Düzenli olarak albüm incelemeleri yazmanın en ilginç taraflarından biri, kendinizi bir zaman tünelinde bulmanız ve adeta nefes alan organik bir şeyin büyüyüp gelişmesine, dönüşmesine ilk elden tanık olduğunuzu hissetmeniz. 15 yıldan uzun süredir albüm incelemeleri yazan bir insan olarak, bundan 10 yıl önce yazdığım yazılarda “Bugüne dek duymadığınız en iyi grup” ifadesiyle övdüğüm çeşitli grupların zaman içinde ülkemizde büyük kalabalıklara konser verişine tanık olmak, bahsettiğim bu durumun en elle tutulur örneklerinden biri.

Benzer şekilde, başlarda YouTube’da birkaç bin dinlemeye ulaşan bir grubun yeni çalışmasının Metal Injection gibi sitelerde 9,5/10 alacak duruma geldiğini görmek de insanın hoşuna gidebiliyor (gerçi bana da parayı bassanız ben de her gelen albüme 9 ve üstü veririm, orası ayrı). 2017’de çıkardıkları “Longing for the Untold” EP’siyle PA kritik dağarcığına kattığım İspanyol black metal grubu AVERSIO HUMANITATIS, pek çoklarının olduğu gibi Debemur Morti’nin de ilgisini çekmiş olacak ki yeni albümleri “Behold the Silent Dwellers”ı bu itibarlı şirketten çıkarmayı başardılar. Zaten bu tür karanlık sanatlarla haşır neşir olan şirketlerin günümüzde İspanya, Portekiz, Kolombiya, Venezuela, Şili gibi Latin tandanslı ülkelere yönelmemesi büyük hata olurdu; nasıl Polonya son 10-15 yılda bariz bir yükselişteyse, özellikle son 7-8 yıldır da İber Yarımadası ve Güney Amerika’dan black metalin en lezzetli örneklerinden bazıları çıkıyor.

Yaptığı black metale baktığımızda SELBST, MGŁA, SCHAMMASCH gibi karakteristik bir karanlık sunan oluşumlardan izler gördüğümüz AVERSIO HUMANITATIS, yırtıcı vokallerle Nergal’vari bağırmalı vokalleri iç içe kullanarak dramatik yönü yüksek bir black metal yapıyor. Riften ziyade atmosfer karartan arpejler ve meditasyon aracı olma amacı gütmeyecek düzeyde tekrarlı triton şölenleri sunan grup; bu sayede kara bir bulut gibi çökmeyi ve yakıp yıkmak yerine boğup daraltmayı yeğliyor (fena cümle olmadı he).

Geçtiğimiz günlerde yazdığım DEARTH incelemesinde de vurguladığım gibi, black metalin bu anlayışında da bir bütünsellikten, geştalttan söz edebiliriz. Şarkıların bütünü oluşturma değerleri, teker teker öne çıkma düzeylerinden daha ön planda yer alıyor. Albümdeki bir şarkıyı diğerlerin çok daha önde görmek yahut şarkılardan birinin diğerlerinin yanında sırıttığını düşünmek sanki pek de olası değil gibi. Dolayısıyla “Behold the Silent Dwellers”daki belirli bir şarkıyı çok sevecek insanlardan ziyade albümün tamamını sevecek dinleyiciler olacağını düşünüyorum. Yine şarkılar özelinde baktığımızda da elbette ki ayrıştırılır özellikler görüyoruz. Albümdeki altı şarkının beşinde benzer bir karanlık, öfke, gizem, gerginlik havası sezilirken; “The Sculpture of Thoughts” ve özellikle son şarkı “The Scribe of Dust”ta görülen çok bariz bir ızdırap, acı çekme, mahvoluş teması var. Özellikle kapanışı yapan “The Scribe of Dust” neredeyse KATATONIA, NOVEMBRE, DAYLIGHT DIES gibi grupların doksanlar karakterli black metal yapan versiyonu gibi bir yitip gitmeye yelken açıyor, salına salına hiçliğe doğru sürükleniyor.

Burada sevindirici olan şey, AVERSIO HUMANITATIS’in günümüz modasına uyarak sadece DEATHSPELL OMEGA veya MGŁA’nın bastığı yerlere basarak ilerlemek gibi bir kaygısının olmaması. Adamların istedikleri takdirde sonuna kadar MGŁA gibi olabilecekleri, DsO’vari portreler çizebilecekleri ortada, lakin AVERSIO HUMANITATIS bu işi bokunu çıkarmadan ve sadece beslenme noktasında tutarak yapıyor. Ha, ortaya çok karakterli, aşırı özgün, “AVERSIO HUMANITATIS da böyle bir grup aslaaan” dedirtecek bir şey çıkıyor mu, orası şimdilik muamma. Ancak grubun daha kendine özgü bir mizaca bürünmesi de gayet olası.

“Behold the Silent Dwellers” AVERSIO HUMANITATIS’in 9 yıl aradan sonra çıkardığı ikinci albümü ve 3 yıl önceki “Longing for the Untold”un üstüne koyarak yoluna devam ediyor. Bu kadar az bilinen bir grubun ikinci albümünü 9 yıl aradan sonra çıkarmış olması AVERSIO HUMANITATIS’ işi yeni yeni sahiplendiğini mi gösterir bilmiyorum ama sonuçta son 3 yılda 2 tane önemli materyal sunarak underground ortamlarda son dönemin adı sıkça duyulan oluşumlarından biri oldular. Bence black metalin bu tarzda yorumlanmasını seven dinleyiciler “Behold the Silent Dwellers”da mutlaka hoşlarına giden şeyler bulacaklardır. Etkilendim mi? Pek değil. Beğendim mi? Evet.