Metal dünyasında tek kişilik grup kıvamında pek çok değerli müzisyen var. Dan Swanö, Arjen Lucassen, Neige, Vindsval, niceleri. Black metal desen zaten bu tarz isimlerin harman olduğu bir tür. Bu müzisyenlerden biri de bunca zamandır müthiş işler ortaya koymasına rağmen adı hâlâ gerilerde kalan Macar müzisyen Tamás Kátai. 1998’de kurduğu ve 2011’den beri de tek başına yürüttüğü THY CATAFALQUE ile Avrupa metal sahnesinin en yetenekli, kendine özgü, üst düzey müzisyenlerinden biri olan Kátai, her yeni albümünde kimselere benzemeyen ve çıtasını daima yükselten mizaçta müzikler yaratıyor.
“Meta”dan bu yana takip ettiğim THY CATAFALQUE’ın avangart yaklaşımları zaman zaman Macar folk müziğinden besleniyor, yeri geliyor daha kozmik düzlemlere çıkıyor, bazen de metal dozunu ve progresifliğini artırıp eklektik noktalara ulaşıyor. Bugün karşımızda THY CATAFALQUE’ın yeni albümü “Vadak” var. Macarcada “yabani hayvan ve bitkiler”i, kısacası doğada yaşayan canlıları ifade eden “Vadak”, tema olarak tüm canlıların ölümlülüğüne odaklanıyor. Konuya Freudyen görüşler çerçevesinde yaklaşan albüm, varoluşumuz içerisindeki en temel korkumuz olan ölümden ve bundan kaçış çabamızdan söz ediyor.
Yukarıda adını andığım kimi müzisyenler gibi, Kátai da sadece birden fazla enstrüman çalmakla ve iyi beste yapmakla kalmıyor. Kendisi albümlerinin kaydıyla, masa başı işleriyle, görselleriyle de ilgileniyor. Çok geniş bir müzisyen kadrosu içeren “Vadak”ın çeşitli kısımları Macaristan, İskoçya, Sırbistan, Romanya, Ukrayna, Rusya, İspanya, İsviçre, İsrail, ABD, Brezilya ve Arjantin’de kaydedilmiş. Böylesine katmanlı ve dallı budaklı bir arka planı bulunan albümün müzikal tarafı da en az bu kadar renkli ve varyasyonlu.
“Geometria”da “Meta”ya nazaran daha kişisel ve soyut noktalara temas ettiğini düğündüm Tamás, “Naiv”de ise lokal tatları global ölçekte sunarak başka kimselere benzemeyen müzikal perspektifini çok net biçimde ortaya koymuştu. Her albümü kendi özelinde bir yolculuk olarak değerlendirilebilecek THY CATAFALQUE, “Vadak” özelinde baktığımızda uzun zamandır yaptığı en geniş karakterli işine imza atıyor. Öncelikle albüm son iki albüme kıyasla çok daha metal, cayır cayır metal bir kimliğe sahip. Belki işlenen temanın dağları bayırları, ormanı tabiatı içermesinden dolayı akıllara gelebilecek black metal esintilerinden belki de ana temanın ölümlülük olmasından, Tamás “Vadak”ın gerekli noktalarında gayet sert gitarlar, rifler, vokaller kullanıyor.
Lakin albümün ölüm temasını sert, tavizsiz, acımasız bir biçimde yansıtmak gibi bir derdi yok. “Vadak”ın çok iyi olmasını sağlayan esas şey albümün muazzam bir denge barındırması ve sayısız dinamiği son derece akıcı şekilde sunması. İlk yarısı daha coşkulu, sert ve enerjik olan albümün diğer yarısında genel anlamda daha oturaklı, sakin, minimal bir yaklaşım var. Yine de burada bile, albüme adını veren sondan bir önceki şarkıda THY CATAFALQUE’ın pek çok hünerini peşi sıra sergilediğine tanık oluyoruz.
Kendi standartlarına göre gayet sert bir giriş yapan THY CATAFALQUE, ikinci şarkı “Köszöntsd a hajnalt”ta albümün en folk etkili anlarını sunuyor ve müthiş yazılmış kadın vokallerle “Vadak” kendini bize açıyor. Muhtemelen albümün en groovy şarkısı olan “Gömböc”de staccato gitarlar eşliğinde Tamás’ın kendine özgü fikirlerine tanık olurken, “Az energiamegmaradás törvénye”nin ilk bir dakikası içerisindeyse DEATH’e kadar varan tatlarla thrash metal/death metal kırması bir yükseliş görüyoruz.
Her şarkı için ayrı bir paragraf yazabilecek olsam da albümün bütününe odaklanmak en iyisi. Zaten Tamás da her albümünde olduğu gibi “Vadak”ta da çok bütünsel bir yaklaşım benimsiyor. Klavye, sample ve efekt kullanımı konusunda öylesine özgün ve işe yarar şeyler yapıyor ki, albümün metal tarafından daha sakin ve atmosferik taraflarına olan geçişler pamuk gibi, eli hafif bir hemşirenin yaptığı aşı gibi oluyor. Tüm bu dinamikler, değişkenlikler, fikirler deryasında beni en çok mutlu edense THY CATAFALQUE’ın hiçbir anında müzikal olmaktan, akıcılıktan ve renklilikten vazgeçmemesi. Her anı bambaşka fikirlerle dolu bir albüm olan “Vadak”ın bir saniyesinde bile bir gövde gösterişi arayışı, şarkının akıcılığını bozan bir detay göremiyoruz. Her şey zaten böyle olması gerekiyormuşçasına birbirine bağlanıyor ve evrile evrile, şekil ala ala devam ediyor.
