# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
FATES WARNING – Long Day Good Night
| 14.11.2020

Uyku modu.

Oğuz Sel

Kabaca dört yıllık bir ayrılığın ardından Fates Warning’le yeniden birlikteyiz ve grubun kariyeri için ilginç sayılabilecek bir işle karşı karşıyayız. 2016 çıkışlı “Theories of Flight” albümüyle sıkı fanlarını memnun eden ve albümün içerdiği “Parallels” anlarıyla dinleyenleri yer yer kendinden geçiren -ki bu dinleyenler arasında ben de vardım- grup, kariyerinin on üçüncü albümünde sınırlarını pek zorlamadan, gayet rahat şarkılarla doldurup, hatta biraz fazla doldurup bizlere sunduğu “Long Day Good Night” ile bugünkü konuğumuz.

Müzik üretimi bakımından kendi içinde rahatlıkla periyotlara ayırabileceğiniz Fates Warning’in, 2010’lu yıllarda, John Arch’lı dönemlerden çok başka işler sunduğunu, Ray Alder’ın ilk katıldığı dönemlere kıyasla daha güvenli bölgede müzik ürettiğini söyleyebilirim. Fakat “Long Day Good Night” güvenli bölge kavramını fazla zorlayan grubun bu bölgeden ayrılıp progresif metalden biraz uzaklaşma pahasına da olsa rahatlığı tercih ettiği bir albüm olarak karşımıza çıkıyor. Tabii bu uzaklaşma progresiften topyekûn bir kopuş manasına gelmiyor, albümün bir kısmında progresif tatlara sahip eserler varken maalesef önemli bir bölümü, standart heavy metal gruplarının kıvırabilecekleri kalibrede parçalar barındırıyor. Bununla birlikte bazı şarkılarda dakikaları uzatma çabası olarak adlandırmak istemediğim bazı noktalar bulunuyor ki bu konuya biraz sonra değinirim olmazsa.

Albümü dinlemeye başladığım andan itibaren genel bir tutukluk ve soğukluk olduğunu hissettim ve bunda etkili olan yegâne şey, bir türlü başlayamayan ilk şarkıydı. Parçanın sekiz dakikayı aşan süresinin üç dakikayı geçen kısmı, dinleyiciyi şarkıya hazırlamakla geçiyor; geri kalan dakikalar ise şarkının asıl hâlini temsil ediyor. Uzun şarkılarla aram iyidir, hatta grubun “No Exit” albümünün 21 buçuk dakikalık şarkısı “The Ivory Gate of Dreams”i arka arkaya defalarca dinleyebilme gibi garip yeteneklerim var ama bu tür, çok da anlamlı olmayan girizgâhlara sahip şarkılarla aramın süper olduğunu söyleyemem. Neyse ki parçanın, bahsettiğim son beş dakikası, albümün geri kalanındaki progresifliğin de önemli bir kısmını sırtlayacak Bobby Jarzombek’in davul kullanımıyla keyifli geçiyor. Grubun herhangi bir şekilde gaza basmadan üretip icra edebileceği, bana göre sıradan ve rahat dinlenebilen “Shuttered World” albümün on beşinci dakikasına yaklaşırken bizleri, başlangıcından sonuna kadar kasvetini koruyan “Alone We Walk”un kollarına bırakıyor. İşte ipler de bu parçadan sonra kopmaya başlıyor.

Albüm dördüncü parçadan itibaren üç şarkı boyunca kendisini adeta uyku moduna alıyor ve acayip “light” eserlerle dinleyiciyi baş başa bırakıyor. Açıkçası Fates Warning’i çok sevdiğim ve birkaç yılıma vurduğu damga, ayrıca zihnime kazıdığı hatıralar nedeniyle gruba olumsuz bir şey söylemek istemem fakat adamların neden böylesi parçalar yaptığını ve bunları neden arka arkaya sıraladığını çok anlamıyorum. Ortada “A Pleasant Shade of Gray” gibi bir yapım olsa şarkıların yapısını da sıralamasını da sorgulamam ama bu konsept bir albüm değil. Jim Matheos’un prodüktörlüğünü üstlendiği albümde şüphesiz yine kendisi baskın bir rol oynuyor. Müzisyenin şarkı kurguları ve özellikle soloları genel hatlarıyla iyi ama gelgelelim şu durağanlıktan kendi kendini yiyip bitiren parçalara neden bu kadar daldı, bilmiyorum. “Scars” sonrasında yine bir yavaşlama sekansına giren albümün üstündeki ölü toprağını, yapımın en progresif şarkısı “The Longest Shadow of the Day” kaldırsa da dinleyiciye öldürücü vuruşu “The Last Song” yapıyor ve 72 dakikalık albüm sonlanıyor.

