada toplanma sebebimiz olan metalde de benzer durumlar zuhur ediyor; Kimi gruplar insanların bağlandıkları inanç sistemlerini düşman belleyerek içlerindeki ukteleri kusarken kimi gruplar da dinlerin ve mitlerin sahip olduğu binlerce yıllık gelenekleri ve inanç biçimlerini fırsata çevirip kendi yollarını oluşturabiliyorlar.
Metal müzikte tanrı kavramının tam karşısında duran, işi blasphemy’ye kadar sürükleyip sırf tanrının karşısında olduğu için (işin ticari yönü başka mesele) şeytanı referans almaktan hatta ona dönüşmekten bile geri durmayan black metalin tek ilham kaynağı elbette sadece dinler, metafiziksel varlıklar veya savaşlar değil. Bugün konuk ettiğim Alman FIAT NOX da ilhamını bu saydığım kavramların dışında buluyor ve sayısız grubun ekmek yemesine vesile olan iyi aile çocuğu kadim dost H.P. Lovecraft’tan esinleniyor. Grubun vokalisti Desmotes ile gerçekleştirdiğim kısa bir mailleşmede kendisi her ne kadar şarkı sözlerinin oldukça derin bir kişisellikten/belirsiz bir kelimeler deposundan geldiğini iddia etse de bu derinliğin de Lovecraft hikayelerinden kazanıldığı şarkı isimlerinden aşikar.
“The Archive of Nightmares”e dair ilk söylemem gereken şey daha ilk şarkıdan itibaren kendisini gösteren başarılı bir atmosfer yaratımının sağlam referansların gölgesinde işleniyor oluşu; albümün geneline cömertçe dağıtılmış olan leziz ama bir o kadar da derinlemesine tınlayan melodilerin ve tatlı tatlı dinlemelerin baş rolünü üstlenen tane tane beste şeklinin BLUT AUS NORD, DISSECTION ve WATAIN ekolüne sırt yasladığını ve bunların SVARTIDAUÐI ve DEATHSPELL OMEGA karambolüne bulanarak sunulduğunu belirtmem gerekir. FIAT NOX’un burada melodik yaklaşımları ve karambole giden bu ritüelist tavırları aynı anda karşı tarafa son derece iyi aktardığı gözlemlenebilir iken albümde her şarkıda bulunan ve ne bir öncesinde ne de bir sonrasında eşine rastlanmayacak kadar farklı anları tattıran bölümlerin varlığı da “The Archive of Nightmares”in hanesine artı olarak dönen faktörler arasında yer alıyor.
FIAT NOX black metal anlayışını her ne kadar yukarıda sözünü ettiğim gruplardan alıyor gibi gözükse de albümdeki cüretkar (bir takım kakafonik ve melodik) fikirlerin varlığı da “The Archive of Nightmares”i kendi kalıbında şekillendirebiliyor, kendi yansıması ile baş başa bırakabiliyor; Örnek vermek gerekirse I, Ascendant parçasında 4:56′da giren klavyelerin ve bunun arkasını dolduran ürkütücü seslerin, albüme adını veren şarkıda 7:27′den şarkı bitinceye kadar size eşlik eden basit, yavaş ama etkili arpejin bol ride zilli blast beat ile uçuşa geçmesinin ve Triumph şarkısının girişindeki TRIBULATION’vari gotik riflerin albümün özenli ellerden geçtiğini kanıtlıyor ve grubun black metal konusunda umut vadeden şeyleri yapabileceğini de garanti ediyor bir bakıma.
Tavsiyesini müzik zevkini çok beğendiğim birinden aldığım “The Archive of Nightmares”i ilk dinlememde içeriğindeki melodik fırtınaların ve ultra dinamik davul işçiliğinin rüzgarına kapılarak aşırı beğendiğimi fakat sonraki dinleyişlerimde heyecanımın inceden eksildiğini fark ettim. Elbette FIAT NOX henüz yeni tanıştığım gruplardan ve onlara “Yılın black metal albümlerini yapamamışlar lanet olsun” gibi bir serzenişte bulunmak mantıksız olur. Bu yüzden kimi, ne amaçla dinlediğinin bilincinde olan bir dinleyici gözüyle FIAT NOX’un daha ilk albümlerinde son derece kabul edilebilir ve çok sevildiği takdirde asla inkar edilemeyecek kadar da iyi bir işe imza attığını söylemem gerekir.
Black metal seven hiç kimsenin sırt çevireceğini sanmadığım “The Archive of Nightmares”i özellikle BLUT AUS NORD gibi müziğini transa geçirmeyi seven gruplardan hoşlanan kişilere tavsiye etmek istiyorum. Eğer black metal dinlemiyorsanız bile sırf güzel davul işçiliğine şahit olmak için bile en az 2 tur çevirebilirsiniz.
albüme yeni çıktığı sıralarda denk gelmiştim çok iyi hatırlıyorum. biraz alkol almış olmamın etkisiyle ilk parçanın ilk saniyesinde içine almış ve melodileri beni ele geçirmişti. harika bir kritik olmuş, ellerine sağlık Erhan.
albüme yeni çıktığı sıralarda denk gelmiştim çok iyi hatırlıyorum. biraz alkol almış olmamın etkisiyle ilk parçanın ilk saniyesinde içine almış ve melodileri beni ele geçirmişti. harika bir kritik olmuş, ellerine sağlık Erhan.
13.10.2021
@de mysteriis dom sathanas, ilk şarkı gerçekten de çok iyi.
ayrıca güzel bir albüm kapağı ve iyi bir kritik.