Bugün; bundan tam 39 sene önce, Almanya’nın madencilikle ve Bundesliga tarihinin en boktan ve en çok iddaa kuponu yatıran futbol takımı olan “FC Schalke 04” ile tanınan “Gelsenkirchen” adlı şehrinde kurulan, “Teutonic thrash metal” efsanesi “Sodom”un yeni albümünden bahsedeceğim, ancak az sonra okuyacaklarınız biraz sıra dışı olacağından yeterince açık fikirli değilseniz, yazıyı derhal terk etmenizi öneririm. Benden söylemesi.
Akıllı telefonları geçtim; herhangi bir kayıt cihazının bile olmadığı, samandan yapılan kâğıtlara birtakım deliler tarafından yazılan şeylerden yola çıkılarak, göt siken ve göt siktirenlerin gökten yağan ateş topları tarafından yok edildiği anlatılıyor ve bu saçmalığa milyarlarca insan inanıyor. Ancak; “Madem evrim diye bir şey var, neden şimdiki maymunlar insan olmuyor?” deyip bilimden bir haber olan zihniyet, anal seksin dibine vurulmuş şu dünyada, bunu icra edenlerin kafalarına neden ateş topu yağmamasını sorgulamıyorlar. Semavi dinler o kadar saçma şeyler ki, bazen neyin ne olduğunu en basit şekilde anlatmaya çalışırken bile aşırı yoruluyorum. Bizim için artık çok geç ama umuyorum ki sonraki nesiller bu saçmalıklara maruz kalmayacaklar.
“Sodom”un ahlaksızlığı aslında köklerinden geliyor. “Tom Angelripper” adlı zat-ı muhteremin, “Motörhead” ve “Venom” okullarından yüksek derece ile mezun olması ve bunu yaptığı müziğe dibine kadar yansıtması “Sodom”un ana karakterini yansıtıyor aslında. Grubun inişli-çıkışlı kariyerinde “Tom Angelripper”ın hiç hatası yok demek belki yanlış olur ama bence “Frank Blackfire” ile tekrar bir araya gelmek için bu kadar beklemeyebilirdi.
Grubun gayet beğendiğim işleri olan, “M-16” ve “Decision Day” başta olmak üzere son 20 senede çıkardıkları albümlerin kötü olmadığını düşünsem de, bana göre “Sodom” hep eksikti. “Tapping the Vein”den sonra en iyi ikinci “Sodom” albümü olduğunu düşündüğüm “Code Red” sonrası “Sodom” için; “yeterli”, “güzel”, “gayet iyi” gibi yorumlar yapmak beni üzmedi diyemem. Çünkü “Sodom” hep en vahşisini, en sertini ve iyisini yapmalıydı. “Pantera”dan sonra sertliği ile çocukluğumu tarumar eden bugünkü müzik zevkimin oluşmasında en büyük payı olan gruptan hep daha iyisini bekledim. Fakat neyse ki ölmeden önce “Genesis XIX” ile muradıma erdim sonunda.
“Genesis XIX” ile alakalı o kadar fazla pozitif ayrıntı var ki, hepsini kritik boyunca anlatabilir miyim emin değilim ama elimden geleni yapmaya çalışacağım. Öncelikle ortaya bu kadar mükemmel bir albümün çıkmasındaki temel sebebe değinelim, bu sebep 29 yıl sonraki “Tom Angelripper” ve “Frank Blackfire” buluşması. Bu efsane ikilinin buluşmasının yanı sıra, grubun çift gitara geçiş yapması çok önemli bir ayrıntı. İkinci gitarı devralan, geçmişi ile ilgili hiçbir bilgi sahibi olmadığım “Yorck Segatz” adlı bu adam, Sodom’a kesinlikle çok iyi uyum sağlamış ve grubun yeni formuna çok fazla şey katıyor.
Farklı platformlarda bazı negatif önyargılı yorumlar görmüştüm; haklı olarak grubun çift gitara geçişi sonrası daha sofistike, melodik ve komplike olabilme ihtimali üzerinde duruyorlardı. Ancak 2018’de yayınlanan “Partisan” ve 2019’da yayınlanan “Out of the Frontline Trench” sonrası gördük ki, doğru adam tercihi dahilinde ortada korkulacak bir şey yokmuş. Bu yayınlanan iki “EP”yi her ne kadar beğensem de 18 yıllık bir “Sodom” fanı olarak tam tatmin olmamıştım ve albümü beklemeye başladım.
Şunu çok net söyleyebilirim; eğer istediğiniz şey “Motörhead” ve “Venom” kanından, hunharca old school ve sert bir thrash metal dinlemek ise “Genesis XIX” tam aradığınız albüm. “Sodom” bu albümde sertliği karambol beste yapılarından uzak durarak, işi gayet minimal tutup, tercih ettiği sound ile dinleyiciye veriyor. Yani ortada abartı hızlı, sert olma amaçlı ciyak ciyak bağırmalı bir thrash metal yok ama tercih ettikleri sound o kadar doğru ve etkili ki, ekstrem metalde en sert neyse onu son ses dinlemeyi tercih eden bir dinleyici olarak bu albümü dinlerken kulak zarımın parçalandığını hissediyorum, hatta sesi bir-iki çubuk kısarak dinliyorum. Bu konuda “Tom Angelripper” gerçekten kafayı yemiş. Sonuçta albüm çıkmadan bu kaydı dinledi ve kendi basgitar tonunu beğenerek albümün böyle piyasaya çıkmasını istedi. İşte bu yüzden hayatta en sevdiğim gruplardan biri “Sodom” ve damarlarımı kesseler kanım yerlere akarken “Tom Angelripper”ın balgamlı sesini çıkarır.
“Genesis XIX” öyle bir albüm ki, daha önce “Sodom” seven ve bilen her dinleyiciyi tatmin edebilecek beste yapılarına ve sertliğe sahip. “Sodom”a mesafeli duran dinleyiciler için ise; basgitar tonu başta olmak üzere, hayatlarında duyabilecekleri en sert ve en gürültülü sounda sahip thrash metal albümü olma ihtimali yüksek. Şöyle örnek vermem gerekirse, albümdeki en uzun iki şarkı olan “Genesis XIX” ve “The Harponeer” albümü ilk defa dinleyecek birisinin tahmini olarak “en sıkıcı şarkılar bunlar galiba.” diye tahmin edilebilir ama tam tersi en uzun şarkılar albümün en köpek ötesi şarkıları.
“Sodom”un şu hali ile ilgili her ince ayrıntının çok aşırı iyi olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar grubun geçmişinden şikayetçi olmasam da “Frank Blackfire” belki 10-20 sene önce gruba geri dönse neler dinlerdik diye düşünmekten de kendi alıkoyamıyorum. Sonuç olarak geç oldu ama güç olmadı.
“Tom Angelripper”ın bu albümdeki vokali ve basgitar tonu benim neden yıllar sonra hala bu müziği dinlediğimin, hayatımın merkezine koyduğumun ve ölene kadar asla bırakmayacağımın cevabıdır. Şu albümden aldığım işitsel zevki kelimelerle anlatmam mümkün değil. Aynı zevki alabilen herkese selam olsun. Çünkü bu gerçekten bir işitsel şölen.
Kadro Tom Angelripper: Vokal, bas
Frank Blackfire: Gitar
Yorck Segatz: Gitar
Toni Merkel: Davul
Şarkılar 1. Blind Superstition
2. Sodom & Gomorrah
3. Euthanasia
4. Genesis XIX
5. Nicht mehr mein Land
6. Glock 'n' Roll
7. The Harpooneer
8. Dehumanized
9. Occult Perpetrator
10. Waldo & Pigpen
11. Indoctrination
12. Friendly Fire
Albüm dövüyor öyle böyle değil geçmişlerindeki hatırı sayılır albümleri için 9 bastım.
Bu arada Frank Blackfire Almanya’dan çıkan en güzel şeylerden biri.
@cotard delusion, öyle bişi olsaydı ben de sana al dayını gel, bira-sigara takılırken ayarsız Motörhead ve Venom övelim derdim. Belli bi saatten sonra da karıya giderdik. Çiçek gibi ortam olurdu yemin ediyorum.
En son ne zaman bir Thrash albümü beğendim hatırlamıyorum. Anthrax’ın albümünü sevmiştim, bir de Overkill’in önceki albümü. Epey olmuş. Bir daha bir Thrash metal albümü sevemeyeceğim fikri baskın hale gelmişti. Bu albüm neyse ki bu hasrete son verdi. Çok iyi gerçekten. Thrash böyle yapılmalı demiyorum. Çünkü günümüz Thrash metali böyle yapılmıyor. Bu başka bir şey. Sodom şunu diyor aslında: Ben tek siz hepiniz. Sodom bambaşka bir yerde olduğunu bu albümle kanıtlamış oldu. Daha önceki yakın zamanki albümleri pek iyi değildi. Ancak bu albümle bence aniden zirveye yerleştiler. Ayrıca kritikte çokça üzerinde durulan dehşet bas gitar gerçekten harika. Yer yer Black metale kaçan vokaller, riffler ise olaya farklı bir lezzet katıyor. Şarkı ayıramadım. Hepsi birbirinden iyi. Sodom & Gomorrah’a ismi dolayısıyla torpil yapıp birinci sıraya koymak istiyorum. 9/10
@deadhouse, günümüz thrash metalinin böyle yapılmadığı kısmına katılıyorum. Yeni grupları geçtim, eski köklü gruplar da artık böyle thrash metal yapmıyor.
Sodom bu albümde hem çok iddialı bir sound kullanarak hem de yer yer eski black/speed günlerine selam çakarak, işin primitif kısmına yöneldi ve dinleyenleri mest etti. Birkaç fularlı metalci sitesi hariç albümün 9′dan aşağı not aldığını görmedim henüz. Hayatın her alanında, güvenli sularda yüzüp vasata razı olmak yerine bazen risk almak gerekiyor bence.
Eline sağlık bro muazzam kritik. Dün klip haberinin altına tecavüz etmistim daha erken haberim olsaydi buranın altını doldururdum, neyse. Çok enteresan bir bilgi vereyim, S O D O M S İ K E R.
Not: captcha code 8AKP olarak cıkmıştı, ben ne yaptım? Yeniledim baska kod girdim😉
Görüyorum ve arttırıyorum. Tapping the Vein’den beri çıkmış en iyi Sodom albümü. Code Red’den bir eksiğini görmediğim gibi bazı iniş çıkışlarıyla ondan daha çok sevdiğim bir albüm oldu. Bu iniş çıkış dediğim bölümler yer yer Motörhead’i anımsattığından ben biraz fazla sevmiş olabilirim.
İnanılır gibi değil. Bence bu albümün çıkması için ismail vilehand şeytanla dört yol ağzında anlaştı. Ya da sınır ötesi bir operasyonla grup elemanlarını kaçırdı ve “Code Red istiyorum lan ben sikerim tahtanızı!” deyip BDSM yoluyla zorla yaptırdı albümü. Başka türlüsünü aklım almıyor haha.
@Raddor, şu an için bende de “Code Red” ile kafa kafaya geldi, ilerde ne olur bilemiyorum. Cidden aşırı inanılmaz bir albüm. Ben hayatım boyunca köklü gruplar arasında bu derece radikal ama doğru kararlar vererek neşteri tam yerine vuran ve bu kadar etkili sonuç alan bir grup görmedim. Aslında grup yerine adam demek lazım. Çünkü bizzat bu işin mimarı Angelripper. Kritikte de dediğim gibi, Blackfire ile bu kadar ayrı kalmamaları lazımdı.
