2018’de çıkardıkları “Damnation” EP’leriyle ilk andan yeterince karanlık bir ışık yakan Kocaelili melodik death metal grubu BASEBORN’un yeni EP’si “In Perpetual Motion”la birlikteyiz bugün. Ülkemizdeki pek çok grubun hevesli ve gaz bir giriş yapıp ardından “yaparız yeaea” havasına girdiği düşünüldüğünde BASEBORN’un standardını devam ettiren bir işi çok da gecikmeden sunması önemli.
EP’ye baktığımızda BASEBORN’un “Damnation”daki AT THE GATES temelli İsveç melodik death metal kimliğini devam ettirdiğini görüyoruz. BASEBORN bir AT THE GATES klonu değil, ancak AT THE GATES’in daha çiğ ilk dönemlerinden de daha modern yeni hâlinden de esintiler barındırdığını söylemek mümkün. Grup özellikle üst üste iki gitarı etkin kullanma konusunda gayet iyi örnekler sergiliyor. Her ne kadar BASEBORN’da tek bir gitarist olsa da rif ve arpejin üst üste kullanıldığı hem hırçın hem damar bölümler gayet başarılı kullanılmış. İlk EP’deki akılda kalıcı rif yazımı “In Perpetual Motion”da kendini daha da oturaklı şekilde gösteriyor. Riflerin akılda kalıcılığı, beste trafiklerindeki olgunlaşmayla daha da değerleniyor. BASEBORN şarkıları 235 tane rif üstüne kurmuyor, ancak elindekileri iyi ve etkili değerlendiriyor.
Vokal konusunda da ilk EP’nin üstüne çıkan bir performans var. Grubun bir anda seviye atladığını falan söylemiyorum ama her eleman “Damnation”ın üstüne koymak için ne yapabilirim sorusunu kendisine sormuş ve bu da EP’nin kalitesine yansımış. Açılışı yapan “Ritual”a “Call our name” diye kükreyerek giren vokaller, akabindeki zehirli rifler ve adrenalin tutkunlarına hitap eden atarlı davul yazımıyla insan gerçekten de kendini 1994 Göteborg’unda bulabiliyor. Tüm bunları anlamlı kılan diğer bir şey de prodüksiyonun yapılan müziğin hakkını veriyor oluşu. “In Perpetual Motion”da hiçbir açıdan sırıtmayan, gayet çekici, etli, dolgun bir sound var bu sayede bu 25 dakikalık EP’yi arka arkaya dinleme konusunda hiçbir tereddüt yaşamıyorsunuz.
BASEBORN ne yaptığını bilen bir grup. Bir şeyleri sıfırdan yaratmak gibi bir dertleri yok ve bunu ilk andan belli ediyorlar. Zamana karşı dönem dönem bocalasa da özünde muhteşem özellikleri olan bir geleneği hakkını vererek yapıyor ve bu konuda, bu türde ülkemizdeki en yetenekli gruplardan biri olduklarını gösteriyorlar. Konu Göteborg usulü melodik death metal olduğunda benzer hisleri son olarak bundan ta 12 yıl önce, Ankaralı NETTLETHRONE “Dissonant Progression”ı çıkardığında yaşamıştım ve BASEBORN da “In Perpetual Motion” ile bu inancı ve güveni bana bunca zaman sonra tekrar yaşatmayı başarıyor. Yolları açık olsun; artık bundan sonra albüm bekliyoruz. “In Perpetual Motion”ı Spotify’dan dinleyebilirsiniz.
Linkteki şarkı Be’lakor diye bağırıyor.