Geçen seneden kalan bazı dikkate değer albümleri incelemeye devam ediyoruz. Bugünkü konuğumuz İsviçreli thrash/death metal grubu TOTAL ANNIHILATION. 2006’da kurulan Baselli grup 2012’den 2020 Şubat’ına dek pek bir varlık göstermeden takılıyordu. Şu anda incelemekte olduğum “…on Chains of Doom”, TOTAL ANNIHILATION’ın 8 yıllık bir aranın ardından çıkardığı üçüncü albümü. Dediğim gibi, albüm çıkalı 11 ay olmuş ancak ben hem yılın ilk haftalarının müsait oluşundan hem de sevebilecek birileri olabilir düşüncesiyle albümü yazayım dedim.
TOTAL ANNIHILATION temel olarak thrash metal tabanına oturan, ancak bunu epey çirkef, şirret, zehirli bağlamda sunan bir oluşum. Kaçınılmaz olarak SODOM’u akıllara getiren grubu belli oranda bir LEGIONS OF THE DAMNED’e veya DEW-SCENTED’a da benzetebiliriz. Lakin LEGIONS OF THE DAMNED’in ezici sound’una nazaran TOTAL ANNIHILATION’ın karakteri biraz daha tane tane bir yapıda. Aynı şekilde death/thrash dendiğinde akıllara gelen başlıca gruplardan olan THE CROWN kadar melodik ve vahşi de değiller. Bu açında bakınca TOTAL ANNIHILATION’ın thrash metal karakterli bir death metalden ziyade çok sert bir thrash metal yaptığını söyleyebiliriz.
Kadrosunda geçtiğimiz Eylül ayında “Feeding the Vultures” albümlerini incelediğimiz death metal grubu MNEMOCIDE’ın basçısını da barındıran TOTAL ANNIHILATION, temel olarak yırtıcı rifler, yeri gelince araya giren melodiler ve kaosa karambole çok bulaşmayan bir müzik yapıyor. Bu ifade elbette ki grubun bahar esintileri sunduğu anlamına gelmiyor; sonuçta SODOM diyoruz, LEGION OF THE DAMNED diyoruz.
Bu melodiler yer yer gruba hizmet ederken yer yer de -bence- biraz “verelim gitsin yeaea” kafasında kullanılmış. Misal üçüncü şarkı “Iron Coffin”in ilk 50 saniyesinde duyduğumuz ve sonradan da rifin aralarına giren melodi gayet “herhangi” bir melodi tercihi. Akılda kalıcılığı, farklılığı, karakteri olmayan ve yeni müzik yapmaya başlayan bir grubun bu kadar uzun tekrarlayabileceği kadar sıradan bir fikirden hayat buluyor. Bu sadece bir ayrıntı belki, ancak grubun görkemli ya da iyi olduğunu düşünerek kullandığı kimi fikirlerin o kadar da hedefe ulaşmadığını düşünüyorum. “Dead Souls”da da benzer bir durum var. Bence pek bir olayı olmayan “herhangi” bir fikir, dakikalarca devam ettiriliyor ve pek de bir yere varmadan sonlanıyor.
Grubun epik olmaya kasmadığı, melodi ıvır zıvırla uğraşmadığı anlara gelince, TOTAL ANNIHILATION bu anlarda daha bir parlıyor. Akılda kalıcı demek yine zor olsa da “…on Chains of Doom”da en azından çılgınca kafa sallatacak, windmill headbang yaptıracak pek çok bölüm var. Eğer bu sizin için yeterliyse, kısmen et kafalı kısmen SLAYER/SODOM referanslı bir thrash metal cehennemine koşa koşa gitmeye hazırsanız, TOTAL ANNIHILATION size en azından birkaç dinlemelik bir metal keyfi sunabilir.
Ortamda bu kadar fazla kaliteli iş varken, 365 günlük bir yılda 398 inceleme yazmamıza rağmen yazacaklarımızı sığdıramadığımız kadar çok sayıda iyi albüm çıkıyorken, açıkçası bu albüme 42 dakikanızı ayırmanız konusunda size “hiç düşünmeyin” diyemem. Ancak albümde thrash metalin death metale hallenen hoyrat tarafını seven dinleyicilerin beğeneceği şeyler de net şekilde var. Ben olsam albümün altıncı şarkısı “Experience the Terror”ı ve “Black Blood”ı dinlerim ve o şarkıları beğenirsem albümün tamamına bakarım. Albüme notum aşağıdaki gibi, şarkı sıralaması tam ters olsaydı yarım puan fazla verirdim.
Kadro Daniel Altwegg: Vokal
Nicolas Stelz: Lead gitar
Jürgen Schmid: Ritim gitar
Niggi Denger: Bas
Michael Lautenschläger: Davul
Şarkılar 1. Falling Fast
2. Reborn in Flesh
3. Iron Coffin
4. Dead Souls
5. ...on Chains of Doom
6. Experience the Terror
7. Tunnelratten
8. Black Blood
Vokal tam bir yan sanayi Tom Angelripper. Catchy olmaya çalışmayıp dümdüz bodoslama yardırıp geçseler çok daha iyi olabilirmiş. Agresif müzik yaparken suni biçimde akılda kalıcı olmaya çalışan gruplara uyuz oluyorum. Sik geç işte ne kasıyosun.
Vokal tam bir yan sanayi Tom Angelripper. Catchy olmaya çalışmayıp dümdüz bodoslama yardırıp geçseler çok daha iyi olabilirmiş. Agresif müzik yaparken suni biçimde akılda kalıcı olmaya çalışan gruplara uyuz oluyorum. Sik geç işte ne kasıyosun.