Erhan Yiğit

Bazı şeylerin hep gizli saklı çevrilmesinin veya o şeylerin gerçekten var olduğuna inanılmasının arkasında yatan en büyük sebeplerden birisi olduğuna inandığım cinselliğin günümüzde çoğu toplumlarda hala tabu olması bahsettiğim bazı şeylerin de içeriğine ister istemez etki ediyor. Daha açık olmak gerekirse yüzyıllardır var olduğuna inanılan çok gizli, aşırı gizli İlluminati ritüellerinde cinselliğin de vazgeçilmez bir unsur olması, daha da genele inecek olursam direkt toplum içerisinde özünde dindar görünüp kutu kadar köy evinin içinde swinger partileri düzenleyen temiz Anadolu insanının sanki böyle şeylerden hiç haberi yokmuş gibi davranması, 45′lik hanzo dayıların sosyal medyada 20′lik çukulatalara yazıp evinde 11 yaşındaki kızını odasından çıkarmaması gibi sonu gelmeyecek bir sürü gerçeğin arkasında yatan bu cinselliğin karşı konulamaz cazibesi karşısında elbette bazı metal grupları da etkileniyor ve bunun sonucunda ortaya direkt cinsellikten ileri gelen bir takım habislikler çıkıyor.

Buzdağının görünen kısmında, en başta RAMMSTEIN, MOTÖRHEAD, AC/DC, TYPE O NEGATIVE gibi gruplar bu cinsellik ve erotizm olayını ticari birer maşa haline getiriyorken, görünmeyen, en dip, en karanlık kısmında ise bu kritiğe konu olan ANTEDILUVIAN ve IMPALED NAZARENE gibi leş ötesi gruplar iş görüyor.

Cinsellik ve şeytana tapınma olayını müzikal kaygıları arka plana atarak daha ritüelistik ve daha atmosferik bir icraat şekli ile yorumlamayı tercih eden ve bu uğurda kimi zaman dinleyiciyi sıkma ihtimali yüksek olan bir takım ses efektlerini ve iğrençlikleri de albümde işlemeyi göze alan ANTEDILUVIAN derdini büyük çoğunlukla black metali kullanarak anlatma yoluna gidiyor. Bunu söylememin sebebi grubun black metali bir amaçtan çok bir araç olarak görmesi aslında; Grup “The Divine Punishment”daki konsepti olabilecek en derin noktada, dinleyeni gerçek bir çukurdaymış gibi hissettirecek bir gerçeklik paydası eşliğinde sunmak için black metalin tüm hudutlarını resmen zorluyor, yeri geldiğinde pislik yuvasının ortasına düşmüş bir böcek gibi çırpınıyor, dinleyiciyle arasındaki perdeyi yırtmak için adeta kendini parçalıyor.

Enstrümantal ve beste yapısı olarak ortada belli bir düzenin bulunmaması, grubun müzik olayını yaklaşım biçiminin kimi zaman ALTARAGE veya PORTAL kıvamına gelip iyice korkunç bir hal alması ve bunların sonucunda eldeki materyalin dinleme süresi uzadıkça daha da çok karanlığa ve pisliğe gömülmesi “The Divine Punishment”i tabiri caizse günah dolu bir ritüelin ortasında elindeki zehri aletine sürterek acıyı ve zevki aynı anda tatmaya çalışan bir papaza dönüştürüyor.

Atmosfer noktasında oldukça keskin ve vurucu bir iş başardığını düşündüğüm ANTEDILUVIAN’ın bu kadar maharetli ve ateşli bir grup olmasının ardında yatan şeyin ne olduğunu tahmin etmek zor. Zira ortaya atılan işin atmosferik boyutu öylesine ciddi bir seviyede ayarlanmış ki insan “Ne ayak lan bu lavuklar?” demeden de edemiyor açıkçası. Bu şekilde düşünmeme etki eden ayarlarıyla fazlaca oynanmış kaotik efektler, kulağa olabildiğince günahkar gelmesi için üzerinde yine bolca oynanmış mastürbasyon sesleri ve orgazmik uğultular “The Divine Punishment”ı uçlarda gezen, herkese uymayan tavrının üzerinde büyük rol oynuyor.

Yukarıdaki çirkinliklerin bile güzel bir biçime sokularak sunulabildiği sonsuz derya metal müzikte tüm bunları olduğu gibi en çıplak ve en iğrenç formunda bir bütünlük içerisinde gözler önüne sermek benim için takdiri hak eden bir şey. Eğer 2021 yılı içerisinde daha tuhaf ve daha mide bulandırıcı bir albüm dinlemediyseniz ve bahsettiğim bu detaylar az da olsa ilginizi çektiyse “The Divine Punishment”i hemen dinlemenizi öneririm. Zira bu albüm kimileri için hiç bir şey ifade etmeyecek kadar anlamsız ve sıkıcı olabilecek iken kimileri için ise deneyimlemesi eşsiz olabilecek kadar da tuhaf ve gizemli görünüyor.