Thrash metal yapı itibarıyla çok gelişime açık bir tür değil. İçine katacağınız birtakım şeyler bir anda her şeyi bok edebilir, tatları kaçırabilir. Çok büyük oranda ya özüne sadık kalacaksınız ve olabildiğince yaratıcı olmaya çalışacaksınız ya da kafesinizi kırıp gelecek tepkilere hazırlıklı olacaksınız. Bugün thrash metalden çok daha ekstrem türlerde bile araya sokulan bir clean vokal son derece yerinde ve şarkıya artı katan bir şekilde kullanılırken, küçük bazı ayrıntılar dahi bir thrash metal şarkısına olumsuz etki yapmaya yetebilir.
WARBRINGER 2000 sonrası thrash metal dalgasının retro olmaya çalışmayan ve geçmişten aldıklarını eskiye özlem ve nostalji bağlamından ziyade daha bir geliştirilmiş olarak satmayı hedefleyen bir grup olarak çıkmıştı karşımıza. Şahsen her albümlerini sevdiğimi söyleyemem. Bazen yaratıcılıktan epey uzak, dümdüz şarkılar yaptıklarını; bazen de sırf thrash metal olduğu için yırtar diye umacak düzeyde tembelliğe kaçan besteler ürettiklerini düşünüyorum.
Promosu elime albümün çıkışından 1 ay önce geçen yeni albümleri “Weapons of Tomorrow”, bu süre zarfında en az 15-20 kez dinlediğim ve ilk andan itibaren takdir ettiğim bir çalışma. Grubun geçmişteki önemli işlerine hâkim olmakla birlikte, kendi zevkim doğrultusunda “Weapons of Tomorrow”un WARBRINGER’ın bugüne dek yaptığı en iyi albüm olabileceğini düşünüyorum.
Bunu düşünme sebebim büyük oranda albümdeki beste çeşitliliğine dayanıyor. Grup yeri geliyor death metalden de black metalden de ilham alıyor ve bunu thrash metal özne harika yedirerek çok farklı karakterde şarkılar yazmayı başarıyor. Günümüzün büyük thrash metal gruplarının isimlerinin ekmeğini yediklerine tanık olduğumuz kimi vasatlıklarının aksine, WARBRINGER bu kez dersine cidden iyi çalışmış ve akılda kalıcı, yaratıcı, atmosfer yaratan ve bağımlılık yapıcı bir şeyler yazmak için bir hayli uğraşmış.
“Weapons of Tomorrow”u dinlerken karşımıza thrash metalin daha haşin referansları çıkıyor. Burada ilham namına Big 4’dan sadece SLAYER’ın belirli etkilerini görürken, daha ziyade KREATOR, SODOM, ilk dönem DESTRUCTION ve ONSLAUGHT’a daha yakın duran bir Avrupa etkisini daha net hissediyoruz. WARBRINGER çoğu zaman kuru bir rif üstene havlamakla yetinmiyor ve pek çok şarkıda katmanlı gitarlar kullanarak olayı çok boyutlu hâle getiriyor. Bana nedense önceki albümlerden daha tutkulu ve kana susamış gelen vokaller de yine albümün iddiasını artıran unsurlardan.
Albümü tehditkâr kılan diğer bir konu da WARBRINGER’ın rif ve melodilerinde olabildiğince zehirli bir anlayış benimsemiş olması. Grup bundan önce de genelde bu tarz bir rif yazımı sunuyordu ama bu albümde blues gamlarından özellikle kaçındıklarını ve uğursuz bir hava yaratacak ne varsa ortaya döktüklerini görüyoruz. Albüm bu yanıyla çok daha underground yapıdaki bir thrash metal grubu izlenimi veriyor. “Weapons of Tomorrow”u dinlerken sanki altıncı albümünü çıkaran 16 yıllık ABD’li bir grup değil de ilk albümünü çıkaran 2-3 yıllık Latin Amerikalı bir grup dinliyor izlenimine dahi kapıldığım oldu. Adamlar böylesine çiğ, adrenalin yüklü bir hırs ve iştah yüklemişler albüme.
