Üç gün sonra 12. yaşını kutlayacağımız Pasifagresif’in dört bininci albüm incelemesiyle birlikteyiz bugün. Dört bin albüm incelemiş, dört bin yazıya başlık atmışız. Bir albüm süresinin ortalama 40-45 dakika olduğunu düşünürsek bu kritikler için yaklaşık 160.000-180.000 dakikalık, yani 2.600-3.000 saatlik müzik dinlemişiz. Bu kritiklerin dört binincisi ise İstanbullu grup SABHANKRA’nın yeni albümü “Death to Traitors”a denk geldi. Bakalım karşımızda neler var.
Melodik black metal, death metal ve thrash metal unsurlarını yer yer folk motifler eşliğinde sunan SABHANKRA, 2018’de çıkan bir önceki albümü “From the Frozen Mountains”da kariyerinin en melodik, atmosfer tarafı güçlü ve belki de derin çalışmasına imza atmıştı. Akılda kalıcı melodiler, öfkeyi ve damarı bir arada yansıtan besteler ve önceki albümlere oranla güçlenen prodüksiyonla birlikte albüm bana kalırsa SABHANKRA’nın en iyi yapıtıydı. Kapağındaki gibi soğuk, masalsı, epik bir karakter sunuyor ve grubun uzun yıllara uzanan deneyimini gösteriyordu.
Şu anda karşımızda duran “Death to Traitors”a baktığımızda, SABHANKRA’nın aradan geçen sürede epey bir sinir sahibi olduğunu ve bunu müziğine yansıttığını görüyoruz. Albüm “From the Frozen Mountains”a kıyasla net şekilde daha öfkeli, sert ve atarlı bir üsluba sahip. Bunu hem prodüksiyondan hem şarkı sözlerinden hem de performanslardan görmek mümkün. Savaşın shriek vokalleri, tremolo gitarlar, black metal melodileri ve blast beat’ler albümde büyük yer kaplıyor ve bu sayede folk unsurların neredeyse tamamen rafa kalktığı ve karanlığın kanatlarını açtığı bir müzikal kimlik ortaya çıkıyor. Bu karanlığı vurgulamak adına, albümün prömiyerinin YouTube’un en büyük black metal kanalı olan Black Metal Promotions tarafından yapıldığını da belirtelim.
Bu karanlığı ve sertleşmeyi albümün pek çok yerinde görebiliyoruz. Misal “Call to Arms”ın 1. dakikada başlayan rifini veya albüme adını veren şarkının 38. saniyede giren tremolo rifini “Those of the Unlight”a veya ” Heaven Shall Burn… When We Are Gathered”a koysak hiçbir şekilde sırıtmaz. Bunun yanı sıra, bir önceki albümde “My Thirst for Blood”da gördüğümüz türde baskın klavyeler veya “The Last to Stand”deki türde ağıt karakterli bir şarkıyı “Death to Traitors”da bulmak mümkün değil. Albümün şirretlikten, yırtıcılıktan uzaklaştığı ender anları misal özünde gayet sert olan “Heavens are Fake”in orta kısmındaki melodik bölümden görülebiliyor. İflah olmaz bir 90’lar Türkçe pop sevdalısı olan Savaş, bu şarkının 2.21’de giren kısmında çok net bir doksanlar pop şarkısı nakaratı melodisi kullanmış.
Albümdeki cazgırlığı, şiddeti en baskın şekilde kıran şarkı ise hiç şüphesiz kapanışı yapan “Awakened in the Dark”. Bu şarkı bence albümün geri kalanından farklı bir yerde duruyor ve hem melodik hem de nostaljik karakteriyle “From the Frozen Mountains”a en yakın parça olarak göze çarpıyor. O albümün kayıtlarından kaldığını veya o albüm döneminde yazılan materyallerden ortaya çıktığını duysam şaşırmam, o derece. Diğer şarkıların neredeyse tamamına tezahür eden habis black metal karakteri bu şarkıda “Crushed Under the Fists of the New Reign”vari bir epikliğe bürünüyor. 3.30’da giren ve 32 dakikadır maruz kaldığımız zehir gibi distortion’a ilk kez ara veren clean gitarlı kısım, kapanışa yaklaştığımız anlarda güzel bir tat oluyor ve şarkının dramatik yönünü besliyor.
Hepsini üst üste koyup topladığımda SABHANKRA’nın tamamı sağlam altı şarkıyla tertemiz bir albüm yaptığını düşünüyorum. Derinlik ve atmosfer açısından bence “From the Frozen Mountains” grubun zirve noktasıydı ve hâlâ da öyle. “Death to Traitors” ise acımasızlık ve karanlık açısından zirveyi ele geçiriyor ve bana kalırsa bir önceki albümle birlikte SABHANKRA’nın bunca yıllık geçmişini ve bugününü en iyi yansıtan iki albümünden biri oluyor. Bu yıl ülkemizden çıkan en iyi albümlerden birini dinlemek isterseniz, yapmanız gerekeni biliyorsunuz.
Görüşlerine katılıyorum Ahmet, önceki albümü geçemediler belki ama yine iyi bir albüm yaptılar. 90′lar pop göndermesi olan parçadaki o bölümü bir şeylere acayip benzettim, dilimin ucunda çıkaramıyorum.
Yalnız her iki albümde de olan ama bu albümde biraz daha öne çıkan cılız sound konusundan memnun değilim. Masa başındaki arkadaşlar high pass filter’ın dozunu biraz kaçırıyorlar bence. Böyle saldırgan bir albümde güçlü gitar, bas, davul sound’una kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum.
