İnternet çok güzel bir şey ve bir o kadar da boktan bir şey. Biliyorum biliyorum, burada internetle ilgili maceralarıma dair bir şeyler anlatmıştım, yine eskilere dalıp uzun uzadıya hatıra anlatmayacağım. Ama bu kritiği yazmadan az evvel bir habere denk geldim. Videonun kahramanı sağ olsun ve kendisine geçmiş olsun ki başlık konusunda bana ilham kaynağı oluverdi çektiği acılarla. Olanı biteni tahmin etmişsinizdir veya belki görmüşsünüzdür.
Müzik konusunda benzetime varacak adımlar atmak yerine başkalarına benzetilebilme seviyesinde kalan Rus Katalepsy, 2016 çıkışlı albümü için karaladığım cümlelerin üzerinden üç sene geçmişken yeni albümünü bizlere sundu. İşin açığı, gruptan büyük beklentilerim olduğunu söyleyemezdim, çünkü heriflerin “Autopsychosis” dönemlerine dönmeyeceğini hissediyordum bir şekilde. Eh, hislerime güvenmem gerektiğini bu zamana dek öğrendim ve nihai noktada hislerimin beni “Terra Mortuus Est” albümünü dinledikten sonra yanıltmadığını gördüm.
Öncelikle, The Metal Archive’a, bu grubu teknik brutal death metal ile ilişkilendirip bunu tür kısmına yazanların gözlerinin çiçeğinden öperek başlamak istiyorum sözlerime. Katalepsy’ye “Gravenous Hour” albümlerindeki yaptıklarından dolayı, groove etkisini öne çıkarmalarından filan bahsetmiştim ama “Terra Mortuus Est” groove bakımından, önceki albümü tokatlar. Şarkıların neredeyse tamamını, groove odaklı yapmışlar bu defa. Arada alevlendirecek kısımlar, kazımalar var tabii ama hesaplar kitaplar hepten milletin konser alanında birbirine dalması üzerine planlanmış ve uygulanmış. Katalepsy ve başkaca grupların da kullandığı bass drop’ları da sağ olsunlar şarkılarda cirit atıyorlar. Özellikle iyice bir sistemde parçaları dinliyorsanız, ekstradan bir gaza gelme yaşayabilirsiniz.
Albüm özelinde benim dikkatimi çeken bir şey var, kişi olarak aynı kalan fakat tarz olarak değişen vokaller. Eskiden daha kalın, derin, dipten dipten vokal yapan Igor Filimontsev kardeşim, kişisel olarak sevmediğim bir tonda ve tarzda vokal yapmayı uygun bulmuş albümde. Grupta kişi olarak değişen fakat tarz olarak aynı kalanların da olduğunu belirtmeliyim.
Katalepsy’nin ilk iki albümünde davul şovu yapan Evgeny Novikov, artık grupta değil; onun yerine grubun daha eski üyelerinden biri olan Andrey Patsionov kadroda. Çok derin bir davul bilgisine sahip olmadığım için aradaki baget farkını kapsamlı şekilde çözümleyip aktaramıyorum ama bu değişimin davul tarafını olumsuz etkilediğini, sıradan bir fani olarak söyleyemem. Bestecilik namına grubun ortalamanın üstünde bir iş çıkardığını düşünüyorum, groove olaylarına aman aman bayılan bir adam olmama rağmen -vokalin zaman zaman cringe eden hâllerini saymazsam- dinlerken eğlendiğimi ifade etmeliyim. Ama üzerine durup da dakikalarca “Ulan şurasını da nasıl yapmışlar yahu!” diye düşüncelere dalacağım bir yanı yok albümün. Hatta süpsüper şekilde başlayıp aşırı derecede zayıf sonlanan “No Rest No Peace” gibi işlerin de albümde yer aldığını eklemeliyim. Kısacası, albümün her dakikası nefes kesici, ölümcül ve tarihe not tadında değil.
Grubun zaman içerisindeki değişimi, nedense aklıma Kataklysm’i getiriyor. Biz, Katalepsy’nin çok başka yönlere doğru yelken açıp daha da sertleşmesini, belki 2010’ların başlarındaki hâllerine dönmesini beklerken belki de herifler Rusya’nın Kataklysm’i olma yolunda çaba sarf ediyorlardır, kim bilir?
Yine de siz söylediklerime bakıp Katalepsy’nin herkese göre bir müzik yaptığını sanmayın. Hassas bünyeler ve bu ağırlığa alışkın olmayanlar, grubun 400 kilodan ağır müzikleri altında ezilip dizlerini kırabilir. Benden uyarması.
