Bazı albümler metal müziğin sadece kendisinden uzaklaştırıcı ve rahatsız edici özelliğini ön plana çıkarıyor. Dying Fetus veya Cannibal Corpse tarzında bir şiddet seviciliğinden bahsetmiyorum; Infant Annihilator ve şu anki Abominable Putridity gibi gruplardaki amansız ve hiç bir şeyden utanç duymayan, yeri geldiğinde tabuları da yıkan bir canilikten bahsediyorum. Öyle ki Death metalin Grindcore, Slam veya Brutal kısımlarında icraatlarına devam eden bir çok grubun nihai amacının dinleyende işitsel olarak travma geçirtmek olduğunu ve bazılarının bu amaca gerçekten ulaştığını düşünüyorum.
Söz konusu caniliği ve şerefsizliği kapınıza kadar getiren, dinlemeye başlar başlamaz ağzınızın ortasına kürekle vurup dişlerinizi dökmeye başlayan albümlerden biri de Rusya menşeili Abominable Putridity’nin bu yıl çıkan ”Parasitic Metamorphosis Manifestation” albümü.
Slam/Brutal Death metalin en kallavi, en acımasız yapıtlarına imza atmak için 2003 yılında kurulan ve 2007′den beri teknoloji ve distopya temaları ile bağırsak deşen tecrübeli grup şahsım adına ”Parasitic Metamorphosis Manifestation” ile kariyerlerinin en iyi işini yapıyor. Grup, sahip oldukları katıksız şiddeti ve vurdu mu dümdüz eden ürkütücü sound’u kalitesinden taviz vermeyen canlı bir prodüksiyon eşliğinde bizlere sunarken, önceki albümlerine nazaran tane tane mikslenmiş gitarları sayesinde metalin ezici yönünü gösteriyor. Aslına bakarsanız metal müziğin karakterinin kirli bir sound ile daha iyi aktarılabileceğini düşünenlerdenim; Davulcunun trampete her vuruşunda tok bir ses yerine, arkasında tatlı bir yankı bırakan tınısına bayılırken, gitaristin perdeler arasında gezerken gitardan çıkan ”vıykcıyk” sesini duymayı beklerim. Aynı zamanda Abominable Putridity’nin kanımca işlediği temanın bir gereksinimi olarak bu doğallık işaretlerinin görmezden gelinebilir olduğu kanaatindeyim.
”Parasitic Metamorphosis Manifestation” 30 dakikayı bile bulmayan kısacık süresine rağmen, içerdiği yüksek dozda vahşet ve yüksek sesle dinlendikten sonra kulakta bıraktığı uzun süreli çınlama neticesinde ”rahatsız edicilik” faktörünün hakkını sonuna kadar veriyor. İki kişilik grubun merkezinde zamanında vokalleri de icra etmiş olan gitarist, baterist, lirikist kısacası grubun bizzat kendisi olan Alexander Kubiashvili gibi ayı oğlu ayı var. Kubiashvili Slam Death metali öylesine özümsemiş ve benimsemiş ki sanki “Gitarı ve davulu cinayet aracı olarak” kullanıyorum dercesine bir performans ortaya koymuş.
Davullar konusuna geldiğimiz de dikkatimi çeken şey ise hiç bir şarkıda gavurların deyimiyle “Stereotypical” yaklaşımın söz konusu olmaması. Ortalama süresi 2 küsür dakika olan her bir şarkıda davullar öğreticiliği ve haz vericiliği esas alan bir anlayışla çalınmış. Bu bağlamda “sertliğime sertlik katayim” gibisinden bir düşünce ile hareket edilip kendini bilmez bir davranış sergilenmemiş. Her vuruş ve her atak tam olması gerektiği yerlerde
Slam/Brutal Death metal’e yukardan baktığımız da görmüş olduğumuz kana bulanmış vücuttan fışkırmış organların yerine teknolojik bir distopya atmosferinin konu alınmış olması albümü bizlere merak ettirmesi için yeterli bir detay. Piyasayı şöyle bir gözden geçirdiğimiz zaman karşılaşma ihtimalimizin yüksek olduğu örnek veriyorum “Brainmasher Violence, I Fuck Your Blood, Smashed Eyes and Assholes” gibi sıradan grupların sıradan albümleri bir çoğumuzun merakını cezbetmez bence ama “Parastitic Metamorphosis Manifestation”un bu konuda dinleyiciyi kendisine çeken bir havası var.
Hafta sonunuzu evi gres yağları ve yanmış makine parçalarına bulamak için bu yıl bundan daha iyi bir albüm henüz yok (nerede lütfen söyleyin) Sevginizi ve eşinizi ikna edin ve bu distopik vahşete beraber şahit olun.
Yasal Uyarı: Kulaklıkta son seste dinlemek kulaklarınıza ciddi hasar verebilir.