@Ouz, hacım zevk meselesi ya. Zevkler ve renkler tartışılmaz. (Gojira, pantera, sabaton hariç :)) O bahsettiğin koyu soundlar hazır mix olarak satılıyor zaten ve herkes onları kullandığı ve özenmediği için 349687436 tane grup birbirinin aynısı gibi duyulup kayboluyorlar. Ben biraz daha tarz olarak 90lar metali peşindeyim. Ayrıntıları yakalayamayan kimisine orijinal gelmeyebilir yaptığımız müzik. (Gerçi bir black metal albümünde birisinin ağzına 90lar pop tadı çalmışım, daha ne kadar orijinal olacak ki, değil mi?)
Tiz ve parlak olduğu doğru ama bu bence güçsüz olduğu anlamına gelmiyor. Tercih meselesi; bu müzik böyle olmalı. Tüm güzel örnekleri de bu şekilde olmuş hep. 2005 sonrası çıkan odun soundlu BM oluşumlarından hiç tat alamadım bunca yıldız. Ne varsa jiletlerde var :) Black Metal Promotion videosu altındaki yorumları tek tek okudum. Kimse “sound neden böyle” yazmamış. Bu da güncel soundlardan uzak durmakta ne kadar haklı olduğumu bana gösterdi.
Neyse işte toparlayamadım çok dağıldı konu da; zevk meselesi. Zevk meselesi olduğu için de benim gibi bir sürü adam güçlü olduğunu düşündüğünüz sound a “hayır” diyor :)
@Savaş, Öncelikle beni şaşırtan yorumunuz için teşekkür ederim Savaş hocam. Pek alışık değilim sound konusunda yorum yaptığım grupların bana yanıt vermesine. :)
Görüşlerine katılıyorum Ahmet, önceki albümü geçemediler belki ama yine iyi bir albüm yaptılar. 90′lar pop göndermesi olan parçadaki o bölümü bir şeylere acayip benzettim, dilimin ucunda çıkaramıyorum.
Yalnız her iki albümde de olan ama bu albümde biraz daha öne çıkan cılız sound konusundan memnun değilim. Masa başındaki arkadaşlar high pass filter’ın dozunu biraz kaçırıyorlar bence. Böyle saldırgan bir albümde güçlü gitar, bas, davul sound’una kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum.
07.06.2021
@Ouz, hacım zevk meselesi ya. Zevkler ve renkler tartışılmaz. (Gojira, pantera, sabaton hariç :)) O bahsettiğin koyu soundlar hazır mix olarak satılıyor zaten ve herkes onları kullandığı ve özenmediği için 349687436 tane grup birbirinin aynısı gibi duyulup kayboluyorlar. Ben biraz daha tarz olarak 90lar metali peşindeyim. Ayrıntıları yakalayamayan kimisine orijinal gelmeyebilir yaptığımız müzik. (Gerçi bir black metal albümünde birisinin ağzına 90lar pop tadı çalmışım, daha ne kadar orijinal olacak ki, değil mi?)
Tiz ve parlak olduğu doğru ama bu bence güçsüz olduğu anlamına gelmiyor. Tercih meselesi; bu müzik böyle olmalı. Tüm güzel örnekleri de bu şekilde olmuş hep. 2005 sonrası çıkan odun soundlu BM oluşumlarından hiç tat alamadım bunca yıldız. Ne varsa jiletlerde var :) Black Metal Promotion videosu altındaki yorumları tek tek okudum. Kimse “sound neden böyle” yazmamış. Bu da güncel soundlardan uzak durmakta ne kadar haklı olduğumu bana gösterdi.
Neyse işte toparlayamadım çok dağıldı konu da; zevk meselesi. Zevk meselesi olduğu için de benim gibi bir sürü adam güçlü olduğunu düşündüğünüz sound a “hayır” diyor :)
07.06.2021
@Savaş, Öncelikle beni şaşırtan yorumunuz için teşekkür ederim Savaş hocam. Pek alışık değilim sound konusunda yorum yaptığım grupların bana yanıt vermesine. :)
Doğrudur, zevkler ve renkler tartışılmaz.
Emeklerinize sağlık, başarılarınız daim olsun.
08.06.2021
@Ouz, BOK GİBİ OLMUŞ demeden zevkini fikrini belirtebilen herkesin söyleyeceği dinlemeye değer ya. Severek takip ediyoruz :)
Albüm yorumu için giriştim, yazmayı unuttum. Hayırlı uğurlu olsun, nice 4000. kritiklere Ahmet.
03.06.2021
@Ouz, bu 4000′in yaklaşık 4′te biri senin, sen de sağ ol var ol.
04.06.2021
@Ahmet Saraçoğlu, Yok, yaklaşık 8′de biri benim ama 4′te bir yapmak için çalışmalarımız devam ediyor. :) Asıl sen sağ ol.
04.06.2021
@Ouz, şimdi fark ediyorum. 500′e yakın kritiğin olduğunu biliyorum, 4000/500 tabii ki de… DÖRT! deyip “4′te biri” yazmışım ahah
From the Frozen Mountains ciddi anlamda çok beğenmiştim bu albüm de oldukça güzel. Başarılarının devamını diliyorum.
Bu güzel kritik için teşekkür ediyor; nice 400.000 kritiklere diyorum
08.06.2021
@Savaş, yeterince kritik mi ? Yeterince metal mi ? Az sonra aleyna tilki açıklıyor.
08.06.2021
@Necrobutcher, yeterince karanlık şakşuka
Taş gibi albüm olmuş gerçekten, bu sene Moonspell Hermitage’den sonra dinlediğim en iyi metal albümü diyebilirim.