VREDEHAMMER’la tanışmam, ABBATH gitaristi Per Valla’nın kendi grubu olduğunu öğrendiğim bir 2016 Mart’ında başlamıştı. VREDEHAMMER adlı bu grubu hemen dinlemiş ve beğenme ile çok beğenme arasında bir yerlerde konumlanmıştım. Death metal, black metal, thrash metal, melodik unsurlar, pek çok şey… VREDEHAMMER kuzeyin soğuğunu karakteristik bir grilikle birleştirerek gayet leziz bir müzik yapıyordu. Önceki albüm “Violator”ı ilk kez Kıbrıs’ta, Girne’nin sıcağında dinlemiştim. Tertemiz havada albümü dinleyerek yürürken, ilk şarkıdaki gibi “Light the Fucking Sky!” diye içten içe yırtınıyor, huzura eriyordum.
Tam 4 yıl geçti ve ben VREDEHAMMER’ın yeni albümünü “sokağa çıkarsam ölebilirim” düşüncesi eşliğinde yazıyorum. Daha bundan 1 ay önce Güzide’yle 2020’de gezmeyi planladığımız yerlerin listesini yapıyorduk, şimdiyse aldığımız yiyeceklerle 3-4 hafta evden hiç çıkmadan yaşayabileceğimizden bahsediyoruz…
Neyse ki en azından dinlediğimiz müzikle, izlediklerimizle, okuduklarımızla bu tarz bir distopyaya karşı sudan çıkmış balık durumunda değiliz. Felâketlere, dünyadaki yıkıma, toplu ölümlere, kıyamete istinaden yapılan müziklere, çekilen filmlere, yazılan romanlara aşinayız. Daha bundan 4 ay önce CATTLE DECAPITATION yeni albümü “Death Atlas”ı çıkarmış ve şu an yaşadıklarımızı bir bir anlatmıştı: End Transmission, The Geocide, The Great Dying, One Day Closer to the End of the World, Bring Back the Plague…
Şimdiyse karşımızda VREDEHAMMER var. Norveççe “Öfke Çekici” anlamına gelen VREDEHAMMER, kabul edilebilir yıkıcılıktaki nispeten kurallı ve düzenli müziğiyle sertliği dozunda sevenlerin kanını kaynatmak için karşımıza çıkıyor. Dozunda kısmı yanlış anlaşılmasın; grup olayın black metal tarafına kaydığında, blast beat’e yüklendiğinde ciddi anlamda yok edici bir şeye dönüşüyor. Gayet sağlam rifler, aralarda çatır çatır kazımasyonlar, Randy Blythe’vari bir vokal ve kütür kütür davullar grubun öne çıkan özellikleri arasında.
“Viperous”ı yaklaşık 20 kez dinledikten sonra albüme dair diyebileceklerim, grubun “Violator”daki karakteri genel olarak devam ettirdiği, ancak bazı sivri uçlar bırakmayı da ihmal etmediği yönünde. Klavyenin yer yer bir anda öne çıkması, elektronik alt yapının az da olsa kendini belli etmesi önceki albümün daha bodos yapısından sapan şeyler. Bunun yanı sıra, “Viperous”ın genel yıkıcılığı “Violator”a göre bariz şekilde daha yüksek. Önceki albümde “Ursus” gibi AMON AMARTH groove’una bulaşan şarkılar varken burada daha net bir dayakçılık söz konusu. Organik mi, nefes alıyor mu o konudaki fikri size bırakıyorum, ancak ortada iyi kurgulanmış bir şeyin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Per Valla gitar üzerinde ne yaptığını biliyor ve black metalden beslenen death metal rifleri; thrash metal ateşiyle yanan yırtıcılığıyla albümü adı gibi zehirli kılmayı başarıyor. Yeri geliyor albüme adını veren şarkının ortalarındaki gibi LAMB OF GOD’vari bir groove’la hoplatıyor, yeri geliyor kapanış şarkısının ilk verse’ündeki ENSLAVED benzeri rifle farklı atmosferlere sokuyor.
Hepsini toplayınca elimizde, kendi adıma “Violator” heyecanına sahip olmayan; daha aceleci, iyi anlamda daha panikli bir albüm duruyor. Valla harbiden de bu işi bilen bir (abimiz diyecektim de benden 6 ay küçükmüş) arkadaşımız ve “Viperous” da VREDEHAMMER diskografisi açısından iyice bir albüm. Kapanış şarkısı gibi bence boş yapan şarkılar da var, başladığında sizi duvardan duvara vuran “Skinwalker” ve “Wounds” gibiler de. Sonuçta bence grupla henüz tanışmadıysan önce önceki albümden “Light the Fucking Sky”ı dinle, grubun tüm özel hareketlerini ve kombolarını gör, sonra dilersen o albümün geri kalanını, dilersen “Viperous”ı dinlersin.
Sonuçta önemli olan tek bir şey var, o da ne yap et mutlaka #EvdeKal
Kadro Per Valla: Vokal, lead gitar, klavye, bas
Kristoffer Hansen: Gitar
Kai Speidel: Davul
Şarkılar 1. Winds of Dysphoria
2. Aggressor
3. Suffocate All Light
4. Viperous
5. Skinwalker
6. In Shadow
7. Wounds
8. Any Place but Home
9. From a Spark to a Withering Flame
Genel hatlarıyla güzel bir kritik olmuş ancak gruba bir Black/Death metal grubu diyebiliriz sanırım …
bir önceki albümde çok iyiydi buda öyle.
temiz ve anlaşılır agresifliğin hastasıyız.
boya takıntısı olanlar aramasın gibi müzik