“Bu topraklarda son 20 yıldır o kadar korkunç kolpalar dönüyor ki, hiçbir aklın alamayacağı seviyede. Kasten insanlar bilgiden ve eğitimden uzak tutulmaya çalışılıyor, medya komple ellerinde. Ne kadar az bilen ve az eğitilen insan olursa o kadar onların işine geliyor. Sandıkta kazanmak imkânsız, seçimler güvenli değil. Şu an korkunç seviyede bozulan ekonomi ile birlikte ellerinde hiçbir koz kalmadı ama zamanında ele geçirdikleri polis, asker ve yandaşlarını silahlandırdıkları için biz karşı taraf olarak hem korkudan, hem de çaresizlikten harekete geçemiyoruz ve geçersek bile kazanmamız şu şartlarda imkânsız.” Venezuela’da yaşayan bir arkadaşımın sözleri bunlar. Sizler için elimden geldiğince Türkçeye çevirip paylaşmak istedim. Durum o kadar vahim oralarda.
Bunları duyunca demokrasi; hukuk gibi önemli şeyler başta olmak üzere, ülkenin her alanda iyi olmasından sebep, ekonominin de gayet iyi olduğu bir medeniyetler diyarında yaşadığıma şükrettim. Bir elim yağda, bir elim balda olduğundan istediğim kadar empati kurmak istesem de bir yerde tıkanıyorum. “Madem açsın, niye cebinde akıllı telefon var?” dememek için zor tuttum kendimi açıkçası. “Biraz nankörler sanki.” diye düşünmedim değil.
Covid-19 pandemisi yüzünden olan en korkunç şey ise, biraz işinizin kımıldadığını görenlerin haklı olarak borcunu alelacele istemesi oluyor. Kendilerine saygı duymamla birlikte her zaman şu cevabı veriyorum; “Karı mı satıyoruz lan biz?”. Keşke karı satsaydım cidden. Pandemide şakır şakır işleyen tek sektör buydu. Özellikle hanımlar haftasonu sokağa çıkma yasaklarında, cuma akşamı girişli, pazartesi sabahı çıkışlı tarzı muazzam ekonomik paketler yaptılar. Maddi durumu olanlar ve performansı yetenler şahane faydalandı bu işten. Devir fırsat devri. Aşırı saygı duyuyorum bu tarz işlere ve girişimlere. “Terminal Nation” tam olarak burada devreye giriyor. “Holocene Extinction” ile bizim saatlerce konuşup anlatamayacağımız şeyleri 34 dakika 29 saniyeye sığdırıyorlar.
2014 yılında kurulan ve çeşitli demo, EP ve split’ler ile yoluna devam eden “Terminal Nation”, ilk albümü olan “Holocene Extinction”ı, “20 Buck Spin” etiketi ile 7 ağustosta piyasa çıkardı. Aslında bu kritiği daha önce yazmak istemiştim ama bu güne kısmetmiş. Önceki işlerinde daha çok; grind, crust, hardcore sularında gezen grup bu albümde “Dismember” okuluna geri dönüyor harika işler yapıyor. Uzun yıllardır baş tacı ettiğimiz klasik “Dismember + Hardcore” formülünün dışına çıkan bir müzik anlayışı var grubun ve albümde bunu çok iyi yansıtıyorlar.
Öncelikle grup eski işlerinde olan; crust punk, powerviolence ve hardcore etksini yok etmek yerine minimalize etmiş. Albümde sound olarak tercih ettikleri tarz daha çok, “Dismember” odaklı old school isveç death metalinin, yer yer, grindcore ve “modern hardcore” ile harmanlanması olmuş. Neden “modern hardcore” benzetmesi yaptığımı olaya hâkim olmayan arkadaşlar için açıklamam gerekirse, grup “Mosh-call” kısımlara yermesi. Koro vokaller grubun daha “old school hardcore” yakın durduğunu gösterse de, “Mosh-call” diye tabir edilen kısımlar grubun yeni işlere karşı da uyanık olduğunu gösteriyor.
Kritği bitirmeden önce “Mosh-call” teriminin daha önce Pasifagresif’te dile getirilmediği düşüncesine kapıldım ve bununla ilgili bir açıklama gereği duydum. “Mosh-call” en basit tabirle “hardcore” tarzı müziklerde, “Spoken Word” olarak kalabalığa ellerinden geldiğince kudurmalarını “emreden/rica eden” söyleyiş diyebiliriz. “Terminal Nation” bu icraatı 2020 yılında çıkan albümler arasında bu işi en iyi yapan grup bence. Çok üzücü olsa gerek ki, adamlar Covid-19 pandemisine denk gelerek bunu hayata geçiremediler. Gerçekten tiksiniyorum bu virüsten. Bana verdiği maddi ve manevi zararı burada yazsam hepiniz ağlarsınız ama yazmam asla. Çünkü Motörhead dünyanın en iyi grubudur.
Sonuca gelirsek; “Korkmayın arkadaşlar, biz Venezuela gibi olmayız çünkü hali hazırda daha beteri olduk bile.” dedi Kuzey Koreli bir arkadaşım. Daha sonra devam etti; “Güney Koreli erkeklerin müzik gruplarına tüm dünyada ki kızlar kurban olurken benimkisi asansör düğmesi misali için kaçtı. Lanet olsun böyle şansa. Keşke ülkenin kuzeyinde doğsaydım.” dedi. Vallahi içim ezildi bunları duyunca.
“Terminal Nation” gibi gruplar; bu kul köle olmuş, uyuşmuş kulakları “Holocene Extinction” gibi albümler yaparak yırtıp geçmeli. Yoksa bu insanlığın adam olacağı yok. Bu sene içiresinde çıkan ve benim kritiklediğim Napalm Death – “Throes of Joy in the Jaws Of Defeatism” ve Venomous Concept – “Politics Versus the Erection” albümlerinde de dile getirildi neyin mücadelesini verdiğimiz. “Kıyamet yakın, ya aksiyona geçin ya da kaderinizle ölün.” dedi Gabon’lu bir arkadaşım. “Öyle bir ülke var mı?” dediğimde ise, “Aubameyang” benim amcaoğlu dedi, öyle çözdük durumu. Evet, “Gabon” diye bir ülke var, en az bizim kadar özgürler.
Kadro Stan Liszewski: Vokal
Dalton Rail: Gitar
Tommy Robinson: Gitar
Chase Turner: Bas
Chase Davis: Davul
Şarkılar 1. Cognitive Dissonance
2. Arsenic Death
3. Holocene Extinction
4. Master Plan
5. Revenge
6. Thirst to Burn
7. Orange Bottle Prison
8. Leather Envy
9. Expired Utopia
10. Death for Profit
11. Caskets of the Poor
12. Disciple of Deceit
13. Age of Turmoil
@Necrobutcher, bu arada şu an içinde bulunduğumuz bütün bu ekonomik kaos zaten bilinçli olarak oligarşik bir yapıyı beslemek için şekilde oluşturuldu. adamlar ondan bu kadar rahat çıkıp taşak geçiyorlar. aslında bu onların ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.
muhteşem bir yazı. teşekkürler. lütfen daha fazla yaz. albümü de dinlemedim daha.
16.11.2020
@Necrobutcher, bu arada şu an içinde bulunduğumuz bütün bu ekonomik kaos zaten bilinçli olarak oligarşik bir yapıyı beslemek için şekilde oluşturuldu. adamlar ondan bu kadar rahat çıkıp taşak geçiyorlar. aslında bu onların ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.
Çok sağlam albüm