Folk metalin hoppidi hoppidi tarafının zaman içerisinde aynılaşması ve pek çok grubun sadece turneye çıkabilmek için yeni albüm yazdığını hissettiren aşırı üretkenliği nedeniyle folk metal bir dönem yaşadığı ivmeyi zaman içerisinde kaybetti. Benzer melodilere, benzer şarkılara ve benzer albümlere doyamayan pek çok grup belli bir kitle oluşturmayı başarsalar da olayın heyecan kısmının giderek ortadan kalktığı da aşikârdı.
FINNTROLL folk metalle iştigal eden gruplar arasında hem izole durmamayı başaran hem de belli kökleri hiçbir zaman kaybetmeyen bir grup olarak kendine bir yer buldu. Akordeon tınılı folk unsurlarını kuzeyin, Fin diyarlarının gizemli karanlıklarıyla besleyerek farklı bir sound oluşturmayı başardılar. Folk metalin coştuğu ve gerçek bir ekmek kapısına dönüştüğü zamanlarda bile bu rüzgârı arkalarına tat kaçıracak şekilde alma gayreti göstermediler. Hit şarkılar yapmayı başardılar, ancak bunları sündürüp bezdirme yoluna gitmediler.
Kariyerlerinin başından bu yana 3 yılda bir albüm çıkardıkları bir düzen benimseyen FINNTROLL, ilk kez 2013’teki “Blodsvept”in ardından 7 yıllık bir ara verdi ve bu arayı da 1 hafta önce çıkan “Vredesvävd” ile sonlandırdı. “Öfkeyle örülmüş” anlamına gelen “Vredesvävd”e dinler dinlemez grubun verdiği bu aranın FINNTROLL’e çok iyi geldiğini görebiliyoruz. FINNTROLL gerçekten de yenilenmiş, tazelenmiş, güçlenmiş ve kurulmalarının 23 yıl sonrasında gerçekten sağlam bir albümle geri dönmüş.
Öncelikle “Vredesvävd” sözlük anlamında, “laylalalay”larla, bira kupalarıyla dolu bir folk metal albümü değil. FINNTROLL zaten başından beri olayı folk ile black metalin esrarengiz birlikteliği şeklinde yorumlasa da bu albümde görülen şey, FINNTROLL’ün ilk 3 albümünde daha baskın şekilde gördüğümüz türde bir folk/black bileşimi sunmak.
Buradaki black metal elbette ki cehennem ateşleriyle dolu veya mizantropiden çatlayan bir black metal kaosu değil. Grup black metalin belirli unsurlarını eğip bükerek, özünden fışkıran folk metal yerelliğine ve melodikliğine şekil verme yoluna gidiyor. Sonuçta ortaya kötücül, habis bir şey çıkmıyor ama grup azıcık eğip bükse en azından bir TAAKE’ye yaklaşabilecek şeyler sunabileceğini de hissettiriyor.
Bahsettiğim bu durumun en büyük artısı, şarkıların güzel bir melodi üzerine kurulu olmaktan daha fazlasını yapabilmesi ve bu sayede büyümesi. “Vredesvävd”i hiç yoksa bir 20 kez dinlemişimdir ve 20. dinleyişte bile beni 15-20 yıl önce etkileyen “Midnattens widunder”, “Jaktens tid”, “Nattfödd” zamanlarına götürmeyi başaran şarkılarla karşılaşıyorum. Bu açından “Vredesvävd” gerçekten de güçlü bir albüm. Klavye ve yer yer coşan, neredeyse senfoniğe yaklaşan anlarda FINNTROLL’ün bir an için FLESHGOD APOCALYPSE ihtişamına yaklaştığını dahi görüyoruz. “Att döda med en sten”in 10. saniyesinde giren bölüm bunun için iyi bir örnek.
Son olarak FINNTROLL’ün diğer pek çok folk ile ilişkili gruptan farklı olmasını sağlayan bir şeyden bahsedeceğim, o da grubun ortamlara açılan pek çok kuzeyli grubun aksine İsveççe sözler kullanması. Finlandiya’nın iki resmî dilinden biri olan İsveççe şarkı sözleri sayesinde FINNTROLL şarkıları daha bir yerel, daha bir mistik, daha sert, daha özgün ve otantik hâle geliyor. İçinde black metal oldu mu İsveççe, Norveççe, Fince, İzlandaca her türlü çok yakışıyor aga. FINNTROLL de bu silahını gayet iyi kullanıyor.
“Vredesvävd” tüm bu artılarından dolayı son derece iyi bir albüm. Bence FINNTROLL’ün 2004’ten bu yana yaptığı en iyi iş ve 2020’nin folkla ilintili albümleri arasında da en iyilerden biri. Folk metal kavramı sizi itiyorsa yahut eskiden sevdiğiniz bir türken artık yakınlık kuramıyorsanız, FINNTROLL bu kavramdan olabilecek en iyi şekilde faydalanıp gayet güçlü, dinlemesi zevkli, sert yüzü çok daha önde bir albümle fikrinizi değiştirmeye geliyor.
Kadro Vreth: Vokal
Trollhorn: Klavye, orkestrasyon, gitar, banjo, ağız arpı, geri vokal
Skrymer: Ritim gitar, geri vokal
Routa: Gitar, geri vokal
Tundra: Bas, geri vokal
Virta: Klavye
MörkÖ: Davul
Şarkılar 01. Väktaren
02. Att Döda Med En Sten
03. Ormfolk
04. Grenars Väg
05. Forsen
06. Vid Häxans Härd
07. Myren
08. Stjärnors Mjöd
09. Mask
10. Ylaren
11. Outro
Grubun orijinalliğini ve baymamasını gayet iyi özetleyen ilk iki paragrafın nedeni kanımca büyük oranda Henri Sorvali. Bu BM sevdalısı vizyoner tombiş ağabeyimiz sayesinde Moonsorrow da Finntroll de piyasadaki diğer türdeşlerinden hemen ayrılıyor. Adam hem katmanlı hem akılda kalıcı müzik yazıyor. Sorvali BM ve genel olarak karanlık folk metal alanında bence muazzam zevk sahibi ve işini bilen biri. Multi enstrümantalist ve prodüksiyon/kayıt işlerinde de usta olması cabası.
