Adını Âdem ve Havva’nın ilk çocuğu olan Kabil’den (Cain) alan Ankaralı black metal grubu SEED OF CAIN’le birlikteyiz bugün. Çeşitli kaynaklara göre Kabil ve Habil Tanrı’ya çeşitli adaklar adıyorlardı ve Tanrı Habil’in adağını tercih edince Kabil kıskançlıkla yanıp tutuşmuş ve kardeşi Habil’i öldürmüştü. Böylece Kabil ilk katil, Habil ise öldürülen olmuştu.
“Kabil’in Tohumu” adını alan SEED OF CAIN’in yaptığı müziğe baktığımızda grubun sunduğu müziği kafasında oturtmuş olduğunu görüyoruz. İkinci dalga black metalin Norveç ayağından kök alan ve bunu gayet çekici bir prodüksiyonla sunan grupta vokalleri daha önce diğer grupları COSMIC FUNERAL ve OHOL YEG ile sayfalarımızda konuk ettiğimiz Sazakan üstleniyor. Sazakan’ın vokallerinin shriek’ten ziyade daha tok ve gövdeli bir yapıda olması bence SEED OF CAIN’e daha tehditkâr bir hava katıyor.
Grubun yaptığı black metali tarif etmek için birkaç referans vermek gerekirse; tarama rifler üzerinden ilerleyen şarkılarda zehir saçan bir kötücüllükten ziyade ızdırap ve acıyı da içselleştirmiş ve bu sayede hem çileli hem de güçle dolu bir şekle bürünen bir yapı var. Kompleks işlere girmeyen rifler, içlerine yedirilen taramalı melodiler sayesinde karakter kazanıyor ve bir şeyler anlatıyor havasına bürünüyorlar. Bu yapı elbette ki akıllara “Transilvanian Hunger” dönemi DARKTHRONE’u ve onun 1996 civarındaki JUDAS ISCARIOT gibi birtakım uzantılarını getiriyor.
İlk iki şarkı “Purify Darkness Within” ve “The Gracious Misery”da bu yapıyı gözlemlerken, son şarkı “Infinite Darkness (Outroduction)”da ise ambient bir karanlıkla karşılaşıyoruz. Bu tarz denemeler zaman zaman pek de bir şey ifade etmeyen korkutma amaçlı pasajlardan öteye gidemese de SEED OF CAIN amaçladığı kapkara atmosferi yaratmayı başarmış. Şahsen 11 dakikalık bir EP’de ambient bir şarkıdan ziyade ilk ikisine yakın duran türde bir şarkıyı tercih ederdim, ancak grup bu şekilde de gelecek bir sonraki işlerini merak ettirmeyi başarıyor.
q
Son dönemde black metal özelinde ülkemizden çıkan çok sayıda iyi grup olduğu ortada. Ankara da bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. SEED OF CAIN bu trendi devam ettiren, takibe alınmayı fazlasıyla hak eden ve ilk andan yarattıkları olumlu etkiyi çok gecikmeden bir albümle taçlandırmalarını beklediğim bir grup. Dinleyin, dinletin ve hak ettikleri için de destek olun.
Eleştirmek için söylemiyorum. Grupla hiçbir ilişkim yok. Kapak konusuna değinmek istiyorum. Avrupa ya da Türkiye fark etmez, bu tür Black metal kapakları görünce tadım kaçıyor. 2020′de gölgeli, ağaçlı Black metal albüm kapağı fazla demode ve yaratıcılıktan uzak değil mi?
@deadhouse, degil aga biz bu agacin pastoralin vallahi billahi hastasiyiz black metalde agacin anlam ve onemine uzanan dilleri kesmesini de biliriz gerekirse.
@deadhouse, @deadhouse, bende aynı fikirdeyim. ağacın yeri, özellikle kuru dalların etkisi black metal müziğinin çiğ trve klvt tadını sembolik olarak gösteren ögelerden en önemlisi. ancak aynı kompozisyonu, monokrom stili dönüp dolaşıp ufak farklılıklarla kullanmak elbette görsel olarak bir kitsch hissiyatı oluşturuyor dinleyicide. tabii ki burada müzisyenlerin bütçesini de göz önünde bulundurmak geliyor. bana da bir kaç yıl önce bir kapak üretimi teklifi geldiğinde amatör müzisyenlerin maddi olarak ne kadar dar bir yolda ilerlediklerini kendimde gözlemledim.
bu durumu da görmezden gelirsek, görsel estetikten yoksun müzisyenlerin piyasada çoğunlukta olduğunu söylemek de lazım.
bir bu kapağa bakıyorum bir ashbringer’ın yügen’ine.
kapak çok mühim aga
Eleştirmek için söylemiyorum. Grupla hiçbir ilişkim yok. Kapak konusuna değinmek istiyorum. Avrupa ya da Türkiye fark etmez, bu tür Black metal kapakları görünce tadım kaçıyor. 2020′de gölgeli, ağaçlı Black metal albüm kapağı fazla demode ve yaratıcılıktan uzak değil mi?
22.04.2020
@deadhouse, degil aga biz bu agacin pastoralin vallahi billahi hastasiyiz black metalde agacin anlam ve onemine uzanan dilleri kesmesini de biliriz gerekirse.
25.04.2020
@deadhouse, @deadhouse, bende aynı fikirdeyim. ağacın yeri, özellikle kuru dalların etkisi black metal müziğinin çiğ trve klvt tadını sembolik olarak gösteren ögelerden en önemlisi. ancak aynı kompozisyonu, monokrom stili dönüp dolaşıp ufak farklılıklarla kullanmak elbette görsel olarak bir kitsch hissiyatı oluşturuyor dinleyicide. tabii ki burada müzisyenlerin bütçesini de göz önünde bulundurmak geliyor. bana da bir kaç yıl önce bir kapak üretimi teklifi geldiğinde amatör müzisyenlerin maddi olarak ne kadar dar bir yolda ilerlediklerini kendimde gözlemledim.
bu durumu da görmezden gelirsek, görsel estetikten yoksun müzisyenlerin piyasada çoğunlukta olduğunu söylemek de lazım.
bir bu kapağa bakıyorum bir ashbringer’ın yügen’ine.
kapak çok mühim aga
@Godless Killing Machine, Ağaç olsun, yalnız Burzum, Darkthrone gibi grupları çağrıştırmasın. Mesela şu şekil yaratıcı olacaksa olsun.
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/d/d7/Drudkh_-_Autumn_Aurora.jpg