Fransa’nın sayısız çirkin müzik elçisi arasından biri var ki… Yok böyle başlanmaz. Biriyle ikisiyle olmaz o iş. Fransa’da gerçekten çok fazla çirkin müzik yapılıyor ve birini “en” mertebesine koyarsanız elinizde “e peki ya bu?” diye bir dolu pislik grup kalıyor. Biz bugün bunlardan NECROWRETCH’i ele alacak ve yeni albümleri “The Ones from Hell”i inceleyeceğiz.
2015 yılında İstanbul’da, 2017’de ise hem İstanbul hem de İzmir’de konser veren grup 2017’deki dehşet albümü “Satanic Slavery”nin ardından şimdi de cehennemden gelenlerle karşımıza çıkıyor. Death ve black metalin en nefis sentezlerinden birini sunan NECROWRETCH “The Ones from Hell” itibarıyla olayın black metal tarafına daha çok yaslanan bir profil çiziyor diyerek girişimizi yapalım. “Satanic Slavery”yi bilmem kaç kez dinleyen ancak buna rağmen çıktığı sene albümü yazma fırsatı bulamayan bir insan olarak grubun yeni albümde biraz olsun daha kabul edilebilir bir tarafa kayacağını az çok bekliyordum.
Bunun sebebi NECROWRETCH’in direkt Season of Mist bünyesine girmesi değil, kariyerinin belirli dönemlerindeki 3-4 albüm çıkarmış grupların eğer biraz olsun işi daha ciddi ele almak istiyorlarsa bu yönde adımlar atmaya başladığını düşünmemdi. Tahmin ettiğim gibi de oldu. “The Ones from Hell” her şeyiyle bir pislik çukuru olsa da NECROWRETCH’in şimdiye kadarki en edepli, en temiz pislik çukuru olarak karşımıza çıkıyor.
Bunun başlıca sebebi, misal önceki albümler oldukları gibi şeytanla, iblisle, full HD kötülükle ilgiliyken “The Ones from Hell”in tematik olarak daha yerel bir konseptinin olması. Dinler tarihi ve Orta Doğu masallarından bahseden sözler, kapaktaki yerel Doğu tatları ve buna uygun müzikal yaklaşım “The Ones from Hell”in ister istemez daha bir usturuplu olmasını gerektiriyor.
Bu durumu görmek için açılış şarkısı “Pure Hellfire”a bakmak yeterli aslında. Grup akustik gitarla giriyor, tansiyonu yükseltiyor ve belli bir konsepti olan her albüm gibi açılışı aceleye getirmeden, alıştıra alıştıra yapıyor, her şeyi yakıp yıkmadan olaya bir nebze daha epik ya da en azından oturaklı yaklaşıyor. Bu da albümün adrenalin dozunu en baştan düşürüyor. İlk iki dakika itibarıyla NECROWRETCH değil de sanki yakın dönem TRIBULATION dinliyormuş gibi hissetmeniz son dere olası.
Albümün sonrasında açılsa ve vahşetini pıhtılar eşliğinde üzerimize püskürtse de “The Ones from Hell”in genel anlamda ölüm kusmadığı da açık. “Darkness supreme!” çığlıkları ile sonrasındaki fado benzeri İspanyol rüzgârları gibi şeyler, albümde fark edilir bir kontrast oluşmasını sağlıyor. Grubun daha tavizsiz geçmişini seven dinleyiciler açısından bu belli oranda negatif bir etki yaratabilir mi, bence yaratabilir. Ancak bu açıdan bakmaz ve olayın kalite tarafına yoğunlaşırsak, NECROWRETCH’in ne yaptığını yine bildiği, bildiği şeyi de iyi uyguladığı orada. Bu noktada genel karakteri oluşturan ve NECROWRETCH’in bu albümdeki kısmi sterilliği yasladığı şey olarak albümde hissedilir bir WATAIN, DISSECTION etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Sadece soğuk ve lanetli melodiler anlamında söylemiyorum; grup kullandığı rif kalıpları ve arpejler açısından da WATAIN’den alışık olduğumuz ve DISSECTION’cılık etkisi sergiliyor. Daha fazla alışık olduğumuz kıyamet gibi NECROWRETCH’in albümün ikinci yarısında baskısını artırdığını da söyleyebiliriz.
