Gayet sağlam bir death metal sahnesi olan Hollanda’nın yine gayet sağlam bir brutal death metal sahnesi olduğu, türü yakından takip edenler tarafından bilinen bir gerçek. Avrupa’nın bu coğrafi olarak küçük ancak dünyaya olan etkisi bakımından büyük ülkesi, metale de her alandan pek çok katkıda bulundu, bulunmaya devam ediyor.
Bugün konuk ettiğimiz grup, 1994’te NOCTURNAL SILENCE adıyla kurulan ve 2000 yılında kullanmaya başladığı DISAVOWED adıyla çıkardığı iki albümün ardından son 13 yılda bir faaliyet göstermeyen BDM grubu DISAVOWED. Grubu tanımayan dinleyicilerin daha ziyade NECROPHAGIST davulcusu Romain Goulon’un bir dönem çaldığı gruplardan biri olarak bildiği DISAVOWED, aslında çok daha fazla bilinmeyi hak eden çatır çatır, kütür kütür arkadaşlardan oluşuyor.
İlk albümü “Perceptive Deception”ı çıkardıktan sonra davulcu konusunda sıkıntılar yaşayan ve bir süre ara veren grup, bir sonraki albümünü ancak 6 yıl sonra, 2007’de çıkarabilmişti. Tarz olarak çok net bir Unique Leader grubu olarak başlayan DISAVOWED, bekleneceği üzere DEEDS OF FLESH, SUFFOCATION, DEFEATED SANITY ayarında bir müzik yapıyor. Burada benim için ilgi çekici olan, bir brutal death metal grubunun 13 yıllık aranın ardından tekrar müzik yapma motivasyonunu bulabilmiş olması. 2000-2001 kadrosunu davulcu hariç aynen koruyan DISAVOWED, “Revocation of the Fallen” öncesinde kadrosuna PESTILENCE ve AUTOKRATOR’la çalmışlığı olan Rumen davulcu Septimiu Hărşan’ı katmış. Zaten ilk günden beri bitmek bilmeyen bir davulcu sıkıntısı yaşayan grup, hayvan gibi gruplarda çalan 3-4 davulcunun ardından bu albümde de Septimiu adlı arkadaşımızın hizmetlerinden yararlanıyor. Muhtemelen soyadındaki “ş” harfinden, yabancı bir sitedeki albüm incelemesinde kendisinin Türk olduğuna dair bir yorum dahi gördüm.
“Perceptive Deception”ın karambollerle dolu vahşetinden sonra teknik tarafın daha çok öne çıktığı ve farklı bir kazıma anlayışının sergilendiği “Stagnated Existence”ı bizlere sunan Hollandalı grup, boş geçen ayı gibi uzun sürenin ardından çıkardığı “Revocation of the Fallen”da iki albümün bir harmanının üstüne daha modern anlayışlı rifler içeren bir tam gövde gösterisi sunuyor. İlk albümün gitar sound’unu, ikinci albümün trampet sound’unu seven bir insan olarak, “Revocation of the Fallen”da doğal olarak karşımızda çok daha canlı ve jilet gibi bir DISAVOWED duruyor ve bu sayede albümü tekrar tekrar dinlemek istiyorsunuz. “19 yıl öncesi iyiydi yeaea” diyecek kadar nostaljik olmadığımdan grubun bugün sunduğu işin zevkine gayet bayıla bayıla varabiliyorum. Önceki işleriyle karşılaştırıldığında, grup daha tane tane ve karambole mahal vermeyen rifler üzerinde durmuş. Yeri geliyor CRYPTOPSY’nin, yeri geliyor DYING FETUS’un ilk dönemlerini anımsatan olaylara giriyorlar ve her şarkıya başka bir kimlik katmayı başarıyorlar.
