İnsan temelleri 1968’de atılan, 1976’da bugünkü adını alan ve aradan geçen 45 yılda 16 albüm çıkaran bir grupla karşı karşıya olduğunu düşününce yazıya nasıl başlaması gerektiği konusunda şöyle bir düşünüyor. 1996’daki vasat altı “Predator”ın ardından dağılan Alman metal makinesi, 2010’da dönüş yaptığı “Blood of the Nations”la gerçek bir tokatlamaya imza atmış ve “uzun zamandır yoktum biri demiş öldü, şimdi de yazsınlar kral geri döndü” ifadesinin tam karşılığını alnımızın çatına yapıştırmıştı.
2015’te davulcusunu ve gitaristlerinden birini yenileyen ACCEPT, 2017’deki “The Rise of Chaos”un ardından da basçısını ve diğer gitaristini de yenileyerek gençlik operasyonuna devam etmişti. “Blood of the Nations” ile dönemin en iyi geri dönüşlerinden birini gerçekleştiren ACCEPT, o albümde yeni nesil dinleyicileri de yakalamayı başarmış ve gerçekten çok eski bir grup olmasına rağmen geçerli olduğunu, hâlâ pek çok şey ifade ettiğini göstermişti.
Yeni albüm “Too Mean to Die”a baktığımızda ACCEPT’in zerre yavaşlama, durulma, sakinleşme emaresi göstermeden çatır çutur heavy metal yaptığını ve tıpkı seksenlerde olduğu gibi yine yaptığı şeyin hakkını verdiğini görüyoruz. Yetmişlerin sonunda kurulmuş başka gruplar, “babalar” diye bahsedilen başka oluşumlar da var. Ancak ACCEPT’in geçerliliğini sürdürme inadı ve tutkusunu gözümüze sokma noktasında bu grupların büyük kısmından çok önde olduğunu düşünüyorum. Konu heavy metal olunca, SAXON gitaristi Paul Quinn’in 69, JUDAS PRIEST gitaristi Glenn Tipton’ın 73 yaşında oluşu diğer her şeyi geçersiz kıldığından; 61 yaşındaki Wolf Hoffmann’ın gerçek bir heavy metal neferi olduğunu ve bu yaşında cayır cayır metal şarkıları yazdığını fazladan vurgulamaya gerek görmüyorum.
Albüme baktığımızda, tam da ACCEPT’ten bekleyeceğimiz türde bir çalışma görüyoruz. Marş gibi nakaratlar yazmaya özen gösteren ve gençlik aşısı sayesinde istediği varyasyon ve dinamizmi yakalayabilen ACCEPT, “Too Mean to Die”ı da çeşit çeşit heavy metal yapıtlarıyla donatmış. Bu noktada albümün enerjik, yüksek tempo şarkılarda bir miktar kendini ve son 10 yılı tekrar ettiğini ve daha ziyade epik, orta tempo şarkılarda ilginçlikler sunduğunu düşünüyorum.
“Blind Rage”in kapağındaki azgın boğanın ardından yeni albümü “Too Mean to Die”da da mekanik bir yılana yer veren ACCEPT, kendisini ifade eden her şeyi istisnasız şekilde albüme entegre etmeyi başarmış. Bunu yaparken ne denli heyecan verdiği konusunda, “Too Mean to Die”ın belli açılardan son dört albümdeki enerjinin biraz altında kaldığını düşünüyorum. ACCEPT’in standart çizgide ilerleyen ancak kendi geleneğinden gelen kaliteli heavy metali her anlamda albümde mevcut. Lakin “Blood of the Nations”dan bu yana çıkan albümleri dinlerken hissettiğim “bu adamlar heavy metal yapmak için doğmuş ve ölene kadar da bunu yapacaklar” hissi, “Too Mean to Die”da yerini daha az coşkulu, daha ağır başlı bir takdire bıraktı.
Yaştan bahsetmişken, 66 yaşındaki Mark Tornillo da kendine ve sesine çok iyi baktığını gösterircesine albümü alıp götüren, şaha kaldıran bir performans sergiliyor. Şarkıların kendini tekrara düşme emaresi gösterdiği anlarda parlayıp gürleyerek dinleyiciyi sarsması, adrenaline bulaması gayet güzel artılar. ACCEPT, yani Wolf Woffmann, Tornillo’nun gruba katılmasının 11. yılında dahi bunun ne kadar iyi bir tercih olduğunu gösteriyor ve scout ekibine methiyeler düzdürtüyor. Bunların ışığında; performans, beste kalitesi ve çeşitlilik açısından “Too Mean to Die”ın bir falsosu olduğunu, herhangi bir konuda kolaya kaçtığını düşünmüyorum. ACCEPT her türlü ACCEPT’tir, metal tarihine adını kazımış bir gruptur, Alman metalinin medarı iftiharıdır. Yine de genel atmosferden, albümün bütünün verdiği histen, tekrar tekrar dinledikten sonra damakta kalan tadından, “Too Mean to Die”ın çok iyi, ancak 2010’daki geri dönüşten itibaren çıkan albümlerden herhangi birinin önüne geçemeyecek düzeyde bir albüm olduğunu düşünüyorum. Bu durum ACCEPT’in artık bazı şeyleri tükettiği, misal bir GRAVE DIGGER gibi birbirine benzer albümler yapıp daha ziyade “babalar” kontenjanından takdir göreceği şeklinde mi okunmalı şu an için bilmiyorum.