Hâlihazırda bir THY CATAFALQUE dinleyicisiyseniz “Vadak”tan zevk almamanız için herhangi bir sebep göremiyorum. Grupla yeni tanışıyorsanız da şanslısınız çünkü bana kalırsa THY CATAFALQUE’ın en keyifli albümlerinden birine denk geldiniz. Yazının başlığında da dediğim gibi metal dünyasında Tamás Kátai diye bir gerçek var ve bence artık çok daha fazla insanın bunu fark etmesi, takdir etmesi ve bunun mutluluğunu yaşaması gerekiyor.
THY CATAFALQUE.
“Vadak”.
2021’in önemli albümlerinden biri sizi bekliyor.
yıllar önce buradan öğrendiğim bir grup. çok az parçasını dinleyip sevmiştim ama nedense sonra dinlememiştim. şimdi bu güzel kritikle daha detaylı dinleyeceğim.
Kritiğe baştan sona katılıyorum. Bu kadar farklı fikirlerle dolu olup bütünselliğini ve müzikal kimliğini bu denli korumak takdire şayan. Keyifli albüm, güzel kritik. İkisine de 9/10
’1000 kişi falan var, hepsinin eline sağlık’ Ahahah.
Valla güzel müzik. Tek başıma bu kadar zengin bir müzik besteleyebilmek ve icra edebilmek için tek taşşağımı feda ederdim gibi geliyor.
İlk şarkıdaki elektronik intro, yarışma programında sorunun cevabını beklerken çalan gergin bekleyiş müziği kıvamında bişey olmuş.
Yeteneğine, üretkenliğine ve müzik yelpazesinin genişliğine saygı duymakla beraber Thy Catafalque albümlerinde sevdiğim maksimum 2-3 şarkı oluyor, diğerleri pek bana hitap etmiyor. Önceki işlerinde böyleydi, bu albümde de bunun değiştiğini söyleyemem
Albümü bayadır döndürüyorum. Guzel albüm atmosferi,dinlerken alıp götürmesi farklı duygulara yelken açtırması tamam da. Bu albümde benim gibi davulların eğrelti gibi durduğunu düşünen sadece benmiyim? Bilmiyorum çözemedim şarkılarda davullar girdiği anda keyfim kaçıyor sanki. Ve sanki bu albüm davullar olmadan kadedilmişte davullar olmadan bu albümü yapalım denmişte terettüt de kalınıp neyse hadi bari davullarıda koyalım gibi geliyor bana. Ve gerçekten davul soundu çok çirkin duruyor.
yıllar önce buradan öğrendiğim bir grup. çok az parçasını dinleyip sevmiştim ama nedense sonra dinlememiştim. şimdi bu güzel kritikle daha detaylı dinleyeceğim.
Kritiğe baştan sona katılıyorum. Bu kadar farklı fikirlerle dolu olup bütünselliğini ve müzikal kimliğini bu denli korumak takdire şayan. Keyifli albüm, güzel kritik. İkisine de 9/10
’1000 kişi falan var, hepsinin eline sağlık’ Ahahah.
Valla güzel müzik. Tek başıma bu kadar zengin bir müzik besteleyebilmek ve icra edebilmek için tek taşşağımı feda ederdim gibi geliyor.
Çok klas albüm. Naiv’in de üzerine koyarak devam ediyorlar.
İlk şarkıdaki elektronik intro, yarışma programında sorunun cevabını beklerken çalan gergin bekleyiş müziği kıvamında bişey olmuş.
Yeteneğine, üretkenliğine ve müzik yelpazesinin genişliğine saygı duymakla beraber Thy Catafalque albümlerinde sevdiğim maksimum 2-3 şarkı oluyor, diğerleri pek bana hitap etmiyor. Önceki işlerinde böyleydi, bu albümde de bunun değiştiğini söyleyemem
Bence en iyi albümleri bu olmuş. Çıktığından beri köpek gibi dinliyorum.
Albümü bayadır döndürüyorum. Guzel albüm atmosferi,dinlerken alıp götürmesi farklı duygulara yelken açtırması tamam da. Bu albümde benim gibi davulların eğrelti gibi durduğunu düşünen sadece benmiyim? Bilmiyorum çözemedim şarkılarda davullar girdiği anda keyfim kaçıyor sanki. Ve sanki bu albüm davullar olmadan kadedilmişte davullar olmadan bu albümü yapalım denmişte terettüt de kalınıp neyse hadi bari davullarıda koyalım gibi geliyor bana. Ve gerçekten davul soundu çok çirkin duruyor.
Bugün keşfettim resmen hastası oldum. En son Sarke-Gastwerso albümünde böyle bağlanmıştım bir albüme.