Yunanistan’dan yapılan black metal saldırılarının ardı arkası kesilmiyor. Bugünkü konuğumuz, Serpent Noir ve son albümü “Death Clan OD”.
Bu albüm vesilesiyle tanıma imkânına eriştiğim grup, o kadar yeni sayılmasa da yaptığı işlerle ve hem bünyesinde barındırdığı müzisyenlerle hem de kendilerine destek olan isimlerle dikkate değer oluşumlardan biri olduğunu gösteriyor. 2006 yılında kurulup bugüne dek üç albüm, iki split ve bir EP yayınlayan Serpent Noir, albümden albüme değişiklik gösteren bir sound ve şarkı tasarımı tarzı benimsiyor. Ruhanî kısımlar içeren ama bilinçli olarak tatsızlaştırılan sound’a sahip ilk albümleri, içinde, İbranice “göz” anlamına gelen “Ayin” adlı bir şarkı bulunduran ve genel hatlarıyla ritüelistik çizgilerini fazlaca öne çıkaran ikinci albümleri, grubu black metal cephesinde tanınır, bilinir kılıyor. Daha da önemli olan ve onları, inanç düzleminde farklı noktalarda bulunan kişilerce değerli hâle getirense, Dragon Rouge kurucusu Thomas Karlsson’un grubun, ikinci ve üçüncü albümlerinin sözlerini yazması.
Tabii bir de bazı grup üyelerinden bahsetmek lazım. Gelmiş geçmiş en pislik black metal insanı olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Ofermod üyesi Mika Belfagor, bir süre öncesine kadar grupta yer alıyormuş, şu anki kadroda ise bir başka Ofermod emekçisi, Tehôm da bulunuyor.
Albümün açılışından itibaren “Storm of the Light’s Bane” dinlemeye başlamışsınız gibi hissedebilirsiniz. Muhtemelen kasıtlı bir tercih neticesinde böylesi bir yola başvurdular. Gerek açılıştaki enstrümantal parça gerekse ikinci parçanın başlangıcı, davul tonları ve fill yapısı, bu hissin ortaya çıkmasında etkili oluyor. “Death Clan OD” o kadar karanlık olmasa da dinlerken çok rahat hissettirmeyen bir müzikal çizgide seyrediyor. Grup, her dakikasında on yerinden rif ve melodi fışkırtan bir müzik üretmese de bir iki yer dışında şarkılara eklenen riflerin, başarılı olduğunu düşünüyorum.
Bahsettiğim “bir iki yer”in de standart akor notalarından üretilen basit oğlu basit melodiler olmasından dolayı rahatsızlık duyduğumu söylemeliyim. Merak edenler için “Hexcraft”ın sonlarına bakmalarını öneriyorum. Dinlerken beğendiğim en önemli unsur, şarkıların değişkenliği ve tekdüzelikten bir şekilde paçalarını sıyırıp tempo değişimleriyle, aralara giren ve bayağı başarılı sololarla dinleyiciyi sürekli ayık tutmaları.
Baştan sona black metal tufanı yaratmaktansa şarkı içi bağlantı noktalarında black’n’roll tarzı bölümlere de yer veren grup, yırtıcılıktan uzak sound’un da etkisiyle böyle bölümlerin şarkılarda sırıtmasının önün geçiyor.
“Death Clan OD”nin son şarkısı ise klip parçası olarak seçilmiş. Bunun müzikal kaliteden ziyade vermek istedikleri mesajla ilgili olduğunu zannediyorum zira albümde, bundan çok daha iyi parçalar yer alıyor. Black metalde klip konusuna pek sıcak bakmayan ama Medico Peste gibi grupların çektikleri klipleri de dehşet ve hayranlıkla izleyen biri olarak Serpent Noir’in klibini “Keşke izlemeseydim” dedim açıkçası.
Serpent Noir ile tanışmak için “Death Clan OD” yerine ikinci albümleri “Erotomysticism”i önersem de aranızda Ofermod hayranı black metal tutkunları varsa, bu albüm de dinlemeye değer. Tabii yapım, kendini yıl boyunca dinlettirip sene sonu listelerine girebilir mi, ondan pek emin değilim.
Kadro Kostas K.: Vokal
Yiannis K.: Gitar, bas
J. K.: Bas
Şarkılar 1. The Black Knighthood of OD
2. Cutting the Umbilical Cord of Hel
3. Hexcraft
4. Asmodeus: The Sword of Golachab
5. Astaroth: The Jaws of Gha'Agsheblah
6. Necrobiological Chant of Talas
7. Goeh Ra Reah: Garm Unchained
World Terror tarzına cuk oturan bir grup bence. Baştan sona pislik akıyor albümden. Bazı şarkılarda biraz daha yaratıcılık adına bir şeyler yapılabilirdi gibi geliyor bana ama yine de taş gibi bir black metal albümü.
World Terror tarzına cuk oturan bir grup bence. Baştan sona pislik akıyor albümden. Bazı şarkılarda biraz daha yaratıcılık adına bir şeyler yapılabilirdi gibi geliyor bana ama yine de taş gibi bir black metal albümü.