Albümü perşembeyi cumaya başlayan gece çıkar çıkmaz dinlemeye başladım ve hala rüyada gibiyim. Sodom’u o kadar seviyorum ki, 20 sene boyunca vasat üstüne boyun eğdikten sonra böyle bir albümün yaşattığı şoku asla unutamayacığım. Harbiden ihya oldum ya. Aşırı mutluyum.
Bu yıl thrash adına çok bereketli geçiyor. Son yıllarda 2017 – Power Trip, 2019 – Xentrix dışında ağız tadıyla thrash albümü dinleyememiştim. Bu yıl Havok, Heathen, Onslaught ve Sodom büyük keyif verdi. Testament’ın da 2-3 şarkısı fena değildi.
Son 10 yılda bu albüme sound olarak benzetebileceğim pek albüm yok. Ancak alakasız şekilde aklıma Triptykon albümleri geldi. Zaten TGB ile TA benzer dehşette kişilikler diye düşünüyorum. İçlerindeki irini (olumlu anlamda) benzer şekillerde müziğe aktarıyorlar.
Albümdeki bas tonu cidden çok iyi ama ben yine de Nuclear Assault’ın ilk 3 albümündeki (Game Over, Survive, özellikle de Handle With Care) tonların gelmiş geçmiş en iyi thrash bası olduğunda ısrar edeceğim.
Albümü henüz dinleyemedim ama bas tonunu merak ettiğim için şöyle bir bakayım dedim. Enteresan bir şey oldu, şarkı listesine baktım ve “The Harpooner” ismine bakıp “zıpkın mıpkın, bu şarkı direkt bas gitarla başlıyor gibi sanki” diye düşünüp şarkıyı başlattım. Malum olmak bu olsa gerek.
@Ahmet Saraçoğlu, Euthanasia daha iyi bir tercih olurmuş aslında. Vokal girene kadar ki kısımda kan işiyorum. Tam 25-26′ıncı saniye gibi Angelripper’ın vokale girmeden önce muhtemel bas gitarın en üst telini gerip BRRRRR diye uzatığı bir kısım var, 1 saniyeden az sürede çıkan tek bir ses ile nasıl bu kadar tehditkar ve korkunç olunur cidden aklım almıyor.
Başka bir gurubun elemanı aynı şeyleri yapsa belki kimse sallamaz ama Tom Angelripper olunca işin rengi değişiyor. Adamı görünce aklıma direkt; alkol, sigara, mermili kemer, çivili bileklik, deri ceket, 33 cl şişede ucuz Alman birası, Motörhead, Venom falan geliyor.
Tam anlamıyla Sodom’un karakterini ve dinamiğini yansıtan taş gibi bir albüm. Açıkçası albüm öncesi yayınlanan iki EP’nin de içine tam olarak girememiştim, bir şeyler eksik kalmış / oturmamış havası vardı fakat albüm ters köşe yaptı diyebilirim, son derece başarılı bir iş çıkmış ortaya (darısı Carcass’a).
Kadro değişikliği sırıtmadığı gibi; ayrı bir boyuta taşımış Sodom’u.
Not: Glock ‘n’ Roll ve Dehumanized sürpriz bir biçimde bağımlılık yaptı.
Thrash metal grubum olsa, 1980 li yillar yada 2000 li yillarda kurulmus olmasi farketmez, bu albümün yasaklanması için her türlü çamurluğu yapardım. Bu albümü aşmaya çalışmak ile ömür geçmez. Hayır, aq bu kadarına ne gerek var??? Amaç ne?
Makarna haşlarken aynı zamanda bu albümü dinliyorum. Sonra neden yarağımı ocakta yakıp lav silahı gibi boşalmıyorum diyip kendime kızdım. Neden işi show a dökmiyim ki dedim??? Uyguladım, metal slug 2 de ‘f’ almış marco gibi dolanıyorum evin içinde…itinayla mumya sikilir🍆💦💦💦
grubu daha bu sene adam gibi dinlemeye başladığım için genel olarak çok fazla yorum yapamam ama albümün birazcık abartıldığını düşünüyorum.
kesinlikle iyi bir albüm ama bahsedildiği kadar büyük bir etki bırakmadı benim üzerimde. belki ilerleyen zamanda, SODOM diskografisini iyice sindirince daha anlaşılır gelir.
Bu albüm çıktığından beri, öldükten sonra diriltilen Superman’le tekrar buluşan Lois Lane gibiyim. En iyi, en kusursuz, en başarılı gibi kavramlardan alakasız olarak hayatımda beni bu kadar memnun eden bir albüm daha olmamıştır.
Bu albümü dinlemeden önce, dinlerken yada dinledikten sonra alkol tüketirseniz tuvalete işemek gibi saçma bir hareket yapmayın. Bulunduğunuz yer oturma odası, koridor, balkon, teras, mutfak, ofis, market vs. köşesini bulun ve oraya işeyin. Yürürken yada koşu yaparken de aynı şekilde. Bi köşe bulun ve oraya işeyin. köşe çok önemli, evet. Ayakta, sıçratarak tazyikli işeyin, bırakın kopürsün.
Bulunduğum mahalledeki imamı yatsı namazı çıkışında yakaladım. Allah rızası için ‘friendly fire’ klibini izle/dinle dedim, kırmadı ve izledi. Biraz önce balkonda tütün çekerken gördüm. Seslendim. elinde boş bir bidon vardı, nereye gidiyorsun hoca diye bağırdım, elindeki bidonu göstererek “yakılacak yerler var” dedi. Eyw, dedim içeri kaçtım…
@ismail vilehand, Bir de 1850′li yıllarda Teksas’ta yaşasaydın tamamdı. Sen kesin Kızılderili katledenlerin karşısında olurdun, ama arada Kızılderili de öldürürdün. :)
@deadhouse, yorumu “Desperadoz”u kast ederek bilinçli mi yaptın emin olamadım ama bilmeyenler için söyleyeyim, Tom Angelripper o dönemlerle alakalı bir projede de yer almıştı zamanında.
Gelmiş geçmiş en iyi Western temalı metal albümü bence. Her ince ayrıntısına kadar mükemmel bir albüm ama hobi işi. Western sevenlere özel. Sırf bu yüzden underrated kaldı güzelim albüm.
tr ateistlerinin din hakkında konuşurken straw man yapmaktan başka bir şey yapamamalarını çok komik buluyorum. adam kadim anlatılardaki şeyler şu an olduğunda neden aynısı gerçekleşmiyor diyor, nedensellik arıyor, şaka gibi.
@Nox, Tanrının eylemlerini nedenselliğe bağlarsan nedensellik tanrıyı kapsamış olursun bu da ideal tanrı tanımından uzaklaşmak demek. Ayrıca olgular arasında zorunlu bir neden-sonuç ilişkisinin olup olmadığı bile tartışma konusuyken tanrısal eylemleri nedenselliğe bağlamak da şaka gibi oluyor işte.
@1001101001, bu biraz ideal tanrı kavramını nasıl tanımladığınla ilgili diye düşünüyorum. semavi dinlerdeki tanrılardan yola çıkalım mesela. buradaki tanrı kavramına ithaf edilen evrendeki bütün mucizevi olaylar, doğada karşılaştığımız “tanrının mükemmelliğine” işaret eden bütün örnekler belirli nedensellik ilkeleriyle açıklanabiliyor. Aynı koşullarda tekrar tekrar gözlemlenebiliyor. Bütün bunlar nedensellikle çelişmiyor da iş ibneleri helak etmeye gelince mi nedensellik işlemiyor ve bir kerelik yaşanmış bir anlatıya dönüşüyor? Bu bir nedene bağlanamayacak tanrısal eylemleri bir kez olsun fiziksel olaylarda neden göremiyoruz? bunu sorgulamak şaka gibi değil.
@Nox, bir pamuğu yaktığımızda her seferinde birebir aynı ateş formunu göstererek yanmıyor. her seferinde farklı bir ateş formunu bize sunuyor. belki de şu an ibneler hala helak oluyordur ama farklı bir formda. ibne hayat tarzını benimseyenlerde anti-depresan kullanım oranının diğerlerine nazaran daha fazla olması bu minvalde bir örnek teşkil edebilir belki de. ya da lut kavmi gibi bir kavim bir daha neşet etmediği için böyle kapsamlı bir helak tekrar etmemiştir.
@1001101001, verdiğin örnekler gerçekten çok çok kötü. pamuğun yanması da antidepresan kullanımı üzerinden yaptığın çıkarım da bilimdışı ve biased.
uzun uzun açıklamaya girişmeyeceğim çünkü sizin cenahtaki biraz kafası basan biraz da felsefe okuyan arkadaşların şimdi ateistleri tokatlama sırası bende motivasyonuyla internete yelken açması biraz eskidi. 2010 ekşi sözlüğünde yaşamıyoruz artık neyse ki.
@Nox, Allah lut kavmini helak etti şimdikiler neden helak olmuyor tarzı fakir bir düşünceyi eleştirmekti. Şu düşüncenin basitliği rahatsız etti, o kadar. O örnekleri de böyle böyle de olabilir tarzı bir misal vermek için kullandım, teşbih mesabesinde değerlendirmen gerekirken bilimsellik değil diyorsun. Her düşüncemizi bilimsel temellere dayandırmamız gerekiyorsa işimiz var zaten. Hırsızlık neden kötüdür gibi temel bir konuyu bile tartışamayız.
Son olarak beni kafandaki bir stereotipe sokmaya çalışman da arkadaşın yaptığı şimdiki ibneler neden helak olmuyor ehe mehe kadar yavan kalıyor. Dindar birinin yanlış bulduğu bir şeye karşı çıkması bile problematik hale dönüşmüş kafanda.
@1001101001, “ibne hayat tarzını benimseyenlerde” Birincisi yanlış buluyor olabilirsin nefret ediyor olabilirsin ama ibne demek nedir ya hakaret etme hakkını sana kim veriyor? Eşcinselliğin doğal olduğuna dair bir sürü kanıt var seçim olmadığına dair bir sürü kanıt var. “anti-depresan kullanım oranının diğerlerine nazaran daha fazla olması” Bunun sebebi homofobik tiplerin gelip bu insanlara fiziksel psikolojik veya cinsel şiddet uygulamasıyla alakalı olabilir mi sence(sahte soru)? Her şeyi geçtim hadi tercih olsun hadi isteyerek olsun bundan sana ne? Gelip sana tecavüz mü ediyorlar? Karını lezbiyenler mi kaçırdı? Bu nefret ne ya gerçekten inanılmazsınız.
@Börbır, Nox isimli çar öyle dediği ben de onun notasyonunu devam ettirdim. Ateist metalci ibne deyince ok, ben deyince mi sorun oluyor, anlamadım? Yoksa eşcinsel ilişki yaşayanlara özel, farklı bir tavrım yok. Böyle bir hayat tarzını doğru bulmadığımı ifade etmemi de mazur görmen lazım değil mi? Liberal değerler, ifade özgürlüğü falan namına.
