Black metalin özellikle son 20 yıldaki yükselişinin ve üretkenliğinin altında yatan sebeplerden biri de türün prodüksiyon açısından belli bir seviyeyi yeterli görmesi ve dünyanın en pahalı ekipmanları kullanılmadan yapılan kayıtları dahi kaldırabilmesi. Çıkan grup sayısı, albüm sayısı bana bunu gösteriyor, zira gerçekten de baş edilemeyecek miktarda yeni black metal albümü çıkıyor. Eskiden bu durum canımı sıkardı; her türden ne kadar fazla albümü dinleyemediğimi düşünür üzülürdüm. Ama sonra ipin ucu kaçtı, herkes gibi ben de saldım. Bugün artık karşımda duran 100 yeni albümü dinleyip dinlememe kararımı YouTube’daki az sürede çok dinlenme sayısına, grubun ülkesine ve albüm kapağına göre veriyorum. Bu kadar çok yeni şey olunca, böyle anlamsız filtrelemeler de zaruri oluyor ne yazık ki.

Bugünkü konuğumuz türe Lviv, Ukrayna’dan gönül veren MØRKT TRE. Norveççe “Karanlık Ağaçlar” gibi bir anlamı olan MØRKT TRE, 2010 yılında kurulmuş ve “Hem tanrı hem de insanlar dünyayı unuttu” anlamına gelen ikinci albümü “Земля Забута Богом І Людьми”yi Eylül ayında ortamlara saldı. Albüm kapağını ilk gördüğümde gözüme çarpan üç şey oldu. Ortadaki görseli çerçeveleyen halı desenleri ve beraberinde getirdiği yerel motif düşüncesi; görseldeki kırmızı kullanımının uyandırdığı masalsı atmosfer ve grup logosunun kalp şekli olmaya çok yaklaşıp yandan sıyrılması.

Bu halı desenleri sebebiyle yerel motiflerle süslü gibi gözüken ancak o kadar da yerel motiflerle süslü olmayan bir black metal icra eden MØRKT TRE, Norveç taraflarına yakın duran ancak bir yandan da Doğu Avrupa’nın kendine özgü gizemli karanlığını içinde barındıran bir müzik yapıyor. Şarkılara baktığımızda unutulmuş atalardan, kadim dağlardan, Doğu Avrupa’nın eski inanışlarından bahseden grup, bunu tamamen karakteristik olmasa da karakteristik olmanın yolunu yapmaya çalışan bir müzikle yapıyor. Şarkılarda kullandıkları bazı fikirler iyi yapılmadığı takdirde cidden sikko noktalara gidebilecekken, adamlar bunları bir şekilde kotarmayı ve şarkıyı heba etmemeyi başarıyorlar.

“Папороті Цвіт” gibi şarkılardan görüldüğü türde farklı ambiyanslar yaratan enteresan fikirler, ekolu vokalin arkasında her az buzulluk veya kötülük kasmayan melodiler, dokunuşlar albümün bir şekilde standart black metalden az da olsa uzaklaşmasına ve kimlik bulmasına vesile oluyor. MØRKT TRE’deki elemanların çok black metal olalım diye bir dertlerinin olmadığı ancak buna rağmen her açıdan black metal yapmaları iyi bir şey. Bu sayede müzik yeni fikirler entegre etmeye açık hâle geliyor ve öyle atla deve olmasa da yeterli oksijeni, Karpat havasını içine çekebiliyor.

Grup yaratmayı amaçladığı atmosfere ulaşmak için clean gitarı ve yer yer minik üflemelileri de kullanıyor. Yerel enstrüman kullanımı albümdeki müziğin folk/black olduğunu düşündürtmesin. MØRKT TRE’nin öyle vıcık vıcık melodilerle, köyünün çayırıyla çimeniyle pek işi yok. Onların işi ormandaki karanlıkla, muhtemelen halk masallarının korkutucu taraflarıyla ve yüzlerce yıl önce dağın tepesine çıkıp borazan öttüren pagan amcanın aklında geçen şeylerin yıllar sonra oluşan çekiciliğiyle.

Ukraynalı gruplara özel ilgisi olan dinleyiciler olduğunu biliyorum. Balkanların üretim konusundaki sınırlılığı düşünüldüğünde, Ukrayna ve elbette ki Yunanistan bize en yakın önemli black metal ülkeleri. MØRKT TRE dehşet bir grup, “Земля Забута Богом І Людьми” da bir başyapıt olmayabilir ancak ortaya çıkan şeyin içten olduğunu ve yeterince yaratıcılık barındırdığını düşünüyorum. Özellikle Ukrayna black metaline yakınlık duyanlar bakmadan geçmesinler.