Agresif Musiki podcast’imizin 9 Mayıs 2021’de yayınlanan Immortal/Abbath bölümünün başında, 6 Mayıs’ta aramızdan ayrılan sevgili arkadaşımız Kaan’dan bahsetmiş, onu elimizden geldiğince anmaya çalışmıştık. Podcast’te de sözünü ettiğim üzere Kaan’la olan ilişkimizin temelinde, Güzide ile birlikte onun ofisine gitmemiz ve birlikte müzik dinleyerek sohbet etmemiz yatıyordu.
Kaan önceden hazırlık yapar, bize dinleteceği şarkıları hazır eder ve bunları baş harflerimizden oluşan “GAK Playlist” adlı listeye eklerdi. Salgından ve Kaan’ın rahatsızlığından dolayı son 1 yılda sadece 2-3 kez görüşebilmiş olmamıza rağmen, Kaan’ın vefatından sonra gördüm ki Kaan bu listeye yeni şarkılar eklemeye, birlikte dinlemek istediği yeni keşifleriyle bu listeyi genişletmeye devam etmiş. Listeye eklediği son şarkı da vefatından 27 gün önce listeye eklediği ve VREID’in iki önceki albümü “Sólverv”de yer alan “Når byane brenn” adlı şarkıymış. Ne yazık ki bundan o aramızdan ayrıldıktan sonra haberim oldu ve bir anda VREID benim için yeni bir anlam kazandı.
İki gün önce Kaan’ın mezarını ziyaret ettik. Mezarının başında “Når byane brenn”i baştan sona çalarak, buluştuğumuz ortak paydaya ilişkin son dileğini yerine getirmeye çalıştık.
Onunla son Whatsapp konuşmalarımızda, iyileşince birlikte müzik dinleyeceğimizden ve yeni aldığı hoparlörlerin çok iyi olduğundan bahsetmişti. ”Bize geldiğinizde açılışı CANNIBAL CORPSE ile yapacağız” demişti.
Nasıl bir tesadüftür bilmiyorum ama mezarının başında çaldığımız VREID şarkısı biter bitmez Spotify rastgele şekilde CANNIBAL CORPSE – “Inhumane Harvest”ı başlattı. Ne diyeceğimi bilmiyorum. En iyisi VREID’den devam edeyim.
WINDIR’in küllerinden doğan ve Valfar dışındaki WINDIR üyeleri tarafından kurulan VREID, melodik black metal ile black ‘n’ roll’ü kendine özgü bir anlayışla sentezleyen ve ortaya da canlı bir black metal kimliği çıkaran bir grup. Müziğinde black metalin dinle haşır neşir olan taraflarına pek yer vermeyen VREID, daha önce “I krig” ve “Milorg” albümlerinde yaptığı gibi yeni albümü “Wild North West”i de konsept bir albüm olarak tasarlamış.
“Wild North West”e dair en önemli nokta, albümdeki şarkıların büyük oranda çok farklı sularda yüzmeye gayret etmesi ve her şarkıda farklı bir kimlik ortaya koymayı başarması. Bundan az sonra bahsedeceğim, ancak önce “Wild North West”i özel kılan en önemli detaydan söz etmem gerekiyor.
“Wild North West” Valfar’ın 2002 yılında yazdığı kimi fikirleri ve hatta çaldığı orijinal klavye demolarını içinde barındıran bir albüm. Dağ yollarından yürüyerek evine ulaşmaya çalışırken soğuktan donarak ölen Valfar için bir anma niteliğindeki “Into the Mountains”da direkt Valfar tarafından yazılmış ve çalınmış klavyeleri duyabiliyoruz. Bu sayede albüm bir anda özel bir anlam kazanıyor.
Bunun dışında, “Wild North West”in dikkat çekmesini sağlayan başlıca unsur, yukarıda da değindiğim gibi şarkıların gerçekten de çok geniş bir spektruma yayılmış olması. “The Morning Red”de adeta bir TIAMAT şarkısı dinlerken “Shadows of Aurora”da thrash metal sularına yelken açıyor, “Spikes of God”da albümün en black metal şarkısını duyuyoruz. “Dazed and Reduced”da çok bariz bir GHOST öykünmesiyle karşılaşıyor, diğer şarkılarda ise melankolik ve karanlık melodilerle Kuzey’in karla kaplı patikalarında yol alıyoruz.
Tüm bu çeşitlilik albümün değerini artırsa da “Wild North West”in bir başyapıt olduğu falan söylenemez. Kimileri bu farklı karakterdeki şarkıları bir dağınık olarak değerlendirebilir, kimileri bir zenginlik olarak görebilir. Ben en azından albümün keyifli ve dinlemesi zevkli olduğunu düşünüyorum. Pek bir anından büyülenmesem de defalarca kez arka arkaya dinleyebiliyorum. Bu yüzde de 46 dakika boyunca dinleyicinin ilgisini canlı tutabiliyor olması bu albüm özelinde VREID’in başarısıdır, becerisidir diye düşünüyorum.
Yukarıda da dediğim gibi, Kaan’la birlikte dinlemenin nasip olmadığı son grup olması dolayısıyla VREID bundan sonra benim için ayrı bir anlam taşıyacak. Gerek bu albüm, gerek “Når byane brenn” özelinde. VREID “Into the Mountains” ile Valfar’ı anmış, ben de bu yazı ile Kaan’ı anmak istedim.
Ama onun hatırası elbette ki podcast’te anlattıklarım veya burada yazdıklarımla sınırlı kalmayacak. Bu müziği dinlediğim sürece daima aklımda olacaksın Kaan. Dinlediğim her şarkıda, her albümde, her grupta kendine yer bulacaksın. Ofisindeki sandalyende oturmuş, birlikte dinlediğimiz şarkılara coşkuyla eşlik ediyor olacaksın. \m/
Şarkılar 1. Wild North West
2. Wolves at Sea
3. The Morning Red
4. Shadows of Aurora
5. Spikes of God
6. Dazed and Reduced
7. Into the Mountains
8. Shadowland