@1001101001, Benim tepkim ibne kelimesineydi yani genel olarak homofobiye tepki gösterdim. Ayrıca görüşlerin bir sınıfı\grubu\kitleyi aşağılarsa ben buna tolerans gösteremem
@Börbır, bu yeni dünya düzeninde bir hayat tarzını, eylemi eleştirmek, yanlış bulduğumu belirtmek aşağılamak mı oluyor ve tolerans gösterilemeyen bir şey haline geliyor, anlamadım? sigara içmeye, oburluğa da mı bu yanlış diyemeyeceğim çünkü isteseler onlar da bir sınıf oluşturabilirler. Böyle düşünmenin sonu iyi değil, batıda transaktivistlerin neleri savunduğunu görmesem tamam haklı olabilirsiniz diyeceğim ama bu kadar politik doğruculuğu yanlış buluyorum. umarım bunu da aşağılama olarak görmemişsindir.
@1001101001, Hiç cevap veresim yok. Yanlış buluyorsun tamam ama ibneler diyemezsin veya helak olacaklar\olmalılar (örnek verdim) diyemezsin bu aşağılamaya girer ben bundan bahsettim.
Sigara içenlerin amk = hakaret
Sigara içmenin sağlıksız olduğunu düşünüyorum = fikir belirtmek
Buna cevap yazma çünkü 2dir aynı şeyi yazdım 3 olmasın. Ayrıca savunan kitlenin yaptıklarını değil fikrin kendisini ciddiye alman dileğiyle…
@1001101001, “belki de şu an ibneler hala helak oluyordur ama farklı bir formda. ibne hayat tarzını benimseyenlerde anti-depresan kullanım oranının diğerlerine nazaran daha fazla olması bu minvalde bir örnek teşkil edebilir belki de.”
Eşcinsel ve heteroseksüel insanları birebir aynı koşullarda yaşattığın ve tek farkın cinsel yönelimleri olduğu bir anda böyle bir gözlem yapmadığın sürece böyle bir örnek veremezsin. Haa, “helak olma”yı senin gibi insanlarla aynı dünyada yaşamak zorunda olmanın getirdiği bir durum olarak kullandıysan o başka.
Bu arada tartışmaya dahil olmak için bu mesajı yazmıyorum, tartışmanın konusu da gittiği yön de hiç ilgimi çekmiyor. Ama yaptığın kıyaslama o kadar elle tutulur değildi ki bunu göstermeden geçmek istemedim. Size iyi tartışmalar.
@Berca B., Doğrudur ben de pek beğenmedim bu örneği, o an aklıma antidepresan kullanımıyla alakalı okuduğum bir makalede geçen bu istatistik geldi ben de “o zaman helak oldular şimdi niye olmuyorlar” cümlesinin baştan savma olduğunu göstermek ve belki şu anda da oluyorlardır nereden biliyorsun tarzı bir çıkış yapmak için kullandım. Zaten amacım da tanrısal eylemleri nedensellikle kısıtlayıp bu böyledir demenin temelsizliğini göstermekti. Kısacası benim dediğim de kritikte geçen cümlede açıkçası spekülasyondan ibaret.
@1001101001, Adem yasak elmayı yiyince zınk diye ceza olarak dünyaya ışınlandı, Musa halkını firavunun zulmünden kaçırırken denizi yardı, İsa Yahudi bir fahişenin babası belli olmayan oğlu değildi tanrı onu Meryem ananın karnına koydu, sonra delinin biri 40 yaşından sonra geceleri mağaraya kapanarak her cümlesi çelişkilerle dolu saçma sapan bir kitap yazdırdı ve buna tanrının kelamı dedi.
Bu arada elbette götten sikişenlerin kafasına ateş topları yağdı, Muhammed kafirlerden kaçıp mağaraya saklanınca Spiderman gelip mağara kapısına ağ ördü, Bilbo Baggins yüzüğü Gollum’dan çaldı, Darth Vader İmparatoru öldürüp kehaneti geç olsa da gerçekleştirdi.
Bunların hepsi gerçekten oldu ve sen haklısın, ben de komik ve şaka gibiyim. Lütfen bizi rahat bırak. Bak kimse senle tartışmak dahi istemiyor. Biz burada farklı fikirlerde olsak da senin yolunu izlemiyoruz.
Maksimum 40-50 sene sonra ne tek bir kilise çanı çalacak ne de ezan okunacak, o yalanlarla dolu paçavralar da sobalarda yakılacak. Belirli bir zeka seviyesinin üzerinde olmayanlar ve inanmaktan çıkar sağlayanlar hariç kimse semavi dinlere inanmıyor zaten. Mecburiyetten dolayı inanırmış gibi yapıyorlar.
“Cuma’da seni göremedim bro”, “Ramazan’da su içtin, niye oruçlu değilsin?” diyen adam zekât sormaz mesela. İslamiyet başta olmak üzere tüm semavi dinler insanlığın başına gelmiş en korkunç şeylerdir. Azalarak bitmelerine çok seviniyorum ama tam olarak yok olduklarını görmeye ömrüm yetmeyecek ona üzülüyorum.
@ismail vilehand, yukarıdakileri okuyunca bu tarz bir şey yazasım gelmişti ama vaktime acımıştım. Harikasın gerçekten. Şu sitede çok fazla şey okudum ama neredeyse hiçbiri yukarıdaki muhabbet kadar boş değildi. Burada biter umarım
@ismail vilehand, Dünya sen ve senin çevrenden ibaret değil. O yüzden bu dinler bitecek düşüncesi 18. yy’dan beri dillendirilen ama bir türlü sonuna varamayan ıslak bir rüyadan ibaret olduğuna inanabilirsin. Ayrıca seküler hümanist paradigmanın şekil verdiği bir zihinden din gibi çok katmanlı bir yapıyı objektif bir şekilde değerlendirmesini bekleyemem. O yüzden sana suç bulmuyorum. Dünyada insanın anlam arayışı devam ettiği; nereden geldim, neden varım, nereye gideceğim gibi sorular önemini koruduğu müddetçe dinler de var olmaya devam edecek. Çünkü insan elinden çıkan hiçbir yapı bunlardaki ilahi kudreti barındırmıyor.
@1001101001, tamam sen nereden gelip nereye gideceğini sorgulmaya devam et, dinler bence dünyanın en yalan dolan bomboş işi olduğu için bu tartışmayı da vakit kaybı olarak görüyorum ve noktalıyorum. Bir daha cevap vermeyeceğim.
@1001101001, bu çok doğru aslında. cevap verilemeyen sorular her zaman olacak. cevap verilemeyen sorular oldukça, dinler de var olacaktır. sadece cevap verilemeyen soruların azalması, böylece hayatın birçok alanında dini uygulamaların hayatın köşe tarafına atılması durumu gerçekleşiyor ve gerçekleşmeye devam edecek.
mesela örnekte verdiğin varlığın sorgulanması devam edecektir ve fakat yağmur duasına çıkılacak mıdır, emin değilim. ya da ahiret inancı kalacaktır ancak cuma günleri camiler boş kalabilir. dinlerle ilgili ritüeller bugün bile hızla azalıyor, hiç beklemeyeceğimiz çevrelerde hem de. ama yakaladığın yer çok doğru, her zaman varlık, ölüm sonrası, iyilik-kötülük kavramları üzerine tartışmalar dönecek ve bu tartışmaların döneceği iki eksen var: ya din ya felsefe.
herhangi bir kamptan değil, tamamen objektif bakmaya çalıştım.
@ismail vilehand, bundan sonra her ortamda tüm bu tip tartışmalara direkt şu yazdığının linkini atmak isterdim. eline sağlık. umarım 40-50 yıldan kısa sürer şu iş.
Bir satanist olarak ben laveyan satanizm gibi ateist dinlerin olmasından yanayım. Çünkü insanların doğası gereği dini şeylere ihtiyacı oluyor ve bunu teizm tabanlı olmadan yapılmalı. Dinler yok olmayıp şekil değiştirmeli.
Albüme ise 8.5 verdim. Dinledikçe 10 verecek hale gelirim sanırım. Hail Sodom
@In White, Ucube şeylere evrilmiş olsalar da insan doğasının türlü etmenlerinden doğan şeyler bence de, dinler ve kutsallık. Olmamasını ben de isterim ama bir anda yok olsalar büyük bi boşluk doğar insanların ruhunda (psyche) ve kendileri için işleyen (works) dünya imgelerinde.
Kaybolmaları da gelişmeleri gibi yavaş ve uzun süreli olur bence. Belki yüzyıllar..
Yine özelimi saçıcam ortaya ama.. Babamı kaybettim yakın zamanda. Çok ani ve şok edici oldu herkes için. Eğer inancı olmasa annemin bununla başa çıkabileceğini hiç sanmıyorum. Haberi aldığında az daha gidiyordu zaten, yoğun bakıma alındı hemen. İyileşmesi hep onun iyi durumda olduğu üzerine içten dıştan telkinler ve kabullerle oldu.
İnanç kendisi için önemli olan kimsenin bundan mahrum kalmasını istemem. Ki bence semavi dinlerden biri bile doğruysa, (inananlar umarım incinmez) Tanrı bir ruh hastası.
Ben de iki gün önce eşimin covidden ölen dedesinin cenazesindeydim. 83 yaşında olmasına ve akciğer kanseri olmasına rağmen bünyesi acayip güçlü, hiç hastalık belirtisi göstermeyen, içkisini sigarasını çatır çutur içen biri olduğu için ölümü herkesi şok etti. 60 yıllık eşi de, profesör kızı da dağıldılar ve titri, eğitimi ne olursa olsun insanın ölüm karşısında tutunacak bir dal aradığına bir kez daha bizzat şahit oldum. Bunun illa inanç olması gerekmiyor, belki bu sitedeki çoğu kişi ölümün iyileştiricisi inanç olmayacak ama dünya hala kendi gerçekleriyle dönüyor. Ölüm karşısında acı çeken biri görünce “istediğine inansın, yeter ki o iyi olsun” diyor insan.
@Berca B., Sağolasın <3 Sizin de başınız sağolsun. Çok zor. Dışında iken hayal edilebilecek bişey değilmiş. Zihindi birikimdi tamamen bırakıyor denemeyi, katıksız duygu oluyorsun. Kabul edemiyorsun.
Son kez gördüğümüz yüzünün gerçekten de huzurlu görünmesi, arkasından bir haftada 15 20 hatim okunması, yakınların onu güzel rüyalarda görüp anlatması, sürekli telkinler vs annemi ikna ediyor yavaş yavaş, onun iyi durumda olduğuna. Kendine geliyor kadın. Kardeşim de sürekli "onun için" kuran ve tesbihat okudu. O da öyle tutundu.
@1001101001, Yok kötülük değil sorunum. Varoluşun anlamının “Var mı ulan bana yan bakan!” a indirgenmesi, hikayeler doğru ise. Eğilmedin diye sonsuza kadar hınç, sonsuza kadar işkence. Yapmanın sana anlamlı geldiği bazı şeyler “yasak” çıktı diye, sana abes gelen bir şeye yine de “inanmadın” diye olacak tarif edilmez cezalar..
Çok olgunluk iddiam yok ama, kendi ruhumda bulabildiğim en saf, en egosuz yerlerde yaşadığım tecrübe tamamen ters bu anlatılardakine.
@1001101001, Tool’dan alıntı yapman benim için son nokta oldu. Mesihim ol lütfen.
@çaksu, başın sağ olsun. Ailene sabır dilerim.
@In White, nereden tutsam elimde kalıyor bu görüşü. Ancak sadece ”ateist din” kavramı bile o kadar uygunsuz ve ters bir söylem ki karşıt argüman sunmak bile çok güç. Bu konularda tartışasım yok açıkçası. Velhasıl hayvan gibi albüm.
