# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
OZZY OSBOURNE – Ordinary Man
| 08.03.2020

Elveda Ozzy…

Kaan Ünal

Mutluluğu en iyi bilenler; kelebekler, sabun köpükleri ve insanlar arasında bunun gibi olanlardır…” – F. Nietzsche

Bu bir albüm incelemesi olması gerektiği için öncelikle bu albüm hakkında bir iki kelam edip Ozzy hakkında anlatmak istediklerime hızla geçeceğim.

“Ordinary Man”, Ozzy Osbourne’un on ikinci ve büyük olasılıkla veda albümü olarak 2020 yılı şubat ayı itibarıyla bizlere muhteşem bir hediye olarak sunuldu. Ozzy, yaşının 71 olması ve sağlık durumunun gittikçe bozulmaya başlamasından dolayı; özenilerek ve tutkuyla yapılmış son bir efsane albümle bizlere veda ediyor gibi duruyor. Ozzy’nin sesi hâlâ son derece güçlü. Hiçbir parçada kolaya kaçılmamış ve bu şarkıları söylemeyi deneyecek olan başkalarını kepaze edecek düzeyde güzel bir vokal kullanmış.

Özellikle belirtelim; bu albümde, öncekilerde hiç olmadığı kadar fazla Black Sabbath tadı ve tarzı var. Daha ilk parça olan “Straight to Hell” muhteşem sert bir rif ve sound ile başlarken, Black Sabbath zamanlarındaki Ozzy’e ait gibi görünen meşhur bir “Alright now!” patlatıp işin içine bodoslama dalıyor. Albüm ilerlerken yer yer yumuşak parçalarla da sanki geçmişin ve şimdi geldiği yerin son derece duygusal bir muhasebesi ve değerlendirmesi yapılıyor. Yer yer de bu duygusallığın içindeki esrik deli, ben buyum ve değişmedim demek istiyor.

Örneğin “Goodbye” adlı parçada ilk 2 dakika çok duygusal giderken sonra birdenbire müzik hızlanıp sertleşiyor, deliriyor. Vokalin yanında, bas ve gitarın insan ruhunu bu kadar güzel yansıttığı yerler adeta birer başyapıt niteliğinde. Parçanın bitişinde Ozzy’nin, “Is it tea time yet? Do they sell tea in Heaven?” demesi, bunu söylerkenki ses tonu, asla bu dünyaya ait olmayan bir çılgın olduğunu bize hissettirmeye devam ediyor.

Elton John ile söyledikleri “Ordinary Man” ise bence yüzyıllarca dinlenecek tanrısal bir ballad. Ozzy’yi çok seviyoruz ama Elton John efsanesi ile bir arada olunca insan tanrısallığı dibine kadar hissediyor ve bu dünyadan kopuyor. Ve ve ve gelelim “Under the Graveyard”a… Bu parça belki de Ozzy’nin hayatı boyunca bize verdiği en büyük hediyelerden biri. Single olarak ilk çıktığı zaman dinlemeye başladığım ilk saniyelerde kendimden geçip hüngür hüngür ağlamıştım. Bu parça Ozzy’yi ve Ozzy’yi sevenlerin varoluşunu en güzel yansıtan başyapıt bence. Hele bir klibi var ki akıllara zarar.

“Eat Me” yine, adeta bir Black Sabbath parçasıymışcasına Ozzy’nin mızıkasıyla başlayıp; gerek acayip uçuk bestesiyle, gerek kaçık sözleriyle, bizi esrikliğin zirvelerine sürükleyip bir daha da yere inmemizi yasaklıyor.

“Today Is the End” ise son derece orijinal bir bestesi olan; yine kesinlikle Sabbath tatlarını barındıran, dinlemesi çok zevkli, özenle yapılmış bir parça. “Holy for Tonight” da yine Ozzy’nin harika vokalini en güzel şekilde kullandığı, çok duygusal bir ballad.

Ozzy albümüne iki yeni genç sanatçıyı da katarak adeta geleceğe kapı açıp köprü olmak da istemiş ve çok da iyi etmiş. “It’s a Raid”’i Post Malone ile söyleyerek adeta “Show must go on” demek istemiş. Sonra da parçayı “Fuck you all!” diye bitirerek “Ozzy’dir, ne yapsa yeridir” dedirtmiş.