Büyük beklentilerle başlatmamama rağmen daha ilk dinlemeden vuran “Weapons of Tomorrow” hem WARBRINGER hem de 2020’de thrash metal adına çok iyi bir adım. Yıl sonuna geldiğimizde bu yıl içerisinde dinlediğim en iyi thrash metal albümlerinden biri olacağını tahmin ettiğim “Weapons of Tomorrow”, thrash metal seven herkese rahatlıkla önerebileceğim bir eser.
Kadro John Kevill: Vokal
Adam Carroll: Gitar
Chase Becker: Gitar
Chase Bryant: Bas
Carlos Cruz: Davul
Şarkılar 1. Firepower Kills
2. The Black Hand Reaches Out
3. Crushed Beneath the Tracks
4. Defiance of Fate
5. Unraveling
6. Heart of Darkness
7. Power Unsurpassed
8. Outer Reaches
9. Notre Dame (King of Fools)
10. Glorious End
Worlds Torn Asunder albümü çıktığı gün keşfetmiştim bu grubu, o günden beri hastasıyım. Çok net hatırlıyorum, aynı günlerde Machine Head’in Unto The Locust albümü de çıkmıştı, aylarca bu iki albümden başka bir şey dinleyememiştim.
Her albümünün de yeri ayrıdır, ilk albümdeki kirli sounddan son albümdeki manyaklığa kadar hepsini ayrı severim. Ama bu sefer farklı bir şeyler olacak gibi. “Glorious End”i 4 gündür kaç kez dinlediğimi hatırlamıyorum, 7 dakikaya yakın bir süresi olmasına rağmen son yıllarda çıkan en iyi thrash metal şarkılarından biri olduğunu düşünüyorum, şarkı baştan sona sanat eseri. Vokalin “GLORYYYYYYYYYYYY AWAITS US ALL!” diye bağırışı beni benden alıyor. Çıkan diğer şarkıları da oldukça beğendim. Kritikte de bu kadar övülünce çıta daha da yükseldi, beklentimi artırdı. Kritik için teşekkürler Ahmet abi, heyecanla albümün çıkmasını bekliyorum.
@Koralp, rica ederim, umarım albüm çıktığında beklentin boşa çıkmaz. Ben kritiği yazalı 2 hafta kadar oldu ama şirket bu dönemde yayınlansın istediği için dün yayınladık. Glorious End’i ben de ara ara dinliyorum, nefis şarkı.
Albüm çıksa da dinlesek ya. Yayınlanan ilk parçayı sevmemiştim ama sonrakiler çok iyi çıktı. Nasıl yaratıcı riff yazılacağını, parça içerisinde ne şekilde dizeceklerini, sıkıcılıktan nasıl kurtaracaklarını çok iyi biliyorlar. Çözmüş adamlar. Güvenim tam artık bu adamlara karşı.
Kritikte yazılanlara katılıyorum. Grubun en iyi işi ve hatta son dönemde çıkmış en iyi thrash albümlerinden biri benim için. 2 gündür sürekli dinliyorum, gram sıkılmadım. Bu zamana kadar yaptıkları en iyi şarkılardan birkaçını barındırıyor.
İşte thrash metal bu. Özellikle Unraveling şarkısından itibaren albümün sonuna kadar müthiş bir yıkım var. Son 4-5 yılda çıkan thrash metal albümlerinin içerisinde beni en çok heyecanlandıranlardan biri oldu. Bir diğeri de şurada: https://youtu.be/kBF3LW6vtQg
Warbringer’ın diskografisindeki en iyi albüm olduğunu düşünüyorum. Birkaç dinleyişin gazına gelmek istemiyorum ama albümün geneline baktığımızda daha vurucu, daha olgun bir albümü yoktu Warbringer’ın. Diğer thrash gruplarının örnek almasını dilerim.
The Black Hand Reaches Out favorim kalacak.