@çaksu, Başın sağolsun dostum. Kelimelerin bittiği yer. Ve bazı şeyleri gerçek anlamda sorgulamanın başladığı nokta ve kırılma noktası.
Bende babamı 2012 yılında aralık ayında tam doğum günüme 6 gün kala kanserden kaybettim. Annem kızkardeşim ben ve diğer sülale fertleri tam 3 sene boyunca elimizden gelen herşeyi yaptık. Hertürlü tedaviyi ve manevi anlamda çok desteklerde bulunduk. Tam 20 defa kemoterapi gördü bu süre zarfında. Ilk tedaviye götürdüğümüz doktor bunu ömrü 6 ay diyip aynı oda da babamında olmasından dolayı sinirime ve üzüntüme engel olamayıp doktoru zor elimden aldılar hastaneden.
Neyse fazla uzatmayayım. İşin özeti. O aralık ayında soğuk ve yağmurda mezarın içine girip babamı kucağıma alıp mezara yerleştirdikten sonra yüzünü zon birkere açıp bakıp onu orada bıraktıktan sonra ben kendi şahsım adıma tanrıyıda o çukurun içine bırakıp üzerine topraklar yığdım.
Tekrardan başın şağolsun dostum…
@çaksu, başın sağolsun. Son iki cümlen bana Disenchantment ikinci sezondaki tanrı tasvirini hatırlattı. Dizide tanrının kısa bir rolü var ama vaktin varsa izlemeni tavsiye ederim. Senin tanımınla çok örtüşüyor.
@In White, Doğası gereği olayı tartışmalı bence. Ateizmin yayılışı son 200 yıl, özelde son 70 yılda gerçekleşti. 200 yıl öncesinin dünyasına bak, dinler aşırı derecede baskın ve etkiliydi. Ateizm, inançsızlık nadir görülen bir şeydi. Doğamız gereği bir şeylere inanmamız gerektiği, dini inancın bir ihtiyaç olduğu fikrine katılmıyorum. Bence bunlar olmadan insan ırkı daha ideal, dingin, mutlu bir hayat yaşar. Tam tersine dinler ve inançlar, insanın ilerlemesine ket vuran şeyler. Doğumun sevinçle karşılanması, ölümün büyük bir matemle karşılanması da doğamızdan kaynaklanmıyor. Tarihsel, kültürel olguların işleyişinden dolayı ölüme karşı olumsuz bir tutum alıyoruz. Nitekim yeryüzünde saf sayılabilecek bazı topluluklar, ilkel kabileler bunu kanıtlamakta. Aslında bakarsan doğayla iç içe olan onlar, doğayla bütünleşik hareket eden onlar. Onlar ölümü büyük bir matem olarak görmezken, ölümün modern insan için bir şok olarak görülmesi durumu yeterince açıklıyor. Ancak bence onların bile durumu sorunlu. Onlar da doğum ve ölüm kavramlarını çeşitli inançlara bağlıyor, yeri geldiğinde dini inançları gereği en korkunç geleneği sürdürmeye devam ediyorlar. Kısacası bence en ideali, her türlü dini, inancı terk edip doğumu da ölümü de ne sevinçle ne de büyük bir matemle karşılayıp iki durumu da abartmadan yaşamak. İnsanı ileriye taşıyacak olan geleneksel, kültürel, inanışlar, dinler değil, ilerleme arzusunda hayatı olduğu gibi kabullenerek yaşamaktır.
@çaksu, Başın sağ olsun. Son cümlene katılıyorum. İbrahimi dinlerin hepsinin tanrısının ortak özelliği narsisist ve sadist niteliklere sahip olması. Bunu söyleyince tanrıyı antropomorfik bir şekilde ele alıyorsun diyorlar ama tanrı kitaplarda zaten kendini sürekli antropomorfik bir şekilde ele alıyor. Böyle bir tanrı bile varsa ona tapıp tapmamak da pek bir şey ifade etmez, nasılsa yalancı, iki yüzlü ve sadist bir tanrı. Psikanaliz falan bilmeye gerek yok bunu görmek için, objektif bir şekilde kutsal olduğu söylenen kitaplara biraz bakınmak yeterli.
@çaksu, bu durumu düşünürken nicelik, nitelik farkını iyi kavramak lazım. Her fikir ve eylem içerisinde hem nicelik hem de nitelik barındırır. Ama bunların oranı fikir ve düşüncenin muhtevasına göre değişkenlik gösterir. Misal 5000 lira paran var ya güzel bir takım elbise alacaksın ya da o parayla hayvanların zulüm gördüğü et endüstrisine karşı olan bir eylem için kullanacaksın .İkinci seçeneğin içerisindeki nitelik oranının birincisindeki nitelik oranına baskın olduğu bariz zannımca. Bu minval üzerinden iman etmek ve inkar etmeyi düşünürsek neden böyle bir sonuç çıktığının daha anlaşılır olacağını düşünüyorum. İnkar etmek çok soyut bir eylem ve dünyaya etkisi de soyutluğu ölçüsünde niteliksel bir değişime sebep oluyor. Hümanizma ile insan hayatın merkezindeki tanrıyı atıp kendisini merkeze alınca dünya onun uyum içinde yaşaması gereken bir yerden onun tamamen kullanımına açık, emek-değer elde etmek için tecavüz etmekten kaçınmadığı bir hüviyete büründü. Bunun da sonuçlarını 20.yy’da iki dünya savaşı, 1929 büyük bunalımı şimdi ise beyaz yakalıların yaşadığı sıkıntılı hayatlarda, küresel ısınmada vs. vs. gözlemleyebiliyoruz. Konuyla irtibatlı olduğunu düşündüğüm bir ayeti de paylaşarak konuyu kapatayım. Rum suresi 41. ayet: “Bozgun belirdi karada ve denizde, insanların elleriyle kazandıkları suçlar yüzünden; bu da, belki dönerler, vazgeçerler diye yaptıklarına karşılık çekecekleri cezanın az bir kısmını onlara tattırmak için.” Yani konu Allah ben sana inanmıyorum cümlesinden ibaret değil, bunun sonsuz niteliksel yansımasıyla alakalı. Allahualem
@1001101001, Dini bırakıp başka işlevsizliklere gömülmek, bıraktığımız dinin doğruluğu adına birşey söylemez bence.
Yoksa Tanrıyı memnun etmek yerine kendimizi tatmin etmeyi mutlak ülkü yapınca bozuk bi düzen yarattığımıza katılıyor gibiyim. Kendini, kalan herşeyden izole bi varlık olarak düşünmek, olan bitene senin “maruz kaldığını” hissetmek, “derimin içi vs. derimin dışı” imgesi insanı da, insanlar arası ilişkileri de bozuyor git gide.
Dediğim gibi bence dinlerdeki en büyük sorun, abeslik, imkansızlık herşeyin basit bi yargılamaya, biat ettin mi lan a bağlanması fikri.
@çaksu, Abi yüksek müsaadenle kitap önermek istiyorum sana. Toshihiko Izutsu’nun Kur’an’da Allah ve İnsan. Sırf Izutsu’nun verdiği entelektüel tatmin için bile okunur. Dil felsefesi, semantik vs. ile ilgili değilsen bile merakını cezbediyor adam.
@ismail vilehand, 6 ayda bir böyle uzun uzun ve aşırı boş ve tek taraflı, okurken wtf’lara boğan yazarlarımız oluyor. Konseptler farklı ama tarzları hep aynı. Bunun tek çözümü mesajları görmemek, hiç yaşanmamış gibi hayatımıza devam etmek.
The Satanic Temple tanrısal şeylere inanmamasına rağmen U.S. tarafından resmi olarak bir din diye tanındı. Umarım böyle nontheistic dinler artacaktır.
Biz insanlar 2500 yıldan fazladır tanrısal şeylere inanıyoruz. Doğamız buna çok yatkın ve bu binlerce yıldır çok kemikleşmiş bir şey. Ateistlerin sayısını artması dinlerin kısa zamanda çökeceğini göstermiyor. Örneğin ilk komünist filozoflar da dinlerin kısa zamanda yıkılacağını düşünüyorlardı ama Marx öleli kaç yıl oldu dinler hala ayakta.
Bizim gibi doğaüstüne inanmayanların sayısı arttıkça dinlerin yok olmasa da biçim değiştireceğini düşünüyorum. Üstte verdiğim örneğe benzer benim satanist inancım gibi tanrısal şey içermeyen tarzda.
@In White, çok doğru. İlerde ‘butik’ dinler ortaya çıkacaktır. Bir ara gündüz vassaf’tı sanırım bunu çok güzel anlatıyordu. Semavi dinler işlerliğini yitirdikçe yerine başka şeyler gelecek.insanın kodundaki merak ve arayış geçmişte nasıl dinleri ortaya çıkardıysa ilerde de bambaşka düşünce şekillerini dinin yerine geçecek şekilde dizayn edebilir.
@Dunedain, Alan Watts’ın The Future of Ecstasy diye bi yazısı vardı. Dediklerinize benzer kafalara giren bi gelecek kurgusu formunda. İçinde baya bi fantezi yapıyor adam. Lezzetli bişeydi.
Kulaklık takılı, d-smart 14. kanal açık. Başrollerinde müslüm gürses ve serpil çakmaklının oynadığı “itirazım var” adlı film var. Serpil çakmaklı ablamızın denizden çıkıp yürüdüğü bir sahne var, biramı fondipledim. Filmimizde Müslüm gürses aynı zamanda başka sarışın bir ablaya çakıyor ama serpil ablanın hayalini kurup çakıyor, çünkü ona emanet edildi serpil. Yan gözle bakamam diyip diyip gidip sağdan soldan dikizliyor, taraktaki saçları kokluyor, sonra yine gidip diğer ablaya çakıyor. muazzam filmdeki olaylar. Diğer dinlediğim albüm hafif kaldı, hazır konusu açılmışken bu albüme geçtim. Güzel oldu, böyle hardcore filme böyle albüm…
Of of of, tam göndere basacaktım, yalçın gülhan abimiz geldi, serpile sarılıyor.bu arada kendisi hakkı yenen sikicilerdendir. Yalçın gülhan bence eski sodomcu…
Albüm dövüyor öyle böyle değil geçmişlerindeki hatırı sayılır albümleri için 9 bastım.
Bu arada Frank Blackfire Almanya’dan çıkan en güzel şeylerden biri.
Şu albümü dinlerken yolda alaattin çakıcı ve adamlarını görsem mafya bozuntusu diye bağırıp amigo orhan gibi uçan kafa atarım.
Sodom’un bunca yıl sonra bende yarattığı kritikle hemen hemen aynı hisleri, 17-18 yaşımdaki metalci piç halimi canlandıran samimi ruhu anlatamıyorum.
29.11.2020
@cotard delusion, Angelripper dayım olsaydı keşke.
30.11.2020
@cotard delusion, öyle bişi olsaydı ben de sana al dayını gel, bira-sigara takılırken ayarsız Motörhead ve Venom övelim derdim. Belli bi saatten sonra da karıya giderdik. Çiçek gibi ortam olurdu yemin ediyorum.