Kadro Igor Filimontsev: Vokal
Anton Garasiyev: Gitar
Dmitry Dedov: Gitar
Anatoly Shishilov: Bas
Andrey Patsionov: Davul
Şarkılar 1. Closer than Flesh
2. Night of Eden
3. Those Who Rot the Souls
4. The God of Grave
5. Terra Mortuus Est
6. Kings of the Underground
7. Deep Down Madness
8. No Rest No Peace
9. From the Dark Past (They Come)
10. Neonomicon III
11. Land of Million Crosses
@Ahmet Saraçoğlu, Rica ederim. Sen ne zaman Kataklysm’le ilgili tatsız bir şey desen aklıma muhteşem kapaklı Kataklysm eseri “Victims of This Fallen World” geliyor. Kapak ayrı şahaneydi albümdeki şarkılar ayrı şahane.
@Ahmet Saraçoğlu, kimsenin pek dillendirmediği ama ses tonu, vokal tarzı ve burada görüldüğü üzere imajıyla çok fazla taklit edilen bir adam. Özellikle festivallerde 40 yaş üstü Mike Muir’ler çok görüyorum.
@ismail vilehand, adam gibi adamdır Mike Muir. Bundan 20-22 yıl önce S.O.D. vokalisti Billy Milano’yu bir de Mike Muir’i genel havalarından dolayı severdim ama sonradan Milano’nun baya hödüğün önde gideni olduğunu öğrenince “piii” deyip selam sabahı kesmiştim.
Tamamen hayal kırıklığı. O kadar hype yapıp beklemeye geçmiştim, singlelar ile kırılan umutlarımı albüm için derin dondurucuda korumaya almıştım. Albüm çıkınca artık Katalepsy’nin üzerine toprak atılması gerektiğini fark ettim.
Başlık ahaha
Eline sağlık. “Kataklysm’leşmek” çok korkunç bir şey gibi geldi bana. Umarım iş oraya gitmez.
14.08.2020
@Ahmet Saraçoğlu, https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/400-kilogram-kaldirmaya-calisirken-dizlerini-kirdi-294883h.htm
14.08.2020
@P L A G U E, aynen, Oğuz da yazının girişinde bahsedince baktım, gerçekten korkunç bir şey.
14.08.2020
@P L A G U E, hem merak edip hem hayatta açmayacağım videolardan biri daha.
14.08.2020
@Berca B., ben seni biliyorum, açma.
14.08.2020
@Berca B., 😁 izlemezsen bisi kaybetmezsin, eger kotu etkiliyorsan hiç bulasma:)
14.08.2020
@P L A G U E, şu kritiği çok uplamayalım da hemen unutalım gitsin. Yoksa dayanamayıp açacağım şu linki
15.08.2020
@Ahmet Saraçoğlu, Rica ederim. Sen ne zaman Kataklysm’le ilgili tatsız bir şey desen aklıma muhteşem kapaklı Kataklysm eseri “Victims of This Fallen World” geliyor. Kapak ayrı şahaneydi albümdeki şarkılar ayrı şahane.
Bu tarz müzik yapan bir grubun vokalistinin Mike Muir’in imajını bire bir örnek alması da enteresan.
https://i2.wp.com/pinnaclemusic.org/wp-content/uploads/2018/01/Suicidal-Tendencies.jpg?fit=1278%2C718&ssl=1
14.08.2020
@Ahmet Saraçoğlu, kimsenin pek dillendirmediği ama ses tonu, vokal tarzı ve burada görüldüğü üzere imajıyla çok fazla taklit edilen bir adam. Özellikle festivallerde 40 yaş üstü Mike Muir’ler çok görüyorum.
14.08.2020
@ismail vilehand, adam gibi adamdır Mike Muir. Bundan 20-22 yıl önce S.O.D. vokalisti Billy Milano’yu bir de Mike Muir’i genel havalarından dolayı severdim ama sonradan Milano’nun baya hödüğün önde gideni olduğunu öğrenince “piii” deyip selam sabahı kesmiştim.
Katalepsy Rusya dan çıkan en bilindik gruplardan birisi. Albümü Cok az dinledim ve aklıma tek gelen şey artık grubun bildiğin hardcore yapıyor olması.
Tamamen hayal kırıklığı. O kadar hype yapıp beklemeye geçmiştim, singlelar ile kırılan umutlarımı albüm için derin dondurucuda korumaya almıştım. Albüm çıkınca artık Katalepsy’nin üzerine toprak atılması gerektiğini fark ettim.
Grubun gitaristi Dmitry Dedov, geçtiğimiz ayın başlarında vefat etmiş.