Duvara konan sivrisineği balyozla öldürmeye benzer yapıda bir albümle birlikteyiz bugün. Sinek ilacı, raket, terlik veya avcunuzun içiyle değil; sineğin konduğu duvarı da kırma pahasına doğrudan balyozla saldırmaya benzer bir albüm var karşımızda.
Bundan 16 yıl önce kurulan Fin grup REVULSION, 2011’de çıkan bir EP haricinde bunca zamandır son derece atıl kalmış bir oluşum. Şubat başında çıkan kendi adlarını taşıyan albüme baktığımızda, bize bunu neden yaptıklarını; neden bundan mahrum bıraktıklarını sorgulamadan edemiyor insan.
Çok darbeli, azman gibi bir death metal icra eden REVUSION’ın en büyük silahı, bu amansız death metalin haşinliği konusunda bir an olsun ödün vermiyor oluşu. İlk üç şarkıda tremolo gitarlı, yırtıcı rifli bir anlayış sunan REVULSION, misal “Mustaa hiiltä”da gayet yoğun atmosferli ağır tempo bir ortam yaratabiliyor. Doom metale kayan bu şarkıda adamların ülkelerinin alametifarikası birtakım doom/death metal gruplarıyla aynı ayarda bir karanlık sunduklarını söyleyebiliriz.
REVULSION’dan bahsettiğimizde grubun bas gitara biçtiği rolden söz etmemek elbette ki olmaz. Adamlar bas gitarı arka plandaki bir ruhani lider gibi kullanıyorlar ve sanki bas gitar, üfürdüğü kara büyülerle müziğin yansıttığı karanlığa can katıyor, kan pompalıyor. Çok net duyulan, gayet dominant bir bas gitar kullanımı var ve mikste verilen “abi bası kökleyelim” kararı “Revulsion”ın bu kadar hoyrat, bu kadar öküz osurtan yapıda olmasını sağlayan başlıca faktörlerden biri.
Bu başlıca faktörün çevresini donatan diğer konulara geldiğimizde REVULSION’ın gayet akılda kalıcı, uzun ömürlü olmaya namzet, groove’u yerli yerinde bir death metal yaptığını görüyoruz. Old-school anlayışa yeni bir canlılık katılmışçasına nefes alan; derinlerden, geçmişin dehlizlerinden gelen ancak her anlamda yeni de hissettiren bir üslupla bezeli albümün dört bir yanı. Benzer grupları, referans verilebilecek isimleri düşündüğümde aklıma GATECREEPER, TOMB MOLD, MAMMOTH GRINDER gibi hayvanlıklar geliyor ancak diğer yandan ASPHYX, BOLT THROWER gibi geçmişin balyozları da yine kendilerini hissettiriyor. Sonuçta ortada çok net, saf, dolambaçsız bir death metal var ve türü sevenleri ihya etmemesi için de pek bir sebep göremiyorum.
İki gitarı farklı amaçlarla çok verimli şekilde kullanan REVULSION, melod işine hiç girmemesine rağmen iki gitarı çok zekice katmanlamayı ve riflere boyut katmayı başarıyor. Bir gitar tremoloda takılırken diğer gitarın MORBID ANGEL’vari oktavlar basması gibi türlü oyunlarla grup şarkılara derinlik ve ilginçlikler katma konusunda gayet iyi. Her şeyin şiddetini iki katına çıkaran davullar ve bir de üstüne yukarıda vurguladığım iş makinesi kıvamındaki baslar gelince albümün can yakma kapasitesi katmerlenerek artıyor. Bir de hepsini kaplayan krema kıvamında, öküz gibi bir prodüksiyon gelince “Revulsion”ın kalpleri fethetmesi için gerekli tüm şartlar yerine getirilmiş oluyor.
Günümüzde death metal yapmak herkesin harcı olmuş durumda. Her gün yüzlerce yeni death metal grubu kuruluyor, binlerce yeni death metal albümü çıkıyor. REVULSION da bunlardan biri ama bence kesinlikle kalabalıktan ayrılan yanlara sahip, dinleyiciyi sarsacak fikirler sunanlardan biri. Karabasan gibi bir prodüksiyon, dehşet bir bas tonu ve beton duvarlara balyozla dalan şarkılar dinlemek istiyorsanız sağa sola bakınmanıza gerek yok. Aradığınız şey burada.
Kadro Aleksi Huhta: Vokal
Jarkko Viitasalo: Gitar
Jari Toppinen: Gitar
Tuomas Alatalo: Bas
Atte Karppinen: Davul
Şarkılar 1. Last Echoes of Life
2. Pyre
3. Walls
4. Mustaa hiiltä
5. Lihaan sidottu kirja
6. Wastelands
7. Unravel
8. Silence
9. Pawns
10. Viimeinen rituaali
Tam bir hayvanlık. Yılda 4-5 şarkıya çok takılırım, Mustaa hiiltä bu sene o şarkılardan. Doom/death bir albüm çıkarsalar nasıl olur, guzel olur gibi.
Mustaa hiiltä ne acayip şarkı diye yorum yapmaya gelmiştim ki, zaten yapılmış; hakikaten muazzam.