Uzun zamandır thrash metalden kopmuştum. Havok ve Sodom beni geri döndürdü diyebilirim. Albümün soundu gerçekten muazzam olmuş. Dipdiri kök gibi albüm
En son ne zaman bir Thrash albümü beğendim hatırlamıyorum. Anthrax’ın albümünü sevmiştim, bir de Overkill’in önceki albümü. Epey olmuş. Bir daha bir Thrash metal albümü sevemeyeceğim fikri baskın hale gelmişti. Bu albüm neyse ki bu hasrete son verdi. Çok iyi gerçekten. Thrash böyle yapılmalı demiyorum. Çünkü günümüz Thrash metali böyle yapılmıyor. Bu başka bir şey. Sodom şunu diyor aslında: Ben tek siz hepiniz. Sodom bambaşka bir yerde olduğunu bu albümle kanıtlamış oldu. Daha önceki yakın zamanki albümleri pek iyi değildi. Ancak bu albümle bence aniden zirveye yerleştiler. Ayrıca kritikte çokça üzerinde durulan dehşet bas gitar gerçekten harika. Yer yer Black metale kaçan vokaller, riffler ise olaya farklı bir lezzet katıyor. Şarkı ayıramadım. Hepsi birbirinden iyi. Sodom & Gomorrah’a ismi dolayısıyla torpil yapıp birinci sıraya koymak istiyorum. 9/10
30.11.2020
@deadhouse, günümüz thrash metalinin böyle yapılmadığı kısmına katılıyorum. Yeni grupları geçtim, eski köklü gruplar da artık böyle thrash metal yapmıyor.
Sodom bu albümde hem çok iddialı bir sound kullanarak hem de yer yer eski black/speed günlerine selam çakarak, işin primitif kısmına yöneldi ve dinleyenleri mest etti. Birkaç fularlı metalci sitesi hariç albümün 9′dan aşağı not aldığını görmedim henüz. Hayatın her alanında, güvenli sularda yüzüp vasata razı olmak yerine bazen risk almak gerekiyor bence.
Eline sağlık bro muazzam kritik. Dün klip haberinin altına tecavüz etmistim daha erken haberim olsaydi buranın altını doldururdum, neyse. Çok enteresan bir bilgi vereyim, S O D O M S İ K E R.
Not: captcha code 8AKP olarak cıkmıştı, ben ne yaptım? Yeniledim baska kod girdim😉
30.11.2020
@P L A G U E, “ikiyüz lirayı toplayan siker.”
Görüyorum ve arttırıyorum. Tapping the Vein’den beri çıkmış en iyi Sodom albümü. Code Red’den bir eksiğini görmediğim gibi bazı iniş çıkışlarıyla ondan daha çok sevdiğim bir albüm oldu. Bu iniş çıkış dediğim bölümler yer yer Motörhead’i anımsattığından ben biraz fazla sevmiş olabilirim.
İnanılır gibi değil. Bence bu albümün çıkması için ismail vilehand şeytanla dört yol ağzında anlaştı. Ya da sınır ötesi bir operasyonla grup elemanlarını kaçırdı ve “Code Red istiyorum lan ben sikerim tahtanızı!” deyip BDSM yoluyla zorla yaptırdı albümü. Başka türlüsünü aklım almıyor haha.
30.11.2020
@Raddor, şu an için bende de “Code Red” ile kafa kafaya geldi, ilerde ne olur bilemiyorum. Cidden aşırı inanılmaz bir albüm. Ben hayatım boyunca köklü gruplar arasında bu derece radikal ama doğru kararlar vererek neşteri tam yerine vuran ve bu kadar etkili sonuç alan bir grup görmedim. Aslında grup yerine adam demek lazım. Çünkü bizzat bu işin mimarı Angelripper. Kritikte de dediğim gibi, Blackfire ile bu kadar ayrı kalmamaları lazımdı.
Albümü perşembeyi cumaya başlayan gece çıkar çıkmaz dinlemeye başladım ve hala rüyada gibiyim. Sodom’u o kadar seviyorum ki, 20 sene boyunca vasat üstüne boyun eğdikten sonra böyle bir albümün yaşattığı şoku asla unutamayacığım. Harbiden ihya oldum ya. Aşırı mutluyum.
Bu yıl thrash adına çok bereketli geçiyor. Son yıllarda 2017 – Power Trip, 2019 – Xentrix dışında ağız tadıyla thrash albümü dinleyememiştim. Bu yıl Havok, Heathen, Onslaught ve Sodom büyük keyif verdi. Testament’ın da 2-3 şarkısı fena değildi.
Bir homo sapiensin yiyebileceği en güzel dayaklardan… Sağ ol Angelripper reis.
Blind Superstition dünyanın en güzel albüm açılışlarından biri olabilir. Açılın MK ben geldim diyip dalıyor
Klasik sodom bu kadar kalitesiz işin içinde ilaç gibi geldiğinden bu kadar tutulmuş olsa gerek. Archspire dahil.
🤘 S…O…D…O…M..L…A…N…D…I…K 🤘
Albümde yer yer slayer havaları esiyor
Son 10 yılda bu albüme sound olarak benzetebileceğim pek albüm yok. Ancak alakasız şekilde aklıma Triptykon albümleri geldi. Zaten TGB ile TA benzer dehşette kişilikler diye düşünüyorum. İçlerindeki irini (olumlu anlamda) benzer şekillerde müziğe aktarıyorlar.
Albümdeki bas tonu cidden çok iyi ama ben yine de Nuclear Assault’ın ilk 3 albümündeki (Game Over, Survive, özellikle de Handle With Care) tonların gelmiş geçmiş en iyi thrash bası olduğunda ısrar edeceğim.
30.11.2020
@koca, Dan Lilker’a çamaşır ipi versen onunla bile ortalığı öttürür muhtemelen.
30.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, “Need to Control”, “Speak English Or Die”, “Fistful of Metal”… Haklısınız, adam hangi türde, neye elini atsa altına dönüştürüyor!
30.11.2020
@Ahmet Saraçoğlu, Dan Lilker da sıkı Sodomcudur bu arada. Özellikle ilk dönem Sodom’u çok sevdiğini söyler hep.
30.11.2020
@ismail vilehand, zaten ilk dönem Sodom’u çok sevmeyen haşin metalci de gitsin kumda oynasın.
19.01.2021
@Ahmet Saraçoğlu, kalbimi kırdın Ahmet abi
Albümü henüz dinleyemedim ama bas tonunu merak ettiğim için şöyle bir bakayım dedim. Enteresan bir şey oldu, şarkı listesine baktım ve “The Harpooner” ismine bakıp “zıpkın mıpkın, bu şarkı direkt bas gitarla başlıyor gibi sanki” diye düşünüp şarkıyı başlattım. Malum olmak bu olsa gerek.
01.12.2020
@Ahmet Saraçoğlu, Euthanasia daha iyi bir tercih olurmuş aslında. Vokal girene kadar ki kısımda kan işiyorum. Tam 25-26′ıncı saniye gibi Angelripper’ın vokale girmeden önce muhtemel bas gitarın en üst telini gerip BRRRRR diye uzatığı bir kısım var, 1 saniyeden az sürede çıkan tek bir ses ile nasıl bu kadar tehditkar ve korkunç olunur cidden aklım almıyor.
Başka bir gurubun elemanı aynı şeyleri yapsa belki kimse sallamaz ama Tom Angelripper olunca işin rengi değişiyor. Adamı görünce aklıma direkt; alkol, sigara, mermili kemer, çivili bileklik, deri ceket, 33 cl şişede ucuz Alman birası, Motörhead, Venom falan geliyor.
Tam anlamıyla Sodom’un karakterini ve dinamiğini yansıtan taş gibi bir albüm. Açıkçası albüm öncesi yayınlanan iki EP’nin de içine tam olarak girememiştim, bir şeyler eksik kalmış / oturmamış havası vardı fakat albüm ters köşe yaptı diyebilirim, son derece başarılı bir iş çıkmış ortaya (darısı Carcass’a).
Kadro değişikliği sırıtmadığı gibi; ayrı bir boyuta taşımış Sodom’u.
Not: Glock ‘n’ Roll ve Dehumanized sürpriz bir biçimde bağımlılık yaptı.
03.12.2020
@mandrake, Dehumanized’da 1.08′de giren riffe hastayım.
04.12.2020
@Muhammet, tam üstüne bastınız.
Bu Almanlarda var bir şey.
Thrash metal grubum olsa, 1980 li yillar yada 2000 li yillarda kurulmus olmasi farketmez, bu albümün yasaklanması için her türlü çamurluğu yapardım. Bu albümü aşmaya çalışmak ile ömür geçmez. Hayır, aq bu kadarına ne gerek var??? Amaç ne?
Kaynımı cin sikti.
Makarna haşlarken aynı zamanda bu albümü dinliyorum. Sonra neden yarağımı ocakta yakıp lav silahı gibi boşalmıyorum diyip kendime kızdım. Neden işi show a dökmiyim ki dedim??? Uyguladım, metal slug 2 de ‘f’ almış marco gibi dolanıyorum evin içinde…itinayla mumya sikilir🍆💦💦💦
Açık kasa beyaz toyota kamyonet kiralayıp şehir turu atıcam.
Üstteki dört yorum paha biçilemez hahahahahaahahahahahahahah
albümü henüz hala dinlemedim. doğum günüme sürpriz olması için saklıyorum.
umarım övüldüğü kadar iyidir.
10.12.2020
grubu daha bu sene adam gibi dinlemeye başladığım için genel olarak çok fazla yorum yapamam ama albümün birazcık abartıldığını düşünüyorum.
kesinlikle iyi bir albüm ama bahsedildiği kadar büyük bir etki bırakmadı benim üzerimde. belki ilerleyen zamanda, SODOM diskografisini iyice sindirince daha anlaşılır gelir.
Bu albüm çıktığından beri, öldükten sonra diriltilen Superman’le tekrar buluşan Lois Lane gibiyim. En iyi, en kusursuz, en başarılı gibi kavramlardan alakasız olarak hayatımda beni bu kadar memnun eden bir albüm daha olmamıştır.
Sodom sikmiş
10.12.2020
@HaNNibaL, sulamış.
Bu albümü dinlemeden önce, dinlerken yada dinledikten sonra alkol tüketirseniz tuvalete işemek gibi saçma bir hareket yapmayın. Bulunduğunuz yer oturma odası, koridor, balkon, teras, mutfak, ofis, market vs. köşesini bulun ve oraya işeyin. Yürürken yada koşu yaparken de aynı şekilde. Bi köşe bulun ve oraya işeyin. köşe çok önemli, evet. Ayakta, sıçratarak tazyikli işeyin, bırakın kopürsün.
Bulunduğum mahalledeki imamı yatsı namazı çıkışında yakaladım. Allah rızası için ‘friendly fire’ klibini izle/dinle dedim, kırmadı ve izledi. Biraz önce balkonda tütün çekerken gördüm. Seslendim. elinde boş bir bidon vardı, nereye gidiyorsun hoca diye bağırdım, elindeki bidonu göstererek “yakılacak yerler var” dedi. Eyw, dedim içeri kaçtım…
13.12.2020
@P L A G U E, bidon dolmuş, sağa sola serpiliyordu…arabayı başka yere çektim allah’ın izniyle. Burn bitches diye start vermesini bekliyorum hocanın.
Bu albümü açınca şu son günlerde üzerimde olan negatif hava dağılıyor, tekrardan ÇİĞ ET TOKATLAMAK istiyorum. Çare Tom Angelripper.
Deveye sormuşlar, neden boynun eğri? O da, senin ağzını yüzünü sikerim orospu çocuğu demiş.
Euzübillahimineşşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.
Bu albüm çıktığından beri her gün yaptıklarım:
- Hafta içi en az 2 gün Venom tişörtü giyiyorum.
