Batıl inançlı bir insan değilim ama rakamların kerametine karşı kısmi bir inancım var galiba. Misal 6 rakamının bana iyi geldiğine denk geldim hep. Şans oyunlarından ikramiye kazandığım biletlerde hep 6 rakamı oluyor, uzun süredir sahip olduğum ve oturduğum evin kapı numarası 6, tavla oynarken %80 ilk zarlarımdan biri 6 gelir, 16 yaşında milli oldum, 26 yaşında hayatımın maddi ve manevi her yönden zirve dönemini yaşadım, vesaire, vesaire… Kısacası ben 6’yı seviyorum, 6 da beni seviyor. Bu rakam ile karşılıklı güzel bir ilişkimiz var.
Fakat bana “İnsanlık tarihinin en mübarek sayısı nedir?” diye sorarsanız size vereceğim cevap ”31” yazıyla: “otuzbir” olur. Neredeyse bütün kadim medeniyetlerin doğup, büyüyüp, yükseldiği bu topraklarda “otuzbir” bizim ortak değerimiz ve uzmanlık alanımızdır. “Benim hanım uyusun da, rahat rahat bir “otuzbir” çekeyim” diyen mutlu, evli, çocuklu adamlar bile var. “Kişi kendinin doktorudur” mu desem, “Kel ilacını en iyi kendi başına sürer” mi desem tam bilemedim ama sonuç olarak bu toprakların evlatları “otuzbir”e ölümüne gönülden bağlı.
Muhtemelen birçoğunuz “Lan bu adam niye bize otuzbir anlatıyor?” diye düşünmeye başladı bile. Hemen bağlayayım konuyu, “Where Paths Divide” grubun kuruluşundan beri çıkardıkları ilk full-length albüm olan icraatları. Tam tamına “otuzbir” yıl sonra, Covid-19 pandemisi yüzünden yedi sülalemizin çeşitli yerlerinden sikildiği dönemde, albümlerini salıverdiler. Kuduz köpek gibi İsveç death metali yapan bir grubun için en uygun dönem diyebiliriz aslında.
“Toxaemia” 1989 yılında İsveç’in “Motala, Östergötland” denen bölgesinde, müzik hayatına başlamış bir grup. “Östergötland” ismini okuyunca benim de gidesim geldi açıkçası. Eminim ki, tarihi ve kültürel açıdan çok güzel bir yerdir. Grubun şahane bir yerde yaşadığı nereden belli? Adamlar 1991 yılında dağılarak, 2017 yılında tekrar birleşme kararı almışlar. Hani ortam o kadar güzel ki, “Toxaemia” diye gruplarının olduğunu hatırlamayı ve bu grubu devam ettirmeyi anca akıllarına getirmişler.
Tahmin edebileceğiniz üzere, “Toxaemia” saldırgan ve old school, bir İsveç death metali icra ediyor. Old school kısmında sound olarak bir takım sıkıntılar yaşamalarının yanı sıra; saldırganlık olarak da, zaman makinesi ile “otuzbir sene” sonrasına ışınlanmış bir “Sibernetik Organizma” olarak belirli sıkıntılar yaşıyorlar bence.
Belki bu albüm 1989 veya 1990 çıkışlı olsaydı; “Left Hand Path”, “Like an Everflowing Stream”, “Into the Grave”, “Where No Life Dwells” gibi bir klasik olabilirdi ama 2020 yılında hatasız old school İsveç death metali yapmak, ekstremlik olarak aşırı bir vites arttırma olmadan vasatın üstüne çıkamıyor. Bu geçen “otuzbir” senede o kadar fazla şey yapıldı ki; iyisiyle, kötüsüyle, vasatıyla saldırgan old school İsveç death’inin, tabiri caiz ise “cılkını çıkarttık” ve sürekli daha fazlasını istiyoruz.
Şahsen benim berbat vokal yüzünden son iki albüm de korkunç şekilde beğenmediğim ve vasatın altında bulduğum yıldızlar topluluğu “Bloodbath”in icraatları başta olmak üzere, old school İsveç death metali günümüzde alternatifsiz değil. Çoğunlukla hardcore ve crust gibi türler ile çapraz bağ kurularak, kulak zarından zevk suyu akıtacak şeyler sıklıkla yapılıyor. Rakipler çoğaldıkça çıtalar yükseliyor, çıtalar yükseldikçe özellikle old school İsveç death metali gibi ekstrem türler için övgülerde de ister istemez kısıntıya gidiyoruz.
