Black metal dünyasında son 5 yılda adını en çok duyuran gruplardan biri şüphesiz ki UADA. Bazılarına göre MGŁA’ya, bazılarına göre DISSECTION’a benziyorlar, kimisine göreyse kendi sound’larını oluşturma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar. İlk iki albümleri “Devoid of Light” ve “Cult of a Dying Sun“da adı geçen iki grubun da çeşitli özelliklerini anımsatacak şeyler sunan UADA, benim nazarımda MGŁA’yı referans aldıracak bir müzik sunmuyor. Bunun sebebi MGŁA’nın sadece melodik yapısıyla değil, bu melodilerin karakterini oluşturan nihilist kimliğin tezahürünü de içinde barındırıyor oluşu ve UADA’nın bu suların uzağından dahi geçmemesiydi. Bu yüzden UADA benim için sadece melodik black metale gönül veren bir grup olarak kendine yer buldu.
Kısa süre önce çıkan yeni albümü “Djinn”e baktığımızda, UADA’nın ilk iki albümündeki black metal karakterini biraz daha az soğuk şekilde yansıttığını görüyoruz. Zaten başından beri gözü dönmüş cehennem zebanisi black metali yapmayan grup, “Djinn”le birlikte daha ılıman tonlar, daha sıcak melodilere, kötülükten neredeyse tamamen uzak müzikal fikirlere yelken açmış. Misal “The Great Mirage”ın girişinde DISSECTION ve türevlerini anımsatan bir doksanlar ortası havası alırken, albüme adını veren açılış şarkısıysa neredeyse bir QUEENS OF THE STONE AGE veya KYUSS şarkısı gibi başlıyor. UADA’nın zaten başından beri amaçlamadığı “dinleyiciye zehir zerk etme” çabası, bu albümde tamamen ortadan kalkıyor ve UADA’yı gayet kolay dinlenir, şiddetten tamamen uzak black metal yapan bir gruba dönüştürüyor.
“Djinn”in esas olayı bence bu. UADA bu albümde açık açık black metalden fazlasını yapabileceğini ya da en azından müzik yoluyla her şeyi yok edecek bir yıkım ekibine dönüşmek gibi bir dertleri olmadığını kabak gibi hissettiriyor. Albüme adını veren açılış şarkısının 4.39’da başlayan kısmı buna gayet iyi bir örnek. Grup neredeyse çakmak yaktırıp tavuk gibi sağa sola sallatacak düzeyde pamuk şeker kıvamlı melodiler, tatlış rifler kullanmakta en ufak bir sakınca görmüyor ve belli ki albümün masalsı, mistik havasını; belki de bu “cin” konseptinin alt metinlerini bu şekilde vurguluyor.
Bu ılıman havanın yaratılmasında yararlanılan diğer bir unsur da “Djinn”in içine sinmiş doksanlar nostaljisi. Albümün %20’si karanlık ise, geri kalan %80’i gizemli, mistik, pastoral, masalsı, anlatıcı karakterli bir ruh hâli barındırıyor. Bu, doksanlarda İslandinavya’dan çıkan sayısız grup ve albümde gördüğümüz bir durum ve elli bin türde işlenebilen black metalin sık sık karşımıza çıkan örneklerinden biri. Bu noktadan bakınca karşımızda çok net, kılçıksız, katıksız bir melodik black metal var. Melodi karakteri baktığımızda DISSECTION’ın habis olmayan melodilerini andıran şeyler de görüyoruz, ROTTING CHRIST’ı anımsatan şeyler de duyuyoruz, hatta ve hatta iyicene pamuklaşan kısımlarda akıllara GHOST’un melodik sololarını dahi getiren fikirlere rastlıyoruz.
Albümle ilgili sıkıntım olan taraflara geldiğimde; UADA’nın özellikle uzun şarkılarda, ki uzundan kastım da 14 dakika gibi ciddi uzunluklar, melodiyi tamamen baş role koymasını ve “bulduğumuz bu güzel melodiyi dinlemek ister misiniz?” gibisinden bir dolduruşçuluğa büründüğünü görüyorum. Melodi black metalin önemli unsurlarından biri, ancak bana kalırsa albümde tam olarak verimli olarak kullanılmadığı yerler varmış gibi geliyor. Melodinin üstüne gelecek bir vokalle yükselmesi, farklı bir his yaratmak adına şekil değiştirmesi gibi dinamiklere pek başvurulmuyor ve biz de huşu içinde bir melodi dinlemenin ötesine geçemiyoruz. Benim “Djinn”le ilgili olumsuz eleştirilerimin kaynağında bu yatıyor. Albüm melodi olayına genel olarak çok literal yaklaşıyor, melodik black metalin ansiklopedik karşılığını hiçbir fikir katma niyeti olmadan dümdüz icra ediyor.