- Kalan 3 gün Motörhead tişörtü giyiyorum, çünkü çok fazla var.
- Yeniden sigara içmeye başladım, yerlere balgam atıyorum.
- Alkol almadığım tek bir gün dahi yok. 2-3 bira ve 2-3 duble rakı ile sınırlandırmıyorum. Ölümüne içiyorum.
- Haklı olduğum her mevzuda “tatsızlık çıkmasın” demek yerine kavga başlatıyorum, adam pataklıyorum.
- Alın size Covid-19. Bundan sonra böyle. Sizden daha büyük “S O D O M” var ulan ibneler. Planladığınız yeni dünya düzeninin amına koyayım.
16.12.2020
@ismail vilehand, Bir de 1850′li yıllarda Teksas’ta yaşasaydın tamamdı. Sen kesin Kızılderili katledenlerin karşısında olurdun, ama arada Kızılderili de öldürürdün. :)
18.12.2020
@deadhouse, yorumu “Desperadoz”u kast ederek bilinçli mi yaptın emin olamadım ama bilmeyenler için söyleyeyim, Tom Angelripper o dönemlerle alakalı bir projede de yer almıştı zamanında.
https://spoti.fi/3mvZYyf
https://youtu.be/8_ZKS4JlJSg
Gelmiş geçmiş en iyi Western temalı metal albümü bence. Her ince ayrıntısına kadar mükemmel bir albüm ama hobi işi. Western sevenlere özel. Sırf bu yüzden underrated kaldı güzelim albüm.
18.12.2020
@ismail vilehand, Haberim yok o projeden. Dinlerim ama. Hastasıyız Western’in.
Bir şey bekleyecekseniz siz yine benden bekleyin mesajını verdi Sodom. Bu 90′larda da böyleydi, 2000′lerde de böyleydi, şimdi de böyle.
Masayı ortadan ikiye bölmüş adamlar.
Göklerden inen bir SODOM vardır
Peygamber efendimiz geri döndü Blackfire Çaldı mı adam öldürür Friendly Fire
Tek millet, tek devlet, tek Angelripper
Albümü dinlerken ereksiyon olan cinsel organımı, profil fotosu yapsınlar diye yaşlı genç hacı demeden sülaledeki herkese pasladım, bekliyorum…
Sabah ezanı okumaya gelen imamı eter ile bayıltıp, hoparlörden friendly fire açsam ne olur? Ayıp mı olur?
09.01.2021
@P L A G U E, sevap olur
tr ateistlerinin din hakkında konuşurken straw man yapmaktan başka bir şey yapamamalarını çok komik buluyorum. adam kadim anlatılardaki şeyler şu an olduğunda neden aynısı gerçekleşmiyor diyor, nedensellik arıyor, şaka gibi.
12.01.2021
@1001101001, nedensellik aramak neden şaka gibi olsun. aklı başında bir insanın yapacağı hareket.
13.01.2021
@Nox, Tanrının eylemlerini nedenselliğe bağlarsan nedensellik tanrıyı kapsamış olursun bu da ideal tanrı tanımından uzaklaşmak demek. Ayrıca olgular arasında zorunlu bir neden-sonuç ilişkisinin olup olmadığı bile tartışma konusuyken tanrısal eylemleri nedenselliğe bağlamak da şaka gibi oluyor işte.
13.01.2021
@1001101001, bu biraz ideal tanrı kavramını nasıl tanımladığınla ilgili diye düşünüyorum. semavi dinlerdeki tanrılardan yola çıkalım mesela. buradaki tanrı kavramına ithaf edilen evrendeki bütün mucizevi olaylar, doğada karşılaştığımız “tanrının mükemmelliğine” işaret eden bütün örnekler belirli nedensellik ilkeleriyle açıklanabiliyor. Aynı koşullarda tekrar tekrar gözlemlenebiliyor. Bütün bunlar nedensellikle çelişmiyor da iş ibneleri helak etmeye gelince mi nedensellik işlemiyor ve bir kerelik yaşanmış bir anlatıya dönüşüyor? Bu bir nedene bağlanamayacak tanrısal eylemleri bir kez olsun fiziksel olaylarda neden göremiyoruz? bunu sorgulamak şaka gibi değil.
13.01.2021
@Nox, bir pamuğu yaktığımızda her seferinde birebir aynı ateş formunu göstererek yanmıyor. her seferinde farklı bir ateş formunu bize sunuyor. belki de şu an ibneler hala helak oluyordur ama farklı bir formda. ibne hayat tarzını benimseyenlerde anti-depresan kullanım oranının diğerlerine nazaran daha fazla olması bu minvalde bir örnek teşkil edebilir belki de. ya da lut kavmi gibi bir kavim bir daha neşet etmediği için böyle kapsamlı bir helak tekrar etmemiştir.
14.01.2021
@1001101001, verdiğin örnekler gerçekten çok çok kötü. pamuğun yanması da antidepresan kullanımı üzerinden yaptığın çıkarım da bilimdışı ve biased.
uzun uzun açıklamaya girişmeyeceğim çünkü sizin cenahtaki biraz kafası basan biraz da felsefe okuyan arkadaşların şimdi ateistleri tokatlama sırası bende motivasyonuyla internete yelken açması biraz eskidi. 2010 ekşi sözlüğünde yaşamıyoruz artık neyse ki.
14.01.2021
@Nox, Allah lut kavmini helak etti şimdikiler neden helak olmuyor tarzı fakir bir düşünceyi eleştirmekti. Şu düşüncenin basitliği rahatsız etti, o kadar. O örnekleri de böyle böyle de olabilir tarzı bir misal vermek için kullandım, teşbih mesabesinde değerlendirmen gerekirken bilimsellik değil diyorsun. Her düşüncemizi bilimsel temellere dayandırmamız gerekiyorsa işimiz var zaten. Hırsızlık neden kötüdür gibi temel bir konuyu bile tartışamayız.
Son olarak beni kafandaki bir stereotipe sokmaya çalışman da arkadaşın yaptığı şimdiki ibneler neden helak olmuyor ehe mehe kadar yavan kalıyor. Dindar birinin yanlış bulduğu bir şeye karşı çıkması bile problematik hale dönüşmüş kafanda.
14.01.2021
@1001101001, “ibne hayat tarzını benimseyenlerde” Birincisi yanlış buluyor olabilirsin nefret ediyor olabilirsin ama ibne demek nedir ya hakaret etme hakkını sana kim veriyor? Eşcinselliğin doğal olduğuna dair bir sürü kanıt var seçim olmadığına dair bir sürü kanıt var. “anti-depresan kullanım oranının diğerlerine nazaran daha fazla olması” Bunun sebebi homofobik tiplerin gelip bu insanlara fiziksel psikolojik veya cinsel şiddet uygulamasıyla alakalı olabilir mi sence(sahte soru)? Her şeyi geçtim hadi tercih olsun hadi isteyerek olsun bundan sana ne? Gelip sana tecavüz mü ediyorlar? Karını lezbiyenler mi kaçırdı? Bu nefret ne ya gerçekten inanılmazsınız.
14.01.2021
@Börbır, Nox isimli çar öyle dediği ben de onun notasyonunu devam ettirdim. Ateist metalci ibne deyince ok, ben deyince mi sorun oluyor, anlamadım? Yoksa eşcinsel ilişki yaşayanlara özel, farklı bir tavrım yok. Böyle bir hayat tarzını doğru bulmadığımı ifade etmemi de mazur görmen lazım değil mi? Liberal değerler, ifade özgürlüğü falan namına.
14.01.2021
@1001101001, Benim tepkim ibne kelimesineydi yani genel olarak homofobiye tepki gösterdim. Ayrıca görüşlerin bir sınıfı\grubu\kitleyi aşağılarsa ben buna tolerans gösteremem
14.01.2021
@Börbır, bu yeni dünya düzeninde bir hayat tarzını, eylemi eleştirmek, yanlış bulduğumu belirtmek aşağılamak mı oluyor ve tolerans gösterilemeyen bir şey haline geliyor, anlamadım? sigara içmeye, oburluğa da mı bu yanlış diyemeyeceğim çünkü isteseler onlar da bir sınıf oluşturabilirler. Böyle düşünmenin sonu iyi değil, batıda transaktivistlerin neleri savunduğunu görmesem tamam haklı olabilirsiniz diyeceğim ama bu kadar politik doğruculuğu yanlış buluyorum. umarım bunu da aşağılama olarak görmemişsindir.
15.01.2021
@1001101001, Hiç cevap veresim yok. Yanlış buluyorsun tamam ama ibneler diyemezsin veya helak olacaklar\olmalılar (örnek verdim) diyemezsin bu aşağılamaya girer ben bundan bahsettim.
Sigara içenlerin amk = hakaret
Sigara içmenin sağlıksız olduğunu düşünüyorum = fikir belirtmek
Buna cevap yazma çünkü 2dir aynı şeyi yazdım 3 olmasın. Ayrıca savunan kitlenin yaptıklarını değil fikrin kendisini ciddiye alman dileğiyle…
14.01.2021
@1001101001, “belki de şu an ibneler hala helak oluyordur ama farklı bir formda. ibne hayat tarzını benimseyenlerde anti-depresan kullanım oranının diğerlerine nazaran daha fazla olması bu minvalde bir örnek teşkil edebilir belki de.”
Eşcinsel ve heteroseksüel insanları birebir aynı koşullarda yaşattığın ve tek farkın cinsel yönelimleri olduğu bir anda böyle bir gözlem yapmadığın sürece böyle bir örnek veremezsin. Haa, “helak olma”yı senin gibi insanlarla aynı dünyada yaşamak zorunda olmanın getirdiği bir durum olarak kullandıysan o başka.
Bu arada tartışmaya dahil olmak için bu mesajı yazmıyorum, tartışmanın konusu da gittiği yön de hiç ilgimi çekmiyor. Ama yaptığın kıyaslama o kadar elle tutulur değildi ki bunu göstermeden geçmek istemedim. Size iyi tartışmalar.
14.01.2021
@Berca B., Doğrudur ben de pek beğenmedim bu örneği, o an aklıma antidepresan kullanımıyla alakalı okuduğum bir makalede geçen bu istatistik geldi ben de “o zaman helak oldular şimdi niye olmuyorlar” cümlesinin baştan savma olduğunu göstermek ve belki şu anda da oluyorlardır nereden biliyorsun tarzı bir çıkış yapmak için kullandım. Zaten amacım da tanrısal eylemleri nedensellikle kısıtlayıp bu böyledir demenin temelsizliğini göstermekti. Kısacası benim dediğim de kritikte geçen cümlede açıkçası spekülasyondan ibaret.
15.01.2021
@1001101001, Adem yasak elmayı yiyince zınk diye ceza olarak dünyaya ışınlandı, Musa halkını firavunun zulmünden kaçırırken denizi yardı, İsa Yahudi bir fahişenin babası belli olmayan oğlu değildi tanrı onu Meryem ananın karnına koydu, sonra delinin biri 40 yaşından sonra geceleri mağaraya kapanarak her cümlesi çelişkilerle dolu saçma sapan bir kitap yazdırdı ve buna tanrının kelamı dedi.
Bu arada elbette götten sikişenlerin kafasına ateş topları yağdı, Muhammed kafirlerden kaçıp mağaraya saklanınca Spiderman gelip mağara kapısına ağ ördü, Bilbo Baggins yüzüğü Gollum’dan çaldı, Darth Vader İmparatoru öldürüp kehaneti geç olsa da gerçekleştirdi.
