# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
HANGING GARDEN – Skeleton Lake
| 18.06.2021

Farklı hayaller peşinde şerit değiştiriyorlar.

Oğuz Sel

Belki kendileri için yenilik yapabilmek belki dinleyicilerine çeşitlilik sunabilmek belki de yalnızca hayallerinin peşinden gidebilmek adına diskografisindeki birçok albümde farklılıklar deneyen Hanging Garden’ı, bundan iki sene önce buralarda konuk etmiş, albümünden övgüyle söz etmiştik. “Skeleton Lake” ayakları melodik doom death topraklarına basan ama gövdesiyle başka alanlara yönelmeye çalışan, bakışlarıyla yerinden pek de memnun görünmeyen ama belli ki gidecek de başka yeri olmadığından bulunduğu yeri muhafaza etmeye çalışan üzgün bir varlığa benziyor. Bir yandan da grubun, dinleyicileri ile kurduğu ilişkiyi yıkıp geçmeden hayallerinin peşinden gitmeye çalıştığı yönünde fikirler de veriyor.

Önceki albümü ve kritiği anımsarsanız gruba bir hanım vokal dâhil olmuştu, Riikka Hatakka. O albümde yardımcı konumunda bulunan Hatakka Hanım, “Skeleton Lake”in başrol oyuncusu ve şarkıların anladığım kadarıyla tamamı, kendisi dikkate alınarak bestelenmiş ve aranje edilmiş. Yani albümden Hatakka’yı çıkarırsanız, şarkıları ciddi oranda sakatlayabilirsiniz. Evet, Toni Hatakka ve Jussi Hämäläinen tarafından yer yer yumuşak bir ses tonuyla, genellikle çığlıklı haykırışlarla albüme adını veren parçada ise eski usul doom parçalarındaki gibi gürül gürül böğürtülerle seslendirilen pasajlar var fakat gitar ve klavye melodilerini geri plana çekip ciddi oranda bir hanım vokal melodisi hazırlayıp şarkılara yedirmiş Hanging Garden. Bunun planlı programlı olduğu ayan beyan ortada ve işin açığı, beğenen çok beğenir, beğenmeyense hiç beğenmez. Beni sorarsanız, hiç beğenmeme biraz sert kaçabilir lakin albümdeki şarkıların kadın vokal üzerinden yürümesini çok tutmadım, kişisel bir tercih tabii. Önceki albümün kritiğinin girişinde bahsettiğim “kendini kaptırabilme” mevhumunu bu albüm özelinde yaşayabildiğimi çok söyleyemem. Tabii bunun tek gerekçesi kadın vokal değil.

“Skeleton Lake” çekirdek üyelerini kaybetmiş olsa da sahnelerde neredeyse 20 senedir varlığını öyle veya böyle sürdüren bir oluşum ve bunun çok doğal bir sonucu olarak bazı şeyleri, benim beğenmeyeceğim şekilde yapsa da bazı şeyleri çok iyi kotarıyor. Bunun başında ise enstrüman hâkimiyeti, en düz parçalara bile ilgi çekici mini melodiler ekleme, kayıt kuyudat meselelerini günümüz şartlarında yapabilme, bir nefeste sayabileceklerim. Ancak “Skeleton Lake” özelinde anladığım, kadın vokalin sürdüğü albümün, o bildiğimiz türde kederli, kasvetli, iç dünyanıza 15 Watt’lık sarı ampul ışığı tutarak kederinizle kasvetinizle yüzleşmenize yardım eden ayarda olmadığı. Zira parçalar, iç parçalayan pasajlardan ziyade biraz daha umut veren tatlar barındırıyor, bunda seçilen notalar, bestelerin seyri ve tabii ki Hatakka Hanım’ın ipeksi sesi bayağı etkili. Açıkçası ben gruptan, en azından önceki albümdeki kadar bir kasvet bekler, yine önceki kritikte vurguladığım, akılda kalıcı ve aşırı dozda tat kaçırıcı piyano bölümlerine benzer bir şeyler beklerdim. Ben beklerdim beklemesine de girişte söz ettiğim meseleler nedeniyle grubun kendine farklı bir rota çizmesine de şaşmamam lazım aslında.