Yazdıklarımdan her an bir şikâyet hâlindeymişim gibi bir izlenim çıkarabilirsiniz; şüphesiz orta ve yavaş tempolu parçaların da kendilerine has güzel yanları var ama benim, 2016 çıkışlı albümleri sonrasında Fates Warning’den beklediğim albüm bu değildi. Eğer ortada “Mağğdem 13. stüdyo albümümüz, o hâlde 13 şarkı hazırlayıp Ş e q i L yapalım!” gibi bir düşünce yoksa -umarım yoktur- şarkı sayısının azaltılıp nispeten canlı eserlerin albüme yerleştirilmesi daha iyi olurdu. Ortada, geneli dinamik eserlerden oluşan ve 50 küsur dakika süren 2013 ve 2016 çıkışlı albümler varken bunu dillendirmem sanırım pek hatalı olmuyordur.

Bunların haricinde kısaca belirtip geçmek istediğim üç durum var:

Bunlardan ilki, “Begin Again”’in başlarını grubun “Inside Out” albümündeki “Monument” şarkısının son kısmına benzettim.

İkinci durum, Ray Alder’ın albümdeki performansını takdir etsem de bu defa özellikle yüksek notalara çıktığı anlarda müzisyenin sesi beni çok yordu. Yazılarımı iyi kötü okuyorsanız, genellikle eciş bücüş müzikler dinleyen biriyim ve vokal, iyi yapıldığı takdirde rahatsızlık duyacağım son şeydir ama bu defa Alder, sanki kendini biraz zorluyormuş gibi hissettim. Eh, karşımızda “Anarchy Divine”ı açarken “ENTEEEER YOUNG MAN!” diye çığlık çığlığa bağıran Alder yok, adam 60’ına merdiven dayadı.

Üçüncü durum, “Theories of Flight”, bu albümü hem teknik açıdan hem de müzikalite bakımından havada karada döver. Şu, önüne her gelen albüme 95-100 puan veren hergelelerin sözlerine hiç bakmayın. Bu herifler 95-100’lük albümlerini 1980-1990’larda verdiler ve o albümlerin üstüne çıkmaları, maalesef ve ne yazık ki mümkün değil. Dost acı söyler.

Gevezeliğimi sonlandırıp yazıyı son birkaç kelam ederek kapatayım. Fates Warning’in kendi kabuğuna çekilip müzik dünyasından kendini soyutlamayı tercih etmeyip öyle veya böyle yeni materyallerle dinleyiciyle buluşması çok güzel. Albümü, benden daha çok seven birileri elbet vardır ve olacaktır ama şahsen “Long Day Good Night”ta aradığımı bulamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Matheos en değerli riflerini, melodilerini, sololarını belli ki kadim dostu Arch ile yürüttüğü projeye saklamış, geriye kalanları da Fates Warning’e tahsis etmiş. Yine de gruba bu tatsız zamanlarda yeni bir albümle çıkageldikleri için içtenlikle teşekkür ederim. Şu saatten sonra çıkıp Celal Öz’ün “Sana Çok Bağlıyam” parçasını, bire bir koruyarak cover’layıp klibini çekseler bile, efsane statüleri değişmeyecek.

6,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.39/10, Toplam oy: 23)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Metal Blade Records
Kadro
Ray Alder: Vokal
Jim Matheos: Gitar
Joey Vera: Bas
Bobby Jarzombek: Davul

Konuk:
Michael Abdow: Lead gitar (2, 5, 12)
Gavin Harrison: Davul: (9)
Mika Posen: Keman (6)
Raphael Weinroth-Browne: Çello (6)
Şarkılar
1. The Destination Onward
2. Shuttered World
3. Alone We Walk
4. Now Comes the Rain
5. The Way Home
6. Under the Sun
7. Scars
8. Begin Again
9. When Snow Falls
10. Liar
11. Glass Houses
12. The Longest Shadow of the Day
13. The Last Song
  Yorum alanı

“FATES WARNING – Long Day Good Night” yazısına 2 yorum var

  1. Boba Fett says:

    Şenol Güneş ve Demir Demirkan ehehehehehe

    Klasik espirimizi yapalım.

    Ben bazı grupların sadece müzik yapmasını istiyorum, yani sadece üretsinler istiyorum çünkü belli bir kalite olacağını ve zamanla seveceğimi biliyorum, bu grupta o gruplardan, sadece yapsınlar. Parasızlığın gözü kör olsun, kader utansın ulan.

  2. OblomoV says:

    Kötü albüm değil kesinlikle, standart FW kalitesi mevcut haliyle. Fakat biraz daha canlılık biraz daha sertlik bekliyor insan.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.