Son bombası ise pop bir parça olan “Take What You Want”, Travis Scott adlı genç sanatçıyla yaptığı bir beste. Ben çok beğendim. Ozzy bülbül gibi şakıyor adeta. “Popsa pop; ben hiçbir kural tanımam, kuralları ben yaratırım” demek istemiş.

Evet arkadaşlar… Bu albüm Ozzy’nin yaptığı en iyi albüm değil, ama inanın en iyilerinden biri. Bana sorarsanız, şu anda 50 yaşımda olduğum ve eski albümlerine taptığım için “Ozzmosis”ten sonraki en iyi albümü diyorum. Ama siz, “ben gencim, yeni sound severim” derseniz belki de en iyi albümü bu diyebilirsiniz; kim karşı çıkabilir ki?

Evet Metalciler! Çılgınlar! Albümün kritiği buraya kadardı, bundan sonrası “Ozzy kritiği”dir.

I’m breaking the rules and its for me and for you.
I’m just a rock ‘n’ roll rebel!!!
” (Bark at the Moon)

Ozzy’nin müziğiyle ilk karşılaşmam 1988 ya da 1989 gibi, öğrenci evinde, aşırı içtiğim bir gece misafir gittiğim arkadaşımdan aldığım karışık kaseti walkman’e takıp iki adet Ozzy parçasını dinlememle başladı. Sonradan “Bark at the Moon” albümünde olduğunu öğrendiğim bu iki parça “Rock ‘n’ Roll Rebel” ve “Centre of Eternity”ydi.

O nasıl bir sesti, nasıl bir ruhtu? “İşte vokal budur!” demiştim. Ses tonundaki o çılgınlığı, o saf deliliği hissettim, tüm benliğimi ele geçirdi. “Bu diğerlerinden çok farklı” diye hissettiğimi hatırlıyorum. İki yıl kadar sonra “No More Tears” çıktığında hemen gidip aldım. Sanırım Ozzy’nin ülkemizde basılan ilk albümüydü ve mükemmeldi. O zamandan beri Ozzy’yi hep en samimi, en doğal söyleyen, en “metal” vokalist olarak gördüm. Zaten bu işleri ilk çıkaran da onlar değil miydi?

Ozzy baştan beri her hareketiyle tüm metal camiasına örnek teşkil etmiştir. Black Sabbath’tan sonra gelen tüm metal grupları Ozzy’nin çılgınlığını, deliliğini, saldırganlığını, sahne hakimiyetini, özgür davranışlarını, kendine güvenini, çılgınca yüz ifadelerini örnek alıp taklit ettiler.

I’m waiting for darkness
You gotta believe, you gotta believe it’s true!

Ozzy’nin tüm sırrı gerçek olmasında arkadaşlar. Ozzy rol yapmıyor, içten söylüyor, söylediği gibi yaşıyor, yaşadığı gibi söylüyor. İçiyor… Ayık şekilde sosyal hayatın boktanlıklarını hissetmek zorunda kalması, onun için olabilecek en korkunç şey. Öğlen kalkıyor uykudan, gecenin sarhoşluğu geçmeden hemen bir biraya sarılıyor, bir şeyler yer yemez şaraba asılıyor, sonra votka gibi şeyler, sonra çok başka şeyler… Grup arkadaşlarıyla sürekli şakalaşmalar, kahkahalar, dışarı çıkıp her yerde ve herkesle dalaşmalar, şakalar, yine içmeler, kendini kaybetmeler… Ayık kafayla, bu hayatın berbat gerçekleriyle sürekli yüzleşmenin saçma olduğunu düşünüyor ve istediği hayatı yaşıyor. ”Hard and Heavy”nin temelinde de bu özgürlük yatmaz mı zaten? Evet bu temeli Ozzy atıyor, adeta yaşayan bir örnek oluşturuyor ve heavy metale kendi ruhunu üflüyor. Heavy metalin şahs-ı manevisi oluyor.

Tell your mama that you’re gonna be late
But not to worry we’ll just be rockin’ all night.

