# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
AMNUTSEBA – Emanatism
| 12.04.2020

İşitsel uyumsuzluk.

Oğuz Sel

Sizi bilmiyorum ama ben bunca zamandır bin bir türlü acayip müzik dinlememe rağmen uyumsuz notalarla müzik yapan grupların birçoğuna hâlâ tam anlamıyla ısınabilmiş değilim. Fakat karşıma çıktığı anda, sağ elini uzatıp avuç içi yukarı bakacak şekilde yumruk yaptıktan sonra, işaret parmağını içe doğru bükük şekilde kaldırıp önce bana, sonra kendine doğru hareket ettirmek suretiyle “gel gel” yapan albümlerle karşılaşınca donakalıyorum. Bu yapımları dinlemeden geçemiyorum, albümlerdeki bazı parçaları övmeden edemiyorum. Uyumsuz notaların ardına sinip sinip gizlenen, bu yolla her yanından şer akan gizemli şarkılar oluşturan Amnutseba ve albümü “Emanatism” bu seferki konuğumuz.

Kaç kişiden ve kimlerden oluştuğunu bilmediğimiz Amnutseba, Fransa’nın metal emekçilerinden. Ne zaman kurulduğu gibi bilgilere ulaşamasak da ilk eserlerini 2017 yılında vermeye başlayan ve ilk iki demosunu birleştirip toplu hâlde dinleyicilere sunan grup, başlarda daha mülayim sayılabilecek parçalar hazırlarken “Emanatism” ile karanlığın merkezine doğru seyahate çağırıyor âdeta dinleyenleri. Hem uyumsuz notalardan bahisle yaptığım giriş hem de grubun Fransız olması nedeniyle aklınıza doğal olarak “Yeni bir Deathspell Omega klonu mu?” gibi sorular gelebilir. Amnutseba, müzikal açıdan gerek The Metal Archive üzerinde gerekse bazı başka metal sitelerinde black metal olarak tanımlansa da ben grubun ürettiği müziği deneysel death metalle iştigal eden Portal’a daha çok benzetiyorum. Beri yandan Amnutseba’nın yegâne iletişim kaynağı olan Bandcamp sayfasında da her bir albüm altındaki tag’lerde “death metal” anahtar kelimesi bulunuyor. Iron Bonehead ise grubu doğrudan doğruya, Nightbringer ve Skáphe ikilisine atıflarla sunuyor. Artık takdir, siz kıymetli PA takipçilerinin.

Müziğini bir saldırı aracı olarak kullanmayan, bunun yerine, dinleyeni, çaresizliğin ve bilinmezliğin ortasına bırakıp oradan yavaş adımlarla uzaklaşan Amnutseba, ilk parçanın takip edilemez havası içerisine, çok belirgin ama tedirgin edici gitar pasajları ekleyerek bu sürecin fitilini yakıyor. Vokalin çok katmanlı şekilde kaydedilmesi, anlaşılabilir kelimeler zikretmek yerine hırıltılar, boğuk sesler çıkarması, hatta kimi yerlerde ses üzerinde oynama yapılarak yapaylaştırılıp normal bireylere garip gelecek hâle getirilmesi, şarkılardaki tekinsizlik hissini oldukça yükseltiyor. Karambol gidişattan beslenen parçaların biraz uzun sürmesi ise yapımın yıldırıcılık katsayısını arttırıyor. Hele hele böylesi işlere benim gibi ilk bir iki dinlemede hâkim olamıyor, şarkıları çözmeye çalışırken hoparlör/kulaklıklardan yayılan acayip seslerin yarattığı görünmez ağların arasında kendinizi çırpınır vaziyette buluyorsanız, her ne kadar büyük değişiklikler arz etmeseler de sonraki şarkıların gelmesini iple çekiyor, bir karanlığın sonlanıp diğer bir karanlığın gelmesinin yollarını gözlemeniz muhtemel.

Uyumsuzluktan dem vurup “Emanatism”in boğuculuğunu kendimce izah etmeye çalışırken hakkını teslim etmem gereken bir parçadan bahsetmezsem ayıp olur. Albümün genelinden ayrılan bu parça “Dislumen”. “The X Files” açılışındakini andıran bir ıslık/pikolo flüt karışımı sesle icra edilen ve üçüncü dakikasından itibaren şarkının gerginliğini/garipliğini zirveye taşıyan bölüm, albümün genelindeki en anlaşılır ve belki de en gizem dolu kısım. Gitarların geri plana alınıp endüstriyel davullar ve güçlü baslar eşliğindeki, bilmem kaç kez overdub yapılmış vokallerle sürüp giden kısım, albümün en vurucu anlarını teşkil ediyor. Sanki ilk parçadan itibaren, zehirli bir kek yapmak üzere karışım hazırlanıyor. “Dislumen” ve bahsettiğim kısımlar, hazırlanan karışımı son hâline ulaştırıp kek olmasını sağlayan fırın görevi üstleniyor resmen. Şey, evet, kritiği yazarken kek yedim.

Benim için takip edilebilirlikten uzak olan ancak daha evvel başkaca grupların bu tür albümleri için söylediğim gibi toptan bir işitsel tecrübe şeklinde ele aldığınızda etkisini gösteren “Emanatism”, son şarkının ortalarında giren, annesine istediğini aldırmaya çalışan şımarık çocuk ağlaması kıvamındaki vokalleri saymazsak, fena olmayan bir eser. Uyumsuz black/death metal tutkunları albüme göz atsın derim. Bu arada kapak, şahane.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (5.88/10, Toplam oy: 8)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Iron Bonehead Productions
Kadro
Bilinmiyor
Şarkılar
1. Abstinence
2. Ungrund
3. .
4. Dislumen
5. Tabula
  Yorum alanı

“AMNUTSEBA – Emanatism” yazısına 2 yorum var

  1. turantemel says:

    iki gündür aralıksız resim yaparken ve kitap okurken dinliyorum, şuan fahrenheit 451′i okuyorum ve tematik olarak belli bir uyum yakaladım bu ikisi arasında. sadece dakika 25 gibi endüstriyel dıp-tıslar biraz keyif kaçırıcı oldu benim için, ancak albümün genel havası fazlasıyla olgun geliyor.
    dinlerken death değilde, amnutseba’nın daha çok black-drone tarzına yakın olduğunu düşünüyorum. mizmor ve özellikle inter arma dinlerken hissettiklerime yakın şeyler hissettim.
    ve bu yapıtı dinlememe vesile olan kesinlikle albümün kapağı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. richard laillier’ın üretimi olan görsel, müziğe net bir anlam kazandırdığı kanısındayım. genel olarak kağıt üzerine füzen çalışan ve soyut, peyzajvari karanlık imgeler sunuyor. bir facebook sayfası var kapağı beğenenler kesinlikle incelemeli.
    kritik için teşekkürler, pasif agresif yine üretimlerime anlam katan müzisyenlerle beni tanıştırmaya devam ediyor.

    Ouz

    @turantemel, Bu güzel yorum için ben teşekkür ederim. Her zaman dediğim gibi yazdıklarım bir işe yaradıysa ne mutlu bana. :)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.