İyi kompozisyonlar eşliğinde sunulduğunda teknik brutal death metalin yaşattığı keyfi yaşatabilecek çok az müzik var benim için. Üretmesi kadar dinlemesi de özümsemesi de o kadar kolay olmayan bu müziğe kendimi kaptırabildiğim için zamanında tanıştığım bu türün iyi örneklerine ve o örneklere hayat veren gruplara teşekkür etmeliyim.
Bu yıl itibarıyla kuruluşunun 11. senesini kutlayan İngiliz Unfathomable Ruination da bildiğiniz üzere gençlik enerjilerini olduğu gibi teknik brutal death metale kanalize edip acayip acayip müzikler üreterek karşımıza çıkaran bir oluşum. PA sayfalarında okumuş olabileceğiniz ikinci ve üçüncü albüm kritiklerinde grubun müziklerinden biraz bahsetmiş, ikinci albümdeki gelişimi takdir ede ede bitirememiş, üçüncü albümdeki müzisyenliğe şapka çıkarıp kompozisyonları orta şekerli bulduğumu anlatmıştım. Aradan geçen iki senenin ardından karşımıza çıkan EP’de, bana üçüncü albümden farklı şeyler düşündürtecek bir şeyler var mı derseniz, “Yok” deyip kestirip atmak yerine biraz dolambaçlı bir yanıt vereyim. “Finitude” sonrasında basçısıyla yollarını ayıran ve Willowtip Records ile anlaşan grubun gidişatından çok memnun olduğumu söyleyemem. EP de bu memnuniyetsizliğimi perçinler nitelikte.
“Decennium Ruinae” EP’si, son üç parçası yeni, birinci parçası ise 2010 yılındaki ilk demolarındaki şarkının yeniden ele alınmış versiyonu olmak üzere dört eserden oluşuyor. EP’yi dinlemeye başladığımda fark ettiğim ilk şey, kompozisyonlardaki kopukluk oldu. Açık konuşmam gerekirse zaman ayırdığım müzik teknik brutal death metal ise içimden “Biraz sonra bu şarkı açılır, az bekle…” veyahut “Süper başladı şeytan kulağına kurşun…” gibi şeyler düşünmek istemiyorum. Fakat EP’deki eserler ister istemez bu cümleleri sarf ettirebiliyor. Parçaların istikametsizliği, heriflerin ellerinde tam bir şarkıya dönüştürmedikleri kısa şarkı bölümlerini rastgele alıp uç uca ekleyerek yeni bir eser ürettikleri izlenimi uyandırıyor bende. Tabii bu şarkı üretim formülü, hiç uygulanmayacak şey değil fakat bu tür işlerde kompozisyon bütünlüğü arayan kendi hâlinde bir dinleyici olarak ortaya çıkan işin kopukluğu karşısında tadım epeyce kaçıyor.
EP içerisindeki bazı anlar ve bence EP’nin ortalamanın üzerinde kaliteye sahip şarkısı “Disciples of Pestilence” nedeniyle yapımı kaldırıp çöpe atmam mümkün değil elbette. Ancak benim bu gruptan beklentim, daha önce yapabildiklerini gösterdikleri üzere çok daha keskin rifler eşliğinde vurucu müzikler çıkarmalarıydı. İki defadır bu beklentiyle heriflerin yeni materyallerine bakıyorum ama sonuç hüsran olmaya çok yakın.
Bu arkadaşlar Willowtip ile anlaşırken şu kadar sürede bir mutlaka yeni materyaller çıkaracağız diye anlaşmışlardır belki. Bunun sonucunda, bahse konu kopukluktan kopukluk beğenen işler karşımıza çıkmış olabilir. Bir diğer düşüncem de önceki albümlerinin kritiğinde de bahsettiğim gibi gruptan ayrılan ve artık Akercocke saflarında hünerlerini sergileyen eski basçının, beste veya müzikal fikir konusunda gruptaki arkadaşlarına yol göstermiş, katkı sunmuş olabileceği yönünde. Gerçekten bilemiyorum. Lakin bildiğim şey, teknik brutal death metal dinlerken örneklerini yukarıda göreceğiniz düşüncelere dalmamam ve sıkılmamam gerektiği.
Gümbür gümbür sound’u, başarılı vokalleri ve harika enstrüman icrasını hesaba katarsanız ortada, uzun soluklu olmayacak ama yoklukta dinlenebilecek bir EP var. Müzik dinleme süreniz kısıtlıysa sizi, türün klasiklerine doğru yönlendirmek isterim.
@Milo_everybody has a share, Yazıyı uzatmamak ve grup tokuşturmasına girmemek için örnek vermedim ama; Origin-Antithesis, Defeated Sanity-Passages into Deformity, Deeds of Flesh-Portals to Canaan gibi modern örneklerdeki hemen her şarkıya kefilim. Kompozisyon bakımından çok iyiler.
albümü dinlemedim ama kritiğe 10 basıyorum. hem geçen hafta kritiğimin altına yazdığın cevaptan hem de kritiğin iyi olmasından ötürü.
sevgiler.
04.06.2021
@Rzeczom, Jesteś królem.
Yazar, albüm özelinde ‘iyi kompozisyonlar’dan örnek verse isabetli olurmuş.
04.06.2021
@Milo_everybody has a share, Yazıyı uzatmamak ve grup tokuşturmasına girmemek için örnek vermedim ama; Origin-Antithesis, Defeated Sanity-Passages into Deformity, Deeds of Flesh-Portals to Canaan gibi modern örneklerdeki hemen her şarkıya kefilim. Kompozisyon bakımından çok iyiler.