Bunların hepsi gerçekten oldu ve sen haklısın, ben de komik ve şaka gibiyim. Lütfen bizi rahat bırak. Bak kimse senle tartışmak dahi istemiyor. Biz burada farklı fikirlerde olsak da senin yolunu izlemiyoruz.
Maksimum 40-50 sene sonra ne tek bir kilise çanı çalacak ne de ezan okunacak, o yalanlarla dolu paçavralar da sobalarda yakılacak. Belirli bir zeka seviyesinin üzerinde olmayanlar ve inanmaktan çıkar sağlayanlar hariç kimse semavi dinlere inanmıyor zaten. Mecburiyetten dolayı inanırmış gibi yapıyorlar.
“Cuma’da seni göremedim bro”, “Ramazan’da su içtin, niye oruçlu değilsin?” diyen adam zekât sormaz mesela. İslamiyet başta olmak üzere tüm semavi dinler insanlığın başına gelmiş en korkunç şeylerdir. Azalarak bitmelerine çok seviniyorum ama tam olarak yok olduklarını görmeye ömrüm yetmeyecek ona üzülüyorum.
15.01.2021
@ismail vilehand, yukarıdakileri okuyunca bu tarz bir şey yazasım gelmişti ama vaktime acımıştım. Harikasın gerçekten. Şu sitede çok fazla şey okudum ama neredeyse hiçbiri yukarıdaki muhabbet kadar boş değildi. Burada biter umarım
15.01.2021
@ismail vilehand, Dünya sen ve senin çevrenden ibaret değil. O yüzden bu dinler bitecek düşüncesi 18. yy’dan beri dillendirilen ama bir türlü sonuna varamayan ıslak bir rüyadan ibaret olduğuna inanabilirsin. Ayrıca seküler hümanist paradigmanın şekil verdiği bir zihinden din gibi çok katmanlı bir yapıyı objektif bir şekilde değerlendirmesini bekleyemem. O yüzden sana suç bulmuyorum. Dünyada insanın anlam arayışı devam ettiği; nereden geldim, neden varım, nereye gideceğim gibi sorular önemini koruduğu müddetçe dinler de var olmaya devam edecek. Çünkü insan elinden çıkan hiçbir yapı bunlardaki ilahi kudreti barındırmıyor.
15.01.2021
@1001101001, tamam sen nereden gelip nereye gideceğini sorgulmaya devam et, dinler bence dünyanın en yalan dolan bomboş işi olduğu için bu tartışmayı da vakit kaybı olarak görüyorum ve noktalıyorum. Bir daha cevap vermeyeceğim.
15.01.2021
@1001101001, bu çok doğru aslında. cevap verilemeyen sorular her zaman olacak. cevap verilemeyen sorular oldukça, dinler de var olacaktır. sadece cevap verilemeyen soruların azalması, böylece hayatın birçok alanında dini uygulamaların hayatın köşe tarafına atılması durumu gerçekleşiyor ve gerçekleşmeye devam edecek.
mesela örnekte verdiğin varlığın sorgulanması devam edecektir ve fakat yağmur duasına çıkılacak mıdır, emin değilim. ya da ahiret inancı kalacaktır ancak cuma günleri camiler boş kalabilir. dinlerle ilgili ritüeller bugün bile hızla azalıyor, hiç beklemeyeceğimiz çevrelerde hem de. ama yakaladığın yer çok doğru, her zaman varlık, ölüm sonrası, iyilik-kötülük kavramları üzerine tartışmalar dönecek ve bu tartışmaların döneceği iki eksen var: ya din ya felsefe.
herhangi bir kamptan değil, tamamen objektif bakmaya çalıştım.
15.01.2021
@ismail vilehand, Aga adres ver sana bir kutu cikolata yollamak istiyorum. Istege bagli kondom da olabilir
15.01.2021
@ismail vilehand, Çok nedensel gördüm seni bugün.
15.01.2021
@ismail vilehand, bundan sonra her ortamda tüm bu tip tartışmalara direkt şu yazdığının linkini atmak isterdim. eline sağlık. umarım 40-50 yıldan kısa sürer şu iş.
15.01.2021
@ismail vilehand, İmza.
Bir satanist olarak ben laveyan satanizm gibi ateist dinlerin olmasından yanayım. Çünkü insanların doğası gereği dini şeylere ihtiyacı oluyor ve bunu teizm tabanlı olmadan yapılmalı. Dinler yok olmayıp şekil değiştirmeli.
Albüme ise 8.5 verdim. Dinledikçe 10 verecek hale gelirim sanırım. Hail Sodom
15.01.2021
@In White, Ucube şeylere evrilmiş olsalar da insan doğasının türlü etmenlerinden doğan şeyler bence de, dinler ve kutsallık. Olmamasını ben de isterim ama bir anda yok olsalar büyük bi boşluk doğar insanların ruhunda (psyche) ve kendileri için işleyen (works) dünya imgelerinde.
Kaybolmaları da gelişmeleri gibi yavaş ve uzun süreli olur bence. Belki yüzyıllar..
Yine özelimi saçıcam ortaya ama.. Babamı kaybettim yakın zamanda. Çok ani ve şok edici oldu herkes için. Eğer inancı olmasa annemin bununla başa çıkabileceğini hiç sanmıyorum. Haberi aldığında az daha gidiyordu zaten, yoğun bakıma alındı hemen. İyileşmesi hep onun iyi durumda olduğu üzerine içten dıştan telkinler ve kabullerle oldu.
İnanç kendisi için önemli olan kimsenin bundan mahrum kalmasını istemem. Ki bence semavi dinlerden biri bile doğruysa, (inananlar umarım incinmez) Tanrı bir ruh hastası.
15.01.2021
@çaksu, öncelikle başın sağolsun.
Ben de iki gün önce eşimin covidden ölen dedesinin cenazesindeydim. 83 yaşında olmasına ve akciğer kanseri olmasına rağmen bünyesi acayip güçlü, hiç hastalık belirtisi göstermeyen, içkisini sigarasını çatır çutur içen biri olduğu için ölümü herkesi şok etti. 60 yıllık eşi de, profesör kızı da dağıldılar ve titri, eğitimi ne olursa olsun insanın ölüm karşısında tutunacak bir dal aradığına bir kez daha bizzat şahit oldum. Bunun illa inanç olması gerekmiyor, belki bu sitedeki çoğu kişi ölümün iyileştiricisi inanç olmayacak ama dünya hala kendi gerçekleriyle dönüyor. Ölüm karşısında acı çeken biri görünce “istediğine inansın, yeter ki o iyi olsun” diyor insan.
15.01.2021
@Berca B., Sağolasın <3 Sizin de başınız sağolsun. Çok zor. Dışında iken hayal edilebilecek bişey değilmiş. Zihindi birikimdi tamamen bırakıyor denemeyi, katıksız duygu oluyorsun. Kabul edemiyorsun.
Son kez gördüğümüz yüzünün gerçekten de huzurlu görünmesi, arkasından bir haftada 15 20 hatim okunması, yakınların onu güzel rüyalarda görüp anlatması, sürekli telkinler vs annemi ikna ediyor yavaş yavaş, onun iyi durumda olduğuna. Kendine geliyor kadın. Kardeşim de sürekli "onun için" kuran ve tesbihat okudu. O da öyle tutundu.
15.01.2021
@çaksu, kötülük problemi sebebiyle Tanrı’nın ruh hastası olduğunu düşünüyorsan diyeceğim şu ki we are eternal, all this pain is an illusion
15.01.2021
@1001101001, Yok kötülük değil sorunum. Varoluşun anlamının “Var mı ulan bana yan bakan!” a indirgenmesi, hikayeler doğru ise. Eğilmedin diye sonsuza kadar hınç, sonsuza kadar işkence. Yapmanın sana anlamlı geldiği bazı şeyler “yasak” çıktı diye, sana abes gelen bir şeye yine de “inanmadın” diye olacak tarif edilmez cezalar..
Çok olgunluk iddiam yok ama, kendi ruhumda bulabildiğim en saf, en egosuz yerlerde yaşadığım tecrübe tamamen ters bu anlatılardakine.
15.01.2021
@1001101001, Tool’dan alıntı yapman benim için son nokta oldu. Mesihim ol lütfen.
@çaksu, başın sağ olsun. Ailene sabır dilerim.
@In White, nereden tutsam elimde kalıyor bu görüşü. Ancak sadece ”ateist din” kavramı bile o kadar uygunsuz ve ters bir söylem ki karşıt argüman sunmak bile çok güç. Bu konularda tartışasım yok açıkçası. Velhasıl hayvan gibi albüm.
15.01.2021
@Yiğit,
“We are born of one breath, one word. Tool-Pneuma.
Bizim bir şeye sözümüz, onu dilediğimiz zaman ona «Ol» dememizden ibarettir ki, o da hemen oluverir. Nahl, 40.
Tool dinlerken ilahi dinler gibi oluyorum böyle benzetimlerimden dolayı.”
Tool’dan alıntı yapmayı geç şarkı sözleri ve ayetler arasında benzerlik bire kuruyorum bazen.
16.01.2021
@1001101001, parantez içinde ünlem koymamamın zararları
15.01.2021
@çaksu, başın sağ olsun, sabırlar dilerim.
15.01.2021
@Ahmet Saraçoğlu, Sağol, varol abi. <3
16.01.2021
@çaksu, Başın sağolsun dostum. Kelimelerin bittiği yer. Ve bazı şeyleri gerçek anlamda sorgulamanın başladığı nokta ve kırılma noktası.
Bende babamı 2012 yılında aralık ayında tam doğum günüme 6 gün kala kanserden kaybettim. Annem kızkardeşim ben ve diğer sülale fertleri tam 3 sene boyunca elimizden gelen herşeyi yaptık. Hertürlü tedaviyi ve manevi anlamda çok desteklerde bulunduk. Tam 20 defa kemoterapi gördü bu süre zarfında. Ilk tedaviye götürdüğümüz doktor bunu ömrü 6 ay diyip aynı oda da babamında olmasından dolayı sinirime ve üzüntüme engel olamayıp doktoru zor elimden aldılar hastaneden.
Neyse fazla uzatmayayım. İşin özeti. O aralık ayında soğuk ve yağmurda mezarın içine girip babamı kucağıma alıp mezara yerleştirdikten sonra yüzünü zon birkere açıp bakıp onu orada bıraktıktan sonra ben kendi şahsım adıma tanrıyıda o çukurun içine bırakıp üzerine topraklar yığdım.
Tekrardan başın şağolsun dostum…
15.01.2021
@çaksu, başın sağ olsun
15.01.2021
@çaksu, başınız sağolsun.
15.01.2021
@çaksu, başın sağolsun. Son iki cümlen bana Disenchantment ikinci sezondaki tanrı tasvirini hatırlattı. Dizide tanrının kısa bir rolü var ama vaktin varsa izlemeni tavsiye ederim. Senin tanımınla çok örtüşüyor.
15.01.2021
@çaksu, Başın sağ olsun.