“Deformed Construct” gibi şarkılarda yer yer slam’e göz kırpılsa da DISAVOWED’un işi hızla, şiddetle, dayakla. Bu açıdan bakınca grubun aradan geçen 13 yılda değişen trendlerin peşinden gitme çabası gütmediğini ve bildiğini yapmayı sürdürdüğünü söyleyebiliriz. İyi ki de böyle yapmışlar zira ortaya gerçek bir balyoz, gerçek bir vidanjör çıkmış. Elbette ki balçık gibi, mezarlık gibi BDM severler için fazla steril gelebilecek ve istedikleri cezalandırmayı bulamadıklarını düşündürecek çeşitli durumlar olabilir, ancak bunlar bu işe 1994’te başlamış adamlar ve çeyrek asır sonra bunu yapmak istiyorlarsa elbette ki yapabilirler. Yoksa bana kalsa ben de “tun tun tun tun” diye “tunlayan” cami tuvaleti ekolu trampet sound’unun, damperli kamyon egzozu tadında kemiksi basların hastasıyım.
13 yıl hakikaten uzun bir süre ve söz konusu müzik zaten bin türlü farklı bakış açısı olmayan, sınırları büyük oranda belli bir kimliğe sahip olduğundan, bu açıdan bakınca ben “Revocation of the Fallen”ı “bakalım DISAVOWED’un yeni albümü 13-15 yıl öncesine göre nasıl değişiklik göstermiş” gözüyle dinlemedim. Hiç bilmeyen biri olsaydım, “Revocation of the Fallen”ı dinlediğimde DISAVOWED diye harika bir grup keşfettiğimi düşünüp kafa göz duvarlara dalabilirdim. Grubu yıllardır bilen ve DISAVOWED’dan yeni albüm beklemeyen biri olarak ben duyduğum, karşılaştığım şeyden fazlasıyla memnunum. Albüm baştan sona dinleyiciyi paralamak, tokatlamak, çiğneyip atmak üzerine kurulmuş ve bu hâliyle kesinlikle geçen süreye değdiğini gösteriyor.
“Revocation of the Fallen”ı epey bir dinlemiş bir insan olarak, albümü her başlattığımda aklıma direkt “tecrübe” kelimesi geliyor. Adamların yaptıkları şeye ne kadar hâkim olduklarını ve bu kadar aranın ardından yine aynı hırsla kazıdıklarını görmek süper olay. Bu yıl BDM adına çıkan çok çok iyi bir şeyler arıyorsanız, çeyrek asırlık deneyimi 13 yılın açlığıyla aynı potada eriten DISAVOWED’un geri dönüşüne kesinlikle kayıtsız kalmayın.
Kadro Robbe K: Vokal
Gerben van der Bij: Gitar
Daniel van der Broek: Gitar
Nils Berndsen: Bas
Septimiu Hărşan: Davul
Şarkılar 1. The Process of Comprehension
2. The Enlightened One
3. Revocation of the Fallen
4. Imposed Afterlife
5. Deformed Construct
6. Therapeutic Dissonance
7. Defractured in Contemplation
8. Egocentric Entity
9. The Inevitable Outcome
10. Facing the Singularity
Uzun uzun yazmaya gerek yok, müthiş! Giriş şarkısı nasil bir olay… İkinci şarkıdan sonra besteler biraz birbirine benzemeye başlıyor ama yine de çok sağlam partisyonlar içeriyor.
Uzun uzun yazmaya gerek yok, müthiş! Giriş şarkısı nasil bir olay… İkinci şarkıdan sonra besteler biraz birbirine benzemeye başlıyor ama yine de çok sağlam partisyonlar içeriyor.
03.08.2020
@Exorsexist, albümü her yönüyle tanıtmaya çalışan bir inceleme yazısının altına gelen ilk yorumun “Uzun uzun yazmaya gerek yok” diye başlaması ahah.
Dying Fetus esintileri çok yerinde. Kritikteki 2 şarkı albümü dinlemem için yeterince ikna edici oldu.
Açılış parçası harbi temiz dayak atıyor. Albümün geri kalanı keza öyle. Baştan sona boş yok.
Kütür kütür kemik kıran bir albüm olmuş
Brutal death albümlerinin çoğunda benim sorunum kayıt kalitesi oluyor genelde ama bu albüm her anlamda taş gibi olmuş.
Bu albüm neydi ya böyle. Feci güzel.