Bir Hollandalı, bir Fransız, bir Rus, bir Macar ve bir Sırp bir gün bir araya gelmiş ve bir grup kurmuşlar, adında komite demişler. THE COMMITTEE 2007’de kurulan ve şimdiye dek 3 albüm yayınlayan bir black metal grubu. Grubu ilginç kılan olayların başında, THE COMMITTEE’yi oluşturan müzisyenlerin görünürde sadece THE COMMITTEE’de çalıyor olmaları geliyor. Sadece Sırp klavyeci Urok’un beri yandan MAY RESULT adlı black metal grubunda çaldığı tahmin ediliyor ancak o grubun da akıbeti muallak.
“Utopian Deception”da THE COMMITTEE’nin acele etmeyen, görkemli bir black metal yaptığına tanık oluyoruz. Albümü dinlediğinizde aklınıza gelebilecek referanslar büyük ölçüde MGŁA, DISSECTION, 1914 ve kilise muhabbetleri çıkarılmış “Litourgiya” dönemi BATUSHKA ekseninde karşımıza çıkıyor. Grup black metalin vahşet, kan, yıkım tarafından ziyade kederli bir bilgelik sunan epik tarafına eğiliyor. Bu epik karakter yer yer akıllara doksanların ikinci yarısındaki kuzeyli grupları getirse de THE COMMITTEE’nin öyle doğayla, çayır çimenle pek bir işi yok.
Grup üyelerinin kimlikleri belli olmasa da “Awakening – Unimaginable” ve “Ossification – Law” sonundaki Rusça sözlerden ve adının Igor olmasından, Igor Mortis – The Conspirator takma adlı vokalistin Rus olan eleman olduğunu tahmin ettim, ki gerçekten de öyleymiş. Şarkı sözlerine baktığımda derin konulara ilişkin ortalamanın biraz üstü sözler yazdıklarını görüyorum. Açıkçası tüm sözleri baştan sona okumadım ama duyduklarım ve şöyle bir göz attıklarımdan, THE COMMITTEE’nin albümde belirli bir konsepte yönelik sözler kullandığı rahatça görülebiliyor. Tüm şarkı isimleri, aralarında tire bulunan iki kelimeden oluşuyor ve grubun anlatmak istediği veya savunduğu şeyleri belli temalar üzerinden metaforlarla anlattığı anlaşılabiliyor.
Daha derinine girdiğimizde, iki paragraf önce bahsettiğim acele etmeme olayına geliyoruz. Bu demek değil ki grup atmosfer kasacağım diye veriyor ambiyansı, veriyor boşu. Bilakis grup şarkıları sağlam temeller üzerine oturtma konusuna epey kafa yormuş. Bu acele etmeme durumu da burada ortaya çıkıyor. “Utopian Deception”da THE COMMITTEE’nin yeri gelince bir rifi ufak modifikasyonlarla tekrar tekrar çalarak devam ettirdiğini ve ufak eklentilerle büyüttüğünü görebiliyoruz. Yeri geliyor isyan bayrağını çekip saldırgan yüzlerini gösteriyorlar, yeri geliyor kanasın yaram kanasın modunda takılıyorlar.
Burada esas önemli konu, elbette ki üçüncü albümleri olmasının yarattığı bir deneyim ve kimya olsa da tamamen farklı ülke ve milletlerden müzisyenler tarafından kurulmuş olan THE COMMITTEE’nin son derece akıcı ve birlikte hareket eden bir takım gibi gözükmesi. Normal şartlarda, bilmeyen bir insanın bu grubun aynı prova stüdyosunda, hep birlikte müzik yazmadığını tahmin etmesinin imkânı yok. Albüm her açıdan bütünlüklü, yoğun karakterli ve her şarkıda başka bir kafadan bir ses çıkması gibi bir duruma da mahal vermiyor. İlk şarkının girişinden son şarkının son notasına dek çağlıyor, gürlüyor, kükrüyor. Bu sayede de elimize gayet sağlam, dinlemesi zevkli ve pek çok kişinin gayet derin ve işe işleyen kimlikte bulabileceği bir albüm çıkıyor.
Kimlikleri belirsiz grupların yaptığı albümlerin albenisi henüz sönmedi ve THE COMMITTEE de bu bağlamda bir ilgi uyandırıyor. Diğer yandan bu durum farklı bir beklentiyi de beraberinde getiriyor. Ben “Utopian Deception”ın iyi bir albüm olduğunu düşünüyorum ve albümü çok sevecek pek çok kişi olacağından da eminim. Yazıda adını andığım gruplarla aranız iyiyse, bahsettiklerim size çekici geldiyse, ayıracağınız 45 dakikaya her türlü değeceğini düşünüyorum.