Hoparlörden ziyade kulaklık dostu olduğunu söyleyebileceğim “Skeleton Lake” sound açısından aşırı pozlanmış bir fotoğraf gibi geliyor bana. Baktığınız zaman her şey yerli yerinde gibi görünse de özellikle hoparlörle dinleme süreçlerinde ciddi bir yoruculuk söz konusu. Bunu benden kolay kolay işitemezsiniz, hep dediğim gibi türlü çeşitli abuk subuk müzikleri, yüksek seste, uzun uzadıya dinlerim, bundan rahatsız olmam ama albümün prodüksiyon tarafında “Her şeyi bir araya getirelim de sunalım,” minvalinde bir yaklaşım olduğunu zannediyorum ve bu nedenle mütemadiyen katmanlar arasında kayboluyorum, -bence hiç olmaması gerektiği gibi- gösterişli gitarlar ve davullar arasında yolumu iyiden iyiye kaybediyorum.

Sağ olsunlar, klavye ve baslar, nereye gideceğim konusunda derli toplu yönlendirmeler yaparak beni son durağıma ulaştırıyor ama genel itibarıyla “Skeleton Lake”in müzikal rehberliğinden o kadar da memnun olamıyorum. Keşke, önceki albümdeki gibi nispeten sade bir ton seçilseydi. Ama o kadar çok plug-in çıkıyor ki prodüksiyon tarafında, büyük ihtimalle birileri bu arkadaşların da kanlarına girdi ve albümü bu şekilde yapılandırdılar.

Benim gibi daha geleneksel yapıdaki melodik doom death albümlerinden hoşlanıyorsanız, “Skeleton Lake”in size göre olmadığını söyleyebilirim. Hanging Garden ile ilişkiniz ne durumda bunu bilmiyorum ama grubun, ilişkinizin seyrini negatif yönde etkileyecek olsa da hayallerinin peşinden gittiğini bilmenizde fayda var. İki seçeneğiniz var bu noktada, onların hayallerine ortak olarak yanlarında durmak ya da onlara, bu süreçte şimdilik yol vermek. Ben, yol verenlerdenim.

6,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.21/10, Toplam oy: 14)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Lifeforce Records
Kadro
Toni Hatakka: Vokal
Riikka Hatakka: Vokal
Jussi Hämäläinen: Gitar, vokal
Mikko Kolari: Gitar
Jussi Kirves: Bas
Nino Hynninen: Klavye
Sami Forsstén: Davul
Şarkılar
1. Kuura
2. Faith
3. Nowhere Haven
4. Winter's Kiss
5. When the Music Dies
6. Tunturi
7. Road of Bones
8. Field of Reeds
9. Skeleton Lake
  Yorum alanı

“HANGING GARDEN – Skeleton Lake” yazısına 3 yorum var

  1. Rashid says:

    Bence böyle bir küçük çaplı değişikliğe ihtiyacları vardı. Açıkcası ben albümü beğendim ama mükemmel de değil. Kusurlu yanları giderilirse gelecek albümde daha kompakt bir iş çıkar ortaya.

  2. Agrypnie says:

    Hisler, yasantilar bazen çok farklı olabiliyor gerçekten.Bu albüm ilk çıktığı günden beri kendini aşırı derece loopa aldırmış durumda playlistimde.Ama burada kritiğin olumsuz olduğunu görmek ve bunlari oğuz abinin klavyesinden okumak baya şaşırttı.Ama tabiki dediğim gibi duygular düşünceler her zaman için farklılık gösterebilir.Bence albüm önceki albümden çok daha ustlerde.Hatta bir iki sene sonra dahi açılıp keyifle dinlenebilecek uzun ömürlü bir albüm.Kritige en çok katıldığım nokta female vokal bölümü.Bu denli bir dominantliga gerek yoktu diye düşünüyorum ki female vokaliniz bu denli yumuşak, narin bir sese sahipse.Diger taraftan ikinci önemli nokta bence de şarkıların depresiflikten,umutsuzluktan,can ciğer sökmekten çok iyimser bir havada hatta yer yer keyif verircesine yazılmış besteleri de.Sahsen Blackout whiteout albümünü yapmış bir gruptan bu tarz ataklar görmek hiç hoş olmadı benim açımdan.Tabiki bir nebze bu konuda hak veriyorum.Onum dışında albüm bence dört dörtlük olmuş.9/10

  3. Necrobutcher says:

    Değişim güzeldir ama kadın vokalli ikinci dalga doom esintili bir müzik yapacaksanız, çıtanız the gathering-nighttime birds olmalı bence. Kimsenin risk alıp topa girmediği bir müzik olmuş ama olmamış bence

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.