Bir önceki albüm “The Rise of Chaos”a 7/10 vermiştim. Bence o albüm “Too Mean to Die”dan daha iyi bir albüm, lakin bu albüme de 6,5 vermeye elim varmıyor. O yüzden “Too Mean to Die”a da 7 vermeyi uygun görüyorum, ama “The Rise of Chaos”un bu albümden daha keyifli, daha lezzetli bir 7 olduğunu da eklemeden edemiyorum. Tabii bir taraftan bakınca bu notlar ACCEPT’e ne bir şey katar ne de ACCEPT’ten bir şey götürür. Onlar ilk albümlerini annemle babam evlendiğinde çıkarmışlar ve ben 40 yaşıma basmak üzereyken hâlâ taş gibi metal yapıyorlar. Bu yüzden de 7’ymiş 9’muş fazla takılmadan hâlâ hayatta olan en eski metal gruplarından birinin bugün bile bu kadar enerji dolu oluşunu kutlamak, bundan zevk almak gerek. PA açıldığından bu yana 5 albüm çıkardınız, umarım bundan sonra 5 tane daha çıkarırsınız da biz de “hâlâ şöyle iyiler, şöyle ateş gibiler” diye ballandıra ballandıra yazarız.
Kadro Mark Tornillo: Vokal
Wolf Hoffmann: Gitar
Uwe Lulis: Gitar
Philip Shouse: Gitar
Martin Motnik: Bas
Christopher Williams: Davul
Şarkılar 1. Zombie Apocalypse
2. Too Mean to Die
3. Overnight Sensation
4. No Ones Master
5. The Undertaker
6. Sucks to Be You
7. Symphony of Pain
8. The Best Is Yet to Come
9. How Do We Sleep
10. Not My Problem
11. Samson and Delilah
Mark Tornillo usta bir ses. Sesini ustaca kullanıyor ve Bobby Blitz gibi agresifliğini, hırçınlığını, duygularını iyi yansıtıyor.Yer yer hızlı,sert bir albüm.
Accept biraz Motörhead biraz da AC/DC gibi aslında. Rotaları hemen hemen belli albümler yapsalar da büyük saygı duyuyorum. Şimdi kritik şerefine albümü bir kez daha dinliyorum, geçen albüm duyurusu altına da yazdığım gibi Stalingrad, Blind Rage seviyesinde değil bu albüm ama fena da değil sahiden.
Ayrıca, bu albümün temeli ne zaman atıldı, şarkılar ne zaman bestelendi tam bilmiyorum ama geçen ağustos ayında Mark Tornillo oğlunu kaybetmişti. Ben şahsen o yaştan sonra henüz otuzuna gelmemiş oğlumu kaybetsem sikerim metalini de müziğine de der, madde bağımlısı falan olurdum herhalde adam çıkıp albüm kaydediyor. Respek.
Bu albümün, kritikte yazanın aksine Rise of the Chaos’dan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bir de durulma var falan demişsiniz ama net olarak albümün yarısı agresif gitar rifleriyle dolu. Bu da naçizane görüşüm.
Accept’in 2010′dan beri çıkardığı albümlerde ne biçim sololar var arkadaş ya. Gerçekten işini bilen ellerden çıktıklarını direkt belli ediyorlar. 2021 yılında metal progresife dezonanta boğulmuşken böyle lezzetli katıksız heavy metal soloları duyabilmek güzel
Mark Tornillo usta bir ses. Sesini ustaca kullanıyor ve Bobby Blitz gibi agresifliğini, hırçınlığını, duygularını iyi yansıtıyor.Yer yer hızlı,sert bir albüm.
Accept biraz Motörhead biraz da AC/DC gibi aslında. Rotaları hemen hemen belli albümler yapsalar da büyük saygı duyuyorum. Şimdi kritik şerefine albümü bir kez daha dinliyorum, geçen albüm duyurusu altına da yazdığım gibi Stalingrad, Blind Rage seviyesinde değil bu albüm ama fena da değil sahiden.
Ayrıca, bu albümün temeli ne zaman atıldı, şarkılar ne zaman bestelendi tam bilmiyorum ama geçen ağustos ayında Mark Tornillo oğlunu kaybetmişti. Ben şahsen o yaştan sonra henüz otuzuna gelmemiş oğlumu kaybetsem sikerim metalini de müziğine de der, madde bağımlısı falan olurdum herhalde adam çıkıp albüm kaydediyor. Respek.
Sondaki enstrümantal verdiğim 10 puanın yarısının kaynağı benim gözümde.
Mark Tornillo yu ilk defa bu albümle Accept’e yakıştırmaya başladım. Her şeyiyle oturmuş Accept müziği olmuş. Çok beğendim bu albümü.
Bu albümün, kritikte yazanın aksine Rise of the Chaos’dan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bir de durulma var falan demişsiniz ama net olarak albümün yarısı agresif gitar rifleriyle dolu. Bu da naçizane görüşüm.
Samson and Delilah’i Pentagram’dan araklamislar =) bir rivayete gore Metin Turkcan’da bunu onayliyormus =p
Accept’in 2010′dan beri çıkardığı albümlerde ne biçim sololar var arkadaş ya. Gerçekten işini bilen ellerden çıktıklarını direkt belli ediyorlar. 2021 yılında metal progresife dezonanta boğulmuşken böyle lezzetli katıksız heavy metal soloları duyabilmek güzel
Son 10 yılda çıkardıkları en iyi albüm bu, net.
29.05.2022
@Boba Fett, Blind Rage ile kafa kafayalar bence de
GIMME INSTANT GRATIFICATIONNNNNN
I’M AN OVERNIGHT SENSATIONNNNNNN