Albüm tam da dendiği gibi folk metalden bayan ya da ilgi duymayan bünyelere bile kendini dinletebilir potansiyelde. O fin köy düğünü havaları yok. Karelya ormanlarının göle ulaştığı yerde attan inip kayıkla karşı kıyıya vahşice kürek çekme havası var. Böyle de zorlama benzetmeler yaparım heheh.
Black metal’in folk’u başka bir seviyeye taşıdığını düşünüyorum. Folk yapılacaksa içerisine black sosu katılmalı bence. Blackened folk > diğer folklar.
Black metal folk müziği başka bir seviyeye taşıyor. Ama nedense bu yolda giden grup sayısı baya az. Hani say desen black/folk yapan en fazla bir kaç grup ismi gelir aklıma.
Albüme gelirsek Finntroll’un diskografisine pek hakim değilim ama gayet leziz, tam da grubun türüne yakışır bir albüm olmuş. Black metal riffleri üzerine akordiyon ezgileri baya iyi gidiyor :D
@Rashid, aslında folk metali black metal ile harmanlayan grup sayısı aşırı derecede fazla. yalnızca birbirlerine çok fazla benzedikleri ve öne çıkamadıkları için aradan sivrilen iki üç grup akla geliyor bu yüzden.
bi de kritikte bahsedildiği gibi finntroll vb. gruplar folk metali black metal ile birleştirmekten ziyade black metalin kendisine folk ögeler kattığı için daha karakteristik bir ürün ortaya çıkıyor. aynısını agalloch için de söyleyebiliriz. black/folk ama black çok daha ön planda.
Baya güzel albüm olmuş. Kritiği görür görmez Black Metal etkisi yazmaya geldim ancak kritikte baya yazılabilecek her şey yazılmış albüme dair.
Artarda muhteşem şeyler çıkmazsa yılsonu listeme ilk 10′dan girecek bir albüm.
Black metal hissiyatını o kadar güzel yedirmişler ki…
Grubun orijinalliğini ve baymamasını gayet iyi özetleyen ilk iki paragrafın nedeni kanımca büyük oranda Henri Sorvali. Bu BM sevdalısı vizyoner tombiş ağabeyimiz sayesinde Moonsorrow da Finntroll de piyasadaki diğer türdeşlerinden hemen ayrılıyor. Adam hem katmanlı hem akılda kalıcı müzik yazıyor. Sorvali BM ve genel olarak karanlık folk metal alanında bence muazzam zevk sahibi ve işini bilen biri. Multi enstrümantalist ve prodüksiyon/kayıt işlerinde de usta olması cabası.
Albüm tam da dendiği gibi folk metalden bayan ya da ilgi duymayan bünyelere bile kendini dinletebilir potansiyelde. O fin köy düğünü havaları yok. Karelya ormanlarının göle ulaştığı yerde attan inip kayıkla karşı kıyıya vahşice kürek çekme havası var. Böyle de zorlama benzetmeler yaparım heheh.
24.09.2020
@Twat, “Karelya ormanlarının göle ulaştığı yerde attan inip kayıkla karşı kıyıya vahşice kürek çekme havası var.”
oha
24.09.2020
@Twat, Moonsorrow blackened folk şaheseri. V: Havitetty, Verisaaket, Jumalten Aika… Çok güzel albümler hepsi.
Black metal’in folk’u başka bir seviyeye taşıdığını düşünüyorum. Folk yapılacaksa içerisine black sosu katılmalı bence. Blackened folk > diğer folklar.
25.09.2020
@Pontus Euxinus, Black metalin seviyesini yükseltmediği müzik türü yok ki bence. neye biraz katarsan kat yükselişe geçiyor.
grubu ilk defa duydum ve yalnızca forsen’i dinledim. duyduğum şey hoşuma gitti gerçekten.
25.09.2020
@chuck, Ben de forsen ile tanıdım grubu şu an Midnattens widunder albümünün hastasıyım. Forsen da tam o ayarlarda bir şarkı olmuş zaten.
Black metal folk müziği başka bir seviyeye taşıyor. Ama nedense bu yolda giden grup sayısı baya az. Hani say desen black/folk yapan en fazla bir kaç grup ismi gelir aklıma.
Albüme gelirsek Finntroll’un diskografisine pek hakim değilim ama gayet leziz, tam da grubun türüne yakışır bir albüm olmuş. Black metal riffleri üzerine akordiyon ezgileri baya iyi gidiyor :D
01.10.2020
@Rashid, aslında folk metali black metal ile harmanlayan grup sayısı aşırı derecede fazla. yalnızca birbirlerine çok fazla benzedikleri ve öne çıkamadıkları için aradan sivrilen iki üç grup akla geliyor bu yüzden.
bi de kritikte bahsedildiği gibi finntroll vb. gruplar folk metali black metal ile birleştirmekten ziyade black metalin kendisine folk ögeler kattığı için daha karakteristik bir ürün ortaya çıkıyor. aynısını agalloch için de söyleyebiliriz. black/folk ama black çok daha ön planda.
Folk alt türlerini pek dinlemem ama bu albümü 2 gündür severek dinliyorum. Baya hoş doğrusu. Benden bi 8 çalışır.