“The Ones from Hell”, kurbanlarını hiç acımadan, saniyesinde öldüren bir seri katilin Dexter’vari bir sanatsallığa bürünüp işin tadını çıkarma arayışına girdiği bir albüm olarak göze çarpıyor. NECROWRETCH’le bu albümle tanışacak olanlar albümü de grubu da çok sevebilirler, ancak yılların NECROWRETCH’çileri arasından albümü biraz uysal bulanlar da elbet olacaktır. Bu biraz da sizin cinayet kavramına nasıl baktığınıza bağlı.
Kadro Vlad: Vokal, gitar
Ilmar: Davul, perküsyon
Wence: Bas, gitar
Şarkılar 1. Pure Hellfire
2. Luciferian Sovranty
3. The Ones from Hell
4. Absolute Evil
5. Codex Obscuritas
6. Darkness Supreme
7. Through the Black Abyss
8. Necrowretch
Bu albümün kapağını gördüğüm andan itibaren beni bir endişe rüzgarı almıştı başına. Satanic Slavery gibi her şeyiyle pislik çukuru olan bir albümden sonra ne yapacaklarını merak ediyordum. Açıkcası benim için ortakarar bir albüm oldu. Hiçbir şarkıda fazla bir özellik bulamadım. Umarım bir sonraki albümde yine her zaman olduğu nefretin dolup taştığı bir albümle geri dönerler.
“Bu da albümün adrenalin dozunu en baştan düşürüyor. İlk iki dakika itibarıyla NECROWRETCH değil de sanki yakın dönem TRIBULATION dinliyormuş gibi hissetmeniz son dere olası”
Çok kötü ve alakasız benzetme olmuş. Hele hele yakın dönem Tribulation dersek cidden ciddiyetten uzaklaşmışız demektir. Albüm çatır çatır hızlı ve kan kokuyor. Çok zorlarsan eski dönem Tribulation’a benzetebilirsin. Evet bir Satanic Slavery değil fakat yazıda bahsedildiği gibi üsturuplu da değil .
@Bloody Rose, ben sadece “ilk iki dakika” diyorum, sen 37 dakikalık albümün tamamı için bunu dediğimi söylüyorsun. Albüm tabii ki de çatır çatır hızlı ve kan kokuyor. Ama arada eskiye oranla bazı değişiklikler, sakinlikler olduğunu da yok sayamayız. Tribulation’dan kastım ilk şarkının ilk 2 dakikası. Yoksa Necrowretch gotikleşmiş demiyorum tabii ki. Hava olarak bahsediyorum.
Bu albümün kapağını gördüğüm andan itibaren beni bir endişe rüzgarı almıştı başına. Satanic Slavery gibi her şeyiyle pislik çukuru olan bir albümden sonra ne yapacaklarını merak ediyordum. Açıkcası benim için ortakarar bir albüm oldu. Hiçbir şarkıda fazla bir özellik bulamadım. Umarım bir sonraki albümde yine her zaman olduğu nefretin dolup taştığı bir albümle geri dönerler.
“Bu da albümün adrenalin dozunu en baştan düşürüyor. İlk iki dakika itibarıyla NECROWRETCH değil de sanki yakın dönem TRIBULATION dinliyormuş gibi hissetmeniz son dere olası”
Çok kötü ve alakasız benzetme olmuş. Hele hele yakın dönem Tribulation dersek cidden ciddiyetten uzaklaşmışız demektir. Albüm çatır çatır hızlı ve kan kokuyor. Çok zorlarsan eski dönem Tribulation’a benzetebilirsin. Evet bir Satanic Slavery değil fakat yazıda bahsedildiği gibi üsturuplu da değil .
18.03.2020
@Bloody Rose, ben sadece “ilk iki dakika” diyorum, sen 37 dakikalık albümün tamamı için bunu dediğimi söylüyorsun. Albüm tabii ki de çatır çatır hızlı ve kan kokuyor. Ama arada eskiye oranla bazı değişiklikler, sakinlikler olduğunu da yok sayamayız. Tribulation’dan kastım ilk şarkının ilk 2 dakikası. Yoksa Necrowretch gotikleşmiş demiyorum tabii ki. Hava olarak bahsediyorum.
19.03.2020
@Ahmet Saraçoğlu, Haklısın. İlk 2 dakika cümlesine dikkat etmemişim.