16.01.2021
@çaksu, Başınız sağolsun
15.01.2021
@In White, Doğası gereği olayı tartışmalı bence. Ateizmin yayılışı son 200 yıl, özelde son 70 yılda gerçekleşti. 200 yıl öncesinin dünyasına bak, dinler aşırı derecede baskın ve etkiliydi. Ateizm, inançsızlık nadir görülen bir şeydi. Doğamız gereği bir şeylere inanmamız gerektiği, dini inancın bir ihtiyaç olduğu fikrine katılmıyorum. Bence bunlar olmadan insan ırkı daha ideal, dingin, mutlu bir hayat yaşar. Tam tersine dinler ve inançlar, insanın ilerlemesine ket vuran şeyler. Doğumun sevinçle karşılanması, ölümün büyük bir matemle karşılanması da doğamızdan kaynaklanmıyor. Tarihsel, kültürel olguların işleyişinden dolayı ölüme karşı olumsuz bir tutum alıyoruz. Nitekim yeryüzünde saf sayılabilecek bazı topluluklar, ilkel kabileler bunu kanıtlamakta. Aslında bakarsan doğayla iç içe olan onlar, doğayla bütünleşik hareket eden onlar. Onlar ölümü büyük bir matem olarak görmezken, ölümün modern insan için bir şok olarak görülmesi durumu yeterince açıklıyor. Ancak bence onların bile durumu sorunlu. Onlar da doğum ve ölüm kavramlarını çeşitli inançlara bağlıyor, yeri geldiğinde dini inançları gereği en korkunç geleneği sürdürmeye devam ediyorlar. Kısacası bence en ideali, her türlü dini, inancı terk edip doğumu da ölümü de ne sevinçle ne de büyük bir matemle karşılayıp iki durumu da abartmadan yaşamak. İnsanı ileriye taşıyacak olan geleneksel, kültürel, inanışlar, dinler değil, ilerleme arzusunda hayatı olduğu gibi kabullenerek yaşamaktır.
@çaksu, Başın sağ olsun. Son cümlene katılıyorum. İbrahimi dinlerin hepsinin tanrısının ortak özelliği narsisist ve sadist niteliklere sahip olması. Bunu söyleyince tanrıyı antropomorfik bir şekilde ele alıyorsun diyorlar ama tanrı kitaplarda zaten kendini sürekli antropomorfik bir şekilde ele alıyor. Böyle bir tanrı bile varsa ona tapıp tapmamak da pek bir şey ifade etmez, nasılsa yalancı, iki yüzlü ve sadist bir tanrı. Psikanaliz falan bilmeye gerek yok bunu görmek için, objektif bir şekilde kutsal olduğu söylenen kitaplara biraz bakınmak yeterli.
@Yiğit, @enemyofgod, @riser, @ismail vilehand, @12ParmakBağırsağı, Sağolun arkadaşlar. <3
Konuyu gasp etme niyetim yoktu ama Ö bombasını bırakınca bunu yapmış oldum biraz. O anki fikrin akışına kapılıverdim.
E bi de şu albümü artık dinliyim beya. O kadar ağırladı bizi, eşeklik etmiyim.
@çaksu, bu durumu düşünürken nicelik, nitelik farkını iyi kavramak lazım. Her fikir ve eylem içerisinde hem nicelik hem de nitelik barındırır. Ama bunların oranı fikir ve düşüncenin muhtevasına göre değişkenlik gösterir. Misal 5000 lira paran var ya güzel bir takım elbise alacaksın ya da o parayla hayvanların zulüm gördüğü et endüstrisine karşı olan bir eylem için kullanacaksın .İkinci seçeneğin içerisindeki nitelik oranının birincisindeki nitelik oranına baskın olduğu bariz zannımca. Bu minval üzerinden iman etmek ve inkar etmeyi düşünürsek neden böyle bir sonuç çıktığının daha anlaşılır olacağını düşünüyorum. İnkar etmek çok soyut bir eylem ve dünyaya etkisi de soyutluğu ölçüsünde niteliksel bir değişime sebep oluyor. Hümanizma ile insan hayatın merkezindeki tanrıyı atıp kendisini merkeze alınca dünya onun uyum içinde yaşaması gereken bir yerden onun tamamen kullanımına açık, emek-değer elde etmek için tecavüz etmekten kaçınmadığı bir hüviyete büründü. Bunun da sonuçlarını 20.yy’da iki dünya savaşı, 1929 büyük bunalımı şimdi ise beyaz yakalıların yaşadığı sıkıntılı hayatlarda, küresel ısınmada vs. vs. gözlemleyebiliyoruz. Konuyla irtibatlı olduğunu düşündüğüm bir ayeti de paylaşarak konuyu kapatayım. Rum suresi 41. ayet: “Bozgun belirdi karada ve denizde, insanların elleriyle kazandıkları suçlar yüzünden; bu da, belki dönerler, vazgeçerler diye yaptıklarına karşılık çekecekleri cezanın az bir kısmını onlara tattırmak için.” Yani konu Allah ben sana inanmıyorum cümlesinden ibaret değil, bunun sonsuz niteliksel yansımasıyla alakalı. Allahualem
16.01.2021
@1001101001, Dini bırakıp başka işlevsizliklere gömülmek, bıraktığımız dinin doğruluğu adına birşey söylemez bence.
Yoksa Tanrıyı memnun etmek yerine kendimizi tatmin etmeyi mutlak ülkü yapınca bozuk bi düzen yarattığımıza katılıyor gibiyim. Kendini, kalan herşeyden izole bi varlık olarak düşünmek, olan bitene senin “maruz kaldığını” hissetmek, “derimin içi vs. derimin dışı” imgesi insanı da, insanlar arası ilişkileri de bozuyor git gide.
Dediğim gibi bence dinlerdeki en büyük sorun, abeslik, imkansızlık herşeyin basit bi yargılamaya, biat ettin mi lan a bağlanması fikri.
Huzur, selamet. :)
16.01.2021
@çaksu, Abi yüksek müsaadenle kitap önermek istiyorum sana. Toshihiko Izutsu’nun Kur’an’da Allah ve İnsan. Sırf Izutsu’nun verdiği entelektüel tatmin için bile okunur. Dil felsefesi, semantik vs. ile ilgili değilsen bile merakını cezbediyor adam.
16.01.2021
@1001101001, Ne müsadesi canım. :) Eyvallah, kitap listeme kaydettim.
Çok felsefe insanı değilim ama ilgimin canlandığı da olur varoluşsal meselelere karşı. Belki bir gün bulur okurum.
Dilbilimi de uzaktan uzaktan keserim hep, ilgili bahis olduğunda ilgiyle dinler okurum, ama adam gibi girmedim içine hiç.
Şu sitede bir tek misyonerimiz eksikti, o da oldu sonunda. Adam yakında milleti pilavlı sohbete çağıracak diye korkuyorum.
16.01.2021
@ismail vilehand, 6 ayda bir böyle uzun uzun ve aşırı boş ve tek taraflı, okurken wtf’lara boğan yazarlarımız oluyor. Konseptler farklı ama tarzları hep aynı. Bunun tek çözümü mesajları görmemek, hiç yaşanmamış gibi hayatımıza devam etmek.
16.01.2021
@ismail vilehand, yokmuş gibi davranasım, ölü taklidi yapasım geliyor ama dayanamıyorum ben de. Allah iflas etsin
19.01.2021
@ismail vilehand, sanırım PA’da gördüğüm en ilginç şey: birisinin SODOM kritiğinin altına ciddi ciddi ayet, sure paylaşması oldu.
gerçekten çok ilginç.
The Satanic Temple tanrısal şeylere inanmamasına rağmen U.S. tarafından resmi olarak bir din diye tanındı. Umarım böyle nontheistic dinler artacaktır.
Biz insanlar 2500 yıldan fazladır tanrısal şeylere inanıyoruz. Doğamız buna çok yatkın ve bu binlerce yıldır çok kemikleşmiş bir şey. Ateistlerin sayısını artması dinlerin kısa zamanda çökeceğini göstermiyor. Örneğin ilk komünist filozoflar da dinlerin kısa zamanda yıkılacağını düşünüyorlardı ama Marx öleli kaç yıl oldu dinler hala ayakta.
Bizim gibi doğaüstüne inanmayanların sayısı arttıkça dinlerin yok olmasa da biçim değiştireceğini düşünüyorum. Üstte verdiğim örneğe benzer benim satanist inancım gibi tanrısal şey içermeyen tarzda.
Bu albüm kritiğinde yaptığım son yorumdur :)
16.01.2021
@In White, çok doğru. İlerde ‘butik’ dinler ortaya çıkacaktır. Bir ara gündüz vassaf’tı sanırım bunu çok güzel anlatıyordu. Semavi dinler işlerliğini yitirdikçe yerine başka şeyler gelecek.insanın kodundaki merak ve arayış geçmişte nasıl dinleri ortaya çıkardıysa ilerde de bambaşka düşünce şekillerini dinin yerine geçecek şekilde dizayn edebilir.
16.01.2021
@Dunedain, Alan Watts’ın The Future of Ecstasy diye bi yazısı vardı. Dediklerinize benzer kafalara giren bi gelecek kurgusu formunda. İçinde baya bi fantezi yapıyor adam. Lezzetli bişeydi.
İnternette bulunur mu bilmiyorum. Şu kitapta okumuştum.
https://www.goodreads.com/book/show/581525.Cloud_hidden_Whereabouts_Unknown
17.01.2021
@çaksu, çok teşekkür ederim bakacağım :)
@deadhouse, @All2, Sağolun arkadaşlar.
@Aykut Taştan, Sağolasın. Umarım şu an herşey iyidir sizin için.
<3
Şuraya bi el atın, 5 yorum daha yazalım da arka sayfaya geçelim.
19.01.2021
@ismail vilehand, Mezun olan, evlenen falan varsa tebrik için toplaşalım burada. Ben taziyeleri burada kabul ettim.
19.01.2021
@çaksu, İran halılarıma ev yapımı şarabımı püskürtüyordum az kalsın.
19.01.2021
@ismail vilehand, 5 yorum atıldı, hala arka sayfaya geçmedi.
Biraz alkol alalım gerekeni yaparız bro😈
19.01.2021
@P L A G U E, bugün hava soğuk diye erken başladım bro. Yazın da hava sıcak diye erken başlıyorum.
Serpme kahvaltı sonrası sikişşş
Kulaklık takılı, d-smart 14. kanal açık. Başrollerinde müslüm gürses ve serpil çakmaklının oynadığı “itirazım var” adlı film var. Serpil çakmaklı ablamızın denizden çıkıp yürüdüğü bir sahne var, biramı fondipledim. Filmimizde Müslüm gürses aynı zamanda başka sarışın bir ablaya çakıyor ama serpil ablanın hayalini kurup çakıyor, çünkü ona emanet edildi serpil. Yan gözle bakamam diyip diyip gidip sağdan soldan dikizliyor, taraktaki saçları kokluyor, sonra yine gidip diğer ablaya çakıyor. muazzam filmdeki olaylar. Diğer dinlediğim albüm hafif kaldı, hazır konusu açılmışken bu albüme geçtim. Güzel oldu, böyle hardcore filme böyle albüm…
Of of of, tam göndere basacaktım, yalçın gülhan abimiz geldi, serpile sarılıyor.bu arada kendisi hakkı yenen sikicilerdendir. Yalçın gülhan bence eski sodomcu…
Hasssiiiikkktiiirrrr, mutfaga giderken kulakligi cikardim, serpil müslüme ‘amca’ diyor. Filmdeki adı gülcanmış, şimdi gitti sikici yalçına şikayet etti, sikici yalçın dedi ki, “sana sahip çıkıcam gülcan”
Yarraa yedi ortalık
geçelim hocam arkaya
19.01.2021
@bardetto, tek başına değerlendirirsek bu çok sıkıntılı bir söylem.