ismail vilehand

Dezonant ve değişikli birtakım karanlık tripler yaşatan black metal grupları şu an baş tacımız, eyvallah. Ancak düz black metali de unutmayalım bence. Urgehal dağıldı, Behexen ve Tsjuder gibi gruplar kısa süreli uykuya yattı diye kimse meydan boş kaldı sanmasın, çünkü Svarttjern gibi tecrübeli delikanlılar hala bu işin peşinde, cayır cayır kudurmaya devam ediyorlar.

Son 6-7 yılın en hareketli ve üretken olan; tüm pozitif tepkilerini alan, farklı kafalar yaşayan ve yaşatan, çokça dezonant sularda yüzen ve yeri geldiğinde death metal ile dans eden, nihilizm pompalayarak süper kafa açan grupları, black metalde lider konumda. Benim de hayran olduğum; Deathspell Omega, Zhrine, Devouring Star, Mgła, Kriegsmaschine, Gaerea, Serpent Column gibi gruplar tartışmasız, aklımızı alan ve neden bu ülkede tanesi 12 TL’ye bira içtiğimiz için taş taş üzerinde bırakmadığımızı sorgulatmayacak kadar kafamızı iyi yapan bir müzik yapıyorlar.

Az önce ismini andığım gruplara bayılsam da, bence “Düz Black Metal”i de unutmamak lazım. Black metal pınarı topraklarda; Norveç, Oslo’da 2003 yılında kurulan Svarttjern, hiç mi hiç kafa karıştırmayan dümdüz bir black metal icra ediyor. Dümdüz derken eğer grubu bilmiyorsanız, kısmen şaşıracağınız seviyede bir düzlükten bahsediyorum. Ne Norveç soğuğu, ne Kuzey Avrupa karanlığı, dümdüz köpek gibi black metal çalıyor adamlar. Ha, bunları dedim diye bir “Panzer Division Marduk” veya “Desert Northern Hell” bodosluğu beklemeyin. Svarttjern daha ayarlı kuduran, kısmen “thrashy” diyebileceğimiz seviyede bir düz black metal icra ediyor.

Açıkçası fazlası ile “ara” ve düz bir grup Svarttjern. Ama bu demek değildir ki bu adamlar kötü müzik yapıyor. “Baboş, evren gezegenler nihilizm falan ya, bunlar çok derin konular tamam mı çıldırıyorum” tarzı kafayı yemiş tayfanın dikkatini asla çekmeyecek bir albüm ismi seçmeleri buradan belli. Muhtemelen adamlar bütün gün sol elleri ile taşşaklarını avuçlarken sağ elleri ile bira içip fazla derin konulara girmemeyi tercih etmiyorlar. Kral hareket bence.

Grubun üç kurucu elemanı, 2017 sonrası “Nattefrost” tarafından oluşturulan yeni “Carpathian Forest” kadrosunun parçası. En sevdiğim black metal figürlerinden biri olan “Nattefrost”un bu adamları seçmesi tesadüf değil çünkü grubun eski işlerinde kâfi miktarda “Carpathian Forest” etkisi bulunmaktaydı. Bu bağlamda “Nattefrost” doğru atlara oynamış diyebiliriz.

“Shame is Just a Word”e gelirsek; yabancı metal basınında çok az yer bulmuş ve yer aldığı kritiklerde epey olumlu eleştiriler almış bir albüm. Bu demek oluyor ki grubu pek kimseler bilmiyor. Ama hiç bir şey için geç değil, “Shame Is Just a Word” eski tarz düz black metal sevenlerin asla pişman olmayacağı bir albüm. Norveç sound’una çok sadık bir tarzları var. Vokalin sesi fazla açık, aşırı “thrashy” ve old school rifler üzerinden dönen beste yapıları söz konusu. Dark Funeral veya Marduk tarzı köpek gibi blast beat atmıyorlar; Urgehal, Darkthrone ve orta tempo Tsjuder şarkılarına benzer yoğun Norveç sound’u söz konusu. Carpathian Forest referanslarına hiç girmiyorum çünkü zaten şu an grubun içinde olarak muhtemelen 2021 gelmesini beklediğimiz yeni albüm için çalışıyorlardır diye umuyorum.

Albümde bana kafayı yedirten ve havaya sonsuz uçan tekmeler savurmamı sağlayan olay ise Exodus’un efsanevi şarkısı olan “Bonded by Blood” cover’ı. Albümlerde “bonus track” olmadıkça cover şarkı sevmiyorum ve cover şarkıyı genelde yok sayıyorum ama buna kayıtsız kalmam imkânsız. Bir black metal grubu tarafından yapılmış en iyi coverlar’dan biri olduğunu düşünüyorum. Dinleyin eğer daha iyilerinin olduğunu düşünüyorsanız yorumlarda belirtin, sağlam bir shitstrom döndürelim, neşemizi bulalım.

Sonuç olarak; eski tarz düz black metal dinlemeyi özlediyseniz, 2020 yılında dinleyebileceğiniz en iyi albümlerden biri “Shame is Just a Word”. Yeni “Carpathian Forest” elemanları oldukları için torpilli bir puan ile kendilerini uğurluyorum. Umarım yeni Carpathian Forest çok gecikmez de Norveç black metal’in ahlaksızlığına daha fazla hasret kalmayız.