Ligin 14. haftasındaki Antalyaspor-Trabzonspor maçında tribündeki yerimizi aldıktan sonra gözüme çarpan ilk şey, deplasman tribünündeki “HERKES İŞİNE BAKSIN” pankartıydı. Kimdi bu “herkes”? Hangi işten bahsediliyordu? Trabzonspor’a karışan birtakım dış güçler vardı da bunlara mesaj mı verilmek isteniyordu? Trabzonspor Antalyasporumuzun kalesine golleri bir bir sıralarken ben de bu ifadenin havada kalırlığını ve genelliğini düşünüyor; bu mesajın dünyadaki herkes tarafından üzerine alınabilir oluşunun anlamsızlığı üzerine kafa yoruyordum.
HERKES işine baksın.
Aslında bu girişin şu anda bahsetmekte olduğum albümle en ufak bir ilgisi yok. Karşımızda ABD’li bir thrash metal/crossover grubu var ve açıkçası epey de standart bir müzik yapıyorlar. Lakin bu standart özünde öyle güzel bir standart ki siz sıçıp pislemedikçe belli bir kalitenin altına düşmüyor, düşemiyor.
RED DEATH üçüncü albümü “Sickness Divine”da basit ama etkili oynuyor. Çiğlik yok, leşlik yok, karambol yok. Aynı şekilde sofistikelik, ince işçilik, kafa karıştıracak şeyler de yok. Basit şarkı yapıları; köklerini D.R.I.’dan, ilk dönem PRONG’dan almış agresif şarkılar ve sürprizsiz, atarlı bir thrash metal. Grubun müzikal karakterini 10 kat daha kırçıllı, kanlı irinli bir şekle soksak RED DEATH’in POWER TRIP ve benzeri pisliklere yaklaşması işten bil değil.
Gelin görün ki RED DEATH’in mizacı gayet net hatlarla çizilmiş ve bu hatlar içerisinde öyle salyalar saçan bir kuduzluğa yer yok. Onun yerine balyoz gibi (balyoz abartı oldu) çekiç gibi inen yumruklar, kafa sallamak isteyene istediğini veren fikirler ve genel itibarıyla steril bir agresyon var.
Bu titr ile işe girişen bir albümden beklediğimi alamamama ve albümü vasatın az üstü görmeme neden olan şeylere gelince; “Sickness Divine”daki riflerin neredeyse tümü blues gamları üzerinden yazılmış ve eğlenceli olmaya göz kırpan rifler. Zaman zaman steroid kullanmış VOLBEAT ayarına kayan ancak yırtıcı olmaya pek tenezzül etmeyen bu rif karakteri bir dinleyici olarak albümden bir yere kadar keyif almama yol açıyor. Keşke albümün tamamı dokuzuncu şarkı “Revage” gibi olsaydı; o zaman işler epey bir değişirdi.
“Sickness Divine” herkesin biraz fazla kendi işine baktığı, size “Ohaaa!”lar çektirmeyecek ama belirli anlarında coşturmayı başarabilecek bir albüm. Thrash metal ve crossover deyince insan haklı olarak baya bir adrenalin, baya bir itlik kopukluk bekliyor ve “Sickness Divine”ın bunu kısmen verebildiğini düşünüyorum. Belki temiz prodüksiyondan belki de aralardaki clean gitar kullanımlarından, RED DEATH’in öyle çok bir tehditkârlığı yok. Ama dediğim gibi, “şöyle bir tepinem, eğlenip coşam” diyen dinleyici için de kısa vadeli şekilde faydalanılabilecek bir yapıt.
Şu an bu satırları yazarken bir yandan da yanı başımda ligin 15. haftasındaki Trabzonspor-Denizlispor maçı açık. Trabzonspor kazanırsa; Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Başakşehir’in puan kaybettiği haftada Sivasspor’un arkasında ikinci sıraya yerleşecek (üstelik kuponlarım tutacak). Trabzonspor maça hızlı başladı, devreyi de 1-0 önde tamamladı ama 90+2’nin oynandığı şu anlarda 1-2 yenik durumda. Görünüşe göre 2. sıraya yükselme fırsatını değerlendiremeyecekler. Halbuki herkes işine baksaydı belki de böyle olmazdı.
Kadro DHD: Vokal
Ace: Gitar
Will Wagstaff: Gitar
Connor. Davul
Şarkılar 1. Sickness Divine
2. Face the Pain
3. Sword Without a Sheath
4. The Anvil's Ring
5. Sheep May Unsafely Graze
6. Path of Discipline
7. (Refuse to Be) Bound by Chains
8. Dreadful Perception
9. Ravage
10. Exhalation of Decay
Ünal Karaman olayıyla birlikte Trabzon seyircisinin “Herkes işine baksın” pankartı da anlam buluyor sanki. Belki de o “herkes”, Karaman’ı gönderten “herkes”tir.
Ünal Karaman olayıyla birlikte Trabzon seyircisinin “Herkes işine baksın” pankartı da anlam buluyor sanki. Belki de o “herkes”, Karaman’ı gönderten “herkes”tir.