Albümün günümüz metal piyasasının neresinde durduğunu bir kenara bırakırsak, kesinlikle vasat üzeri, işitsel zevk kısmı yüksek bir albüm olduğunu söyleyebiliriz. Gitar soloları ve belirli hızlanan kısımlarda “Slayer” melodileri duymak mümkün. Bunun harici, 30 küsur (otuzbir) sene öncesi, ilk kuruldukları dönemin old school İsveç death metalini biraz geç olsa da ellerinden geldiğince icra etmeye çalışıyorlar.
Unutmadan söyleyeyim; albümün mix ve mastering işleri, efsane adam Dan Swanö tarafından halledilmiş. Yani mahallenin büyük abisi bile işin içinde. Kimileri ben İsveç death metali seviyorum der, kimileri arada dinlerim der ama ben şunu net olarak söyleyebilirim ki, ben Old school ve saldırgan İsveç death metalinin bağımlısıyım. Sabah uyanıp bu tarz müziği dinleyemediğim bir dünyada yaşamak dahi istemem. Bokunu çıkartmayın ama “otuzbirlerle” kalın.
Kadro Dennis Johansson: Vokal
Stevo Bolgakoff: Gitar, vokal
Rasmus Axelsson: Lead gitar
Pontus Cervin: Bas
Perra Karlsson: Davul
Şarkılar 1. Where Paths Divide
2. Delusions
3. Pestilence
4. Buried to Rot
5. Betrayal
6. Toxaemia
7. Black Death
8. Six-Fold Revenge
9. Psycotic Pandemic
10. Leprosy
11. Hate Within
@Rzeczom, genel kanıya göre Orta Çağ’da yaşayan Kuzey Cermenleri arasından çıkan Geat adlı topluluktan alıyor adını. Bu Geat’ler, Swede ve Gute denen diğer iki toplulukla birlikte günümüz İsveçlilerinin atası kabul ediliyorlar. Göt ismi de adını bu Geat’lerden alıyor (arada bir de Jütler var, onlar da Danimarka’ya yerleşiyorlar vs, minik minik kabileler bunlar). O yüzden zamanında Batılı Geat’lerin yaşadığı yer Västergötland, Doğulu olanların yaşadığı yer ise Östergötland olarak ifade edilmiş. Göteborg da yine aynı kökten.
Goth’lardan farklı oldukları söyleniyor ama biraz alengirli konular. Bazıları Goth’lar Polonya’dan geldi diyor, bazısı bu Geat muhabbeti doğru değil, Beowulf destanında böyle denir ama aslında kurgu der vs. İnternette “Gothenburg’daki Goth- kısmı Goth’lardan mı geliyor?” falan diye aratınca “tam değil”, “kısmen”, “evet ama tam da öyle değil sanki”, “goth/gothic yanılgısı” gibisinden muallak ifadeler çıkıyor.
@Rzeczom, Isvecce’de g harfinin telaffuzu önundeki ya da arkasindaki harfe göre degisiyor. Icinde “göt” olan butun kelimelerde y diye okunuyor, Västra Götaland (Vestra yötaland), Östergötland (Österyötland), Göteborg (Yötebory) gibi. Berg ile biten soyadlari da ayni sekilde, Bery, Strömbery vs.
Maalesef dogru okunusu göt degil yani :(
@Ahmet Saraçoğlu, evet o da ilk basta afallatanlardan. Onun disinda baska bir ilginc telaffuz da r harfinden sonra gelen s’nin ş diye okunmasi. Mesela Anders -> Anderş. Buna uymayan bir iki aksan var sadece.
@Ahmet Saraçoğlu, simdi ilginc bir noktaya parmak bastin. Evet, sj- Isvec’in bircok bölgesinde (yaziya aktarmak baya zor olsa da) “kh” gibi okunuyor. Direk h degil de, daha kalin mi desem hiriltili mi desem, ama girtlaktan degil. Khüükdom, ruh anlamina gelen själ (kheel) gibi. Nässjö diye yazilan yer Nekkhhö gibi okunuyor mesela.
Kuzey Isvec’te, Norrland diyalektinde bu ses direk ş gibi söyleniyor ama, şüükdom, şeel gibi. O yuzden bunlari direk ş gibi okuyup Norrland diyalektim var diyerek siyrilmak mumkun.