Kadro Igor Mortis - The Conspirator: Vokal, gitar
Aristo Crassade - The Trigger: Gitar, geri vokal
Marc Abre - The Mediator: Bas, geri vokal
William Auruman - The Charter: Davul, perküsyon
Urok - The Inquisitor: Klavye
Şarkılar 1. Awakening - Unimaginable
2. Lexi-Con - Radical
3. Infection - Sensible
4. Harrowing the Sane - Popularization...
5. Ossification - Law
6. Ashes - Norm
Harika albüm, harika grup, harika kritik. 9/10.
Mgla, 1914, Primordial, Dissection gibi isimleri gördüğüm an dalmıştım albüme ve iyi ki keşfetmişim, dinledikçe dinletti kendini.
Awakening ve Ossification diğer parçaların bir tık üstünde benim açımdan. Zaten daha önce de bahsetmiştim, Awakening’in 04:40′ta başlayan bölümü albümün en orgazmik anlarından biri. “I’ll flood the minds of masses with new beliefs” diye bağırıyorum evin içinde.
Kimliksiz, anonim gruplar nedenini bilmediğim bir şekilde itici, kasıntı geliyordu bana fakat bu tarz son dönem grupları müzik zevkimi öyle domine ediyorlar ki imajları tamamen göz ardı ediyorum artık.
Bu albümün bu denli sığ ve çerezlik yazılmış olması açıkçası beni üzdü ki kritik listesi açıklandığı günden beri heyecanla beklemis olduğum albüm olması da cabası.Ahmet abinin kritiklerini fazlasıyla beğenen biri olarak bu kritigin yazilmadan önce kafamdaki derinlemesine incelenecegi yönündeki ön fikir büyük bir hayal kırıklığına uğramış oldu resmen.Grubun kimlikleri olsun kurulduğundan beri benimsediği felsefe ve bu albümle birlikte gösterdikleri olgunluk türü bu denli takdire şayanken bu kadar yüzeysel ele alınmasını görmek şaşırttı açıkçası.Biraz subjektif görebilirsiniz ki görün ama kesinlikle yılın en iyi işlerinden biri olduğu şüphesiz.Geaera olsun odraza olsun bu denli yüksek puanlar almışken- ki kesinlikle o puanları kanımca hakettiklerini düşünmüyorum- bu albümün göz ardı edilmesini geçtim normal sıradan bir black metal albumu gibi ele alınması- bu sene açısından tabii ki- üzdü baya.En azından normal dahi görülse üzerinde biraz irdelenmesini her kritik gibi üzerine düşülmesini beklerdim.Kritik yoğunluğundan mi Ahmet abinin yoğunluğundan mi arada kaynadı bilmiyorum ama kesinlikle ortada hem puansal hem de kritikleme bazında bir haksızlık olduğu görüşündeyim. Biraz fanboy tarzı bir yorum varsayilabilir ama katiyen amacım ve görüşüm bu yöne çekilsin istemem.Sadece diğer 8.5 üstü albümler gibi bu albümünden yeterince iyi gözlemlenmesini ve hakkının verilmesini isterdim.S aygilar.Puanim 9/10
Tıpkı örnek verildiği ittifak gibi, çok iyi elementleri komponentleri olan ama zirveye oynamak (-öhhööö öhhööö öhhööö-) için şimdilik yeterli olmayan bir oluşum gibi geldi.
Var olan ve dinleyebildiğim tüm içeriği gerçekten de üst düzey ve tam damak zevkime göre gerçi ama bir çeşit “sipariş” durumu var albümde. Mgla etkisi bariz evet. Belki bir parça da Watain. Bir sonraki albüm çabuk gelirse daha kalıcı bir etki yapabilirler.
vahşet, dehşet içermeyen, bi nebze daha entel black metal bana daha yakın geliyor. grubun da içeriği tam da kritikte bahsedildiği gibi bence.
imajsız olmaları, şarkı isimleri gibi detaylar da bu noktaları tamamlıyor.
ayrıca hep kritik ya da okur notlarına takılanlar oluyor. ben bir albümü seviyorsam, notu 3 olsa ne olur, eksi 89 olsa ne olur ki? ya isterse 10 üzerinden 100 alsın, beğenmediysem yapacak hiç bişey yok.
Loading ...
elit black metal.
Harika albüm, harika grup, harika kritik. 9/10.
Mgla, 1914, Primordial, Dissection gibi isimleri gördüğüm an dalmıştım albüme ve iyi ki keşfetmişim, dinledikçe dinletti kendini.