Sonuçta bu öznel bir yorum. Grubun yazdığı melodiler içerisinde göğe yükselen, hayal âlemlerine sürüklenen birileri varsa ne mutlu onlara. Zaten UADA’nın bu albümde amaçladığı şey de büyük ölçüde bu. Yazıda vurguladığım eleştirel noktalara takılmıyorsanız, “Djinn” kendi içinde gayet zevkle dinlenebilecek bir albüm. Melodik death metal seviyor ve black metali illa ateşlerde yanan bir anlayışla dinleme gereği duymuyorsanız, hemen şu an albümü açabilirsiniz. Grup bir sonraki albümünde “Djinn 2” türü bir şey yaparsa o zaman biraz daha acımasız yaklaşabilirim, ama bundan daha da ılıman, rahat dinlenen karakterli bir yöne kayarlarsa da açıkçası pek şaşırmam.
İlk iki albüme tapan biri olarak büyük hayal kırıklığına uğradım. Djinn tekli olarak çıktığında aaa ne güzel şarkı demiştim de öyle güzel olarak kaldı sadece. Uzun ömürlü bir çalışma değil maalesef.
Ayrıca geçen ay tam Jake Superchi’nin eski grubu Ceremonial Castings ile kafayı bozmuşken hop Spotify’dan kaldırıldı ne hikmetse… Acaip deli grup. Castlevania ruhu ile metal yapmak gibi bir şey resmen.
Bence bu albüm ilk iki albümden bağımsız değerlendirilmeli bu şekilde biraz haksızlık yaptığımızı düşünüyorum. Ben şahsen beğendim özellikle giriş parçası çok hoş 8/10 işler benden.
Bir grubun potansiyelini nasıl heba edebileceğine tipik bir örnek olmuş bu albüm. İnsanın ürettiği şeye nesnel gözle bakmayı başarabilmesi önemli bir meziyet. Yazdığın melodilere aşık olursan işin suyunu çıkarıp milleti böyle bayman şaşırtıcı olmaz. Albümü hiç değilse dört tur döndüreyim dedim, her seferinde son şarkıda afakanlar bastı.
İlk iki albüme tapan biri olarak büyük hayal kırıklığına uğradım. Djinn tekli olarak çıktığında aaa ne güzel şarkı demiştim de öyle güzel olarak kaldı sadece. Uzun ömürlü bir çalışma değil maalesef.
Ayrıca geçen ay tam Jake Superchi’nin eski grubu Ceremonial Castings ile kafayı bozmuşken hop Spotify’dan kaldırıldı ne hikmetse… Acaip deli grup. Castlevania ruhu ile metal yapmak gibi bir şey resmen.
26.06.2021
@Alondate, Bugun bir kez daha dinledim ama sonuc yine ayni. İlk iki albume tapmaya devam
ilk iki albümü sevenler için, berbat bir albüm. amerikalı gruplara zaten hiç güvenmiyorum.
Bence bu albüm ilk iki albümden bağımsız değerlendirilmeli bu şekilde biraz haksızlık yaptığımızı düşünüyorum. Ben şahsen beğendim özellikle giriş parçası çok hoş 8/10 işler benden.
Bir grubun potansiyelini nasıl heba edebileceğine tipik bir örnek olmuş bu albüm. İnsanın ürettiği şeye nesnel gözle bakmayı başarabilmesi önemli bir meziyet. Yazdığın melodilere aşık olursan işin suyunu çıkarıp milleti böyle bayman şaşırtıcı olmaz. Albümü hiç değilse dört tur döndüreyim dedim, her seferinde son şarkıda afakanlar bastı.
Albüme ismini vermiş olan parçadaki sinerjiyi bütün albüme yayamamışlar.
Unutulmaya mahkum sıradan bir albüm olmuş.
Bu albüm benim için yılın en büyük hayal kırıklığı oldu. Beklentimi maalesef karşılayamadı.