Bunun disinda ayni bu sj- gibi okunan skj- ve stj- var. Tipatip ayni. O yuzden bu kelimeler önceden bilinmiyorsa sadece telaffuzundan yola cikip yaziya dökmek imkansiz gibi birsey. Yildiz anlamina gelen stjärna (kheerna/şeerna), gömlek anlamina gelen skjorta (khurtta/şurtta) gibi.
Kj- var bi de, bu her diyalektte ş diye okunuyor. Etek anlamina gelen kjol (şuul) gibi. Hj- de genellikle direk y diye okunuyor, hjärta -> yerta (kalp), veya hjort -> yurt (geyik).
Sanirim Isvecce’nin en garip telaffuzlarindan bazilari bunlar.
ismail vilehand, bir gun Östergötland’i görmek istersen buyur beklerim :) Östergötland icinde Linköping, Norrköping, Mjölby, Motala, Vadstena’yi falan barindiran eyalet. Marduk Norrköping’den gelme oldugu icin ve Morgan Håkansson abimiz amansiz bir Östergötland sever oldugundan bunu gururla gösterir genelde, sen de yaziya koymussun zaten bir resmi.
Yazida gecen, bu grubun geldigi Motala bayagi kucuk, tam buyuk bir göl kenarinda oldugu icin özellikle yazin sahiliyle falan populer ve dogal guzelligi olan, onun disinda ise biraz bayik bir yer :)
”Ebced, geleneksel Arap alfabesinin eski sıralanışından ilk dört harfinin okunuşlarıyla türetilmiş bir sözcüktür. Ebced hesabı ise Ebced rakamları denilen alfabetik bir sayı sistemini kullanarak, kelime, cümlecik veya cümlelerin sayısal değerini hesaplama ve bunlardan anlamlar çıkartma işlemidir.”
@Güzide Arslaner, osmanlıca’da “e” ve “l” harfleri ebced hesabına göre göre 31 rakamına denk gelir. masturbasyon için kullanılan “31″ sayısı aslında “el” kelimesinin osmanlı’da ebced hesabıyla şifrelenmiş biçimidir.
https://keremonder.com/uploads/images/image_750x_5cf837ce536d3.jpg
25.11.2020
@Rzeczom, bu arada bu isveçlilerin şehir isimleri neden hep böyle götlü mötlü? kökeni ne acaba bunun.
göteborg, östergötland vs.
25.11.2020
@Rzeczom, genel kanıya göre Orta Çağ’da yaşayan Kuzey Cermenleri arasından çıkan Geat adlı topluluktan alıyor adını. Bu Geat’ler, Swede ve Gute denen diğer iki toplulukla birlikte günümüz İsveçlilerinin atası kabul ediliyorlar. Göt ismi de adını bu Geat’lerden alıyor (arada bir de Jütler var, onlar da Danimarka’ya yerleşiyorlar vs, minik minik kabileler bunlar). O yüzden zamanında Batılı Geat’lerin yaşadığı yer Västergötland, Doğulu olanların yaşadığı yer ise Östergötland olarak ifade edilmiş. Göteborg da yine aynı kökten.
Goth’lardan farklı oldukları söyleniyor ama biraz alengirli konular. Bazıları Goth’lar Polonya’dan geldi diyor, bazısı bu Geat muhabbeti doğru değil, Beowulf destanında böyle denir ama aslında kurgu der vs. İnternette “Gothenburg’daki Goth- kısmı Goth’lardan mı geliyor?” falan diye aratınca “tam değil”, “kısmen”, “evet ama tam da öyle değil sanki”, “goth/gothic yanılgısı” gibisinden muallak ifadeler çıkıyor.
25.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, bilgilendirme için teşekkürler.
25.11.2020
@Rzeczom, Isvecce’de g harfinin telaffuzu önundeki ya da arkasindaki harfe göre degisiyor. Icinde “göt” olan butun kelimelerde y diye okunuyor, Västra Götaland (Vestra yötaland), Östergötland (Österyötland), Göteborg (Yötebory) gibi. Berg ile biten soyadlari da ayni sekilde, Bery, Strömbery vs.
Maalesef dogru okunusu göt degil yani :(
25.11.2020
@Ömer Kus, oh be bileni geldi. :)
G’nin yanı sıra bir de ş okunan k fenomeni var (Jönköping: Yönşöping).