Awakening ve Ossification diğer parçaların bir tık üstünde benim açımdan. Zaten daha önce de bahsetmiştim, Awakening’in 04:40′ta başlayan bölümü albümün en orgazmik anlarından biri. “I’ll flood the minds of masses with new beliefs” diye bağırıyorum evin içinde.
Kimliksiz, anonim gruplar nedenini bilmediğim bir şekilde itici, kasıntı geliyordu bana fakat bu tarz son dönem grupları müzik zevkimi öyle domine ediyorlar ki imajları tamamen göz ardı ediyorum artık.
Bu albümün bu denli sığ ve çerezlik yazılmış olması açıkçası beni üzdü ki kritik listesi açıklandığı günden beri heyecanla beklemis olduğum albüm olması da cabası.Ahmet abinin kritiklerini fazlasıyla beğenen biri olarak bu kritigin yazilmadan önce kafamdaki derinlemesine incelenecegi yönündeki ön fikir büyük bir hayal kırıklığına uğramış oldu resmen.Grubun kimlikleri olsun kurulduğundan beri benimsediği felsefe ve bu albümle birlikte gösterdikleri olgunluk türü bu denli takdire şayanken bu kadar yüzeysel ele alınmasını görmek şaşırttı açıkçası.Biraz subjektif görebilirsiniz ki görün ama kesinlikle yılın en iyi işlerinden biri olduğu şüphesiz.Geaera olsun odraza olsun bu denli yüksek puanlar almışken- ki kesinlikle o puanları kanımca hakettiklerini düşünmüyorum- bu albümün göz ardı edilmesini geçtim normal sıradan bir black metal albumu gibi ele alınması- bu sene açısından tabii ki- üzdü baya.En azından normal dahi görülse üzerinde biraz irdelenmesini her kritik gibi üzerine düşülmesini beklerdim.Kritik yoğunluğundan mi Ahmet abinin yoğunluğundan mi arada kaynadı bilmiyorum ama kesinlikle ortada hem puansal hem de kritikleme bazında bir haksızlık olduğu görüşündeyim. Biraz fanboy tarzı bir yorum varsayilabilir ama katiyen amacım ve görüşüm bu yöne çekilsin istemem.Sadece diğer 8.5 üstü albümler gibi bu albümünden yeterince iyi gözlemlenmesini ve hakkının verilmesini isterdim.S aygilar.Puanim 9/10
21.09.2020
@Agrypnie, özür mü dileyeyim bilemedim ama yazıyı beğenen de olmuş. Her zaman herkesi memnun etmek zor. :)
Tıpkı örnek verildiği ittifak gibi, çok iyi elementleri komponentleri olan ama zirveye oynamak (-öhhööö öhhööö öhhööö-) için şimdilik yeterli olmayan bir oluşum gibi geldi.
Var olan ve dinleyebildiğim tüm içeriği gerçekten de üst düzey ve tam damak zevkime göre gerçi ama bir çeşit “sipariş” durumu var albümde. Mgla etkisi bariz evet. Belki bir parça da Watain. Bir sonraki albüm çabuk gelirse daha kalıcı bir etki yapabilirler.
DevLetin başına DevLet gelecek.
sunken – livslede kritiği gelmeli.
vahşet, dehşet içermeyen, bi nebze daha entel black metal bana daha yakın geliyor. grubun da içeriği tam da kritikte bahsedildiği gibi bence.
imajsız olmaları, şarkı isimleri gibi detaylar da bu noktaları tamamlıyor.
ayrıca hep kritik ya da okur notlarına takılanlar oluyor. ben bir albümü seviyorsam, notu 3 olsa ne olur, eksi 89 olsa ne olur ki? ya isterse 10 üzerinden 100 alsın, beğenmediysem yapacak hiç bişey yok.
Gayet güzel albüm, ama bir Panzerfaust – “The Suns Of Perdition – Chapter II” değil tabii!
8/10
‘Ekstrem metal’den arta kalan zamanda, vitrinlerin önünde durup mannequin prank yaparak dehşet saçıyoruz’ imajı.
Git gide devleşiyor…olacak iş değil, muhteşem detaylar var…
18.10.2020
@P L A G U E, Hak ettiği ilgiyi göremediğini düşünüyorum bu yıl çıkan albümlerle kıyasladığımda :/
20.10.2020
@agrypnie, Benim yıl sonu listeme girecek nadir bm albümlerinden olacak açıkçası.
19.10.2020
@P L A G U E, Immortal-vari hareketler çok var albümde, ben orasını seviyorum özellikle.
24.10.2020
@şeyh hulud, gun icinde dinlerken yazacaktim unuttum, ozellikle 5. parçada yaptığın tespit zirveye çıkıyor.
Sağlam albümdü bu, unutmayalım.
Müthiş albüm bu, yine aklıma düştü.