Merhabalar, retro death metalin thrash metal ile birlikte metal müziğin en radikal ve en karakteristik özelliklerini taşıdığını düşünüyorum. Hani şu 90′larda Cannibal Corpse, Morbid Angel ve Deicide gibi grupların bayrak taşıyıcılığını üstlendiği metal tarzı var ya işte o klasik death metal kılıfının dinlemeye doyamadığımız bu müziğin en belirgin, en berrak halini temsil ediyor. Ben her ne kadar günümüzde çıkan death metal eserlerini daha çok sevsem de eskilerdeki o vahşeti ve iğrentiyi yenilerde yüzde yüz bulduğumu söyleyemiyorum. Bunu bir eleştiri olarak değil, o zamanların kendine özgü müzikal anlayışından kaynaklı olduğunu için söylüyorum.
ULCERATE, NOCTAMBULIST, DISENTOMB, GOROD, RIVERS OF NIHIL ve ARCHSPIRE gibi gruplar günümüz death metalinin bayrağını gururla taşıyadursun bir de bu çok sevdiğimiz retro death metali hakkını vererek yapan çağdaş grupların varlığı bizleri mutlu etmeye yetiyor da artıyor.
Çoğu metal müzik türünden daha fazla icracısı bulunan retrogarde deryasında varlığını sinsi bir şekilde devam ettiren ve bu grupların kuşkusuz en sağlamlarından birisi olan GOREPHILIA azmanı hakkında konuşmanın vakti çoktan geldi de geçiyor: 2007′de GORETEXX adıyla kurulan ve 2012′de şu anki ismi ile ilk albümünü piyasaya süren Finlandiyalı grup doksanların MORBID ANGEL’ını günümüzde yaşatmaya yeminli, yetenekli ve yaptığı işi layıkıyla yapan bir topluluk.
Grubun bu MORBID ANGEL worship temalı müzikal anlayışları elbette bu ‘worship’ olayıyla sınırlı değil; GOREPHILIA doksanlar death metal gruplarının zamanında yapmış olduğu katıksız, leş müziği aslında hiç kimsenin boyunduruğu altına girmeden, kendi öz kalitelerini göstererek yapıyorlar. Grup her ne kadar MORBID ANGEL’ı ana ilham kaynağı olarak alsa da bunu asla kopya çekme boyutuna taşımıyor, dinleyene ”Bunu dinleyeceğime gidip IMMOLATION dinlerim” dedirtmiyor. GOREPHILIA bu bakımdan kendisini çok az bilinen, ayak kokusundan hallice hevesli grupların fersah fersah önüne koyabiliyor.
Söz konusu ”Severed Monolith” grubun 2018 yılında alkol ve uyuşturucu batağından kurtulamadığı ve insanlığından uzaklaştığını düşündüğü için intihar ederek yaşamına son veren über yetenekli Henri Emil Kuula ile yaptığı ikinci albümü. ”Severed Monolith” kısa ve öz anlatımla tek derdi death metal yapmak olan, bildiğimiz death metal balyozunu kafamıza geçirmeyi amaçlayan bir albüm. Grubun 2020 çıkışlı ”In the Eye of Nothing”i ile aynı kalitede olduğunu düşündüğüm ”Severed Monolith” günümüzde retro death metali en güzel yaratan en çağdaş albümlerinden biri olmakla birlikte kendi türündeki o dar alanda fark yaratabilen bir iş gerçekten.
Henri Emil Kuula’nın intihar etmeden önce Facebook’ta paylaştığı yazı:
Retro olmak söz konusu olduğunda mutlaka değinilmesi gereken en önemli konu olan sound meselesi ise ”Severed Monolith”de çok çok iyi işlenmiş; Bilmeyeni doksanlarda çıktığını zannetmesine sebep olacak kadar gerçekçi bir nostalji havasıyla kaydedilen albüm bu bakımdan bile kendisini dinlettirebiliyor, türün severlerini yerlerinden zıplatabiliyor. Albüm sahip olduğu o tatlı enerjiyi üzerine oturtulan bu başarılı prodüksiyon hamlesi ile çok başarılı bir şekilde birleştirmesi sayesinde uzun ömürlü olmaya bir adım daha yaklaşıyor ve 2010′lu yıllardan sonra çıkan en iyi retro death metal albümlerinden birisi haline geliyor.
Şu an özellikle death metalin haddinden fazla değiştiğini, işin içine saksafondan tutun da djent’e kadar her şeyin girdiğini ve bunun da death metali bazen aşırı derecede adamı yoran bir tür haline getirdiğini kabul edersek (Ki kabullenmeliyiz) GOREPHILIA’nın şu an eşine az rastlanır bir grup olduğunu da görebiliriz. Görmek isteyen death metal severleri GOREPHILIA’nın bu epik nostaljisini dinlemeye davet ediyorum. Nasılsa Harmaggedon of Souls’un 1:35′i için ciğerini satacak adamlar mutlaka vardır.
Kadro Nemesis: Vokal
Jukka Aho: Gitar
Pauli Gurko: Gitar
Tami Luukkonen: Bas
Kauko Kuusisalo: Davul
Şarkılar 1. Interplanar
2. Hellfire
3. Harmageddon of Souls
4. Words That Solve Problems
5. Black Horns
6. The Ravenous Storm
7. Return to Dark Space
8. Eternity
9. Crushed Under the Weight of God
10. Untitled