Bir de şu husus çok önemli arkadaşlar: heavy metal, “mış gibi” yapılmaz, yaşanır. Ozzy’nin baştan beri bize örnek olduğu şey içmek filan değil aslında. O sanatçı olduğu için uçuktur, içer sıçar. Ozzy’nin bize örnek olup anlatmak istediği şey, gerçek olabilmemiz gerekliliği.

1990 gibi şöyle bir metalci tipi ortaya çıkmıştı: anne babasının evinde, odasından çıkmayıp bunalım takılan, kendine güvensiz, poser dediğimiz, siyah tişört giyip en iyi ihtimalle gitara başlayan insanlar. Hayır, hayır, hayır… Gerçek rocker ya da metalci amacı neyse onun peşinden gider ve koparır. Hayatla iç içedir. Bazı şeyleri kabullenemez ve isyancıdır, ama asla kaçmaz ve karanlık odalara tıkılmaz. Her zaman sokaklardadır. Hayata dalar ve kuralları kendisi koyar, hayatını değiştirir.

My head’s so full of things,
I set my mind free of them
I’m breaking the rules,
Breaking all the rules.

Ozzy’yi büyük yapan da işte bunlardır. Birmingham’ın dumanlı sokaklarında başlayıp L.A.’de yeşillikler içindeki bir villada devam eden bir rüya…

O bir şeyleri yarattı, bir şeyleri diriltti. Bir ölüyü bile diriltebilecek güce sahip bir müzik türünü yarattı.

İyi ki varsın Ozzy, iyi ki metal var! Haydi hep beraber bir defa daha haykıralım: OZZYYY!!!!

Leave me alone, don’t want your promises no more
Cause rock n’ roll is my religion and my law!

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.05/10, Toplam oy: 61)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2020
Şirket
Sony Music
Kadro
Ozzy Osbourne: Vokal

Andrew Watt: Gitar
Duff McKagan: Bas
Chad Smith: Davul
Tom Morello: Gitar (8)
Slash: Lead gitar (1, 4)
Charlie Puth: Klavye (1)
Elton John: Piyano, vokal (4)
Post Malone: Vokal (10, 11)
Travis Scott: Vokal (11)
Louis Bell: Klavye (10)
Nathan Perez Klavye (5, 8)
Şarkılar
1. Straight to Hell
2. All My Life
3. Goodbye
4. Ordinary Man
5. Under the Graveyard
6. Eat Me
7. Today Is the End
8. Scary Little Green Men
9. Holy for Tonight
10. It's a Raid
11. Take What You Want
  Yorum alanı

“OZZY OSBOURNE – Ordinary Man” yazısına 18 yorum var

  1. Kaan eline sağlık. Ozzy Osbourne’un senin için ne ifade ettiğini biliyorum, umarım bu yazı ile içindekileri bir nebze olsun ifade etmişsindir. Gayet samimi, içten bir yazı olmuş.

    Bir de seni memnun edecek bir haber vereyim, yakında albüme adını veren şarkının da klibi yayınlanacak.

    Tekrardan eline sağlık, en kısa zamanda görüşmek üzere.

    Kaan

    @Ahmet Saraçoğlu, Sen de iyi ki varsın sevgili dostum. Bana bu fırsatı verdiğiniz için çok sağolun.

    I can’t take this alone
    Don’t leave me on my own tonight
    No, no I can’t take it alone
    Don’t leave me on my own tonight
    (S.I.N.)

  2. Rust in Peace. says:

    Travis Scott ve Post Malone’yle yaptığı şarkıyı yeni gördüm, tepkim “wtf” oldu. Hadi post malone’nin rock/metal sevgisi biliniyor da Travis Scott’u niye çağırmışlar onu anlamadım ahahahsbs
    Sevdim ben yine de

    Ashes of the Wake

    @Rust in Peace., travis scott daha metalci post malone’da. in flames ve pantera hayranı adam. tabi bunları bilmeme rağmen hiç dinlemedim kendisini ama post malone’u baya dinlemişliğim var. harika müzisyen.