Hatta çok ileri gidip sadece Warbringer’ın en iyi şarkısı değil 2000′lerin en iyi thrash şarkılarına girer diyebilirim.
Worlds Torn Asunder albümü çıktığı gün keşfetmiştim bu grubu, o günden beri hastasıyım. Çok net hatırlıyorum, aynı günlerde Machine Head’in Unto The Locust albümü de çıkmıştı, aylarca bu iki albümden başka bir şey dinleyememiştim.
Her albümünün de yeri ayrıdır, ilk albümdeki kirli sounddan son albümdeki manyaklığa kadar hepsini ayrı severim. Ama bu sefer farklı bir şeyler olacak gibi. “Glorious End”i 4 gündür kaç kez dinlediğimi hatırlamıyorum, 7 dakikaya yakın bir süresi olmasına rağmen son yıllarda çıkan en iyi thrash metal şarkılarından biri olduğunu düşünüyorum, şarkı baştan sona sanat eseri. Vokalin “GLORYYYYYYYYYYYY AWAITS US ALL!” diye bağırışı beni benden alıyor. Çıkan diğer şarkıları da oldukça beğendim. Kritikte de bu kadar övülünce çıta daha da yükseldi, beklentimi artırdı. Kritik için teşekkürler Ahmet abi, heyecanla albümün çıkmasını bekliyorum.
15.04.2020
@Koralp, rica ederim, umarım albüm çıktığında beklentin boşa çıkmaz. Ben kritiği yazalı 2 hafta kadar oldu ama şirket bu dönemde yayınlansın istediği için dün yayınladık. Glorious End’i ben de ara ara dinliyorum, nefis şarkı.
30.05.2023
@Koralp, şu an Glorious End’i dinliyorum. O bağırış hala beni benden alıyor.
Albüm çıksa da dinlesek ya. Yayınlanan ilk parçayı sevmemiştim ama sonrakiler çok iyi çıktı. Nasıl yaratıcı riff yazılacağını, parça içerisinde ne şekilde dizeceklerini, sıkıcılıktan nasıl kurtaracaklarını çok iyi biliyorlar. Çözmüş adamlar. Güvenim tam artık bu adamlara karşı.
Albüm çıktı, ihmal etmeyin.
Kritikte yazılanlara katılıyorum. Grubun en iyi işi ve hatta son dönemde çıkmış en iyi thrash albümlerinden biri benim için. 2 gündür sürekli dinliyorum, gram sıkılmadım. Bu zamana kadar yaptıkları en iyi şarkılardan birkaçını barındırıyor.
İşte thrash metal bu. Özellikle Unraveling şarkısından itibaren albümün sonuna kadar müthiş bir yıkım var. Son 4-5 yılda çıkan thrash metal albümlerinin içerisinde beni en çok heyecanlandıranlardan biri oldu. Bir diğeri de şurada: https://youtu.be/kBF3LW6vtQg
Warbringer’ın diskografisindeki en iyi albüm olduğunu düşünüyorum. Birkaç dinleyişin gazına gelmek istemiyorum ama albümün geneline baktığımızda daha vurucu, daha olgun bir albümü yoktu Warbringer’ın. Diğer thrash gruplarının örnek almasını dilerim.
Tüm dünya övüyor şu albümü ve ben yine beğenmedim. Artık baya baya çıldırmayan thrash metal dinleyemiyorum.
Bana biraz Vektor’a özenmişler gibi geldi bu sefer.
güzel beyler, warbringer kendini aşmış bu albümde
4. şarkı çok iyi ya, hafif black metal etkileşimli akıp gidiyor, warbringer’ın en iyi şarkısı olabilir
The Black Hand Reaches Out favorim kalacak.
Hatta çok ileri gidip sadece Warbringer’ın en iyi şarkısı değil 2000′lerin en iyi thrash şarkılarına girer diyebilirim.
Pırıl pırıl tertemiz çocuklar. Yeni albüm yapsalar da dinlesek.