# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
BEWITCHER – Cursed Be Thy Kingdom
| 30.04.2021

İlk cemre düştü.

Erhan Yiğit

Selamlar, geçen hafta yazdığım “Empyrean” incelemesinde Paranorm grubunun referans aldığı grupların çok sağlam olmasından mütevellit yaptıkları müziğin ne kadar canhıraş olduğundan bahsetmiştim. Sözünü ettiğim referans alma işini cuk diye yerine oturtabilen grupların başarılı işlere imza atması içten bile değil gerçekten. Bugün ise yine öykünme konusunda ders veren ama kendisini referans aldıkları hiç bir gruba benzeştirmeden kendisi olabilen Bewitcher ile birlikteyiz. 2019 yılında piyasaya sürdükleri Under the Witching Cross albümüyle isimlerini duyurmayı başardıktan sonra Century Media’nın kanatlarına altına giren Bewitcher icra ettiği müziği ele alış şekli ile kendi alanında en iyilerinden biri olmaya aday. Uzatmadan albüme geçelim.

Öncelikle Bewitcher speed metal ile rock’n roll arasında duran fakat black metalden bile ilham almayı da ihmal etmeyen bir müzik anlayışı ile kendini gösteriyor. Haliyle Cursed Be Thy Kingdom tavize yer vermeyen dinlemeye koyulur koyulmaz elinize tırpan verip belinize mermi kemeri takan bir yapıt haline geliyor. Albüm 36 dakika süresi boyunca size en yakın dükkanı yağmalama, önünüze gelene ”Ne bakıyon lan hıyar?!” deme telkinin de bulunurken sahip olduğu o uğursuz ama coşkulu atmosferini bir an olsun azaltmıyor. Albüm canla başla 80ler ruhunu günümüze taşımak için uğraşırken bu uğurda özgünlüğü de bir miktar azaltmak gerektiğini de biliyor. Bir albümün mükemmel olması için tamamıyla özgün olması gerektiğini savunanlardan değilim. Hatta biraz ”Yapılan yapılmış, sonradan gelenler illaki yüzde yüz özgün olamaz” kafasında bir dinleyiciyim. Burada tersini düşünenler için bu albüm biraz sıradan ve yüzeysel gelecektir ki öyle zaten ama bu sıradanlık öyle basit bir sıradanlık değil. Şarkıları tamamen sindirip herhangi bir yerde duyduğunuz da adama ”Bewitcher çalıyor” dedirtecek bir basitlik ve paçozluk içeriyor. Albüm sonunda Cursed Be Thy Kingdom’ın bu manada hiç bir kaygı gütmeyen tek amacının durduk yere kavga çıkarmak isteyen bir avuç psikopat tarafından yapıldığını da görürsünüz zaten.

Ben albümü çıktığı dönem sebebiyle biraz ”666 Goats Carry My Chariot” albümüne benzettim. Bütcher’in o albümde yapmak istediği şeyin aynını BEWITCHER de yapmaya çalışıyor ve bunu sonuna kadar da yapıyor. Venom, Judas Priest, Anvil ve yüksek dozda Mercyful Fate ile odanızın orta yerine devasa bir nevruz ateşi yakarak baharın gelişini kutluyor. ”Punk is not Dead”, ”Metal Never Dies” mottolarını gözümüze sokarcasına bir metal anlayışını içeren albümü arka arkaya nefes bile almadan dinlediğimi fark ettiğim de grubun bu mottoların boşuna sallanmadığını, 80ler heavy metalinin hakiki paslanmaz çelikten yapıldığını tescilliyor. Bu perspektiften baktığım da Cursed Be Thy Kingdom’ı beğenmemek için hiç bir sebep görmüyorum.

Önceki albümlerine nazaran daha olgun fakat yine de coşkudan bir gram dahi eksiltmeyen albüm, vokaller bakımından Sodom ile bir hayli özdeşmiş durumda. Prodüksiyonunda en ufak bir rahatsız edicilik, 80lere döneceğiz ayağına herhangi bir kolaya kaçma amatörlüğü görülmemesi de grubu benim gözümde yüksekleri hedefleyen bir topluluk konumuna getiriyor.

Yukarda sözünü ettiğim tonla referans nedeniyle grubun önceden öğrenilmiş şeylere fazlaca kulak astığı sanılabilir ama durum aslında bundan ibaret değil. Zira dar alanda icra edilen metal türlerinden birini yapıyorsanız neyi amaçladığınız zaten çok çabuk fark edilir ve sonunda ortaya koyduğunuz eserin niteliği de buna göre şekillenir diye düşünüyorum. Bewitcher’in speed metal türünde sadece bir alternatif olmaktan öteye giderek dinleyiciye ”Biraz Bewitcher dinleyeyim” dedirtmeyi amaçladığını ve bunu başardığını da belirtmeden geçmek istemiyorum.

Toplayacak olursam Cursed Be Thy Kingdom, Into the Storm ile birlikte son zamanlarda speed metal/heavy metal adına duyduğum en nitelikli ve en değerli işlerden biri. İçerdiği basit ve bilindik şeytan seviciliğini neredeyse eşsiz bir seviyede gösterirken içindeki şarkıların hiç birini kenara köşeye bırakmayarak sürekli zirvelerde geziniyor. Albüm boyunca kulaklarımıza fısıldanan tüm ayrıntılar ve benzeşmeler öylesine akıp gidiyor ki albüm hakkında düşünülmeye başlanan olumlu şeyleri sorgulamaya fırsat bile bulamadan eliniz tekrar play tuşuna gidiyor.

Bu ay acaba hangi albümü listeme sokacağım diye kaygılanırken gelen Cursed Be Thy Kingdom’ı baharın gelişini kutlamak isteyen bütün speed metal severlere öneriyorum.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.38/10, Toplam oy: 16)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2021
Şirket
Century Media
Kadro
Unholy Weaver of Shadows & Incantations: Vokal, gitar
Infernal Magus of Nocturnal Alchemy: Bas
Aris Wales: Davul
Şarkılar
1. Ashe
2. Death Returns...
3. Satanic Magick Attack
4. Electric Phantoms
5. Mystifier (White Night City)
6. Cursed Be Thy Kingdom
7. Valley of the Ravens
8. Metal Burner
9. The Widow's Blade
10. Sign of the Wolf (PENTAGRAM cover'ı)
  Yorum alanı

“BEWITCHER – Cursed Be Thy Kingdom” yazısına 3 yorum var

  1. Emre Görür says:

    Kötü kritik.
    Arada kalmanın albümü olmuş bu. Bir black/speed dinleyicisi için fazlasıyla steril ve punky, “leşlikle” alakası bile yok. Kvelertak tarzı bir şeyler arayanlar için ise yeterince “eğlenceli” olmaktan uzak.

    chuck

    @Emre Görür, kritiğin kötü olmadığını düşünmekle birlikte söylediklerine katılıyorum.

    kritik içerisinde yer verilen parçaları dinledim, black-speed’den ziyade punk-speed’i daha çok andırdı.

    Bi bu albüme bi de butcher’a bakiyorum hangisi black-speed pacozluk ve leslik kesin ortaya çıkıyor.

    Erhan

    @Emre Görür, ”leşlikle” alakası yok derken benim kritikte bahsettiğim herhangi bir yeri mi referans aldın anlamadım. Leş tabirini bu kritikte kullanmamışım zira albüm leş değil zaten :)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.