  3. Murat 'HISTORIAN' KARAN says:

    Kaan üstadım, No More Tears, Ozzy’nin Türkiye’de yayınlanan ilk albümü değildir. Randy Rhoads Tribute, No Rest For The Wicked ve Just Say Ozzy ( mini konser albümü ) albümleri, No More Tears’dan önce kasetleri İ.M.Ç. tarafından basılmıştı. Saygılarımla…

    Ahmet Saraçoğlu

    @Murat ‘HISTORIAN’ KARAN, Kaan orayı “basılan” yazmıştı, ben “yayınlanan” olarak değiştirdim. Yanlışı ben yaptım, şimdi sen deyince de düzelttim. Kaan doğrusunu yazmıştı, o konuyu netleştirmiş olayım.

    Kaan

    @Murat ‘HISTORIAN’ KARAN,
    Ülkemizde daha önce çıkmış olan albümleri olmasına sevindim. O zamanlar müzik galerilerinin raflarında aradığım için ben ulaşamamışım demek ki. Bilgilendirme için teşekkür ederim.

  4. Raddor says:

    Çok iyi inceleme olmuş abi eline sağlık. Albüm de muhteşem bence. Başta vasat gibi geliyor ama dinledikçe şaşırtıcı şekilde güzelleşiyor. Manevi boyutu da büyük olunca benim de gözümde 10′dan aşağı değerde gözükmüyor albüm.

    Black Sabbath göndermeleri benim de acayip dikkatimi çekti. Farklı olmuş albüm. Gitar tonunda bile yenilikçi davranılmış. Daha fuzzy bir ton seçmiş gitarist. Sanırım aynı zamanda prodüktör de zaten kendisi. Onun yerine her türlü Zakk Wylde olsun isterdim ama böyle bir değişikliği de albümün genel havası için uygun buldum. Ölüm teması çok yoğun işlenmiş. Ama It’s a Raid yok mu? İşte o parça bu yılki favorim. O ne gaz iştir be öyle!?

    Sonuç olarak albüme 10, kritiğe 11 (these go to eleven!)

    Kaan

    @Raddor, Teşekkür ederim dostum :) Evet Zakk’i hep arıyorum ben de, sürekli..Başta ben de boşluğa düşmüştüm ama şimdi Ozzy nin en sevdiğim albümleri arasına girdi, bu gidişle bir numaraya çıkacak gibi:) It’s raid’in ben de hastası oldum :) Bir de bu kritiği yazarken tematik olsun istedim ve o gece felaket uçtum, uçmakla kalmayıp acaip serserilikler de yaptım. Benimle mezara gidecek..Çok eğlendim. ;)

  5. enemyofgod says:

    Ozzy bu işi biliyor

  6. Kaan abi, Ozzy konusundaki güçlü hissiyatını çok içten yansıtan harika bir kritik olmuş. Kalemine sağlık. Bazı yerleri senin kendinden emin o ses tonunu duyarak okudum adeta. Deneyimli dinleyicilerin yazdığı kritikleri okuyunca “içeriden bilgi” almış gibi hissediyorum.

    Kaan

    @Güzide Arslaner, Çok teşekkür ederim Güzide kardeşim. Ozzy sayesinde güzel anılarımızın üstüne yeni güzel anlar ekleyebiliyoruz hala, ne mutlu.

  7. Semiha says:

    Veda albumune özel cok degerli bır krıtık olmus

    Kaan

    @Semiha, Thanks sister! ;)

  8. tahsin says:

    Bu sabah rüyamda Ozzy’i gördüm yeni albüm çıkartıyormuş ya da çıkartmıştı. Üstünde bedevi kıyafeti vardı böyle araplar gibi takılıyordu. Elinde kopuz, bağlama tarzında bir enstruman vardı. Artık Ozzy’nin veda albümü çıkarması nasıl dokunduysa saçma sapan rüyalar görmeye başladım ahahah.

  9. \m/ says:

    Çok seviyorum lan seni. Öyle belirtmek istedim sadece…

  10. deadhouse says:

    Adam mainstream pop, rap, rock camiasında kim var kim yok toplamış. Charlie Puth yok artık. Ozzy baba senin büyüklüğün tartışmalı değil. Böyle boş tiplerle işbirliğine gerek yoktu.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.