Erhan Yiğit

Selamlar, bazı grupların metal dünyasına yaptığı katkılar sahip oldukları birbirinden eşsiz albümleriyle sınırlı değil; Kimi grupların filmleri çekiliyor, kimi gruplar için de diğer gruplar birleşip tribute albümler piyasaya sürüyor. Ama bazı gruplar var ki onların müziğini yaşatmak adına başka başka gruplar kuruluyor. Örneğin Bonded By Blood grubu Exodus’tan çok fazla etkilenmiş olacak ki adamlar bir Exodus albümünün ismini direkt grup ismi olarak belirlemişler. Söz konusu Wheel ise bildiğimiz Tool tarzı progresif müziği yapabilmek için adeta kendini yırtıyor ve ciddi manada bu işe yatırım yapıyor.

Bir sound yaratmanın, yaptığınız bir şarkıyı ya da albümü birisi dinlediği zaman ”Bu şarkı şu grubun şarkısı gibi” dedirtmenin ne kadar zor ve zor olduğu kadar da saygı duyulası bir şey olduğunu biliyoruz. Ortaya konulan işin olmazsa olmaz etkenlerinden birisi olduğunu düşündüğüm ”Sound ve prodüksiyon” kavramlarının önemi hakkında yazdığım bir çok incelemede yeterince konuştum, o yüzden çok deşmeye gerek yok.

Sadece bir grup olarak görülmenin ötesinde bir müzik iskelesi olarak hatırlanmak her metal müzik grubunun ıslak hayalidir. Tool’u sadece bir metal müzik grubu olarak tanımlatmayan şey işte tam olarak ilk paragrafta sözünü ettiğim ‘müziğinin başkaları tarafından yaşatılmaya’ devam edilmesi durumu. Siz 10 küsür yıldır elinize gitar bile almamışsınız, evde oturup belki de sadece çay içiyorsunuz ama sizden habersiz başka topluluklar size benzeyebilmek için aylarını stüdyoda geçiriyor. Gerçekten muhteşem bir duygu olmalı.

İlk albümleri olan Moving Backwards’ı 2019 yılında ortamlara salan Wheel grubu bu sefer bizleri taze Resident Human ile karşılıyor. Moving Backwards’ı Tool’un son albümü Fear Inoculum‘dan 6 ay önce çıkarmış olan grup bu ilk albümleriyle bir hayli sevilmişlerdi. 13 yıl boyunca bırakın albüm çıkarmayı, yeni bir albüm hakkında konuşmaya, ne bileyim ufakta olsa bir hareket sergilemeye tenezzül dahi etmeyen Tool’un yokluğu esnasında Wheel, bu müziği sevenlere resmen bir kıyak çekmişti. Dinleyicilerden ve birçok siteden yüksek puanlar alan bu albümden sonra tekrar stüdyoya kapanıp bir albüm daha yapan Wheel, Moving Backwards’un gazına gelmiş olacak ki Resident Human’ı da izinden gittiği şeylerin yörüngesinden çıkarmadan yapmış.

‘Taklitler aslını yaşatır’ deyip köşeye çekilmek istemiyorum. Ama çekilebilirdim de açıkçası. Zira Wheel Tool seviciliğini bir üst seviyeye çıkararak işin tapınma kısmına çoktan odaklanmış durumda. Adamlar imitasyon işini öylesini iyi kotarıyorlar ki Moving Backwards’ı Fear Inoculum’un çok üstünde gören bir dinleyici kitlesi edinmişler. İyidir ya da kötüdür tam emin değilim ama Fear Inoculum’a ısınamayan birisi olarak Moving Backwards’ı beğendiğimi söyleyebilirim.

Tool atmosferik ve ambient müziğinin yanı sıra müzisyenlikte kendisini fazlasıyla kanıtlamış grup üyelerine de sahip. En az Tool grubunun kendisi kadar üyeleri de biliniyor. Hemen Wheel grubuna onları Tool ile kıyaslamak gibi bir adaletsizlik etmeyeceğim elbette, sonuçta yapmak istedikleri şey ne olursa olsun hakkını vererek yapan ve bunun ciddiyetini anlayabilmiş bir topluluk Wheel. Yürüdükleri yolda oldukça hazırlıklılar ve derslerine çok iyi çalışmışlar. Resident Human ile çıtayı yukarıya taşımasalar da albümün kurgu ve enstrümantal tarafının yoğunluğunu pekala biçimde dinleyiciye göstermişler.

”Albümde en dikkat çeken husus şudur” diyemiyorum. Zira Wheel bu öykünme işinin doğal bir sonucu olarak kendi özünde değil başka bir grubun yansımasında hayat buluyor. Mesela vokalist Maynard James Keenan olabilmek adına tıpkı onun gibi sözler yazarak yine onun tarzını güzelleyen bir performansa imza atmış. Özellikle Hyperion şarkısının bu gruba ait olduğunu bilmesem direkt ”Tool yeni single salmış galiba” diye tepki gösterirdim.

Resident Human’ı iyi bir albüm olarak görmemi sağlayan en önemli faktör ise enstrüman kullanımındaki kaliteli işçilik. Albüm gayet rahat ve temiz bir prodüksiyon üzerine inşa edilmiş. Besteleme esnasında alınan doğru kararlar her ne kadar albümü uzun ömürlü olarak tanımlamamı sağlayamasa da dinlendiği anda her progresif metal severi memnun edecek seviyeye rahatlıkla getirebilir. Acelesi olmayan ve boyut atlama noktalarının hiçbirinde ”Şurası zorlama” olmuş gibi şeyler dedirtmeyen enstrümanlar Resident Human’ı taklit bir albüm olmanın bir tık üzerine çıkarmaya yetiyor.

Taklitçilik demişken Wheel’e aba altından sopa göstermiş gibi görünmek istemiyorum. Yapılan işin kalitesi apaçık ortada zaten; Grubu dinlerken ”Bunu şu grup daha iyi yapıyor” demek yerine ”Bak bu da iyiymiş” demek benim için daha mantıklı. Bu anlamda Resident Human’ı güzel ve bu yıl kaçırılmaması gereken albümlerden birisi olduğunu düşünüyorum. Dinlemek isteyenler önce Moving Backwards’a bakmalılar.

Resident Human dinleyicisine tam aradığı şeyi sunabilir, dinleyicisinin hiç sevmediği hareketleri de içerebilir. Bu tamamıyla sizin progresif metal zevkinize ve özellikle Tool sevip sevmemenize bağlı. Eğer Tool’u seviyorsanız bu albümü beğenme ihtimaliniz yüksek, sevmiyorsanız hiç bakmanıza bile gerek yok.

Son olarak Wheel kendi türünde gerçekten potansiyel sahibi bir grup. Eğer öykünme ve tapınma ritüellerini bir sonraki albümlerinde çok fazla yapmazlar ise kendilerinden çok özel şeyler duyabiliriz. Resident Wheel sıradaki albümü merak ettirecek kadar müthiş değil tabii. Fakat grubun sahip olduğu cevheri göz önüne aldığımda gelecekteki işlerini de düşünmemek zor. O yüzden Wheel için önümüzdeki yıllar içinde daha olumlu şeyler söyleyebilme ümidimi şimdiden beslemeye başladım bile.