25.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, evet o da ilk basta afallatanlardan. Onun disinda baska bir ilginc telaffuz da r harfinden sonra gelen s’nin ş diye okunmasi. Mesela Anders -> Anderş. Buna uymayan bir iki aksan var sadece.
25.11.2020
@Ömer Kus, hastalık anlamına gelen “sjukdom”u da “hüükdom” gibi söylüyorlar.
“Sj-” ile başlayan her kelimede aynı mı bilmiyorum.
25.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, simdi ilginc bir noktaya parmak bastin. Evet, sj- Isvec’in bircok bölgesinde (yaziya aktarmak baya zor olsa da) “kh” gibi okunuyor. Direk h degil de, daha kalin mi desem hiriltili mi desem, ama girtlaktan degil. Khüükdom, ruh anlamina gelen själ (kheel) gibi. Nässjö diye yazilan yer Nekkhhö gibi okunuyor mesela.
Kuzey Isvec’te, Norrland diyalektinde bu ses direk ş gibi söyleniyor ama, şüükdom, şeel gibi. O yuzden bunlari direk ş gibi okuyup Norrland diyalektim var diyerek siyrilmak mumkun.
Bunun disinda ayni bu sj- gibi okunan skj- ve stj- var. Tipatip ayni. O yuzden bu kelimeler önceden bilinmiyorsa sadece telaffuzundan yola cikip yaziya dökmek imkansiz gibi birsey. Yildiz anlamina gelen stjärna (kheerna/şeerna), gömlek anlamina gelen skjorta (khurtta/şurtta) gibi.
Kj- var bi de, bu her diyalektte ş diye okunuyor. Etek anlamina gelen kjol (şuul) gibi. Hj- de genellikle direk y diye okunuyor, hjärta -> yerta (kalp), veya hjort -> yurt (geyik).
Sanirim Isvecce’nin en garip telaffuzlarindan bazilari bunlar.
25.11.2020
@Ömer Kus, net iyi bilgiler, sağ olasın.
25.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, rica ederim.
Yalniz yukarida iki kere direkt yerine direk yazmisim uyuz oldum kendime. Agzima iki tane cakasim geldi ahah.
25.11.2020
@Ömer Kus, ilginçmiş gerçekten. isveççe öğrenenlere selam.
25.11.2020
@Ömer Kus, Bunu okuduktan sonra hayatım değişti.
Yine de Göteborg’u Yötebory diye okumam.
Peki kritik başlıklarından yazarın İsmail vilehand olduğunu tahmin etmek? İşte özgünlük.
https://youtu.be/cEUD0psz0po
ismail vilehand, bir gun Östergötland’i görmek istersen buyur beklerim :) Östergötland icinde Linköping, Norrköping, Mjölby, Motala, Vadstena’yi falan barindiran eyalet. Marduk Norrköping’den gelme oldugu icin ve Morgan Håkansson abimiz amansiz bir Östergötland sever oldugundan bunu gururla gösterir genelde, sen de yaziya koymussun zaten bir resmi.
Yazida gecen, bu grubun geldigi Motala bayagi kucuk, tam buyuk bir göl kenarinda oldugu icin özellikle yazin sahiliyle falan populer ve dogal guzelligi olan, onun disinda ise biraz bayik bir yer :)
Ebcedden anlayan bir babayiğit varsa bu kritiğin altına bir etimolojik açıklama daha lazım.
25.11.2020
”Ebced, geleneksel Arap alfabesinin eski sıralanışından ilk dört harfinin okunuşlarıyla türetilmiş bir sözcüktür. Ebced hesabı ise Ebced rakamları denilen alfabetik bir sayı sistemini kullanarak, kelime, cümlecik veya cümlelerin sayısal değerini hesaplama ve bunlardan anlamlar çıkartma işlemidir.”
internetin yalancısıyım.
25.11.2020
@Güzide Arslaner, osmanlıca’da “e” ve “l” harfleri ebced hesabına göre göre 31 rakamına denk gelir. masturbasyon için kullanılan “31″ sayısı aslında “el” kelimesinin osmanlı’da ebced hesabıyla şifrelenmiş biçimidir.
26.11.2020
@riser, Aynen, bu açıklama da burada bulunsun istedim, teşekkürler.