Bu hayatta “ihya olmak” diye bir şey var. Herhangi bir şey sizi ihya edebilir. TDK’ya baktığımda ihyanın anlamının “daha iyi bir duruma gelmek”, “mutluluğa kavuşmak” ve “bayındır duruma getirilmek” olduğunu görüyorum. Bu herhangi bir sebepten, herhangi bir şey sayesinde olabilir.
“Ben death metal sayesinde daha iyi bir duruma geldim”, gibi.
Şu anda bahsettiğim albümü dinlediğim ilk seferde de yirminci seferde de tam anlamıyla ihya olduğumu, tatminlerden tatmin beğendiğimi, zevkten zevke koştuğumu hissettim. Ben DEPRAVITY sayesinde bayındır duruma getirildim.
Bunun sebebi adamların hiperaktif bir biçimde riften rife koşan, dibine kadar kazıyan bir anlayışla, intikam alırcasına death metal yapıyor oluşları. Avustralyalı grubun bu ikinci albümü, 4 Aralık’ta çıkarak yılın primetime’ından epey uzaklaşmış olsa da kesinlikle atlanmaması gereken bir işitsel savaş niteliğinde. Detaylara inmeden önce hiç oyalanmadan söylüyorum: death metal seviyorsanız şu andan itibaren ilk dinleyeceğiniz albüm bu olsun.
DEPRAVITY’nin death metaline baktığımda PSYCROPTIC, AZARATH, ANGELCORPSE, NILE, MORBID ANGEL, HATE ETERNAL, IMMOLATION, MONSTROSITY, HIDEOUS DIVINITY, BLOOD RED THRONE, eski DECAPITATED, HOUR OF PENANCE gibi türü acımasızca icra eden pek çok grup aklıma geliyor. Adamlar hayvan gibi çalıyorlar ve 49 dakika gibi uzun sayılabilecek bir süreyi resmen taramalı tüfek anlayışıyla boydan boya kana buluyorlar. Taramalı tüfek ve kan ifadeleri size karambol, et kafalı bir death metal izlenimi vermesin. DEPRAVITY gayet tane tane, jilet gibi kayıtlı bir albüm yapmış içindeki her şarkıda aklınıza gelebilecek her tür hayvanlığı kanırta kanırta uygulamış.
“Grand Malevolence”ı bu sene dinlediğim en iyi death metal albümlerinin biri hâline getiren diğer bir unsur da adamların 11 şarkının her birine zekice fikirler zerk etmeyi başarabilmiş olması ve bu sayede albümün gerçek bir roller-coaster hissiyatı yaratması. Resmen şarkıların sizi alıp duvardan duvara vurduğunu hissediyorsunuz. “Bu bazen x yapan bir gitarla, bazen y’yi öne çıkaran bir fikirle” diye detaya inmek isterdim ama gerçekten de böyle tekil uçarılıklar, öne çıkan fikirler yok. DEPRAVITY topyekûn bir hayvan çocukluğuyla resmen savaş ilan ediyor ve karşısına çıkan her şeyi yok etmeden rahatlamamaya ant içmişçesine zulmediyor.
Albümü dinlerken, hatta albümü ilk dinlemenizden grup üyelerine saygı duymaya başlamanız gayet olası. Eğer sertlik, ayılık, kanın gövdeyi götürdüğü bir katliam istiyorsanız DEPRAVITY’yi “oha lan çok iyi”, “oğlum valla çok iyi”, “ulan bu adamlar neymiş böyle” gibisinden hayretler ve tatminler eşliğinde dinlemeniz büyük olasılık. Hem bu sonsuz acımasızlığı dibine kadar devam ettirmeleri hem de sırtlarını karambole kaosa yaslamadan çatır çatır yardırmaları sebebiyle grubu gerçekten çok takdir ettim, çok beğendim. Gitar tonundan davul yazımına, rif anlayışından vokalin hoyratlığına kadar, konu death metal ise herhangi bir eksiklik bulamadığım bir albüm “Grand Malevolence”.
Methiyeler düzme anlamında daha uzun uzun yazabilirim ya da tam tersini yapıp. “Olm dinleyin bunu. Bir şey demiyorum, dinleyin işte” diye de kesip atabilirim. Amme hizmeti yaptığımız için yazdım ettim, tarif etmeye çalıştım; ama harbiden tavsiyeye falan da gerek yok.
Kadro Jamie Kay: Vokal
Lynton Cessford: Gitar
Jarrod Curley: Gitar
Ainsley Watkins: Bas
Louis Rando: Davul
Şarkılar 1. Indulging Psychotic Thoughts
2. Grand Malevolence
3. Invalid Majesty
4. Cantankerous Butcher
5. Trophies of Inhumanity
6. Castrate the Perpetrators
7. The Coming of the Hammering
8. Barbaric Eternity
9. Hallucination Aflame
10. Epitome of Extinction
11. Ghosts in the Void
Paşalar iki albümdür yardırıyorlar. Öyle böyle değil. Hani sırf “taktik maktik yok bam bam bam” da değil. Ara-ara gayet teknik, melodik riffler, sololar filan da giriyor. Nasıl yaptınız lan bunu diye diye geçti tüm albüm.
Dinleyin bunu.
Avustralya’dan babam çıksa yerim, daha ilk birkaç şarkıdan sevdim dalacağım.
Paşalar iki albümdür yardırıyorlar. Öyle böyle değil. Hani sırf “taktik maktik yok bam bam bam” da değil. Ara-ara gayet teknik, melodik riffler, sololar filan da giriyor. Nasıl yaptınız lan bunu diye diye geçti tüm albüm.
Resmen hayvanlık. İşkembeye döner tekme atıyorlar.
Üstüm başım riff oldu.
fin olan depravity geri döndü sandım heyecanlandım :(
sonra albümü dinledim sevindim :)
evil upheaval çok iyiydi, bunu da en kısa sürede dinleyeceğim.
Her tarafıma uçan tekme yedim.